Ölüler de işitir!..
Müslüman ölü de, kafir ölü de işitir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar, Rableri indinde diridir ve rızıklandırılmaktadır.) [Al-i İmran 169]
(Allah yolunda öldürülenler diridir, ama siz anlayamazsınız.) [Bekara 154]
Şehidlerden üstün olan peygamberler de, elbette diridir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her peygamber, kabrinde diri olup namaz kılar.) [Beyhekî]
(Tanıdığının kabrine uğrayıp selam vereni ölü tanır, ona cevap verir.) [İ. Ebiddünya]
(Ölü kabre konurken, onların ayak seslerini işitir.) [Buharî]
(Ölüler yaptığınız iyi işlerinizi görünce sevinir, kötü işlerinize üzülürler.) [İ. Ebiddünya]
Peygamber, şehit ve Müslüman her ölü işittiği gibi, kâfir olan ölü de işitir. Çünkü ruh ölmez. Peygamber efendimiz, Bedir'de bir çukura gömülü olan müşriklerin yanına varıp (Rabbinizin size vâdettiğine kavuştunuz mu?) buyurunca, Hz. Ömer, (Ya Resulallah leşlere mi söylüyorsun, onlar işitir mi?) dedi. Cevaben buyurdu ki: (Siz beni onlardan daha iyi işitmezsiniz.) [Buharî]
(Sen ölüye işittiremezsin) âyetinde, diri olup, gözü kulağı ve beyni olan kâfirler ölüye benzetiliyor, (Ölü kalblileri [kâfirleri] imana kavuşturamazsın) deniyor. (Ölülere, sağırlara işittiremezsin) buyurulduktan sonra, ancak iman edenlere işittirebileceği bildiriliyor. (Rum 52, 53)
Fatır suresinin (Diri ile ölü [mümin ile kâfir] bir olmaz. Allah dilediğine işittirir. Sen kabirdekilere [inatçı kâfirlere] işittiremezsin [imana kavuşturamazsın]) mealindeki 22. âyet-i kerimesinde de, kâfirler, ölülere benzetilmiştir. (Beydavi)
(Sen ölülere işittiremezsin, ancak âyetlerimize iman edeceklere işittirebilirsin) buyurulup, kâfirlerin işitmeyeceği, yani hakkı kabul etmeyeceği, ancak müminlerin işitecekleri bildirildi. (Neml 80, 81)
(Kâfirlerin gözleri değil, göğüslerindeki kalbleri kördür) buyurulup, hakkı görmedikleri için kâfirlere kör denildiği bildiriliyor. (Hac 46) Ayrıca 2/18, 5/ 71, 6/ 50, 7/ 64, 10/ 42, 11/24, 13/16, 17/72, 27/ 66, 41/ 17, 43/40 ve daha başka âyet-i kerimelerde, kâfirler ölüye benzetilmiş, onların kör, sağır ve dilsiz oldukları yani hakkı görmedikleri, işitmedikleri, söylemedikleri dolayısıyla hidâyete kavuşmadıkları bildirilmektedir. Buradaki işitmek, kabul etmek demektir. (Beydavi)
Ölü işittiği için, ölüye telkin vermek sünnettir. (Deylemi)
Hz. Mevlana da, (Ben ölünce, beni düşünün, imdadınıza yetişirim) buyurdu.
Mektubat-ı Dehlevi'de (Ruhaniyetime teveccüh edin veya Mazhar-ı Canan'ın kabrine gidin! Ondan hasıl olan fayda, bin dirinin faydasından daha çoktur.) buyuruldu.
İbni Kemalpaşa'nın Hadis-i erbain'deki (Bir işinizde, sıkışıp bunalınca, kabirdekilerden yardım isteyin.) ve Deylemî'nin bildirdiği (Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı) hadis-i şerifleri de, Allahü teâlânın izni ile, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir. (M. Nasihat)
02052002
(Allah yolunda öldürülenler diridir, ama siz anlayamazsınız.) [Bekara 154]
Şehidlerden üstün olan peygamberler de, elbette diridir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her peygamber, kabrinde diri olup namaz kılar.) [Beyhekî]
(Tanıdığının kabrine uğrayıp selam vereni ölü tanır, ona cevap verir.) [İ. Ebiddünya]
(Ölü kabre konurken, onların ayak seslerini işitir.) [Buharî]
(Ölüler yaptığınız iyi işlerinizi görünce sevinir, kötü işlerinize üzülürler.) [İ. Ebiddünya]
Peygamber, şehit ve Müslüman her ölü işittiği gibi, kâfir olan ölü de işitir. Çünkü ruh ölmez. Peygamber efendimiz, Bedir'de bir çukura gömülü olan müşriklerin yanına varıp (Rabbinizin size vâdettiğine kavuştunuz mu?) buyurunca, Hz. Ömer, (Ya Resulallah leşlere mi söylüyorsun, onlar işitir mi?) dedi. Cevaben buyurdu ki: (Siz beni onlardan daha iyi işitmezsiniz.) [Buharî]
(Sen ölüye işittiremezsin) âyetinde, diri olup, gözü kulağı ve beyni olan kâfirler ölüye benzetiliyor, (Ölü kalblileri [kâfirleri] imana kavuşturamazsın) deniyor. (Ölülere, sağırlara işittiremezsin) buyurulduktan sonra, ancak iman edenlere işittirebileceği bildiriliyor. (Rum 52, 53)
Fatır suresinin (Diri ile ölü [mümin ile kâfir] bir olmaz. Allah dilediğine işittirir. Sen kabirdekilere [inatçı kâfirlere] işittiremezsin [imana kavuşturamazsın]) mealindeki 22. âyet-i kerimesinde de, kâfirler, ölülere benzetilmiştir. (Beydavi)
(Sen ölülere işittiremezsin, ancak âyetlerimize iman edeceklere işittirebilirsin) buyurulup, kâfirlerin işitmeyeceği, yani hakkı kabul etmeyeceği, ancak müminlerin işitecekleri bildirildi. (Neml 80, 81)
(Kâfirlerin gözleri değil, göğüslerindeki kalbleri kördür) buyurulup, hakkı görmedikleri için kâfirlere kör denildiği bildiriliyor. (Hac 46) Ayrıca 2/18, 5/ 71, 6/ 50, 7/ 64, 10/ 42, 11/24, 13/16, 17/72, 27/ 66, 41/ 17, 43/40 ve daha başka âyet-i kerimelerde, kâfirler ölüye benzetilmiş, onların kör, sağır ve dilsiz oldukları yani hakkı görmedikleri, işitmedikleri, söylemedikleri dolayısıyla hidâyete kavuşmadıkları bildirilmektedir. Buradaki işitmek, kabul etmek demektir. (Beydavi)
Ölü işittiği için, ölüye telkin vermek sünnettir. (Deylemi)
Hz. Mevlana da, (Ben ölünce, beni düşünün, imdadınıza yetişirim) buyurdu.
Mektubat-ı Dehlevi'de (Ruhaniyetime teveccüh edin veya Mazhar-ı Canan'ın kabrine gidin! Ondan hasıl olan fayda, bin dirinin faydasından daha çoktur.) buyuruldu.
İbni Kemalpaşa'nın Hadis-i erbain'deki (Bir işinizde, sıkışıp bunalınca, kabirdekilerden yardım isteyin.) ve Deylemî'nin bildirdiği (Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı) hadis-i şerifleri de, Allahü teâlânın izni ile, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir. (M. Nasihat)
02052002
Ölüm ve Kabir Hayatı
- Allah’ın azabı şiddetlidir
- Amel defteri kapanmaz
- Beden ölse de ruhlar ölmez
- Cennete ancak Müslüman girer
- Hesaba çekilme riski var
- İnsan ölür, ruhu ölmez
- Kabir azabı haktır
- Kabir suali
- Ölü için devir ve iskat
- Ölüler de işitir!..
- Ölüme hazırlık [Büyüklerin sözleri]
- Ölüye sevap günah yazılması
- Yanıp ölene kabir azabı