Kabir azabı

Aklı ölçü alan Mutezile fırkası, kabir hayatını ve kabir azabını inkâr etmiştir. Ehl-i sünnet âlimleri ise, bunların var olduğunu vesikalarla bildirmişlerdir. Günümüzde de aklı ölçü alan bazı cahiller, kabir azabını inkâr ediyor. Kabir azabının varlığını bildiren vesikalar çoktur. İmam-ı a’zam hz. buyurdu ki: Mümin suresinin, (Onlar, sabah-akşam ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı günde, “Firavn hanedanını azabın en çetinine sokun!” denilecek) mealindeki 46. ayeti, sabah-akşam görecekleri azap kabir azabını gösteriyor, bu ayetin devamında onların şiddetli azaba sokulacağı bildiriliyor. Yani birincisi kabir azabı, ikincisi ise cehennem azabıdır. (El-Kavlülfasl)

İmam-ı Gazalî hz. de, (Bu ayet-i kerime kabir azabını gösteriyor) buyurdu. (İhya)
Nuh suresinin, (Günahları yüzünden suda boğuldular, ardından da ateşe atıldılar.) mealindeki 25. âyetinde geçen “Feüdhılu” kelimesindeki F harfi, hiç ara verilmediğini gösterir. Yani (Suda boğulduktan hemen sonra kabirdeki azaba maruz kaldılar.) demektir. (El-Kavlülfasl)

Ali imran suresinin, (Allah yolunda öldürülenleri [Şehitleri] ölü sanmayın! Bilakis onlar diridir) mealindeki 169. ayeti de, kabir hayatını bildirmektedir. (El-Kavlülfasl)

İmam-ı Şaranî hz. buyuruyor ki: Taha suresinin 124. ayetindeki “Maişeten danken” kabir azabını bildiriyor. Çünkü hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Mümin kabrinde yemyeşil bir bahçe içindedir. Ayın 14’ü gibi aydınlatılır. “Feinne lehü maişeten danken” ayeti, kâfirlerin kabirde görecekleri azabı bildirir. 99 tinnin yılanı, kâfirleri kıyamete kadar kabrinde sokup azap eder.) [Tirmizî]

Tekasür suresinin 3. ayetindeki, bu övünmenizin kötü akıbetini “İleride bileceksiniz!” demek, “Ölürken” demektir. 4. ayetindeki “Yine ileride bileceksiniz” ise “Kabirde” demektir. (Celaleyn, Medarik, M. Tezkire-i Kurtubi)

Bekara suresinin, (Ölü iken sizi diriltti. Tekrar öldürecek ve tekrar diriltecek) mealindeki 28. ayetinde bildirilen, ikinci dirilme kabirde olacaktır. İmam-ı Nesefi de bu ayetin kabir azabı ve nimetine işaret ettiğini bildirmiştir. (Tefsiri Şeyhzade)

İmam-ı Nesefi hz. Araf suresinin, (Orada yaşayıp, orada öleceksiniz, yine oradan dirilip çıkarılacaksınız.) mealindeki 25. ayetindeki “Orada”dan maksat kabir hayatıdır. Casiye suresinin, (Allah sizi diriltir, sonra öldürür.) mealindeki 26. ayetinde, diriltmenin kabirde olacağını bildiriyor. (Şeyhzade), Tevbe suresinin, (Onları iki defa azaba uğratacağız.) mealindeki 101. ayetindeki azabın birisi kabir azabıdır. (Kadi Beydavi)

İmam-ı Süyutî’nin “Kabir azabı” ile ilgili Şerhussudur isminde müstakil bir eseri vardır. Buharî, Müslim ve diğer hadis kitaplarındaki kabir azabı ile ilgili hadisler nakletmiştir. Her hadis kitabında kabir azabı bildirilmektedir. Kabir azabını inkâr eden, bütün hadis kitaplarını ve Resulullahı inkâr etmiş olur. Hz. Aişe, (Ya Resulallah, bu ümmet, kabirde azap görecek, benim gibi zayıfların hali ne olacak?) diye suâl edince, Resulullah, İbrahim suresinin, (Allah, iman edenlere, dünya ve ahirette de sağlam sözlerinde sebat ihsan eder) mealindeki 27. ayeti okudu. (Bezzar) Bu ayette, kabir hayatının hak olduğu, müminlere sözlerinde sebat ihsan edildiği bildiriliyor. (Tefsir-i Celaleyn)

22/01/2002