Paris’te yaşayıp USA’da ölen Hintli

Bu Hintli, Fransızlarca profesörlükle taltif edilen Hamidullah’tır. (Kel ölür sırma saçlı, kör ölür, badem gözlü olur) atasözüne uygun olarak, Resulullah efendimize çeşitli şekilde saldıran ve ilim ehli tarafından küfrü açıklanan Hamidullahı öyle övdüler, öyle şişirdiler ki, muhakkak Arş titremiştir! Çünkü, bir fâsık bile övülünce Arş titrer. “Hindistan’ın yetiştirdiği ünlü büyük islam âlimi, özgün fikirlerin sahibi üstad, islamın temel kaynaklarına inerek anlatan bilgin, eşsiz eserler bırakan bilim adamı...” gibi yaldızlı sözlerle mösyöyü övmüşlerdir. Bir mezhepsiz de dedi ki: Efgani, Abduh, Mevdudi gibi Hamidullah’ı da kara listeye alıp haksız bir düşmanlık besleyen sofî çevreler, eminim ki, Hamidullah’ın hiçbir eserini okumamışlar ve Hamidullah’ın talebesi olma makamındaki Necip Fazıl’a, Hamidullah için “Baidullah” bile dedirtmişlerdi.

CEVAP: Bu bir cümledeki azim hatalar için mübalağasız bir kitap yazılır. Mason Efgani ve mason Abduh’un küfrünü bilmeyen ilim adamı yoktur. Keza Mevdudi’nin de mezhepsiz olduğu herkesçe malumdur. Bu üç reformistin rezaletleri hakkında yazılan kitaplar çoktur. İkincisi ise, bu mezhepsiz yazar, tasavvuf düşmanıdır. Çünkü sofi çevreler tabirini kullanarak, onları kötülüyor. Hamidullah’ın kitaplarını okumadıkları iftirasını yapıyor. Kitaplarını okuyan insaf ehli herkes bilir ki, bid’at ve dalaletleri çoktur. Diğer bir husus ise, üstad Necip Fazıl’ı kötülemesidir. Necip Fazıl’a Baidullah dedirttiler diyor. Yani sofi çevreler, para ile Necip Fazıl’ı satın alıp, kendisi onun talebesi bile olamazken, ona baidullah dedirtmişler diyor. Baidullah, Allahtan uzak demektir. Hamidullah’ın çirkin yazıları, kendisinin baidullah olduğunu ispat etmektedir.

“Mirac anlayışım ruhen ve manen bir seyahattir” diyen Hamidullah, Erzurum’da Mirac ile ilgili verdiği seminerde şimdi Prof. olan, Dr. Zeki Çıkman ile tartışmasında, akli ve nakli delilleri karşısında, miracı inkâr eden görüşü için “Bu benim şahsi düşüncemdir” demek zorunda kalmıştır. Davudoğlu hoca, Zeki Çıkman’ın (Mirac ve Hamidullah) isimli kitabına yazdığı takrizde diyor ki: (Hamidullah paslı silsilenin (din tahripçilerinin) son halkasından biridir. Onun Resulullah hakkında yazdığı kitaplarında Kur’anın Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla indirildiğine, yani vahiy mahsulü olduğuna dair bir işaret bulunmaz. Mısır’da çok reformcu gördüğüm için Hamidullah’a şaşmam, ama onu bir din yetkilisi gibi kabul edip fesat tohumu ekmesine ses çıkarmayanlara şaşarım.)

Üstad Necip Fazıl da, dalalet kumkuması dediği Hamidullah için şöyle söylüyor: Müsteşrik Dr. Duzi ağzıyla konuşan, İslamın, orta seviyeli bir din olduğu hissini sinsice veren, (s.14), Çocukluğunda puta bir koyun kurban ettiğini söyleyen, (s.47), Vahy anındaki esrarlı tecellileri şüpheli gösteren, (s.66), Buda’yı Peygamber sayan, (s.69), Şakk-ül kamer vesilesiyle mucizeyi bıyık altından alaya alan, (s.82), Miracı ruhi kabul eden ve bedenle gittiğini inkâr eden, Miracı Allaha mekan tayin etmiş olmak gibi gösteren, (s.92), İslamdan önce Kudüs’te mescit yoktu diyerek, Kur’anı yalanlamaya kadar giden, (s.93) Dinden, imandan ve her idrak fakültesinden yoksun bir bedbahttır. Din simsarları bu kitapları basa dursun. (Türkiye’nin manzarası)

16022003