YUSUF EL-KARADÂVİ MEZHEPSİZ Mİ?
Yusuf el-Karadâvî: Nisbesi genellikle yanlış (Kardâvî tarzında) zikredilir. Doğrusu –Mısır'daki Karada kasabasına nisbetle– Karadâvî'dir. Eserlerinde herhangi bir mezhebi iltizam etmeme tavrıyla ön plandadır.
Fakat beni rahatsız eden bir şey var Yusuf el- Karadavi’nin söylemleri içerisinde. Bu müslümanlar arası, müslümanlar içi bir meseledir. İslam’ı günümüz insanına anlatırken, yaşamaya çalışırken, tarih içerisinde oluşmuş ve bugüne kadar varlığını taşımış, devam ettirmiş İslam mezhepleriyle Yusuf el-Kardavi’nin bir derdi var. Bunu burada mutlaka dile getirmem lazım. Bu konuda gazetede de yazdım.
Bu konuda tavrı mı var?
Evet, yani herhangi bir mezheple bağımlı kalmak, herhangi bir mezhebin mukallidi olmak ki o buna, mezhep taassubu diyor, çağdaş bir müslüman için Yusuf el-Karadavi’nin onaylamadığı bir şey. Bir de şunu söylüyor: “Global bir köy haline gelen, çok küçülmüş olan bir dünyada artık mezheplerle bir yere varamayız. Mezhep taassubunu bırakacağız, İslam’ın kolaylaştırılmış hükümleri nerde varsa onu alacağız.” Hatta daha ileri giderek şunu da söylüyor: “Kur’an ve sünnet aslında bu dini kolaylaştırdığı halde fıkıh zorlaştırmıştır. Fuzûli, gereksiz birtakım hassasiyetlerle birtakım yükler getirmiştir. Şimdi bu yükleri atıp bu fıkhı, bu dini kolaylaştırmamız lazım.”
Kaynak: Ebubekir Sifil İle Mülakat–2: Güncellenmiş Bir Ehl-i Sünnet Kelamına İhtiyaç Var, İlkadım - Eylül-2005
Yeri gelmişken el-Karadavi'nin, İbn Teymiyye'ye ittibaen Cehennem'in kâfir ve müşrikler için de ebedi olmadığı görüşünü benimsediğini bir not olarak eklemiş olalım.
Kaynak: Ebubekir Sifil, Milli Gazete, 13 Haziran 2005
DİA'da da belirtildiği gibi İbnu'l-Vezîr ve İsmail Hakkı İzmirli'nin de Cehennem azabının fena bulacağı görüşünü benimsediği bilinmektedir. Çağdaş araştırmacılardan Yusuf el-Karadâvî de bu isimlere eklenmelidir. el-Karadâvî'nin konu hakkındaki görüşü için aşağıdaki adrese bakılabilir:
http://www.qaradawi.net/site/topics/article.asp?cu_no=2&item_no=3728&version=1&template_id=187&parent_id=18
Kaynak: Ebubekir Sifil, İbn Teymiyye Ve İbnu'l-Kayyım'ın Cehennem'in Ebediliği Meselesindeki Görüşünün Tesbiti, İnkişaf Dergisi, No: 7
http://www.inkisaf.net/articles+article.id+109.htm
el-Karadâvî’nin fıkıh anlayışı; “eşyada asl olan ibahadır”, “iş daraldığında genişletilir”, “zaruretler mahzurları mubah kılar”, “zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkar edilemez”, “meşakkat kolaylığı celb eder” gibi genelde kolaylığı, haramdan çok ibahayı telkin eden fıkıh ilkelerine dayanır. el-Karadâvî bu ilkeleri kayıtlayan alt prensiplerin olabileceğini ya da detaylarda bunların yerine başka kaidelerin uygulanması gerektiği gibi aksi ihtimalleri göz önünde bulundurmaz. Bu nedenledir ki o fetvalarında genelde modern iktisadî ya da sosyal problemleri olumlayıcı bir yaklaşım sergiler. Onun fetvalarında, modern çağın Müslüman ferde dayattığı her sorun ama şöyle ama böyle; fakat çoğunlukla meşrulaştırılarak çözümlenmektedir. Sözgelimi üniversiteye alınmayan başörtülü kızların başlarını açabileceği yönündeki fetvası bunun en son ve çarpıcı örneğidir(*).
(*) el-Karadâvî’nin bu son fetvası, açılış toplantısında kendisiyle yaptığımız söyleşi sırasında bizzat kendi ağzından duyulmuş ve söyleşi içinde kayda alınmıştır.
Derleyen: Murat Yazıcı
Kaynak: Ebubekir Sifil, Milli Gazete, 19 Haziran 2004
Fakat beni rahatsız eden bir şey var Yusuf el- Karadavi’nin söylemleri içerisinde. Bu müslümanlar arası, müslümanlar içi bir meseledir. İslam’ı günümüz insanına anlatırken, yaşamaya çalışırken, tarih içerisinde oluşmuş ve bugüne kadar varlığını taşımış, devam ettirmiş İslam mezhepleriyle Yusuf el-Kardavi’nin bir derdi var. Bunu burada mutlaka dile getirmem lazım. Bu konuda gazetede de yazdım.
Bu konuda tavrı mı var?
Evet, yani herhangi bir mezheple bağımlı kalmak, herhangi bir mezhebin mukallidi olmak ki o buna, mezhep taassubu diyor, çağdaş bir müslüman için Yusuf el-Karadavi’nin onaylamadığı bir şey. Bir de şunu söylüyor: “Global bir köy haline gelen, çok küçülmüş olan bir dünyada artık mezheplerle bir yere varamayız. Mezhep taassubunu bırakacağız, İslam’ın kolaylaştırılmış hükümleri nerde varsa onu alacağız.” Hatta daha ileri giderek şunu da söylüyor: “Kur’an ve sünnet aslında bu dini kolaylaştırdığı halde fıkıh zorlaştırmıştır. Fuzûli, gereksiz birtakım hassasiyetlerle birtakım yükler getirmiştir. Şimdi bu yükleri atıp bu fıkhı, bu dini kolaylaştırmamız lazım.”
Kaynak: Ebubekir Sifil İle Mülakat–2: Güncellenmiş Bir Ehl-i Sünnet Kelamına İhtiyaç Var, İlkadım - Eylül-2005
Yeri gelmişken el-Karadavi'nin, İbn Teymiyye'ye ittibaen Cehennem'in kâfir ve müşrikler için de ebedi olmadığı görüşünü benimsediğini bir not olarak eklemiş olalım.
Kaynak: Ebubekir Sifil, Milli Gazete, 13 Haziran 2005
DİA'da da belirtildiği gibi İbnu'l-Vezîr ve İsmail Hakkı İzmirli'nin de Cehennem azabının fena bulacağı görüşünü benimsediği bilinmektedir. Çağdaş araştırmacılardan Yusuf el-Karadâvî de bu isimlere eklenmelidir. el-Karadâvî'nin konu hakkındaki görüşü için aşağıdaki adrese bakılabilir:
http://www.qaradawi.net/site/topics/article.asp?cu_no=2&item_no=3728&version=1&template_id=187&parent_id=18
Kaynak: Ebubekir Sifil, İbn Teymiyye Ve İbnu'l-Kayyım'ın Cehennem'in Ebediliği Meselesindeki Görüşünün Tesbiti, İnkişaf Dergisi, No: 7
http://www.inkisaf.net/articles+article.id+109.htm
el-Karadâvî’nin fıkıh anlayışı; “eşyada asl olan ibahadır”, “iş daraldığında genişletilir”, “zaruretler mahzurları mubah kılar”, “zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkar edilemez”, “meşakkat kolaylığı celb eder” gibi genelde kolaylığı, haramdan çok ibahayı telkin eden fıkıh ilkelerine dayanır. el-Karadâvî bu ilkeleri kayıtlayan alt prensiplerin olabileceğini ya da detaylarda bunların yerine başka kaidelerin uygulanması gerektiği gibi aksi ihtimalleri göz önünde bulundurmaz. Bu nedenledir ki o fetvalarında genelde modern iktisadî ya da sosyal problemleri olumlayıcı bir yaklaşım sergiler. Onun fetvalarında, modern çağın Müslüman ferde dayattığı her sorun ama şöyle ama böyle; fakat çoğunlukla meşrulaştırılarak çözümlenmektedir. Sözgelimi üniversiteye alınmayan başörtülü kızların başlarını açabileceği yönündeki fetvası bunun en son ve çarpıcı örneğidir(*).
(*) el-Karadâvî’nin bu son fetvası, açılış toplantısında kendisiyle yaptığımız söyleşi sırasında bizzat kendi ağzından duyulmuş ve söyleşi içinde kayda alınmıştır.
Derleyen: Murat Yazıcı
Kaynak: Ebubekir Sifil, Milli Gazete, 19 Haziran 2004
Konular
- PEYGAMBERİMİZ NEDEN MİRAC'A ÇIKTI
- BAZI SEÇME HADİS-İ ŞERİFLER
- ABDEST ALMANIN FAZİLETİ
- ABDESTLİ DURMANIN FAZİLETİ
- MİSVAKIN ÖNEMİ
- ÖMER B. HATTAB (R.A)
- Hz. Ali (r.a.)
- Hz.Ebu Bekir (r.a) İle Hz.Ali'nin (r.a) Münazarası
- Hz. Ebu Bekir Sıddık (r.a.)
- Osman B. Affan (r.a.)
- İSKENDER EVRENESOĞLU (Sahte Mehdi)
- AHMED HULUSİ Mİ?!
- VEHHABİLER HIRİSTİYAN GİBİ İNANIYOR
- YANLIŞ DÜŞÜNENLERE CEVAPLAR
- ALLAH MEKANDAN MÜNEZZEHTİR
- MÜTEŞABİH AYETLERİ TEVİL ETMEK
- ARŞ DA SONRADAN YARATILDI
- ALLAH'IN ELİ NE DEMEKTİR?
- ALEMLERİN RAHMET VE UYARICISI
- RESULULLAHI ANMAK İBADETTİR
- RESULULLAHI ÖVMEK ŞİRK DEĞİLDİR
- RESULULLAH SEVGİSİNİN ÖNEMİ
- PEYGAMBERİ VE SALİHLERİ AŞIRI DERECEDE SEVMEK NEDİR
- VEHHABİLİK SON DİN Mİ Kİ
- ÖLÜDEN YARDIM İSTEMEK VE ŞEFAAT
- RESULULLAH EFENDİMİZİN ŞEFAATI
- DİĞER İNSANLARIN ŞEFAATI
- PEYGAMBER HAKKI İÇİN DUA ETMEK
- MÜMİNLER İÇİN DOST VE ŞEFAATÇI VAR
- HACER-ÜL ESVED PUT DEĞİLDİR