Zehirli | Konular | Kitaplar

Ahirzaman Ve Müjdelenen Ehli Sünnet

Peygamberimiz (sav) kıyamet öncesinde, savaşların, çatışmanın, kargaşanın, adaletsizliğin, zulmün, fitnenin artacağı, tüm dünyanın büyük bir kaos içine sürükleneceği bir dönemin yaşanacağını; bu dönemin ise adaletin, barışın, huzurun, sevginin, hoşgörünün, bolluğun ve bereketin hakim olacağı Altınçağ’ın habercisi olduğunu bizlere bildirir.

Kutlu Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) bu dönemi ehl-i sünnet olan Müslüman için bir müjde olarak bildirmiştir. İslam’ın bir dönem uygulamalarında yanlışlara düşülmesinin ardından tekrar aslına kavuşacağı bir dönem olan ahir zaman, günümüzde tüm açıklığı ile yaşanmaktadır. Hz. Peygamber (sav) efendimizin 1400 sene evvelinden bildirmiş olduğu her haber gerçekleşmiş ve gerçekleşmeye de devam etmektedir.

Peygamberimiz (sav)'in verdiği bilgilere göre ahir zamanın ilk devresinde Allah'ı inkar ederek ateizmi ve dinsizliği telkin eden bir takım felsefi sistemler nedeniyle insanlar arasında büyük bir bozulma yaşanacaktır. İnsanlık yaratılış amacından uzaklaşacak, bunun sonucunda büyük bir manevi boşluk ve ahlaki bozulma oluşacaktır. Büyük felaketler, savaşlar ve acılar yaşanacak ve tüm insanlar bu sıkıntılara son verebilmek için "nasıl kurtuluruz?" sorusunun cevabını arayacaklardır.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerindeki, ahir zaman alametleri olarak bildirilen bu gelişmelerin pek çoğu, günümüzde art arda ve birebir haber verildiği şekilde gerçekleşmiştir. Son zamanlarda dünyada görülen savaş ve çatışmaların, terör, şiddet, anarşi ve kargaşanın, katliamların giderek artmış olması ise, yine ahir zamanın ilk döneminin yaşanmakta olduğunun bir göstergesidir.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerindeki bilgilere göre Allah, bu karanlık dönemin ardından insanları ahir zamanın karmaşasından kurtaracak ve büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır. Allah, güzel ahlaktan uzaklaşan insanları, dejenerasyona uğrayan toplumları doğru yola iletmek için “Mehdi” yani “doğruya götüren” sıfatını taşıyan üstün ahlaklı bir kulunu vesile kılacaktır. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde ve İslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi'nin bu doğrultuda üç büyük sorumluluk üstlendiği bildirilmektedir. Hz. Mehdi öncelikle Allah’ı inkar eden ve dinsizliği destekleyen felsefi sistemlerin fikri olarak çürütülmesini sağlayacaktır. Diğer yandan İslam’ı, Kuran’da ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetinde bildirildiği şekilde özüne döndürecektir. İslamiyet’i tüm bozulmalardan, hurafelerden arındırarak gerçek Kuran ahlakının yaşanmasını sağlayacaktır. Ahir zamanın ilk döneminde insanlığın içerisinde bulunduğu tüm karışıklıklara, toplumsal sorunlara, sosyal sıkıntılara çözüm getirecek, yeryüzünde barış, huzur, mutluluk ve güzel ahlakın hakim olmasına vesile olacaktır.

Hz. Mehdi ile aynı dönemde yeryüzüne ikinci kez gelecek olan Hz. İsa ise, özellikle Hıristiyan ve Yahudi dünyasına hitap edecek, onları içine düştükleri hurafelerden sıyrılıp Kuran ahlakını yaşamaya çağıracaktır. Hıristiyanların Hz. İsa'ya uymasıyla birlikte İslam ve Hıristiyan alemi tek bir inançta birleşecek ve dünya “Altınçağ” adı verilen büyük bir barış, güvenlik, mutluluk ve refah dönemi yaşayacaktır.

Peygamberimiz (sav)'den aktarılan pek çok hadiste Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin, Deccal'in fikir sistemini ortadan kaldırmalarının ardından Allah'ın izniyle yeryüzünde İslam ahlakının hakim olacağı kutlu bir dönemin yaşanacağı birçok hadis-i şerifte bildirilmektedir. Hadislerdeki bilgilere göre, "Altınçağ" adıyla anılan bu dönem yarım yüzyıldan fazla sürecek ve Peygamberimiz (sav)'in döneminde yaşanan "Asr-ı Saadet" benzeri bir devir olacaktır. Bu devreye "Altınçağ" ismi verilmiş olmasının sebebi ise Peygamberimiz (sav)'in, bu devri cennet benzeri özelliklerle tasvir etmiş olmasıdır. Allah'ın izniyle bu dönemde insanların huzur ve güven içinde yaşayabilmeleri için gereken her türlü şart mevcut olacaktır. Ahir zamanın ilk dönemlerinde yaşanan her türlü bozulma, kargaşa ve sıkıntı ortadan kalkacak, birbiri ardınca süregelen büyük felaketler, savaşlar, acılar son bulacaktır. Allah'ı inkar eden birtakım felsefi sistemlerin neden olduğu dejenerasyon, manevi boşluk ve ahlaki bozulma yerini tüm inanan insanların asırlardır özlemini duydukları, Kuran ahlakının hakim olacağı kutlu bir döneme bırakacaktır. Rabbimiz tüm insanları ahir zamanın büyük karmaşasından kurtaracak ve bolluğun, bereketin ve adaletin yaşanacağı bir nimete kavuşturacaktır.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi döneminde yaşanacak olan Altınçağ'daki nimetlerin eşsizliği çok detaylı olarak anlatılmaktadır. Hadislere göre Altınçağ, ürünlerde ve mallarda çok büyük bolluk ve bereketin yaşandığı bir dönem olacak, bu devirde çok büyük bir zenginlik ve refah yaşanacaktır. İhtiyacı olana istediğinden kat kat daha fazlası verilecek, hiçbir şey sayılıp ölçülmeyecek, en ufak bir sıkıntı, yokluk ve açlık yaşanmayacaktır. Yeryüzündeki tüm zenginlikler ortaya çıkacak, topraktan her zamankinden çok daha fazla ürün elde edilecektir. Altınçağ'da yaşanacak olan bu bolluk ve bereketi müjdeleyen hadislerden bazıları şöyledir:

Ebu Naim, Said'den tahric etti, O dedi, Peygamber (sav) buyurdu:

Ümmetim arasında Mehdi gelecektir. Ömrü, kısa olursa yedi, yoksa sekiz, yoksa dokuz sene. Ümmetim Onun zamanında iyi ve kötünün benzeri ile nimetlenmediği bir nimetle nimetlenecek, sema üzerlerine bol yağmur yağdıracak, arz nebatından hiçbir şey saklamayacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9)

İbni Ebi Şeybe, Musannef isimli kitabında Ebu Said-il Hudri'den tahric etti, O dedi, Resulullah (sav) buyurdu:

Benim ümmetimden Mehdi gelecektir. Eğer ömrü uzasa da kısalsa da, yedi, sekiz yıl veya dokuz yıl, mülk sürecektir. Ve daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracaktır. Sema yağmuru indirecek, yer bereketini çıkaracak, daha önce görülmemiş bir biçimde ümmetim O'nun zamanında rahat edecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9)

…Yeryüzü içindeki hazineleri dışarıya fırlatacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 45)

… Arz, içerisinde gizlediği bütün zenginliklerini, altından ve gümüşten sütunlar halinde dışarı atacak. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir zaman Alametleri, s. 464)

"İnsanlar bir ölçek buğday ektiklerinde karşılığında yedi yüz ölçek bulacak... İnsan birkaç avuç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir... Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek." (Kıyamet Alametleri, s. 164 / El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)

Altınçağ'da ayrıca, toplumda hüküm süren ahlaki bozulma ve adaletsizlik de ortadan kalkacaktır. Alabildiğine artmış olan hırsızlık, sahtekarlık, dolandırıcılık, ihtiyaç içinde olanın gözetilmemesi, sadece çok küçük bir zümrenin bolluk içinde yaşaması gibi adaletsizlikler son bulacaktır. Kuran ahlakının hakim olduğu bu dönemde toplumun her kesimindeki insanlar arasında çok büyük bir eşitlik yaşanacak, huzur ve güven dolu bir ortam olacaktır. Yaşanan bu adalet dolu ortamın bir sonucu olarak insanlar hiçbir sahtekarlığa, kötülüğe ve haram fiillere de yanaşmayacaklardır. Ahir zamanda yaşanacak olan bu adalet dolu ortam hadislerde şöyle anlatılmaktadır:

Rayvani, Müsned isimli eserinde ve Ebu Naim Huzeyfe'den tahric etti, Resulullah (sav) buyurdu:

Mehdi... Evvelce zulümle dolu olan yeryüzünü adaletle dolduracaktır. O'nun hilafeti döneminde yer ve gök ehli, havadaki kuşlar bile Ondan razı olacaklardır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)

Nuaym b. Hammad, Ebu Said-il Hudri'den tahric etti, O dedi, Peygamber (sav) buyurdu:

Ümmet bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi Mehdi'ye sığınırlar. O daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle doldurur, insanlar Asr-ı Saadet dönemine adeta geri döner, uykuda olan uyandırılmaz ve bir damla bile kan akıtılmaz. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 11)

… Yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi onu doğruluk ve adaletle doldurur. (Süneni-i Ebu Davut, 5/93)

Yeryüzü, zulüm ve işkence yerine adaletle dolacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 163)

… Dünya adalet ve hakların yerini bulması ile dolar... (Mektubat-ı Rabbani, 1/251)

Adalet o kadar bol olacak ki, zorla alınan her mal sahibine geri verildiği gibi, bir insanın başkasına ait olup da, dişinde kalmış birşey bile sahibine iade edilecektir... Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın, yanlarında hiç erkek olmaksızın, rahatlıkla, hacca gidecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Malı, eşit bir şekilde insanlara dağıtacaktır. Onun adaleti her yeri kaplayacak. Zulüm ve fıskla dolu olan dünya, o geldikten sonra adaletle dolup taşacaktır... Hz. Mehdi'nin zamanında, adalet o kadar bol olacak ki, zorla alınan her mal sahibine geri verildiği gibi, bir insanın başkasına ait olup da, dişinde kalmış birşey bile sahibine iade edilecektir... Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın, yanlarında hiç erkek olmaksızın, rahatlıkla, hacca gidecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Hadislerde verilen bu bilgilere göre, her çeşit ürün ve mal bolluğu, emniyet, güven ve adaletin temini, huzur ve saadet, maddi manevi her türlü imkanın insanların rahatı, konforu, neşesi ve huzuru için kullanılması, ihtiyaç içinde olan kimsenin kalmaması, isteyene istediğinden sayılmadan kat kat fazlasıyla verilmesi bu devrin belli başlı özelliklerinden olacaktır. Hadislerde ayrıca bu dönemde "silahların susacağı"nın bildirilmesi, bu devirde yeryüzünün barışla dolacağının bir müjdesidir. Altınçağ'da, önceden aralarında husumet olan halklar arasında çok büyük bir kardeşlik yaşanacak, her türlü kavganın yerini barış, dostluk ve sevgi alacaktır.

Tüm insanların çok büyük bir huzur, güven ve konfor içinde yaşayacakları bu ortamın en önemli sebeplerinden biri ise Müslümanların güzel ahlakı olacaktır. Zira Altınçağ'ın en önemli özelliği, insanların Kuran'a bağlı ve Kuran ahlakının eksiksiz olarak yaşandığı bir dönem olmasıdır. İnsanlar Allah'tan korktukları ve ahirette tüm yapıp ettiklerinden sorguya çekileceklerinin bilincinde oldukları için bencillik, kin, öfke, haset gibi kötü ahlak özelliklerinden, yolsuzluktan, haksız kazanç elde etmekten, yalan söylemekten, insanların canına kast etmekten, rüşvet almaktan titizlikle sakınacaklardır. Bunların yerine insanlar arasında dürüstlük, yardımseverlik, fedakarlık, başkalarının iyiliğini, sağlığını, rahatını, güvenliğini düşünmek, sevgi, saygı, merhamet, vefa, sadakat gibi güzel ahlak özellikleri hakim olacaktır. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Altınçağ'da yaşanacak olan bu ahlak güzelliği şöyle ifade edilmiştir:

Tabarani, Evsad'da Amr. B. Ali tariki ile Hz. Ali b. Ebi Talib'den tahric etti:

... Cenab-ı Hak İslam'ı nasıl bizimle başlatmışsa Onunla sona erdirecektir. Nasıl, bizimle onlar aralarındaki şirk ve adavetten (husumet ve düşmanlıktan) kurtulmuş ve kalplerine ülfet (dostluk) ve muhabbet (sevgi) yerleşmişse, (Onun gelişi ile) yine öyle olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 20)

... İyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı bile iyilik yapılır." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)

Tüm bunların yanı sıra, teknolojik gelişmeler ahir zamanın bu devresinde doruğa ulaşacak, insanlar teknolojinin bütün nimetlerinden alabildiğine faydalanacaklardır. Tıpta, tarımda, iletişimde, sanayi teknolojisinde, ulaşımda çok büyük gelişmeler yaşanacaktır.

Altınçağ'da hayatın her alanına hakim olan bolluk, zenginlik, güzellik ve ilerleme, sanat alanına da yansıyacaktır. Sanatta çok büyük ilerlemeler kaydedilecek, müzikte, resimde ve diğer tüm alanlarda birbirinden güzel eserler ortaya çıkacak, Allah'a olan imanın insanlara verdiği geniş ufuk ve derin düşünce, tüm sanat dallarına öncülük edecektir. Bu dönemde insanlar hep güzellikle karşılaşacak, ahlakları gibi, yaşadıkları yerler, bahçeleri, evlerinin dekorasyonu, kıyafetleri, dinledikleri müzik, eğlence şekilleri, tiyatroları, resimleri, sohbetleri de güzelleşecektir.

İnsanlar Altınçağ'da hayatlarından o kadar memnun olacaklardır ki; bir hadiste ifade edildiğine göre "zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmayacaklar, bu güzelliklerden daha fazla yararlanmak için Allah'tan ömürlerinin uzatılmasını" (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17) isteyeceklerdir. Peygamberimiz (sav)'in diğer hadislerinde ise tüm insanların Hz. Mehdi dönemindeki Altınçağ'da yaşamayı isteyecekleri bildirilmiştir:

… Küçükler keşke ben büyük olsaydım, büyükler de keşke ben küçük olsaydım diye temenni ederler..." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)

Nuaym, Tavus'tan tahric etti, dedi ki:

Ben Mehdi'ye yetişene kadar ölmeyeyim istedim. Zira Onun döneminde iyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı bile iyilik yapılır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)

Nuaym b. Hammad, İbni Abbas'dan tahric etti ki:

Hz. Mehdi Bizim Ehli Beyt'ten bir gençtir. İhtiyarlarımız Ona yetişemeyecek, gençlerimiz ise Onu ümid edeceklerdir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)

Nitekim Peygamberimiz (sav) de hadislerinde, insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşlarına vesile olacak çok kıymetli bir insan olan Hz. Mehdi'ye "kar üzerinde sürünerek de olsa gelerek uymalarını" bildirerek onun döneminde yaşanacak tüm bu hayırlara işaret etmiştir:

İbni Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes'ud'dan tahric ettiler. O dedi ki:

... O (Mehdi) arza sahib olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden Ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, Ona katılsın. Zira O Mehdi'dir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)

İnsanlar, Allah'ın Kuran'da inanan kullarına müjdelediği güzelliklerin hepsini bu dönemde yaşayabileceklerdir. Allah ayetlerinde iman eden müminleri dünyada da güzel bir hayatla yaşatacağını şöyle bildirmektedir:

Sizin yanınızda olan tükenir, Allah'ın Katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle Biz muhakkak vereceğiz. Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 96-97)

Kuran'da Allah'ın emirlerine uygun olarak yaşanan ortamların bir nevi "barış yurdu"na dönüşeceğine dikkat çekilmiştir. Ve bu ahlaktaki insanların hem dünyada daha fazla güzellikle karşılaşacakları, hem de ahirette sonsuz bir cennet hayatıyla ödüllendirilecekleri müjdelenmiştir:

Allah barış yurduna çağırır ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip-iletir. Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. (Yunus Suresi, 25-26)

HARUN YAHYA


Konular