samimi müslümanlık

İhlasla yerine getirilmesi gereken bir ibadet: Namaz

Allah (cc), “Sizi karanlıklardan nura çıkarması için kuluna apaçık ayetler indiren O'dur. Şüphesiz Allah, size karşı elbette şefkatli olandır, esirgeyendir.” (Hadid Suresi, 9) ayetiyle Kuran'ın insanlar için bir rahmet ve hidayet vesilesi olduğunu bildirmiştir. İman eden bir insanın dünyadaki ve ahiretteki kurtuluşu için, Kuran'da bildirilen tüm ibadetleri ve ahlak özelliklerini, hayatının sonuna kadar kesintisiz olarak uygulaması gerekir. Müminin, Allah (cc)'ın rızasını, sevgisini ve yakınlığını kazanabilmesi, sonsuz hayatında Rabbimiz'in rahmeti ve cennetine layık olabilmesi için tüm bu ibadetleri ihlasla, samimiyetle ve yalnızca Rabbimiz'in rızasını gözeterek yerine getirmesi gerekir.

Tüm inananlara farz kılınan beş vakit namaz da, müminin titizlikle koruması ve ihlasla yerine getirmesi gereken bir ibadettir. Rabbimiz, Kuran'ın pek çok ayetinde namazın faziletlerini bildirmiş, katıksız olarak yalnızca Allah (cc)'ın hoşnutluğu istenerek, huşuyla Allah (cc)'ı zikrederek, samimiyetle Allah (cc)'a yönelerek kılınan namazın makbuliyetini hatırlatmıştır.

SAHÂBÎ SEVGİSİ SAMİMİYET ÖLÇÜSÜDÜR

Allah Azze ve Celle'yi sevdiğini söyleyen samimî ise, Resûl-i Ekrem aleyhisselâm'ı da sever... Âyet-i kerîmeler bunu şart koşar...

Resûlullah'ı seven de, bu sevgisinde samimî ise, O'nun sahâbe-i kirâmını sevecekdir... Hadîs-i şerîfler de bunu şart koşmuşdur, netice budur...

Şimdi akıl yürütmemizi tersden ve geriye doğru işletelim :

Eshâb-ı Kiram sevgisi olmayanın Resûl-i Ekreme sevgisi yoktur. «Var!» diyorsa sahtedir...

Resûlullah sevgisi olmayanın da, Allah sevgisi yok... «Var!» diyorsa bu da sahte...

Eshâb-ı Kirâm'a sevgi, hürmet ve bağlılık borcundayız... Bundan istisna edilebilecek hiç bir sahâbî yok... İşte Sahâbe-i kirâm'ın tamamına âid bu borcumuz, «samîmi «müslüman» oluşun mîzânıdır...