Ölüden yardım istemek şirk mi?
Necdi denilen kimseler, (Peygamber mucize, evliya keramet gösterir demek şirktir. Çünkü insana yaratıcılık vasfı verilmiş olur. Bunun için peygamberin veya evliyanın kabrini ziyaret edip onlardan şefaat istemek, onların hürmetine dua etmek şirktir) diyorlar. Bu zihniyetteki insanlar eshabı kiramın kabirlerini yıkıp yerle bir etmişlerdir.
Buharî'deki hadis-i şerifte, Benî İsrail'den gaibi bilen, keramet sahibi zatların bulunduğu ve bu ümmetten de Hz. Ömer'in onlar gibi keramet sahibi bir zat olduğu bildirilmektedir. Hz. Âdem, çok duâ etti ise de kabul olmadı. Peygamber efendimizi vesile ederek, Onun hürmeti için duâ edince duâsı kabul oldu. Allahü teâlâ, (Ya Âdem! Habibimin ismi ile, her ne isteseydin kabul ederdim, O olmasaydı seni yaratmazdım.) buyurdu. (Beyhekî)
Hülasat-ül-kelam'da Resulullahı ve evliyayı vesile ederek duâ etmenin caiz olduğu bildiriliyor. Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı da şöyledir:
(Ya Rabbi, senden isteyip de verdiğin zatların hatırı için, senden istiyorum.) [İbni Mace]
(Çölde yalnız kalan kimse, bir şey kaybederse, "Ey Allahın kulları bana yardım edin!" desin; çünkü Allahü teâlânın, sizin göremediğiniz kulları vardır.) [Taberânî]
(Hayvanı kaçan, "Ey Allahın kulları bana yardım edin, Allah da size acısın" desin!) [Hısn-ül hasin]
(İbrahim Peygamber gibi 40 kişi her zaman bulunur. Onların bereketiyle gökten yağmur yağar, suya kavuşulur, yardım görülür ve zafere kavuşulur. Onların yerine yeni birisi gelmedikçe, içlerinden biri ölmez.) [Taberânî]
Selefi görüşlü bazı kimseler, (Eğer Peygamberin, evliyanın yardım etmeye gücü yetseydi, Müslümanlar dünyada perişan olmazdı) diyerek Allahın peygambere ve evliyaya verdiği güçten şüphe ediyorlar. Biz Allahü teâlânın gücünün sonsuz olduğunda ve Onun peygamberlerine ve evliyasına verdiği güçlerden hiç şüphe etmiyoruz. (Allah, her şeye gücü yettiği halde, niye Müslümanlar böyle perişandır? Allahın gücü yetseydi, Müslümanlar perişan olmazdı) demek mi istiyorlar?
Allahın yardım etmeyişinin de elbette sebepleri vardır. Evliyanın, peygamberin yardım etmesi de ancak Allahın izni ile olur. O izin vermezse nasıl yardım edebilir? O izin verince de kim mani olabilir? Necdinin bu yardımı inkâr etmesinin ne önemi vardır.
Evliya, enbiya yaratıcı değildir. Allahü teâlâ istenilen şeyi onların hürmetine yaratır. Yani onlar vesiledir, sebeptir. Cenab-ı Hak, her şeyi yoktan yarattığı halde, yaratmasına bazı şeyleri sebep kılmıştır. Mesela Âdem aleyhisselamı ana babasız yaratmış, fakat çamuru vesile kılmıştır. Bütün çocukları yaratan da Allahü teâlâdır. Fakat çocukların yaratılması için, ana babayı vesile kılmıştır. Âdem aleyhisselamı yarattığı gibi, bütün insanları da ana babasız yaratabilirdi. Fakat ana babayı vesile kılmıştır. Onun âdeti böyledir. Onun için Kur'an-ı kerimde, (Allaha yaklaşmak için vesile arayınız) buyuruluyor. (Maide 35)
Hadika'da (Ölülerden, ruhlardan bir şeyi isterken, yani sebeplere yapışırken; bu işleri sebeplerin değil, Allahü teâlânın yaptığına inanmalı) buyuruluyor. Sebebe yapışan kimse, dileğini Allahü teâlâdan bekliyor. Allahü teâlâdan çocuk isteyen kimsenin, sebeplere yapışması, yani evlenmesi gerekir. Evlenmeden (Ya Rabbi bana çocuk ver) denmez. Sebeplere yapışarak duâ etmelidir!
01052002
Buharî'deki hadis-i şerifte, Benî İsrail'den gaibi bilen, keramet sahibi zatların bulunduğu ve bu ümmetten de Hz. Ömer'in onlar gibi keramet sahibi bir zat olduğu bildirilmektedir. Hz. Âdem, çok duâ etti ise de kabul olmadı. Peygamber efendimizi vesile ederek, Onun hürmeti için duâ edince duâsı kabul oldu. Allahü teâlâ, (Ya Âdem! Habibimin ismi ile, her ne isteseydin kabul ederdim, O olmasaydı seni yaratmazdım.) buyurdu. (Beyhekî)
Hülasat-ül-kelam'da Resulullahı ve evliyayı vesile ederek duâ etmenin caiz olduğu bildiriliyor. Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı da şöyledir:
(Ya Rabbi, senden isteyip de verdiğin zatların hatırı için, senden istiyorum.) [İbni Mace]
(Çölde yalnız kalan kimse, bir şey kaybederse, "Ey Allahın kulları bana yardım edin!" desin; çünkü Allahü teâlânın, sizin göremediğiniz kulları vardır.) [Taberânî]
(Hayvanı kaçan, "Ey Allahın kulları bana yardım edin, Allah da size acısın" desin!) [Hısn-ül hasin]
(İbrahim Peygamber gibi 40 kişi her zaman bulunur. Onların bereketiyle gökten yağmur yağar, suya kavuşulur, yardım görülür ve zafere kavuşulur. Onların yerine yeni birisi gelmedikçe, içlerinden biri ölmez.) [Taberânî]
Selefi görüşlü bazı kimseler, (Eğer Peygamberin, evliyanın yardım etmeye gücü yetseydi, Müslümanlar dünyada perişan olmazdı) diyerek Allahın peygambere ve evliyaya verdiği güçten şüphe ediyorlar. Biz Allahü teâlânın gücünün sonsuz olduğunda ve Onun peygamberlerine ve evliyasına verdiği güçlerden hiç şüphe etmiyoruz. (Allah, her şeye gücü yettiği halde, niye Müslümanlar böyle perişandır? Allahın gücü yetseydi, Müslümanlar perişan olmazdı) demek mi istiyorlar?
Allahın yardım etmeyişinin de elbette sebepleri vardır. Evliyanın, peygamberin yardım etmesi de ancak Allahın izni ile olur. O izin vermezse nasıl yardım edebilir? O izin verince de kim mani olabilir? Necdinin bu yardımı inkâr etmesinin ne önemi vardır.
Evliya, enbiya yaratıcı değildir. Allahü teâlâ istenilen şeyi onların hürmetine yaratır. Yani onlar vesiledir, sebeptir. Cenab-ı Hak, her şeyi yoktan yarattığı halde, yaratmasına bazı şeyleri sebep kılmıştır. Mesela Âdem aleyhisselamı ana babasız yaratmış, fakat çamuru vesile kılmıştır. Bütün çocukları yaratan da Allahü teâlâdır. Fakat çocukların yaratılması için, ana babayı vesile kılmıştır. Âdem aleyhisselamı yarattığı gibi, bütün insanları da ana babasız yaratabilirdi. Fakat ana babayı vesile kılmıştır. Onun âdeti böyledir. Onun için Kur'an-ı kerimde, (Allaha yaklaşmak için vesile arayınız) buyuruluyor. (Maide 35)
Hadika'da (Ölülerden, ruhlardan bir şeyi isterken, yani sebeplere yapışırken; bu işleri sebeplerin değil, Allahü teâlânın yaptığına inanmalı) buyuruluyor. Sebebe yapışan kimse, dileğini Allahü teâlâdan bekliyor. Allahü teâlâdan çocuk isteyen kimsenin, sebeplere yapışması, yani evlenmesi gerekir. Evlenmeden (Ya Rabbi bana çocuk ver) denmez. Sebeplere yapışarak duâ etmelidir!
01052002
Mezhepsizlik ve Mezhepsizler
- “Evi başınıza yıkarım” demek
- Alıştıra alıştıra dini bozmak
- Allah’ın halifeleri vardır
- Allahü teâlâ mekandan münezzehtir
- Amel, imanın parçası değildir
- Arş da sonradan yaratıldı
- Bid’at ehlinin ibadeti
- Bir tenkit mektubu (Zırva tevil götürmez)
- Din kitaplarında uydurma hadis olmaz
- Fitne çıkaran lanetliktir
- Hadis uydurmanın cezası büyüktür
- Hamidullah’ın sapık görüşleri
- İbni Teymiyeci ayetleri değiştiriyor
- İmam-ı azam'ın mantığı ve itaat
- İstanbul evliyaları demek
- Kabir azabı
- Kur’an-ı kerimi herkes anlayabilir mi?
- Kur’anda yedi şey bildirilir
- Mezhepsizleri tanıma yolları
- Miraç kandili
- Müteşabih ayet ve hadisler
- Müteşabih nasların keyfiyeti bilinmez
- Ölü işitir ve kabir azabı vardır
- Ölüden yardım istemek şirk mi?
- Ölüler, elbette işitir
- Paris’te yaşayıp USA’da ölen Hintli
- Rahmet olan farklı hükümler
- Resulullah gelecekten haber verdi
- Resulullahın vârislerine güvensizlik
- Sevgi beslemek, günah mıdır?