EFENDİMİZ VE GAYB

Hz.Peygamber kendiliğinden gaybı bilmez. Fakat Allah O'na bildirir, O'da ümmetine haber verir

" De ki : Göklerde ve yerde Allah'dan başka kimse gaybı bilemez" (Neml, 65)

"Gaybın anahtarları O'nun katındadır. Onları ancak kendisi bilir" (En'am, 59)

Hz.Peygamberin birbirinden farklılık arzeden iki şahsiyeti vardır :

1-Beşerî yönü

2-Risalet yönü

Hz. Peygamber, beşeri yönü itibariyle bizim gibi bir insandır. O'da yer, içer, sıcaktan soğuktan etkilenir. Yarın ne olacak, ilerde neler olacak bilemez.

Risalet yönüyle ise, vahye mazhardır. Allah'dan gelen mesajlara bir alıcı durumundadır.

Peygamberin bir beşer olması, O'nun için bir noksanlık değil, aksine bir kemâldir. Bir beşer değil de, bir melek olsaydı, insanlara önder olamazdı, rehberlik edemezdi.
Sahabiler, Hz. Peygamberin beşeriyet ve risalet yönlerini ayırt edebiliyorlardı. Mesela, Bedir savaşı öncesi Rasulullah orduyu bir yere yerleştirdiğinde sahabilerden Hubab B.Münzir "Ya Rasulullah, eğer buraya yerleşmemiz Allah'dan sana gelen bir vahiyle değilse, suları tutup düşmana göre avantajlı bir durumda olmamız daha uygundur" der. Hz.Peygamber uygun görür. Hubab'ın görüşüne göre hareket edilir.

Rasulullah risalet yönüyle bir takım gaybî sırlara mazhardır. Bunun en büyük delili başta kur'an'dır. Kur'an'ı Kerim'de bunun çok örneklerine rastlamaktayız.

"Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir sır söylemişti. Fakat eşi, bunu başkasına haber verdi. Allah bunu, peygamberine bildirdi. Peygamber, bir kısmını söyleyip bir kısmından vaz geçmişti. Peygamber bunu haber verince eşi "bunu sana kim haber verdi" dedi. Peygamber, "Alim ve Habîr olan Allah haber verdi" dedi" (Tahrîm, 3)

GAYBDAN HABER VERMESİ

I- Kendi devrinde olanlardan haber vermesi :

- Bir gün Rasulullah mihrabtayken der: Saflarınızı düzgün tutun. Ben sizi önümde iken gördüğüm gibi, sırtım dönük olduğunda da görürüm.

- Bir savaş esnasında müslüman saflarında yer alan Kuzman isimli biri, cesur bir şekilde savaşmaktadır. Rasulullah'a bu adamın cesaretinden bahsedildiğinde "bu adam cehennemliktir" der. Ashab bu sözü hayretle karşılar. Savaşın sonunda Kuzman ağır yaralıdır. Kendisine "Artık Allah'a kavuşma vaktidir" derler. Kuzman "ben Allah için savaşmadımki"der. Aradan biraz geçince yaralarının acısına dayanamayıp intihar eder. Böylece Rasulullah'ın "o cehennemliktir" sözü anlaşılmış olur.

-Huzeyfe'nin annesi, peygamberi davet etmediği için oğlunu azarlar. Oğlu özür diler, "Rasulullah'a gidip af dileyeceğini " söyler. Huzeyfe, akşamdan yatsıya kadar peygamberin
yanında kalır. Namazdan sonra mescidden çıkan Hz.Peygamberi takib eder. Rasulullah onu görünce der: "Ey Huzeyfe, Allah seni de, anneni de bağışlasın."

-Hz. Peygamber Bedir savaşından bir gün önce küfrün liderlerinden kimin nerde öldürüleceğini teker teker haber verir.

-Habeş kralı Necaşi'nin öldüğü gün Hz. Peygamber ashabına: "Bugün bir kardeşiniz vefat etti. Haydi namazını kılalım" der. Kalkarlar, onun cenaze namazını kılarlar.

-Hz. Peygamber, H. 629 da, ashabından 3.000 kişinin Bizansın yüzbini aşan ordusuyla yaptığı savaşı, aynı anda Medine'de etrafındakilere haber verir. Göz yaşları içerisinde, sırasıyla Hz.Zeyd, Hz.Cafer, Hz.Abdullah B.Raveha'nın şehid olduklarını, sonra Hz.Halid B. Velid'in sancağı aldığı anlatır.

Günümüz imkanlarıyla, Hz.Peygamberin, başka bir yerde meydana gelmiş bir olayı haber vermesini anlamak çok daha kolaydır. Dünyanın öbür ucunda meydana gelen bir olay, radyo ve televizyonlarla anında naklen yayınlanmaktadır. En büyük bir insanın kalbinde, Allah'ın izniyle bu olayların yansıması, hiç de garip bir şey değildir.

Rasulullah, kendisinin bu farklılığına şu sözleriyle dikkat çeker: "Ben sizin görmediğinizi görür, duymadığınızı duyarım".

İLERİDE OLACAKLARDAN HABER VERMESİ

2- Rasulullah'ın ilerde olacaklardan haber vermesi:

Hz. Peygamberin gelecekle ilgili haber verdiği olaylar hayli fazladır. Biz bunlardan, özellikle günümüze bakanları bazı kısa yorumlarla nakledeceğiz:

-Hz.Huzeyfe anlatıyor: "Rasulullah birgün kalktı; bize kıyamete kadar olacak şeyleri anlattı. Bunları hıfzeden hıfzetti, unutan unuttu. Bu arkadaşlarım bunu bilirler. Rasulullah'ın haber verip de, benim zamanla unuttuğum şeyleri, o şey olduğunda hatırlıyorum. Tıpkı, kişi birisini yokluğunda hatırlamayıp onu gördüğünde tanıması gibi..."

-Yine Hz. Huzeyfe'den: Rasulullah şöyle buyurdu: "..... emaneti eda edecek kişi nerdeyse kalmayacak. Hatta denilecek ki; "Falan kavimde emin birisi var". Kalbinde hardal tanesi kadar iman bulunmayan kişi için, "ne kadar akıllı, ne kadar zarif birisi" denilecek".

Bu rivayeti nakleden Hz. Huzeyfe diyor: "Ben bir zamanlar kiminle alış-veriş ettiğime dikkat etmezdim. Çünkü alış-veriş ettiğim kimse eğer müslümansa zaten güvenilirdi. Eğer bir hristiyansa, onun idarecisi hakkımı bana verirdi. Ama bugün, falan falandan başkasıyla alış-veriş yapamıyorum"

-Bir hadisinde Hz.Peygamber şu beş şeye dikkat çeker:

1- Bir toplulukta açıktan fuhuş işlenir hale geldiğinde onlar için için taun (salgın hastalık) ve daha öncekilerde görülmeyen hastalıklar ortaya çıkar.

2- Ölçü ve tartıda noksanlık yaptıklarında kıtlığa maruz kalırlar, geçim sıkıntısı çekerler ve zalim idareciler başlarına geçer.

3- Malllarının zekatını vermediklerinde semadan gelen yağmurdan mahrum kalırlar. Eğer hayvanlar olmasa, hiç kendilerine yağmur gönderilmez.

4- Allah ve Rasulünün ahdini yerine getirmediklerde, Allah onlara dışardan düşman musallat eder. O düşmanlar onların ellerindeki bir takım mallara sahip olurlar.

5- Onların idarecileri Allah'ın indirdiğiyle hükmetmediği ve Allah'ın indirdiğini seçmediklerinde, Allah onlara kendi içlerinde dahili fitne verir.

Bu beş maddeden birinci maddede, her türlü fuhşiyatın açıktan işlendiği batı toplumlarında görülen AİDS gibi hastalıkları görebileceğimiz gibi; beşinci maddeden de, yıllardır dahili fitnelerle çalkanan kendi toplumumuza bakabiliriz

-"Kıyamet öncesi gecenin karanlığı gibi fitneler olacak. Kişi o fitnelerde mü'min sabahlayacak, kafir akşamlayacak. Mü'min akşamlayacak, kafir sabahlayacak" " ve dünyevi bir menfaat için dinini satacak"

Mesela, günümüzde "ben müslümanım, fakat şeriata karşıyım" diyenler, bu sözleriyle küfre girmiş olurlar. Çünkü şeriat, İslam Dininin bizzat kendisidir, Allah'ın insanlığa gösterdiği Kur'an yolu, Resulullah yoludur.

-Bir gün Rasulullah etrafındakilere der: "Aç kimselerin yemek kaplarına üşüşmesi gibi diğer milletlerin üzerinize gelmesi yakındır" Biri der "Ya Rasulullah, o gün az olacağımız için mi saldıracaklar ?" Rasulullah cevap verir: Hayır, bilakis çok olacaksınız. Lakin, selin geride bıraktığı artıklar gibi kıymetsiz hale geleceksiniz. Allah düşmanlarınızın göğsünden sizin heybetinizi giderecek. Sizin kalplerinize de "VEHEN" bırakacak. Biri sorar: Ya Rasulullah, vehen nedir? Rasulullah der: "Dünya sevgisi, ölüm korkusu"

Şu hadis ise bu ümmet içinde gayr-i müslimlerin yoluna gidenlerin olacağını haber veriyor :"Sizden öncekilerin yoluna adım adım, karış karış tabi olacaksınız. Hatta bir kertenkele deliğine girseler siz de gireceksiniz." Derler: "Ya Rasulullah, Yahudi veb Hristiyanlara mı uyacağız ?" Hz. Peygamber der: Ya kime ? (Tabii onlara uyacaksınız)

15 KÖTÜ ÖZELLİK

Hz. Peygamber, bir hadislerinde 15 kötü özelliğe dikkat çekip der: "Ümmetim 15 özellliği kendinde gösterdiğinde belalar onları bulur:

1-Devlet malı ganimet sayılıp, belli bir zümrede olduğunda

2-Emanete hıyanet edildiğinde

3-Zekat vermek zor geldiğinde

4-5-Kişi hanımına itaat edip, annesine karşı geldiğinde

6-7-Arkadaşlarına ikram edip,babasına kaba davrandığında

8-Mescitlerde sesler yükseltildiğinde

9-Bir kavmim en rezili onlara önder olduğunda

l0-Kişiye şerrinden dolayı ikram edildiğinde

11-İçki içildiğinde

12-İpek elbise giyildiğinde (Erkekler için)

13-Şarkıcı ve şarkı aletleri yaygınlaştığında

14-Bu ümmetin sonra gelenleri önce gelenlere lanet ettiğinde

15-Dinsiz eğitim yapıldığında

İşte o zaman, bir KIZIL RÜZGAR veya bir HASF, veya bir MESH'i bekleyiniz

Bunlardan bazılarını kısaca açıklamakta fayda görüyoruz:

4 ve 6 da,"kişinin hanımına itat etmesi, arkadaşına ikramda bulunması" belli bir kayıtla anlaşılması gerekir. Yani, hanımının meşru olmayan veya tamamen heves ve kapris dolu isteklerini yerine getirmesi erkeğe hayır getirmez. Ayrıca kötü arkadaş çevresine ikramda bulunması, kendisini adım adım felakete götürür.

8. de, mescidlerde seslerin yükselmesinin kötü bir özellik olarak sayılması "her kafadan bir ses çıkması, mescidlerdeki cemaatin, cemaat ruhundan uzaklaşıp, kuru bir kalabalık haline gelmesi" olabilir. Veya, hoca efendilerin mikrofonların da desteğiyle bağıra bağıra anlattığı halde, cemaate tesiri olmaması, anlaşılabilir. (Doğrusunu Allah bilir.)

Hz. Peygamberin bir başka hadisi, bu maddeyi biraz daha açmaktadır: "İnsanlara aldatıcı seneler gelecek. O senelerde, yalancı doğru kabul edilecek, doğru yalancı sayılacak. Haine emin denilecek, emin kişiye hain damgası basılacak. O yıllarda memleket meselelerinde değersiz kişiler konuşacak"

AHİRZAMAN FİTNESİ

-"Fitneler olacak. O fitnelerde oturan ayakta olandan, ayakta olan yürüyenden, yürüyen koşandan daha hayırlı olacak. Ona yaklaşan kendini kurtaramıyacak. Kim o fitnelerde bir melce, bir sığınak bulursa, onunla kendini kurtarsın.

-"Zaman birbirine yaklaşacak. Amel azalacak. Cimrilik artacak. Fitneler zuhur edecek. HERC çoğalacak". Derler : HERC nedir? Rasulullah cevap verir: Öldürmek, öldürülmek"

İbn-i Mace'de yer alan rivayette, bu HERC'in biraz daha izah edildiğini görüyoruz:

"Müslümanlardan biri der: "Ya Rasulullah, şimdi de biz müşriklerden bir yılda şu kadar öldürüyoruz". Rasulullah der: (Benim Bahsettiğim) müşriklerin katli değil. Birbirinizi katledeceksiniz. Öyle ki, kişi komşusunu, amca oğlunu, yakınını öldürecek". Birisi der: Ya Rasulullah, o zaman aklımız başımızda olacak mı ? Rasulullah cevap verir : Hayır, o zamandakilerin çoğunun aklı başından alınacak. Kıt akıllı insanlar onların aklını çelecek"

-"İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, katil niye öldürdüğünü, maktul de niye öldürüldüğünü bilmeyecek"

ÜÇ İLGİNÇ HABER

Hz. Peygamberin istikbale yönelik haberlerinden şu üçü hayli dikkat çekicidir:

1- "Fıratın suyu çekilecek, Altından, altın dolu bir hazine çıkacak. Buna yetişen ondan bir şey almasın.
Müslim'de geçen rivayette ise "Onun yüzünden savaş çıkacağı, % 99 kişinin öleceği" anlatılıyor.

Bazıları , bundan muradın "Fırat üzerinde yapılan barajlar sebebiyle suyun altın gibi kıymet kazanacağı, suyun çekildiği ülkelerin bu yüzden mesele çıkaracağı olabilir" demektedir. (Doğrusunu Allah bilir).

2- "Irak halkına ölçeğin (gıdanın) ve dirhemin (paranın) yasaklanması yakındır. Sahabi sorar: Ya Rasulullah, bu nasıl olacak ? Rasulullah cevap verir: Acemler bunu yapacak bunları, Irak ehlinden men edecekler"

3- "İnsana vahşi hayvanlar, kamçısının ucu ve ayakkabısının bağı konuşmadıkça, uyluğu ailesinde kendisinden sonra ne olup bittiğini söylemedikçe kıyamet kopmaz"

Kamçının ucunun konuşması, adeta telsizlerin bir tarifidir. Diğer konuşmalar da nazara alınırsa şu anda hayretle izlediğimiz iletişim imkanlarının, ilerde çok daha hayret verici boyutlara ulaşacağı söylenebilir.

-"İnsanlara öyle bir zaman gelir ki, onlar içinde dinine sabretmek kor ateşi avucta tutmak gibidir" .

-"Siz öyle bir zamandasınız ki, sizden her kim emrolunanın onda birini yapmazsa, helâk olur.
Sonra, insanlara öyle bir zaman gelecek ki, emrolunanın onda birini yapanınız kurtulacak"

-"Fitneler zamanında ibadet, bana hicret gibidir" .

-"Ümmetimin bozulduğu zamanda kim benim sünnetime sarılsa (yolumdan gitse), ona yüz şehid sevabı vardır.

-"Sizi ondan sakındırırım. Hiçbir peygamber yoktur ki, kavmini ondan sakındırmış olmasın.
Ben size, hiçbir peygamberin onun hakkında demediği bir şeyi söylüyorum : Onun bir gözü kördür.

Vahiy yoluyla gayb alemiyle yakın temasta bulunan Hz.Peygamber (ASM), Cenab-ı Hakk'ın bildirmesiyle bir takım gaybi sırlara mazhar olmuş, bunlardan bir kısmını izn-i ilahi ile ümmetine haber vermiştir.

O gaybı bilen bir peygamber değil, gaybdan haber alan bir peygamberdir.

Şadi Eren / Gayb ve Resulullah'dan...