Deniz Gezmiş olayı nedir?
Şu “Deniz Gezmiş olayı”nı oturup konuşalım mı?
Konuşup bitirelim artık bu konuyu..
Her yıl aynı teraneler. Her yıl aynı senaryolar.. Gerçekleri tersyüz eden anlatımlar..
Neymiş, “Deniz Gezmiş, emperyalistlere karşı direnç göstermiş”!
Neymiş, “Deniz Gezmiş, dürüst bir yurtsevermiş”!
Neymiş, “Deniz Gezmiş mahkeme aşamasında dik durduğu için idam edilmiş”!
önce olayı doğru tanımlayalım..
Deniz Gezmiş; dışarıdan bakıldığında, emperyalistlere karşı, bir karşı çıkış içinde görünebilir.. Dürüst bir duruş sergiliyor gibi görünebilir. Yurtsever görüntüsü de olabilir.
Ama tartıştığımız konu, “Deniz Gezmiş bir suç işlemiş midir, işlememiş midir” sorusu ekseninde cevaplanması gereken, kriminal bir olay değil midir?
Hayır, emperyalistlere uşaklık için bu yazıyı kaleme almıyorum.
Bilakis, emperyalistlerin oyunlarını deşifre etmek için bu yazıyı kaleme alıyorum.. Egemen güçlerin, işine gelen insanları; suçlu iken bile nasıl suçsuz gösterebildiklerini ispat için bu tartışmaya dahil oluyorum.
Suçluların suçsuz gibi gösterilmesi ile iş bitmiyor tabii. Suçsuzların suçlu gösterilmesi de, bu mantığın zorunlu sonucudur..
O da, sonuçta bize dokunuyor!
Bize, size, tüm mütedeyyin insanlara..
Deniz Gezmiş’i masum gibi gösterenler, eline hiçbir dönemde silah almamış bir siyasi hareketin kurduğu partiler, aynı egemen güçler tarafından “terörist” gibi gösterilmediler mi?
Gezmiş’in suçsuz olduğunu iddia edip, ona “onurlu yurtsever” övgüsü yapanlar, mütedeyyin camia içindeki kendi halinde insanlara, hayali suçlamalarla terörist damgası vurmadılar mı?
İşte bu kirli oyunu deşifre etmek için tartışmaya katılıyorum ve Deniz Gezmiş’i yere göğe sığdıramayan solculardan tutun, bizim kesimdeki “dışarıya şirin görünme meraklıları”na kadar herkese soruyorum: “Deniz Gezmiş, eline silah almamış bir yurtsever midir?”
Devam ediyorum sorularıma, “Deniz Gezmiş, bir banka soyguncusu değil midir?”
Bir soru daha, “Deniz Gezmiş’in adam kaçırma eyleminin faili olduğu, uydurma bir iddia mıdır?”
Bu soruları sorup, cevaplandıracak tek bir Deniz Gezmiş sempatizanı bulamazsınız piyasada.
Bu sorular, Gezmiş sempatizanları için, “cızzz” diye nitelendirilen sorulardır.
Sanki Gezmiş’in idam edilmesinin sebebi, “yurtsever olması” imiş gibi gösterirler.
O yıllarda tek yurtsever Deniz Gezmiş imiş ve o da idam edilmiş sanki!
Hayır, onu idam eden sistemin avukatlığına soyunmuyorum.
Ama hiç kimse de, DenizGezmiş gibi; egemenlerin bilerek/bilmeyerek piyonu olan kişilerin avukatlığına soyunmasın!
Hele hele, suç işlemiş insanları, “Onurlu insanlar, dik duruşla insanlar” olarak göstermeye kalkışmasınlar!
Buyursunlar, açık açık cevap versinler, “Banka soymak, onurlu bir davranış ise, siz niye banka soymuyorsunuz?”
Adam kaçırmak yurtseverlik ise, siz “Bugün niye adam kaçırmıyorsunuz?”
Eline silah alıp, eylem yapmak “dik duruş göstergesi” ise, siz “Niye elinize silah almıyorsunuz?”
Yoksa bunların hepsini, perde arkasından yapıyor, yaptırıyorsunuz da, ortalıkta mı görünmüyorsunuz?
“Kapitalist sistemin bankasını soyanları suçlamak sana mı kaldı?” sorusunu sormaya yeltenmeyin sakın.
Muhataplarımız sadece Deniz Gezmiş’e sahip çıksalar, “İhtilaf da sizin, banka da sizin, terörist de sizin. İstediğiniz gibi çözün meselenizi” diyeceğim.
Ama o çevreler, Tarık Akan’ından tutun, Berhan Şimşek’ine kadar, Cumhuriyet’teki yazarlarına kadar hepsi, mütedeyyin insanları da çamura batırmaya çalışmıyorlar mı?
Karşımızdaki insanlar, suçu sabit olan bir insanı savunmak bir yana (Biz de zaten suçu sabit olan hiç kimseyi savunmayız), “O suçu, bu şahıs işlememiştir” savunmasına bile tahammül edemeyip, bütünüyle camiaları karalamaya çalışan insanlar değil midir? Onlar, “kara”yı “ak” göstermekle yetinmeyip, aynı zamanda da “ak”ı da “kara” gösterenler değil midir?
Bakın şu Menemen olayına..
Suçu sabit olan DenizGezmiş’e koro halinde övgüler düzen Cumhuriyet yazarlarının tamamı, Menemen’de mütedeyyin insanların teğmen Kubilay’ı öldürdüklerini söyleyip, bugünkü mütedeyyin insanları bile haksız yere suçlu ilan etmiyorlar mı?
Olayları sorgulamaya çalışan birisi çıkıp, Menemen’de yargılanan Erbilli Esad Efendi’ye “Onun böyle bir suç işleme imkânı yoktur. Ne yaşı, ne de fiilen bulunduğu yer, bu suçu işlemesine imkân vermez” dese, hemen yargısız infaz ile “Cumhuriyet düşmanlığı” tanımlaması ile kamuoyunda hain ilan edilmiyor mu?
Evet; Deniz Gezmiş’in işlediği suçlara rağmen, ona övgüler düzenlere bakın, hepsi mütedeyyin insana tahammül göstermeyenlerdir.
O kadar güçlüdürler ki, “Suçu sabit olan Deniz Gezmiş”i kahraman gibi gösterirler, tek bir savcı aleyhlerine dava açamaz. Ama mütedeyyin insanlara çamur atmaya gelince, suçsuz insanları bile suçlu gibi göstermekten hiç çekinmezler
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit
Konuşup bitirelim artık bu konuyu..
Her yıl aynı teraneler. Her yıl aynı senaryolar.. Gerçekleri tersyüz eden anlatımlar..
Neymiş, “Deniz Gezmiş, emperyalistlere karşı direnç göstermiş”!
Neymiş, “Deniz Gezmiş, dürüst bir yurtsevermiş”!
Neymiş, “Deniz Gezmiş mahkeme aşamasında dik durduğu için idam edilmiş”!
önce olayı doğru tanımlayalım..
Deniz Gezmiş; dışarıdan bakıldığında, emperyalistlere karşı, bir karşı çıkış içinde görünebilir.. Dürüst bir duruş sergiliyor gibi görünebilir. Yurtsever görüntüsü de olabilir.
Ama tartıştığımız konu, “Deniz Gezmiş bir suç işlemiş midir, işlememiş midir” sorusu ekseninde cevaplanması gereken, kriminal bir olay değil midir?
Hayır, emperyalistlere uşaklık için bu yazıyı kaleme almıyorum.
Bilakis, emperyalistlerin oyunlarını deşifre etmek için bu yazıyı kaleme alıyorum.. Egemen güçlerin, işine gelen insanları; suçlu iken bile nasıl suçsuz gösterebildiklerini ispat için bu tartışmaya dahil oluyorum.
Suçluların suçsuz gibi gösterilmesi ile iş bitmiyor tabii. Suçsuzların suçlu gösterilmesi de, bu mantığın zorunlu sonucudur..
O da, sonuçta bize dokunuyor!
Bize, size, tüm mütedeyyin insanlara..
Deniz Gezmiş’i masum gibi gösterenler, eline hiçbir dönemde silah almamış bir siyasi hareketin kurduğu partiler, aynı egemen güçler tarafından “terörist” gibi gösterilmediler mi?
Gezmiş’in suçsuz olduğunu iddia edip, ona “onurlu yurtsever” övgüsü yapanlar, mütedeyyin camia içindeki kendi halinde insanlara, hayali suçlamalarla terörist damgası vurmadılar mı?
İşte bu kirli oyunu deşifre etmek için tartışmaya katılıyorum ve Deniz Gezmiş’i yere göğe sığdıramayan solculardan tutun, bizim kesimdeki “dışarıya şirin görünme meraklıları”na kadar herkese soruyorum: “Deniz Gezmiş, eline silah almamış bir yurtsever midir?”
Devam ediyorum sorularıma, “Deniz Gezmiş, bir banka soyguncusu değil midir?”
Bir soru daha, “Deniz Gezmiş’in adam kaçırma eyleminin faili olduğu, uydurma bir iddia mıdır?”
Bu soruları sorup, cevaplandıracak tek bir Deniz Gezmiş sempatizanı bulamazsınız piyasada.
Bu sorular, Gezmiş sempatizanları için, “cızzz” diye nitelendirilen sorulardır.
Sanki Gezmiş’in idam edilmesinin sebebi, “yurtsever olması” imiş gibi gösterirler.
O yıllarda tek yurtsever Deniz Gezmiş imiş ve o da idam edilmiş sanki!
Hayır, onu idam eden sistemin avukatlığına soyunmuyorum.
Ama hiç kimse de, DenizGezmiş gibi; egemenlerin bilerek/bilmeyerek piyonu olan kişilerin avukatlığına soyunmasın!
Hele hele, suç işlemiş insanları, “Onurlu insanlar, dik duruşla insanlar” olarak göstermeye kalkışmasınlar!
Buyursunlar, açık açık cevap versinler, “Banka soymak, onurlu bir davranış ise, siz niye banka soymuyorsunuz?”
Adam kaçırmak yurtseverlik ise, siz “Bugün niye adam kaçırmıyorsunuz?”
Eline silah alıp, eylem yapmak “dik duruş göstergesi” ise, siz “Niye elinize silah almıyorsunuz?”
Yoksa bunların hepsini, perde arkasından yapıyor, yaptırıyorsunuz da, ortalıkta mı görünmüyorsunuz?
“Kapitalist sistemin bankasını soyanları suçlamak sana mı kaldı?” sorusunu sormaya yeltenmeyin sakın.
Muhataplarımız sadece Deniz Gezmiş’e sahip çıksalar, “İhtilaf da sizin, banka da sizin, terörist de sizin. İstediğiniz gibi çözün meselenizi” diyeceğim.
Ama o çevreler, Tarık Akan’ından tutun, Berhan Şimşek’ine kadar, Cumhuriyet’teki yazarlarına kadar hepsi, mütedeyyin insanları da çamura batırmaya çalışmıyorlar mı?
Karşımızdaki insanlar, suçu sabit olan bir insanı savunmak bir yana (Biz de zaten suçu sabit olan hiç kimseyi savunmayız), “O suçu, bu şahıs işlememiştir” savunmasına bile tahammül edemeyip, bütünüyle camiaları karalamaya çalışan insanlar değil midir? Onlar, “kara”yı “ak” göstermekle yetinmeyip, aynı zamanda da “ak”ı da “kara” gösterenler değil midir?
Bakın şu Menemen olayına..
Suçu sabit olan DenizGezmiş’e koro halinde övgüler düzen Cumhuriyet yazarlarının tamamı, Menemen’de mütedeyyin insanların teğmen Kubilay’ı öldürdüklerini söyleyip, bugünkü mütedeyyin insanları bile haksız yere suçlu ilan etmiyorlar mı?
Olayları sorgulamaya çalışan birisi çıkıp, Menemen’de yargılanan Erbilli Esad Efendi’ye “Onun böyle bir suç işleme imkânı yoktur. Ne yaşı, ne de fiilen bulunduğu yer, bu suçu işlemesine imkân vermez” dese, hemen yargısız infaz ile “Cumhuriyet düşmanlığı” tanımlaması ile kamuoyunda hain ilan edilmiyor mu?
Evet; Deniz Gezmiş’in işlediği suçlara rağmen, ona övgüler düzenlere bakın, hepsi mütedeyyin insana tahammül göstermeyenlerdir.
O kadar güçlüdürler ki, “Suçu sabit olan Deniz Gezmiş”i kahraman gibi gösterirler, tek bir savcı aleyhlerine dava açamaz. Ama mütedeyyin insanlara çamur atmaya gelince, suçsuz insanları bile suçlu gibi göstermekten hiç çekinmezler
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit
Deniz Gezmiş
- Deniz Gezmiş olayı nedir?
- MICROSOFT'u Bill Gates değil de Deniz Gezmiş kursaydı?