İman Sahipleri İçin Sünnet-i Seniyyenin Önemi -2-

Bir insanın Peygamberimiz (sav)’e olan teslimiyeti ve verdiği hükümleri eksiksiz yerine getirmesi, o kişinin imani bir şuurla hareket ettiğinin göstergesidir. Eğer bir insan gönülden Peygamberimiz (sav)’e uyuyor ve onun verdiği hükümler hakkında kalbinde hiçbir şüphe duymuyor ise, bu kişi aslında Allah (cc)'ın hükmüne uyduğunun bilincindedir. Rabbimiz ayetlerde “O hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O’nun söyledikleri yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir” (Necm Suresi, 3-4) şeklinde buyurarak Peygamberimiz (sav)’in ancak vahiyle konuştuğunu ve onun sözlerinin Kendi koruması altında olduğunu haber vermektedir. Nitekim Peygamberimiz (sav) de kendisinin yoluna uyulmasının ne kadar önemli olduğunu, özellikle kendisinden sonra gelecek olan nesillerin bu konuya hassasiyet göstermeleri gerektiğini hadis-i şeriflerde şöyle belirtmiştir:

Benden sonra yaşayanlar, pek çok ihtilâf ve herc-ü merc görecekler. Size sünnetimi ve doğruya götüren râşid halifelerin yolunu, sünnetini tavsiye ederim. Siz ona sımsıkı sarılın. Dişlerinizle sımsıkı tutunun sünnetime ve râşid halifelerin sünnetine. Sakının; sonradan çıkma işlerden sakının! Çünkü, her sonradan çıkma bid'at, her bid'at da dalâlettir. (Tirmizi, İlm, 16, İbn Mace, Mukaddime, 6; Ebu Davud, Sünne, 5)

Muhakkak ki, en güzel söz Allah'ın kitabıdır. En güzel yol da Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'in yoludur. İşlerin en kötüsü de dine aykırı olarak sonradan çıkarılandır. (Buhari, I'tisam 2, ebed 70; Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s.338)

Ayrıca unutulmamalıdır ki Peygamberimiz (sav)’in sünneti ve onun iman edenleri çağırdığı yol, inananlara hayat verecek bir yoldur. Allah (cc) bir ayetinde şu şekilde buyurmuştur:

Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman, Allah'a ve Resulüne icabet edin. Ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve siz gerçekten O'na götürülüp toplanacaksınız. (Enfal Suresi, 24)

Salih müminlerin yapması gereken Peygamberimiz (sav)’in kendilerini hayat verecek bir yola davet ettiğini bilerek, onun yoluna uymaları ve sünnet-i seniyyeyi kendilerine bir rehber olarak görmeleridir. Allah (cc)'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak isteyen kişi en başından itibaren binasını sağlam bir temel üzerine kurmalıdır. Kendisine Kuran'ı rehber edinmiş ve Peygamberimiz (sav)’in ahlakını örnek almış bir kişi, doğru olan yola uymuş bir kişidir. Allah (cc) Kuran'da binasının temelini baştan sağlam kuran insanlardan şöyle bahsetmektedir:

Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 109)

Allah (cc) korkusu ile hareket eden ve Allah (cc)'ın hoşnutluğunu kazanmak için çaba harcayan kimse Peygamberimiz (sav)’in sadık bir takipçisi olur, ahlaken ve imanen Peygamberimiz (sav)’e benzemeye çalışır. Peygamberimiz (sav)’e benzemek ise ancak Kuran'a tabi olmakla ve sünnet-i seniyyeden ayrılmamakla mümkündür.

HARUN YAHYA