hamidullah

BAZI ŞAHISLAR

Soru: "Mevdudi, Seyyid Kutub, C. Efgani, M. Abduh, Hamidullah, Yusuf Kardavi, M. Ebu Zehra'nın Ehl-i Sünnet dışı olduğu şayi olmuştur, bunların kitaplarından istifade edilemez mi? İbn-i Teymiyye, tilmizi İbn-i Kayyım el Cevzi ve İbn-i Rüşd için de hakeza..."

Cevap: Adı zikredilen şahısların hepsini aynı kategoride değerlendirmek doğru değildir. Her birinin kendine mahsus görüşleri ve tavırları vardır. (Bu genellemeden İbn Teymiyye ve İbnu'l-Kayyım'ı hariç tutmak gerekir. Zira el-Kevserî merhumun tabiriyle "İbn Teymiyye'nin ayağını kaldırdığı yere İbnu'l-Kayyım basmıştır." Yani İbnu'l-Kayyım, üstadının izinden ayrılmamıştır.)

Soruda zikredilen sırayla bu isimler üzerinde kısaca durmadan önce genel bir tesbit yapalım: Bir kimsenin Ehl-i Sünnet olup olmadığı, özellikle onun itikadî görüşlerine bakılarak bilinir. İtikadî sahada Ehl-i Sünnet çizgiyi benimsemiş olan bir kimse, Fıkhî/amelî sahada dört mezhep dışında kalan bir mezhebi iltizam etmiş olabilir; ya da müstakil mezhep sahibi olduğunu ileri sürebilir. Onun bu iddiasını tartışmak ayrı bir konudur; itikadî tercihi ile bu nokta birbirine karıştırılmamalıdır.

Din kitaplarında uydurma hadis olmaz

“Baidullah”ı savunan bir yazara (Hiçbir Ehli sünnet âlimin kitabında uydurma hadis yoktur, olmaz da) dediğim zaman, (Sana İhya’da uydurma hadis olduğunu ispat edeyim) diyerek bana bazı vesikalar gönderdi. Bunlara cevap vermeden önce, mevdu hadisin, ictihadın ne olduğuna bakalım.

Bid’at ehlinin ibadeti

Yazarın birisi, (Evet Hamidullah bid’at ehlidir, ama hizmeti çoktur) dedi. Ben de, bid’at ehlinin ameline sevap verilmez dedim. O da, bid’at ile ilgili hadislerin, kiminin zayıf, kiminin ise uydurma olduğunu söyledi. Kaynaklar verdi. Diğerleri gibi bu yazarın da bilmediği husus, ictihad ictihadla nakzedilmediği gibi, bir âlim başka bir âlimin kitabındaki hadise uydurma demekle o hadis öteki âlime göre de uydurma olmaz. Ayrıca birçok din adamı da sahih olmakla, kabul olmanın ne demek olduğunu bilmiyor. Önümüzdeki haftada yazılarım bu konu ile ilgilidir. Bid’at ehlinin amelinin kabul olmayacağına dair birçok hadis-i şerif vardır.

Bir tenkit mektubu (Zırva tevil götürmez)

Hamidullah ile ilgili yazılardan dolayı gelen bir tenkit mektubunda deniyor ki:

1- Miracı inkâr etmekle ne olur? O, İslamı kabul ediyor ya. Namaz kılan bir Müslümana Miracı veya Şakkul-kamer mucizesini inkâr etti diye kâfir denir mi? Kâfir diyenin kendisi kâfir olmaz mı?

Hamidullah’ın sapık görüşleri

Sadreddin Hoca, Hamidullah’ın, Resulullah Muhammed adlı kitabı için de diyor ki:

1- Hamidullah, bu kitabında Peygamber efendimizin nübüvvetten önceki, irhasat denilen, bin senedir yanan Mecusilerin ateşlerinin sönmesi, Kisra’nın sarayının yıkılması gibi harikaların Peygamberimizin doğumu ile ilgisini kesmeye çalışarak (Müstakbel kahramanın dünyaya gelmesi ile bir alâkası olup olmadığı bir tarafa) diyor. (s.24)

2- Peygamber efendimizin, ilk vahyini anlatırken, yine samimiyetsizliğinin bariz örneğini veriyor. Vahyi rüya olarak gösteriyor. (s.49)

Cebrail aleyhisselamın ilk gelişi, uykuda, sonrakiler uyanıkken oldu. Vahy hep uyanıkken oldu.

Paris’te yaşayıp USA’da ölen Hintli

Bu Hintli, Fransızlarca profesörlükle taltif edilen Hamidullah’tır. (Kel ölür sırma saçlı, kör ölür, badem gözlü olur) atasözüne uygun olarak, Resulullah efendimize çeşitli şekilde saldıran ve ilim ehli tarafından küfrü açıklanan Hamidullahı öyle övdüler, öyle şişirdiler ki, muhakkak Arş titremiştir!

Mİ’RAC VE HAMİDULLAH

Mr.Prof.Hamidullah, A.Ü. İslâmî İlimler fakültesinde Mİ’RAC ile ilgili bir seminer veriyor. Seminere katılanlar arasında Dr. Zeki Çıkman isimli bilgili bir müslüman bulunmaktadır. Dr. Zeki Çıkman, din gayretinin verdiği cesaretle Mösyö Hamidullah‘a bazı sorular tevcih ediyor. Konuşma münazara şeklini alıyor. 50 dakika süren münazara sonunda, Dr. Zeki Çıkman’ın aklî ve naklî delilleri karşısında şahitlerin huzurunda Mösyö Hamidullah “Ben böyle düşünüyorum, kanaatim budur. Bu benim şahsi anlayışımdır.” demek mecburiyetinde kalıyor. Konuşmalar teyple tespit edilmiş.

HAMİDULLAH-BAİDULLAH

Dalalet kumkuması

1- Her şeyden evvel eserine “İslâm Peygamberi” adını koymakla bütün zaman ve mekânın ve topyekün kainatın efendisine, tek Peygamberine âdeta mahdut bir saha, muayyen bir daire çizen, onu birdenbire göze çarpmayacak şekilde dar bir tefrik ve tahsis çemberi içine alan ve böylece en azılı İslâm düşmanlarından Hollandalı müsteşrik Doktor (Duzi) ağzıyla konuşan...

2- İslâmın o da hatır için, orta seviyeyi hedef tutturucu bir din olduğunu kaydeden ve dolayısıyle yüksek seviyeye mahsus olmadığı hissini sinsice veren (s. 14)…

3- İç ve dış bütün ilimlerin sahibine, Suriye Hıristiyanlarından din bilgisi almış olmayı yakıştıran (s. 21)…