İki uç arasında

Gün geçmiyor ki Şiilik ya da Vehhabilik propagandasıyla kafası karıştırılmış gençlerle muhatap olmayalım. Bu toprakların dinî hassasiyet sahibi gençlerinin kaderi oldu sanki bir uçtan öbürüne savrulmak...

Bu toprakların ilmî geçmişi ve müktesebatı hangi noktalarda bu gençleri tatmin etmekten aciz kalıyor ki, ifrat ile tefrit arasındaki bu savrulma gün geçtikçe ivme kazanıyor? Bu gençler bu ümmetin ana gövdesini oluşturan Ehl-i Sünnet'in hangi delilini ciddi olarak tartışıp çürüttükleri için o ya da bu marjinal çizgiye savruluyor?

Biri "Selef" adına, diğeri "Ümmet'in birliği" söylemini maske edinerek ayağımızın altındaki zemini kaydırıyor. Yanlış yaptıklarını söyleyenleri biri Kur'an ve Sünnet'e muhalefetle, diğeri Ümmet'i bölüp parçalamakla, "mezhepçilik" yapmakla suçluyor.

Nerede hata yapıyoruz?

Kestirmeden söyleyeyim: Yüzyıllar boyunca bu ümmeti her türlü savrulmadan muhafaza ederek istikamet üzere tutan Ehl-i Sünnet çizgi bize "ağır" geliyor. Bu terazi bu sıkleti çekmiyor. Ehl-i Sünnet itikadının bugünün problemleriyle ilgili olarak ne söylediği konusunda bu ülkede kaç ilmî eser sayabilirsiniz? Ehl-i Sünnet geçmişte bütün bid'at fırkaların söylemlerini tarihe gömmüşken bugün dikkat çeken bu "acziyet" görüntüsü, Ehl-i Sünnet'in mi, yoksa bu çizginin temsilcisi durumundaki kişi, kesim ve cemaatlerin mi?

Aslında yazının başlığını "Üç uç arasında" koyup, bir de "türedi/modern" söylemin rüzgârına eteğini kaptırmış gençlerden söz etmeliydim. Zira modern söylemin tahribatı olmadan bu iki uç akımın bu kadar gelişip kök salmasını açıklamak mümkün değil. Vehhabi söylem de Şii söylem de modern söylemin bir ucu siyasete diğeri akideye çıkan tahripkâr etkisini gençlerin gözüne sokarak propaganda yapıyor.

Bütün bu oluşumlar, yükümüzün ne kadar ağır olduğunu, ne büyük bir vebal altında bulunduğumuzu ortaya koyuyor. Fildişi kulelerimizden başımızı çıkarıp dış dünyada neler olup bittiğine bakabilirsek eğer, Ehl-i Sünnet dışındaki her kesimin, devasa bütçelerle propaganda faaliyeti yaptığını ve "dip dalgalar" halinde ilerlediğini göreceğiz. Bir süre sonra bu topraklarda "bize ait" olmayan bir mücadelenin aleniyet kazanarak meydanı ele geçirdiğini görürseniz şaşmayın.

"Toplumlar nasıl dönüşür?" sorusunun cevabını okullarda, ev sohbetlerinde, İslamî kitabevlerinde gençlerin gündemini nelerin oluşturduğuna bakarak vermek mümkün. Onların her biri kendi bulunduğu konumda Ehl-i Sünnet'i, yani bu topraklara kimliğini veren en aslî unsuru mahkûm ederek kendisine alan açıyor. Çok görünür değil, çok dikkat çekmiyor; ama hızla yayılıyor bu akımlar.

Ya bizi biz yapan temel değerleri bu topluma hakim kılmanın, yani bu toplumun kimliğini muhafaza etmenin çaresi neyse ona bakacağız, ya da bir süre sonra 70'lerde bir örneğini gördüğümüz türden aile içi çatışmalara kadar varak bir kırılma süreciyle yüzyüze geleceğiz.

Bunun en temel yolu, nesilleri kendi kimlik kodları konusunda bilgi ve bilinç sahibi yapmaktır. Yani "İslamî ilimler" meselesi. Mevcut yapının bu probleme çözüm üretmek yerine, tam tersine problemi besleyen, büyüten ve tahkim eden bir hususiyete sahip olduğu açık. Dolayısıyla İslamî ilimlerin öğretimi konusunda ciddi alternatiflere yönelmek durumundayız.

Bu akımlar bizi biz yapan en temel kimlik kodlarını tahrip eden ve gençlerimizi kendi kimlik kodlarına yabancılaştıran "yapı-bozumcu" bir işlev görüyor. Bu durumun böyle devam edemeyeceği ne kadar açıksa, bu durumu dengelemenin ve işi aslına irca etmenin, sözünü ettiğim "alternatif" eğitim tarzını uygulamaya koymaktan başka bir yolu da mevcut değil.

İki uç arasında yorumları

  • Image Description
    Ebu Zer
    14.05.2012

    Muhterem müsluman kardeşlerimiz şiilik bir propaqanda deyil,şiilik Hz.Ali (r.a) yolunu gedenlerdir.Peygamberimizin Ahli beytine sevgi ve saygi gösterenlerdir.Şiiliyi Vehhabilikle heç bir zaman beraber tutmak olmaz, eks halda adaletsizlik olur.Resulullah(s e v) efendimiz Ali hakk Hakk Ali ile buyurmuştur.EHLİ SUNNETİN İMAMLARİ Şilerin 6-cı İMAMI İMAM CAFER SADIKtan ders almışdır.Şilik kötü olsaydı onlardan ders alarmıydılar.

  • Image Description
    bilgi
    14.05.2012

    Şiilerin hz. Ali'nin yolunda gittiklerini iddia ederler. Ama Hz. Ali ile hiç bir alakaları yoktur. Şiilerin bahsettiği cafer, imam caferi sadık hz.leri asla değildir. Sadece isim benzerleriği vardır. Şiiler propaganda amacı ile bunu kullanmaktadırlar. Bugün bir çok sunni tarikatı silsile olarak caferi sadık ks. hazretlerine bağlıdır.

    Şiilik sadece koca bir yalandır

  • Image Description
    mücahit47
    12.06.2012

    yahu arkadaş senin sünnilik! anlayışın ve sen asıl koca bir yalansın sen sanki Hz.Ebubekir Hz.Ömer Hz.Osman ve Hz.Ali'yi sanki çok takip ediyorunda sen çok Takvalısında

    şii'lerin ne yalanını gördün adamlar bize delil sunuyor biz yok bu palavra diyoruz senet gösteriyor yok siz bunu oturma organınızdan uydurdunuz diyoruz yahu bizim mesheplerimiz peygamber efendimizden 150 yıl sonra ortaya çıkmış haidsçilerimzde 200 yıldan önce yoklar sen adamlara hakaret etip bunlar yalacı sahtekar dediğin müddetçe akıl sahibi düşüne bilen insanlar bu "ehlisünnetvelcemaat"itikadını bırakırlar elinden gelen bumu yenilen pehlivan güreşe doymazmış koçu