İhlasla yerine getirilmesi gereken bir ibadet: Namaz
Allah (cc), “Sizi karanlıklardan nura çıkarması için kuluna apaçık ayetler indiren O'dur. Şüphesiz Allah, size karşı elbette şefkatli olandır, esirgeyendir.” (Hadid Suresi, 9) ayetiyle Kuran'ın insanlar için bir rahmet ve hidayet vesilesi olduğunu bildirmiştir. İman eden bir insanın dünyadaki ve ahiretteki kurtuluşu için, Kuran'da bildirilen tüm ibadetleri ve ahlak özelliklerini, hayatının sonuna kadar kesintisiz olarak uygulaması gerekir. Müminin, Allah (cc)'ın rızasını, sevgisini ve yakınlığını kazanabilmesi, sonsuz hayatında Rabbimiz'in rahmeti ve cennetine layık olabilmesi için tüm bu ibadetleri ihlasla, samimiyetle ve yalnızca Rabbimiz'in rızasını gözeterek yerine getirmesi gerekir.
Tüm inananlara farz kılınan beş vakit namaz da, müminin titizlikle koruması ve ihlasla yerine getirmesi gereken bir ibadettir. Rabbimiz, Kuran'ın pek çok ayetinde namazın faziletlerini bildirmiş, katıksız olarak yalnızca Allah (cc)'ın hoşnutluğu istenerek, huşuyla Allah (cc)'ı zikrederek, samimiyetle Allah (cc)'a yönelerek kılınan namazın makbuliyetini hatırlatmıştır. Bu ayetlerden birinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut Suresi, 45)
Namaz, müminlere hayatları boyunca sürdürmeleri emredilen, vakitleri belirlenmiş bir ibadettir. İnsan gaflete kapılmaya, unutup yanılmaya müsait bir varlıktır. İradesini kullanmayıp kendini günlük olayların akışına kaptırırsa asıl dikkatini vermesi ve çaba harcaması gereken konulardan uzaklaşabilir. Allah (cc)'ın her yönden kendisini sarıp kuşattığını, her an kendisini gördüğünü, her sözünü duyduğunu, hesap gününde tüm yaptıklarından sorguya çekileceğini, ölümün yakınlığını, cennetin, cehennemin varlığını, Allah (cc)'ın herşeyi hayır ve hikmetle bir kader üzerine yarattığını ve sonsuz güç ve kudret sahibi olduğunu unutabilir. Günde beş vakit farz kılınan namaz ise, şeytandan insana ulaşabilecek olan bu gaflet halini engeller. Müminin sürekli olarak en içten şekilde Rabbimiz'e yönelmesini, yaptığı her işte ihlası ayakta tutmasını, vicdanını en fazlasıyla kullanmasını ve Allah (cc)'ın beğendiği ahlakı yaşamakta süreklilik gösterebilmesini sağlar. Beş vakit namazla birlikte günün belirli vakitlerinde Allah (cc)'a yönelen, Rabbimiz'in üstün sıfatlarını zikreden, O’nun kudretine, rahmetine sığınan, aczini bilerek O’ndan yardım dileyen, dua eden bir mümin, Allah (cc)'ın izniyle yukarıda yer alan ayette de bildirildiği gibi “kötülüklerden sakınacak bir vicdan açıklığına ve iman derinliğine” ulaşabilir.
Peygamber Efendimiz (sav), beş vakit namazın müminleri kurtuluşa yönelten bir vesile olduğunu bir hadisinde şöyle bir örnekle anlatır:
Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim: "Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?"
"Bu hal, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!"
Aleyhissalâtu vesselâm: "İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu." (Buhâri, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 282, (666); Tirmizî, Emsâl 5, (2872); Nesâî, Salât 7, (1, 231); Muvatta, Sefer 91, (1,174).
Tüm inananlara farz kılınan beş vakit namaz da, müminin titizlikle koruması ve ihlasla yerine getirmesi gereken bir ibadettir. Rabbimiz, Kuran'ın pek çok ayetinde namazın faziletlerini bildirmiş, katıksız olarak yalnızca Allah (cc)'ın hoşnutluğu istenerek, huşuyla Allah (cc)'ı zikrederek, samimiyetle Allah (cc)'a yönelerek kılınan namazın makbuliyetini hatırlatmıştır. Bu ayetlerden birinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut Suresi, 45)
Namaz, müminlere hayatları boyunca sürdürmeleri emredilen, vakitleri belirlenmiş bir ibadettir. İnsan gaflete kapılmaya, unutup yanılmaya müsait bir varlıktır. İradesini kullanmayıp kendini günlük olayların akışına kaptırırsa asıl dikkatini vermesi ve çaba harcaması gereken konulardan uzaklaşabilir. Allah (cc)'ın her yönden kendisini sarıp kuşattığını, her an kendisini gördüğünü, her sözünü duyduğunu, hesap gününde tüm yaptıklarından sorguya çekileceğini, ölümün yakınlığını, cennetin, cehennemin varlığını, Allah (cc)'ın herşeyi hayır ve hikmetle bir kader üzerine yarattığını ve sonsuz güç ve kudret sahibi olduğunu unutabilir. Günde beş vakit farz kılınan namaz ise, şeytandan insana ulaşabilecek olan bu gaflet halini engeller. Müminin sürekli olarak en içten şekilde Rabbimiz'e yönelmesini, yaptığı her işte ihlası ayakta tutmasını, vicdanını en fazlasıyla kullanmasını ve Allah (cc)'ın beğendiği ahlakı yaşamakta süreklilik gösterebilmesini sağlar. Beş vakit namazla birlikte günün belirli vakitlerinde Allah (cc)'a yönelen, Rabbimiz'in üstün sıfatlarını zikreden, O’nun kudretine, rahmetine sığınan, aczini bilerek O’ndan yardım dileyen, dua eden bir mümin, Allah (cc)'ın izniyle yukarıda yer alan ayette de bildirildiği gibi “kötülüklerden sakınacak bir vicdan açıklığına ve iman derinliğine” ulaşabilir.
Peygamber Efendimiz (sav), beş vakit namazın müminleri kurtuluşa yönelten bir vesile olduğunu bir hadisinde şöyle bir örnekle anlatır:
Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim: "Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?"
"Bu hal, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!"
Aleyhissalâtu vesselâm: "İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu." (Buhâri, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 282, (666); Tirmizî, Emsâl 5, (2872); Nesâî, Salât 7, (1, 231); Muvatta, Sefer 91, (1,174).
Konular
- M.İslamoğlu'nun Abdest Konusundaki Fitnesi
- MEZHEPSİZLİK NİÇİN DİNSİZLİĞİN KÖPRÜSÜDÜR?
- İBNİ TEYMİYYE NASIL SAVUNULUYOR?
- İBNİ TEYMİYYE KİMDİR?
- NECİP FAZIL'IN İBNİ TEYMİYYE DEĞERLENDİRMESİ
- ALİMLERİN İBNİ TEYMİYYE HAKKINDAKİ SÖZLERİ
- SÜNNET İNKARCILARININ BAHANELERİ -III-
- SÜNNET İNKARCILARININ BAHANELERİ -II-
- SÜNNET İNKARCILARININ BAHANELERİ -I-
- KUR'AN'I KENDİLERİNE GÖRE YORUMLAYANLAR
- HAŞVİYYE TAİFESİNİN KİTAPLARDA YAPTIĞI TAHRİFAT
- İBNİ TEYMİYYE'DEN VEHHABİLERİ REZİL EDEN NAKİLLER
- İMAM-I ZEHEBİDE VEHHABİLERİ TEKZİB EDİYOR
- İBNİ KAYYIM'IN VEHHABİLERİ YALANLAYAN SÖZLERİ
- MEALCİLİK SAPIKLIĞI
- AKLIMIZIN ALMADIĞI HADİSLERİ İNKAR MI ETMELİYİZ?
- DÜNYA BARIŞINA "SÜNNET-İ SENİYYE" MODELİ
- EFENDİMİZ VE GAYB
- BÖYLE BİR DOSTUNUZ OLDUMU?
- GENÇLERE (KİMLİK OLUŞUMUNDA )EFENDİMİZ'İN ÖRNEK OLMASI
- SÜNNET-İ SENİYYE EDEPTİR
- EFENDİMİZ VE SAĞLIKLI YAŞAM
- GELECEKLE İLGİLİ ALAKALI VERDİĞİ HABERLERİN DOĞRU ÇIKMASI İLE ALAKALI BİR NOT
- SALAVAT-I ŞERİFE GETİRMENİN FAZİLETİ
- ESHAB-I KİRÂMIN FAZİLETİ VE HAZRET-İ MUÂVİYE
- Kandil gecelerini ihya ediyor musunuz?
- Zehirli Yılanlar
- TASAVVUFUN ÖNEMİ
- EVLİYADAN YARDIM İSTEMEK ŞİRK DEĞİLDİR
- MEZHEPLERİ TAKLİT RAHMETTİR