ABD ve Almanya’nın yeni savaş yöntemleri

1982 yılına kadar Amerika Birleşik Devletleri dış ülkelere doğrudan müdahale
ediyordu.
1. ve 2. Dünya Savaşlarında ve son olarak da Vietnam Savaşı’nda olduğu
gibi ülke dışına kendi askerini göndererek, “yeni dünya düzeni”ni
yürütüyordu.
Bu savaşların bedeli ise binlerce askerin ölümü olduğundan kendi toplumu
için yıkıcı oluyordu.
1982 yılında Amerika Birleşik Devletleri dış ülkelere karşı düzenlerini
daha zahmetsiz sürdürebilmek için son yılların en önemli yapılanmasına
geçti.
Şöyle ki:1982’de NED (MiLLÎ DEMOKRASi FONU) adında sivil toplum
örgütlenmesinin ana yapısına ait kanun ABD kongresinden geçti ve böylece
yeni bir yapı kurulmuş oldu. Federal hükûmet dışında her şahıs ve
kuruluştan maddî yardım alabilen bu ana yapıya (NED) bağlı ve onun
kontrolündeki ABD’de alt yapılanma şu şekilde gelişti:
-Cumhuriyetçi Partiye bağlı IRI (Uluslararası Cumhuriyetçi Enstitüsü)
- İşverenlere bağlı CIPE (Uluslararası Özel Girişimciler Merkezi)
- Sendikalara bağlı ACILS (Amerikan Uluslararası işçi Dayanışması).

Amerika kıtasındaki bu yapılanmanın benzerini büyük sermayenin Avrupa
kıtasında amiral gemisi konumundaki ülkesi olan Federal Almanya’da da
görüyoruz.
Federal Alman Devleti’ndeki yapılanma; Alman siyasal partilerinin vakıf
merkezi olarak kurulan POLiTiK EĞiTiM FONUDUR ve buna bağlı olarak
Almanya’da kurulan vakıflar da şunlar: - Hristiyan Demokrat Birliği
(CDU)’ya bağlı Konrad Adenauer Vakfı (K.A.V.) (Türkiye’deki kuruluşu
1984)
- Sosyal Demokrat Parti (S.D.D.) ye bağlı Friedrich Ebert Vakfı
(Türkiye’deki kuruluşu 1984)
- Yeşillere bağlı Heinrich Böll Vakfı (Türkiye’deki kuruluşu 1990)
- Hür Demokrat Parti (F.D.P.)’ya bağlı Friedrich Nouman Vakfı.
(Türkiye’deki kuruluşu 1991).
A.B.D. ve Almanya’da oluşturulan bu ana yapıya (örümcek ağına) bağlı bir
çok vakıf ve kuruluş daha vardır. SOROS Vakfı veya Hoover Enstitüsü
gibi...
A.B.D. ve Almanya’daki bu tür sivil toplum örgütlerinin karşılıkları,
başta ülkemizde olmak üzere birçok ülkede de kurulmaya başlandı.
Adlarına da NGO (Hükûmet Dışı Organizasyonlar-Sivil Toplum Örgütleri
denilmektedir.)

Başta A.B.D., Almanya ve ingiltere gibi ülkeler ile A.B.’nin büyük
gayretlerle oluşturdukları sivil toplum örgütlerine verilen görevleri
sayın Dr. Necip Hablemitoğlu’nun, “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası”
başlıklı, Yenihayat Dergisi Ağustos 2001 sayısındaki yazısından alıp on
maddede özetlersek;

1. Ülkede etnik farklılıkların daha belirgin hâle getirilmesi ve
siyasallaştırılmaları: Diyarbakır belediyesi başta olmak üzere Güneydoğu
Anadolu bölgesi belediyelerine Amerikan ve Alman vakıflarının ilgisinin
ana sebebi budur.
2. Misyonerlik faaliyetlerine karşı toplumsal reaksiyonu törpülemek: Son
yıllarda ülkenin her yerinde hızla kiliseler açılmakta, birçok Türk,
Hristiyanlaştırılmakta ama toplum olarak top ve popla meşgul
olduğumuzdan bu konuyla yeterince ilgilenmemekteyiz.
3. Dinler arası diyalog örtüsü altında eğitim öğretim birliğine son
verilmesi sonucunda, millet birliğine son verilmesinin zemini
hazırlanıyor.
4. Her hükûmet politikasının karşısına çıkılmasını sağlamak, sonucunda
kendi ülkemizi kendimiz yönetemez hâle getiriliyoruz.
5. “Sivil itaatsizlik” adıyla kamu düzenini devlet otoritesini tanımama.
Askerle sivili, polisle halkı karşı karşıya getirmek gayretleri ortada.
6. “Sivil Denetim” adıyla gizli belgelere ulaşılmasını, yayınlanmasını
sağlamak. “Devlet hizmetçi olsun, garson olsun, küçülsün” diye diye
devlet otoritesini yıkma, zayıflatma çabaları da bolca var.
7. Hükûmetin politikalarını etkilemek. Kendi aleyhlerine olacak hiçbir
yasayı çıkartmamak gayretindeler.
8. Resmî-sivil ideoloji ayrımı ile toplumsal dayanışmayı bitirmek.
Geçmişiyle kavga eden bir toplum hâline gelmemizi sağlamak.
9. Etnik ve dinsel amaçlarla yerel yönetimlerin ön plâna çıkarılması.
Türkiye’de 81 ile neredeyse muhtariyet istemek gibi.
10. “Küresel Vatandaşlık” kavramını güçlendirmek. Böylece millet
fikrinin dibine dinamit koyup kökten işi bitirmek istiyorlar.

Bu on emrin özetini; Milletimizi millet yapan unsurları küreselleşmeci
sivil toplum örgütlerini kullanarak sulandır, gevşet, çöz, boz, dağıt,
yık, yok et olarak anlayabiliriz.

Arslan Bulut - 28 Haziran 2003