Zehirli | Konular | Kitaplar

İBNİ TEYMİYYE KİMDİR?

Konu ile ilgili yorumlar 4. sayfadasınız.
Konuya tekrar dönmek ya da konuyu okumak için buraya tıklayınız.

75 yorum 4. sayfa

ehli sunnet vel cemaat

S.a deerli kardeslerim oncelikle sunu soylemek istiyorum peyhamber efendimiz s.a.v sahih bir hadiste fatih sultan mehmet hz lerini ovmustur ve yuce atalarimiz ehli sunnet vel cemaatvve mezheplerin en hayirlisi olan hanefi mezhebini bize birakmislardir 73 firkanin 72 si cehenneme gidecegine gore onlarda bize o sirk bu sirktir dedigine gore ya onlar gidecek ya biz gonul isterki tum kardeslerimiz dogruyu gorsun hepimi bir olalim ama neylersin biz atalarimizin yolundan vzgecmeyelim arkadaslar hidayeti veren Allahtir....

04.03.2012 - misafir

sayin msafir

Allah c.c. soyle buyurmustur:
24 - Bunun üzerine, kavminin içinden kâfir kodaman topluluğu "Bu, dediler, tıpkı sizin gibi bir beşer olmaktan başka bir şey değildir. Size üstün ve hakim olmak istiyor. Eğer Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki bir melek gönderirdi. Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık."(mumınun suresi).
36 - Musa onlara apaçık âyetlerimizi getirince, "Bu, olsa olsa uydurulmuş bir sihirdir. Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik" dediler.(kasas suresi).
Bak kardes, amacimiz atalarimizin sozlerine baglanmak degil amacimiz sadece ve sadece Allah'in dinine baglanmak olsun.
Eger atalarimiz kafir olsalar idi, bizlerde peslerinden gidecekmiydik? Elbette gitmeyecektik.
Fatih sultan mehmet'i oven sahih hadisler oldugunu soylemene gelince.
Hadis su sekildedir: Kostantiniyye'yi (istanbul'u) Fethedeceksiniz, ne mutlu onlarin Emir'ine (komutanlarina), ne mutlu o orduya.
Bu hadis'i imam Suyuti Cem'u el-cevami adli eserinde dedigi gibi, imam Ahmed musnedinde, ibni huzeyme, begavi, baverdi, ibni es-seken, ibni kani, taberani, Ebu nuaym, Hakim ve baskalari rivayet etmistir.
Simdi bu hadis hakkinda iki sey soylemek isterim:
Ilk once bu hadis'in senedinde, Abdullah bin Bisr el-hasami vardir, ve buda bu hadisi rivayette infirad etmistir, yani sadece bu kisi bu hadisi rivayet etmistir, ve bu kisiyi ibni hibban'dan baskasinin sika yani guvenilir oldugunu soylememistir.
Iste bu nedenle bazi alimler bu hadis'in zayif oldugunu soylemislerdir.
Ama baska bir yandan bazi alimler ise, bu hadis'in sahih oldugunuda soylemislerdir elbette.
Ve insallah hadis sahihtir diyelim, ve gelelim ikinci noktaya:
Alimler bu hadisteki istanbul'u feth'eden ordu hakkinda ihtilaf etmislerdir, bazilari sahabe zamaninda istanbul'u feth'etmek icin cikan ve aralarindada sahabelerin bulundugu ordu oldugunu soylemislerdir.
Bazilari ise, Fatih sultan mehmet'in ordusunin oldugunu soylemislerdir.
Bazilari ise, istanbul'un kiyamet'in buyuk alametlerinden olan buyuk Istanbul fethi oldugunu soylemislerdir, ve bu buyuk fetih daha olmadi, insallah hz.mehdi gelince olacaktir.
Iste bu hadis insallah sahih ise, hangi orduya delalet ettiginde ihtilaf vardir.

Hanefi mezhebi'nin en hayirli mezhep olmasina gelelim.
Iste bu gercekten cok sacmadir kardesim, sana kim soylediki hanefi mezhebi en hayirli mezhep? Hangi alim o hak olan firkanin sadece hanefiler oldugunu soyluyor???
Lutfen Allah'tan korkarak yazin… ayrica sizlerin zikrettiginiz hadis'in sonunda Allah rasulune s.a.v. bu cennetlik bir firka'nin kim oldugunu soruyorlar, soyle cevap veriyor: iste onlar benim ve Ashabim nasilsa o sekil uzere kalanlardir.
Yani fatih sultan Mehmet gibi olanlar demiyor farkinda isen (burada faith sultan mehmet'i kucumsemek istemem, ama amacim sadece huccet olmadigidir, huccet sadece Kuran'a ve sunnet'e ittibadar, onun bunun sozunde degidir imam Ahmed'in ve cokca alimin dedigi gibi), boylece lutfen kafaniza gore dini yorumlamayin…
Bana soylermisiniz hangi alim hanefi mezhebinin kalan mezheplerden daha dogru oldugunu soyluyor??? Bu sadece bilmeyenlerin sozudur…
Yani bir hanefi bir safii'den daha ustun olacak, bu nasil olabilirki? Kuran'dan veya sunnet'den veya icma'dan delil nerede?
Boylelikle kardesim, kesinlikle dusunmeden yazmayalim, ve sadece fikih'taki mezhep ayrimi din ayrimi olmasin.
Bilki hanefi ile safii ile maliki veya hanbeli ile aralarinda hic bir yonden fark yoktur, fark sadece takva iledir, ve ahirette Allah c.c. sana mezhebin ne??? diye sormayacak, dinini ve amellerini soracak…
Dusunun… wesselamu aleykum

05.03.2012 - ebu ubeyde

Taktir

Kardeşim Allah (c.c.) razı olsun güzel açıklamışsın Allah azze ve celle mükafatını varsin ayaklarımızı hak yolda sabit kılsın inşallah.

15.03.2012 - misafir

Kardesler, acizane size

Kardesler, acizane size tavsiyem, dersini ve sohbetini takip ettiginiz hoca efendiler disindaki diger ilimli kisileri tekfir etmeyelim. Birakin bu vazifeyi ilim yoluna 30 senesini vermis alimler yapsin. Tekfir etmenin bize, dusman kazandirmaktan baska bir faydasi yoktur.
Ama, musluman Allah icin sevip Allah icin bugzetmeyi bilmelidir.
Su andaki alimler ve cemaatlerin durumuna bir goz atalim. Hocalari, caminin icinde sehid edilen, yahudi ve hristiyanlarin korkulu ruyasi, tastamam Rasulullah(sav) sunneti uzere giyinen ve peygamber hayat tarzini dustur edinen, ilmi olarak susturulamayinca, ahlaksizlikla suclanip iftiraya carptirilan,yetmezmis gibi hapise atilan hocalari bulunan tek cemaat Mahmut Efendinin yetistirdigi saglam ve inancli ayni zamanda da Allah icin cigeri yanan kaliteli muslumanlar ancak bir Muceddid efendinin terbiyesiyle mumkun olabilecegi ispat edercesine hakli mucadelesinden zerre taviz vermeyen gercek yolun yolculari olabilir.
CUBBELI HOCA EFENDIYI TAKIP EDIN. Gerisini Allaha havale edin.

23.03.2012 - misafir

sayin misafir

dur bakiyim sen oyle, sana kim demis Cubbeli'yi takip edin diye??? bak kardesim, kafaniza gore fetvalar vererek insanlari saptirmayin, kiyammete Allah c.c. hesap soracaktir, ona gore...
hic kimse Peygamberimiz s.a.v. disinda hic kimseyi takip etmek zorunda degil, asla kimse bunu soyleyemez, ve tarih boyunca hic kimsede bunu soylemedi, bu nedenle ogle kafaniza gore asla konusmayin...

ne demek Cubbeli'yi takip et kalalnini Allah'a haval et???? sen hic bunlari yazarken seni yaratandan kormuyormusun???? kim ogretis sana bu bilgileri? kardesim sagda solda feva verecegine git ogren ogren Allah askina yaoma boyle, korkarim birilerini saptirirsin, sonrada cezasini ahirette kecersin Allah muhafaza, Allah seni korusun kardesim bak dikkat et...

oyle kafana gore birisini takip edip kalanini Allah'a havale etmek diye bir sey islamda yoktur, nereden biliyorsun yarin Cuppeli cikip derse: ben kafir oldum, o zaman sende kafir olup kalanini Allah'a havalemi edeceksin???

Cuppeli'nin : Allah soyle demis ((hasa)) ete kemige burundum Mahmut diye gorundum, sozunudemi sen kabul edip gerisini Allah'a haval edeceksin???

Allah'a cisim isnad eden birisinin hic kimse pesinde gitmek zorunda degildir

vesselamu aleykum

05.04.2012 - ebu ubeyde

CVP:sayin misafir

peki o zaman nedir sizde bu ibni teymiye sevdası. cübbeliye takip etmeyelim de ibni teymiyyenin peşinde mi gidelim?

aralarında ne fark var ki?

05.04.2012 - misafir

cübbeli hoca

selamunaleykum,

hayırlı cumalar,

arkadaş nacizane diye başlamış ama sonunda yine kendi tarikatını övmüş,efendim siz övmiyceksiniz insanlar sizi bulacak,siz burda gelmiş geçmiş,geçmişin alimlerini yadırgayacak veya onlar hakkında görüş bildircek dereceye sahipmisiniz acaba,bahsettiğin hocayı takip edersek ceza evinden cıkamayız herhalde.selametle.

06.04.2012 - misafir

sayin kardes

sana kim demis illa birisini takip et diye?

Muhammed Mustafa'nin S.A.V. sozleri elimizde iken, Cubbeli'yi Ibni teymiyye'yi takip edene yaziklar olsun.

ayrica ibni teymiyye ile Cibbeli'nin karsilastirilmayacagini sizde iyi bilmeniz gerekir, sadece ibni teymiyye'nin asri saadete daha yakin bir donemde yasamasi bile fazilet bakimindan onun daha ustun olmasi icin yeterlidir.

keza ebu hanife ile ibni teymiyye'de kiyaslanmaz, Ebu hanife'nin fazileti icin selef ulemasindan olmasi bile onun icin yeterlidir.

ayrica Cubbeli'nin ilmi seviyeside eskilerin yaninda bi hictir...
bundan sonra kafaniza gore konsmayin...

ayrica oyle konusacaginiza, seni sahsen tanimam ama, Cubbeli'yi sevenlerin cogu ibni teymiyye'yi mucessime diye tekfir ederler.

mucessime: Allah'a cisim isnad eden demektir, halbuki ibni teymiyye'nin birntane bile sozu yoktur.

ama ben Cubbeli'nin su sozu hakkinda bir cevap isterim: Allah soyle demis(hasa): Ete kemige burundum Mahmut diye gorundum...

ibni teymiyye'nin Allah'a cisim isnad eden bir tane bile sozu yok iken ona mucesime demeleri, baska bir yonden kendi hocalari acik bir sekilde Allah'in ete ve kemige burundugu iddia ederken ona mucessime dememeleri cok garip bir seydir.

08.04.2012 - ebu ubeyde

teymiyye ve yaxut decal hec

teymiyye ve yaxut decal hec bir ferqi yoxdur sadece zaman ve mekan ferqi var bu vaxta qeder bu qeder ummet kufurdemiydi ki bu taxtabaw gelib islami yeniden qurur

17.04.2012 - misafir

İbni Teymiyye

İbni Teymiye Sual: Vehhabilerin [selefilerin] Şeyh-ül-
İslam bilip yolundan
gittikleri İbni Teymiye
kimdir, âlimlerimiz
onun hakkında ne
demiştir? CEVAP Hanbeli fıkıh ve hadis
âlimi iken mezhepsiz
oldu. Ehl-i sünnete
uymayan yazılarından
dolayı Mısır’da iki defa
hapsedildi. 1263 senesinde Harran’da
doğup, 1328 de Şam’da
kalede hapiste iken
vefat etti. İbni Teymiye, Ehl-i
sünnet âlimlerinin
büyüklüğünü
anlamamış, tasavvufu
inkâr etmiş, Ehl-i
sünnetten ayrılmıştır. Kitapları, kendilerine Selefiyyeci diyen mezhepsizlere kaynak
olmaktadır.
Mezhepsizler, onu
övmekte, İslam
müceddidlerinin piri
demektedirler. İbni Teymiye’nin şaki ve
dalalette olduğu Seyf- ül-Cebbar ve farisi Tâlim-üs-sübyanda da yazılıdır. Camiul-ezherdeki hanefi
âlimlerinden
Muhammed Bahitin (Tathir-ül-füad min-
denisil itikad) kitabı, (Et-tevessüli bin-Nebi
ve bis-Salihin),
(Şevahid-ül-hak),
(Cevahir-ül-bihar),
(Seyf-ül-Cebbar) ve (Tâlim-üs-sübyan) kitapları, İbni
Teymiye’nin dalalete
düştüğünü vesikalarla
ispat etmektedir. İbni Battuta, ibni Hacer-i
Mekki, imam-ı Sübki,
kendi oğlu
Abdulvehhab, izzeddin
bin Cema'a, Ebu Hayyan
Zahiri, Zahid-ül Kevseri, Yusuf-i Nebhani, imam-ı
Şarani, Ahmed bin
Seyyid Zeyni Dahlan,
Şeyh-ül-İslam Mustafa
Sabri Efendi gibi nice
âlimler İbni Teymiye’ye reddiyeler yazmışlar,
dalalet ve küfürlerini
açıklamışlardır. Üstad
Necip Fazıl da, (14. asrın
irşad kutbu seyyid
Abdülhakim Arvasi, “İbni Teymiye dini
içinden zedeleyen
mülhiddir” buyurdu) diyor. (Türkiye’nin Manzarası) Dal ve mudil olduğu, Savi tefsiri 107. sayfasında da yazılıdır. İslam âlimleri
buyuruyor ki:
(Allahü teâlânın,
sapıtmasına ilmini
sebep ettiği kimsedir.) [İbni Hacer-i Mekki - Fetava-yı hadisiyye] (İbni Teymiye öyle bir
kimsedir ki, bozuk
sözlerine ve çürük
vesikalarına, büyük
âlimler cevap vermişler
ve düşüncelerinin çirkinliğini ortaya
koymuşlardır. [Şam,
Mısır ve Kudüs’de
kadılık yapmış olan şafii
fıkıh ve hadis
âlimlerinden Muhammed] İzzibni
Cemaa, onun için, Allahü
teâlânın dalalete
sürüklediği, azdırdığı ve
zillet gömleği giydirdiği
kimsedir. İslam âlimlerine ve bilhassa
Hulefa-i raşidine karşı
ahmakça itirazlarda
bulunmuştur demiştir.) [İbni Hacer-i Mekki - El- cevher-ül-munzam] (İbni Teymiye’nin
sözlerinin kıymeti
yoktur. O, dalalettedir
ve Müslümanları
dalalete
sürüklemektedir. Müslümanların
icmasından ayrılmış,
bid’at yolunu
tutmuştur. İslam
âlimleri, onun dalalette
[sapık] olduğunu, sözbirliği ile bildirdi.
Kutbüd-Berdiri, Şerhi
Muhtasarda, bunu uzun
yazmaktadır.) [Tahir Muhammed Süleyman - Zahiretül-fıkhil- kübra] (Kitab-ül Arş onun en
çirkin kitaplarındandır.
Ona Şeyh-ül-İslam
diyenin kâfir olacağını
söyleyen âlimler vardır.) [İmam-ı Sübki] (Nebras haşiyesinde bildiriliyor.) (İbni Teymiye’ye uyanın
malı ve canı helaldir.) [Miratül-cenan, Nebras
haşiyesi] İbni Teymiye, Kitab-ül Arş isimli eserinde, “Allah Arş'ın üzerinde
oturur, kendisi ile
beraber oturması için
Resulullaha da yer
bırakır” diyor. Essırat- ul-müstekim kitabında da, ibni Abbas gibi
büyük sahabilere kâfir
demiştir. (Keşfüzzunun) El-ubudiyyet kitabında ise, Allahü teâlânın
ismini zikretmenin
bid’at ve dalalet
olduğunu bildirmekte
ve tasavvuf âlimlerine
çirkin iftiralar yapmaktadır. (Arş kadimdir) diyor. (Akaid-i Adudiyye
şerhi) (Şam camiinin
minberinden inerken
“Allah gökten yere,
benim indiğim gibi
iner” dedi.) [İbni Battuta - Tuhfetünnüzzar tarihi] Abduh’un
yetiştirdiklerinden olup,
onun yolunda giden
Abdürrazık paşa bile
diyor ki:
(Vehhabilik, bir bakımdan ibni
Teymiye’ye bağlı olduğu
gibi, son asrın
müceddidi denilen
Abduh’daki dinde
reform fikirleri de, ibni Teymiye’ye bağlıdır.) (Kaza namazı kılmak
lazım değildir) derdi.
Halbuki dört mezhepte
de farzdır. Cehennem azabı sonsuz
olmadığını söylerdi.
Kâfirlerin Cehennemde
sonsuz kalacaklarına
dair bir çok âyet-i
kerime vardır. (Bekara 81, Ahzab 65, Fussilet 28, Zuhruf 74) (Ömer çok yanılmıştır)
diyerek, imam-ı
Ahmed’in bildirdiği (Allahü teâlâ, doğru
sözü, Ömer’in dili
üzerine koymuştur. [O hiç yanılmaz]) hadis-i şerifine karşı gelmiştir.
Eshab-ı kiramın çoğu,
ictihad ile anlaşılacak
işlerde yanılmış olsa da,
onların yanılmaları,
ictihadi mesele idi. İctihadda müctehidin
yanıldığı bilinemez.
Çünkü ictihad ictihad ile
nakzedilmez. Bunun
için, müctehid olan o
büyükler tenkit edilemez. Dört
mezhebin ictihadları
farklı olduğu halde,
benimki doğru diyerek
biri ötekini tenkit
etmemiştir. Sadreddin-i Konevi, İbni
Arabi hazretleri gibi
tasavvuf büyüklerine de
saldırmıştır. “Gazali’nin
kitapları uydurma hadis
ile dolu” derdi. (Hadika) İmam-ı Şarani hazretleri
buyuruyor ki:
(İbni Teymiye,
tasavvufu inkâr eder,
evliyaya, ariflere dil
uzatırdı. Kitaplarını okumaktan, yırtıcı
hayvandan kaçar gibi
kaçmalıdır.) [Tabakat- ül-kübra] İmam-ı Süyuti hazretleri
buyuruyor ki:
(İbni Teymiye kibirliydi.
Kendini beğenirdi.
Herkesten üstün
görünmek, karşısındakini
küçümsemek,
büyüklerle alay etmek
âdeti idi.) [Kam-ul Muarıd] Muhammed Ali Bey; Hitat-uş-Şam kitabında diyor ki:
(İbni Teymiye’nin
hedefi, Luther adındaki
papazın hedefine
benzer. Fakat,
Hıristiyanlığın reformcusu muvaffak
oldu. İslamınki
olamadı.) İbni Hacer-i Askalani
hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye; “Kabri
Nebeviyi ziyaret için
sefere çıkmak haramdır.
[Hazret-i] Ali iman ettiği zaman çocuk olduğu
için Müslümanlığı sahih
olmadı. [Hazret-i]
Osman malı çok
severdi” diyerek eshab-ı
kiramın büyüklerine dil uzattı.) [Ed-Dürer-ül- Kamine] İbni Hacer-i Mekki
hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye,
Peygamberlerin
masumiyetini
(günahtan korunmuş olduklarını)
reddetmiştir. Halbuki,
masumiyet
Peygamberlerin
sıfatlarındandır.
Başta Peygamber efendimizin kabri
şerifleri olmak üzere
eshab-ı kiramın,
velilerin, âlimlerin ve
salih Müslümanların
kabirlerinin ziyaret edilmesine karşı çıkmış,
bunları şefaate vesile
kılmayı da haram
saymıştır.) [Fetava-i Hadisiyye] Sual: Selefilerin vazgeçilmez üç prensibi
varmış, bunlara
uymayan Allah’ın
gönderdiği din ile amel
etmezmiş. Bu hususta
açıklama yapar mısınız? CEVAP İbni Teymiye, Furkan isimli kitabında dini üç
kısma ayırmaktadır.
Selefilere göre bu üç
prensip vazgeçilmez
esaslardır. İslamiyet
ancak bu üç kaide gereğince, aslına uygun
olarak bilinebilirmiş.
Yoksa İslam pınarını,
etraftan karışmış
bulanık sulardan yani
mezhep imamlarının ictihadlarından
arındırmak mümkün
değilmiş. Çünkü
fıkıhçılar, kelamcılar ve
tasavvuf ehli, dinin
aslına ilaveler yapmışlar, bu bakımdan
din çok genişletilmiş ve
içinden çıkılmaz bir hâl
almışmış. Dine yapılan
bu ilaveleri çıkarmak
gerekirmiş. Selefilerin sımsıkı
bağlandıkları üç prensip
şöyle: 1- Münezzel din: Kur’an-ı Kerimden ve
sahih kabul ettiği hadis-
i şeriflerden kendi
anladıkları. 2- Müevvel din: Mezhep imamlarının Kitap ve
sünnetten çıkardıkları
hükümler. 3- Mübeddel din: Geçmiş dinlerin
hükümleri ve uydurma
saydığı hadis-i şerifler. İbni Teymiye’ye göre, Münezzel dine uymak bütün müslümanlara
farzdır. Çünkü Allahü
teâlâ bir müctehidin
Kitap ve Sünnetten neyi
anladığını bir başka
mükellefe sormaz. Hatta onu mükellef de tutmaz.
Herkesi Kitap ve Sünneti
anladığı ölçüde sorumlu
tutar. Bu bakımdan
herkes, Münezzel din ile
amel etmelidir. Müevvel dine, tevil edilmiş olana,
ictihaddan aciz olan
mukallitlere caizdir.
Ama müctehid olanlara
bu caiz değildir. İbni Teymiye’nin
selefiye yolunu savunan
bütün mezhepsizler,
kendilerini birer
müctehid zannettikleri
için, mezhep hükümleri onlar için muteber
değildir, Kitap ve
Sünnetten anladıklarına
tâbi olurlar. Kendilerine
selefiyiz diyen bugünkü
mezhepsizler, kraldan çok kralcı olup, İbni
Teymiye mukallit halk
için müevvel din ile
[mezhep imamlarının
hükümleriyle] amel
etmeyi caiz görürken, onlar cahillerin de,
mezhep hükümleriyle
amel etmesini caiz
görmezler, herkesi Kitap
ve Sünnete el atmaya
iterler. İbni Teymiye’nin Mübeddel din diyerek eski dinleri bir kalemde
silip atması caiz olmaz.
Çünkü geçmiş dinlerin
iman yani inanılacak
hususları (yani
amentüdeki esaslar, insanlar tarafından
bozulmadan önce)
bütün dinlerde aynı idi.
İslamiyet bozulan bu
hususların doğrusunu
bildirmiş, amele ait hükümlerin de, hepsini
değil bazılarını nesh
etmiştir. Uydurma hadislerle
amel edilen bir din
yoktur. Uydurma hadis
meselesi de ayrı bir
konudur. Bir müctehidin
usulüne göre, uydurma sayılan bir hadis, başka
bir müctehidlerin
usulüne göre sahih
olabilir. İbni Teymiye,
aklının almadığı hadis-i
şeriflere hemen uydurma damgasını
basmıştır. Fıkıh, kelam
ve tasavvufun ortaya
koyduğu hükümleri,
usulleri, uydurma
hadislerden çıkarıldığı havasını uyandırmak
istemiştir. Onun bu
mugalatasına İslam
âlimleri gerekli cevaplar
vermiştir. Mezhepsizler, imamları
olan İbni Teymiye’nin
görüşlerine uyar ve
onun usulüne uyup
Kitap ve Sünnetten
ahkam çıkarmaya çalışırlar. Bunu da gayet
normal sayarlar ve buna münezzel din derler. Biz de mezhep
imamımız olan imam-ı
a'zam hazretlerinin
hükümleriyle amel
edince, onun usullerine
uyunca, Allah’ın gönderdiği din ile değil,
mezhep imamlarının
çıkardığı din ile amel
ettiğimizi söylerler. İbni Teymiye’ye uyup
Kitap ve Sünnete el ve
dil uzatan mezhepsizler,
bizim de imam-ı a'zama
uymamıza ne hakla
karşı çıkarlar ki? En kötü insan kimdir?
Sual: İbadet etmemek, günah işlemek kibirden
midir? İbni Teymiye’nin
bir mezhebe
bağlanmaması da mı
kibirdendir? CEVAP İki âyet-i kerime meali
şöyledir: (Allahü teâlâ, ibadet
etmekten çekinip
kibirlenenleri [ceza vermek için] kıyamette toplar.) [Nisa 172] (Dünyada kibirlenip,
günah işlediniz. Bugün
şiddetli azap
göreceksiniz.) [Ahkaf 20] Cahiliyet döneminde
Araplar kibirlerinden
ayakkabılarının bağı
kopsa eğilip
bağlamazlardı. Asr-ı
saadette iman edenler, eğilip toprağa secde
ettiler, ama müşrikler
yine kibirlerine devam
ettiler. Kâfir kalmalarına
kibirleri sebep oldu.
İmam-ı Süyûti hazretleri buyuruyor ki:
İbni Teymiye, kibirliydi,
kendini beğenirdi.
Herkesten üstün
görünmek,
karşısındakini küçümsemek,
büyüklerle alay etmek
âdetiydi. (Kamul- muarıd) İşte bu kibri yüzünden
bir mezhebe
bağlanmayıp,
mezhepsiz olmuştu.
İmam-ı Ebu Yusuf,
İmam-ı Muhammed, İmam-ı Züfer gibi büyük
âlimler, müctehid
oldukları hâlde, Hanefi
mezhebinin mensubu
olmakla şereflendiler.
Hiç kimse onları tenkit etmedi. Hâlbuki İbni
Teymiye, bu şereften
mahrum kaldı, tenkit
yağmuruna tutuldu,
hatta küfre girdiği bile
bildirildi. Dalalet fırkalarının hepsi de,
kibirleri yüzünden
çeşitli fırkalara
bölünmüştür. Her fırka
kendisinin doğru
olduğunu, diğer fırkaların sapık
olduğunu ilan etmiştir.
Hâlbuki tevazu, hakkı
çocuk söylese bile kabul
etmektir. İmam-ı
Rabbani hazretleri, (Kötü sıfatların en
kötüsü, kibir sıfatıdır) buyuruyor. Hadis-i
şeriflerde de
buyuruluyor ki: (Kibir, hakka razı
olmamak, hakkı kabul
etmemek ve insanları
küçük görmektir.) [Müslim] (En kötü kimse, katı
kalbli ve kibirli
olandır.) [İ. Ahmed] (Kibirden sakın! Kibir
şeytanı, hazret-i
Âdem’e doğru
secdeden alıkoydu.) [İ. Asakir] (Büyüklenip, kibirli
yürüyen kimse, ölünce
Allah’ı gazaplı bulur.) [Buhari] (Cehennemlikler katı
kalbli, cimri ve kibirli
kimselerdir.) [Buhari] (Kibrinden dolayı
ağzını eğip bükerek
konuşan ateştedir.) [Taberani] (Tevazu edip, fakirlerle
beraber ol ki, Hak
indinde değerin artsın
ve kibirden
kurtulasın.) [E. Nuaym] (Eski elbiseli fakir de,
kibirli olabilir.) [İ. Ahmed] (Allahü teâlâ, [özellikle] kibirli fakire
buğzeder.) [Taberani] (Lâ ilâhe illallah
kelimesini şeksiz,
kibirsiz ve zulüm
yapmadan söyleyeni
Allahü teala Cehennem
ateşinden korur.) [Hâkim] (Güzelliğin âfeti
kibirlenmektir.) [Harâitî] (Kibir, her
güzelliği yok eder.) İbni Teymiyye ve
mücessime
Sual: İbni Teymiyye’nin, Allahü teâlâyı bir cisim
olarak kabul eden
mücessime fırkasından
olduğu, kendi
kitaplarında yazıyor
mu? CEVAP Evet, kendi kitabında,
hâşâ Allah’ın Arş’ın
üstünde olduğunu ispat
etmek için diyor ki:
Allah dilerse, bir
sivrisineğin sırtına yerleşir de, sivrisinek
Onun kudreti ve
rububiyetinin lutfü ile
Onu yüklenip kaldırır.
Böyleyken Allah Arş’ın
üzerine nasıl yerleşmez? (Beyan Telbis el-
Cehmiyye, 1/568) Bu konuda, Zahid-ül-
Kevseri diyor ki:
İbni Teymiyye’nin
Allahü teâlâ hakkındaki
sözü işte budur. Sanki
mabudunun sineğin sırtına oturması, gerçek
bir işmiş gibi, bunu,
Allahü teâlânın, sineğin
sırtından daha geniş
olan Arş’ın üzerinde
karar kılmasına delil olarak ileri sürüyor!
Allahü teâlâ, bundan
münezzehtir. İbni
Teymiyye ve
yandaşlarından önce,
insanlardan, böylesi akılsızca bir söz
söyleyen bir kimseyi
bilmiyorum. Bu öyle bir
cinnet getirmektir ki,
üzerinde hiçbir cinnet
getirmek yoktur. Allah, onların
vasfettiklerinden
münezzehtir. Sineğin
taşıdığı bir mabud
tasavvur eden birisi,
muhatap bile alınmaz. (Makalat-ül-Kevseri,
301)

19.04.2012 - misafir

NASIL YOK, İBN TEYMİYE KEŞF

NASIL YOK, İBN TEYMİYE KEŞF KİTABINDA YAZAR VE DERKİ, BEN NASIL Kİ MİNBERDEN İNİYORUM AYNEN BÖYLEDE (HAŞA)ALLAH ARŞA İNDİ...
VE YİNE İBN TEYMİYE YAZARKİ, ALLAH ARŞ ÜSTÜNDE OTURMUŞ VE BİRAZ DA YANINDA YER YAPARAK HZ. PEYGAMBERİ OTURTMUŞ....BİLMEDEN KONUŞMA

01.05.2012 - misafir

Sen Kimsin be!

Essalamun Aleykum kardew sen kim oluyosunda İMAM TEYMİYYE haqqinda boyle konusuyorsun sen hic onun bildiyinin yarsini bilmezsin be o verdiyi fetvalardan Hapse dusmusdu amma siz acaba neye gore dusmusdunuz? Hemde Selefiler haqqindaki konunuz cok kotu Tovbe edin Diyor Size Seyh Abdulkerim el Kibrisi hemde Seyh Nazim hazretlerini Pislemiwsin Sen kimsin ha İMAM TEYMİYYE 20-yasinda Fetva vererdi acaba siz hic verdinizmi fetva? Iyi gunler!

08.05.2012 - Pir Suleyman Gazi

teymiyye nin garabetleri

ibni teymiye

1263 senesinde harran’da doğup, 1328 de şam’da kalede hapiste iken vefat etti. hanbeli fıkıh ve hadis âlimi iken mezhepsiz oldu. ehl-i sünnete uymayan yazılarından dolayı mısır’da iki defa hapsedildi.

ibni teymiye, ehl-i sünnet âlimlerinin büyüklüğünü anlamamış, tasavvufu inkâr etmiş, ehl-i sünnetten ayrılmıştır. kitapları, kendilerine selefiyyeci diyen mezhepsizlere kaynak olmaktadır. mezhepsizler, onu övmekte, islam müceddidlerinin piri demektedirler. ibni teymiye’nin şaki ve dalalette olduğu seyf-ül-cebbar ve farisi tâlim-üs-sübyanda da yazılıdır.

camiul-ezherdeki hanefi âlimlerinden muhammed bahitin (tathir-ül-füad min-denisil itikad) kitabı, (et-tevessüli bin-nebi ve bis-salihin), (şevahid-ül-hak), (cevahir-ül-bihar), (seyf-ül-cebbar) ve (tâlim-üs-sübyan) kitapları, ibni teymiye’nin dalalete düştüğünü vesikalarla ispat etmektedir.

ibni battuta, ibni hacer-i mekki, imam-ı sübki, kendi oğlu abdulvehhab, izzeddin bin cema'a, ebu hayyan zahiri, zahid-ül kevseri, yusuf-i nebhani, imam-ı şarani, ahmed bin seyyid zeyni dahlan, şeyh-ül-islam mustafa sabri efendi gibi nice âlimler ibni teymiye’ye reddiyeler yazmışlar, dalalet ve küfürlerini açıklamışlardır. üstad necip fazıl da, (14. asrın irşad kutbu seyyid abdülhakim arvasi, “ibni teymiye dini içinden zedeleyen mülhiddir” buyurdu) diyor. (türkiye’nin manzarası)

dal ve mudil olduğu, savi tefsiri 107. sayfasında da yazılıdır.

islam âlimleri buyuruyor ki:

(allahü teâlânın, sapıtmasına ilmini sebep ettiği kimsedir.) [ibni hacer-i mekki - fetava-yı hadisiyye]

(ibni teymiye öyle bir kimsedir ki, bozuk sözlerine ve çürük vesikalarına, büyük âlimler cevap vermişler ve düşüncelerinin çirkinliğini ortaya koymuşlardır. [şam, mısır ve kudüs’de kadılık yapmış olan şafii fıkıh ve hadis âlimlerinden muhammed] izzibni cemaa, onun için, allahü teâlânın dalalete sürüklediği, azdırdığı ve zillet gömleği giydirdiği kimsedir. islam âlimlerine ve bilhassa hulefa-i raşidine karşı ahmakça itirazlarda bulunmuştur demiştir.) [ibni hacer-i mekki - el-cevher-ül-munzam]

(ibni teymiye’nin sözlerinin kıymeti yoktur. o, dalalettedir ve müslümanları dalalete sürüklemektedir. müslümanların icmasından ayrılmış, bid’at yolunu tutmuştur. islam âlimleri, onun dalalette [sapık] olduğunu, sözbirliği ile bildirdi. kutbüd-berdiri, şerhi muhtasarda, bunu uzun yazmaktadır.) [tahir muhammed süleyman - zahiretül-fıkhil-kübra]

(kitab-ül arş onun en çirkin kitaplarındandır. ona şeyh-ül-islam diyenin kâfir olacağını söyleyen âlimler vardır.) [imam-ı sübki] (nebras haşiyesinde bildiriliyor.)

(ibni teymiye’ye uyanın malı ve canı helaldir.) [miratül-cenan, nebras haşiyesi]

ibni teymiye, kitab-ül arş isimli eserinde, “allah arş'ın üzerinde oturur, kendisi ile beraber oturması için resulullaha da yer bırakır” diyor. essırat-ul-müstekim kitabında da, ibni abbas gibi büyük sahabilere kâfir demiştir. (keşfüzzunun)

el-ubudiyyet kitabında ise, allahü teâlânın ismini zikretmenin bid’at ve dalalet olduğunu bildirmekte ve tasavvuf âlimlerine çirkin iftiralar yapmaktadır.

(arş kadimdir) diyor. (akaid-i adudiyye şerhi)

(şam camiinin minberinden inerken “allah gökten yere, benim indiğim gibi iner” dedi.) [ibni battuta -tuhfetünnüzzar tarihi]

abduh’un yetiştirdiklerinden olup, onun yolunda giden abdürrazık paşa bile diyor ki:

(vehhabilik, bir bakımdan ibni teymiye’ye bağlı olduğu gibi, son asrın müceddidi denilen abduh’daki dinde reform fikirleri de, ibni teymiye’ye bağlıdır.)

(kaza namazı kılmak lazım değildir) derdi. halbuki dört mezhepte de farzdır.

cehennem azabı sonsuz olmadığını söylerdi. kâfirlerin cehennemde sonsuz kalacaklarına dair bir çok âyet-i kerime vardır. (bekara 81, ahzab 65, fussilet 28, zuhruf 74)

(ömer çok yanılmıştır) diyerek, imam-ı ahmed’in bildirdiği (allahü teâlâ, doğru sözü, ömer’in dili üzerine koymuştur. [o hiç yanılmaz]) hadis-i şerifine karşı gelmiştir. eshab-ı kiramın çoğu, ictihad ile anlaşılacak işlerde yanılmış olsa da, onların yanılmaları, ictihadi mesele idi. ictihadda müctehidin yanıldığı bilinemez. çünkü ictihad ictihad ile nakzedilmez. bunun için, müctehid olan o büyükler tenkit edilemez. dört mezhebin ictihadları farklı olduğu halde, benimki doğru diyerek biri ötekini tenkit etmemiştir.

sadreddin-i konevi, ibni arabi hazretleri gibi tasavvuf büyüklerine de saldırmıştır. “gazali’nin kitapları uydurma hadis ile dolu” derdi. (hadika)

imam-ı şarani hazretleri buyuruyor ki:

(ibni teymiye, tasavvufu inkâr eder, evliyaya, ariflere dil uzatırdı. kitaplarını okumaktan, yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır.) [tabakat-ül-kübra]

imam-ı süyuti hazretleri buyuruyor ki:

(ibni teymiye kibirliydi. kendini beğenirdi. herkesten üstün görünmek, karşısındakini küçümsemek, büyüklerle alay etmek âdeti idi.) [kam-ul muarıd]

muhammed ali bey; hitat-uş-şam kitabında diyor ki:

(ibni teymiye’nin hedefi, luther adındaki papazın hedefine benzer. fakat, hıristiyanlığın reformcusu muvaffak oldu. islamınki olamadı.)

ibni hacer-i askalani hazretleri buyuruyor ki:

(ibni teymiye; “kabri nebeviyi ziyaret için sefere çıkmak haramdır. [hz.] ali iman ettiği zaman çocuk olduğu için müslümanlığı sahih olmadı. [hz.] osman malı çok severdi” diyerek eshab-ı kiramın büyüklerine dil uzattı.) [ed-dürer-ül-kamine]

ibni hacer-i mekki hazretleri buyuruyor ki:

(ibni teymiye, peygamberlerin masumiyetini (günahtan korunmuş olduklarını) reddetmiştir. halbuki, masumiyet peygamberlerin sıfatlarındandır.

başta peygamber efendimizin kabri şerifleri olmak üzere eshab-ı kiramın, velilerin, âlimlerin ve salih müslümanların kabirlerinin ziyaret edilmesine karşı çıkmış, bunları şefaate vesile kılmayı da haram saymıştır.) [fetava-i hadisiyye]

ibni teymiye, furkan isimli kitabında dini üç kısma ayırmaktadır. selefilere göre bu üç prensip vazgeçilmez esaslardır. islamiyet ancak bu üç kaide gereğince, aslına uygun olarak bilinebilirmiş. yoksa islam pınarını, etraftan karışmış bulanık sulardan yani mezhep imamlarının ictihadlarından arındırmak mümkün değilmiş. çünkü fıkıhçılar, kelamcılar ve tasavvuf ehli, dinin aslına ilaveler yapmışlar, bu bakımdan din çok genişletilmiş ve içinden çıkılmaz bir hâl almışmış. dine yapılan bu ilaveleri çıkarmak gerekirmiş.

selefilerin sımsıkı bağlandıkları üç prensip şöyle:

1- münezzel din: kur’an-ı kerimden ve sahih kabul ettiği hadis-i şeriflerden kendi anladıkları.

2- müevvel din: mezhep imamlarının kitap ve sünnetten çıkardıkları hükümler.

3- mübeddel din: geçmiş dinlerin hükümleri ve uydurma saydığı hadis-i şerifler.

ibni teymiye’ye göre, münezzel dine uymak bütün müslümanlara farzdır. çünkü allahü teâlâ bir müctehidin kitap ve sünnetten neyi anladığını bir başka mükellefe sormaz. hatta onu mükellef de tutmaz. herkesi kitap ve sünneti anladığı ölçüde sorumlu tutar. bu bakımdan herkes, münezzel din ile amel etmelidir.

müevvel dine, tevil edilmiş olana, ictihaddan aciz olan mukallitlere caizdir. ama müctehid olanlara bu caiz değildir.

ibni teymiye’nin selefiye yolunu savunan bütün mezhepsizler, kendilerini birer müctehid zannettikleri için, mezhep hükümleri onlar için muteber değildir, kitap ve sünnetten anladıklarına tâbi olurlar. kendilerine selefiyiz diyen bugünkü mezhepsizler, kraldan çok kralcı olup, ibni teymiye mukallit halk için müevvel din ile [mezhep imamlarının hükümleriyle] amel etmeyi caiz görürken, onlar cahillerin de, mezhep hükümleriyle amel etmesini caiz görmezler, herkesi kitap ve sünnete el atmaya iterler.

ibni teymiye’nin mübeddel din diyerek eski dinleri bir kalemde silip atması caiz olmaz. çünkü geçmiş dinlerin iman yani inanılacak hususları (yani amentüdeki esaslar, insanlar tarafından bozulmadan önce) bütün dinlerde aynı idi. islamiyet bozulan bu hususların doğrusunu bildirmiş, amele ait hükümlerin de, hepsini değil bazılarını nesh etmiştir.

uydurma hadislerle amel edilen bir din yoktur. uydurma hadis meselesi de ayrı bir konudur. bir müctehidin usulüne göre, uydurma sayılan bir hadis, başka bir müctehidlerin usulüne göre sahih olabilir. ibni teymiye, aklının almadığı hadis-i şeriflere hemen uydurma damgasını basmıştır. fıkıh, kelam ve tasavvufun ortaya koyduğu hükümleri, usulleri, uydurma hadislerden çıkarıldığı havasını uyandırmak istemiştir. onun bu mugalatasına islam âlimleri gerekli cevaplar vermiştir.

mezhepsizler, imamları olan ibni teymiye’nin görüşlerine uyar ve onun usulüne uyup kitap ve sünnetten ahkam çıkarmaya çalışırlar. bunu da gayet normal sayarlar ve buna münezzel din derler.

dinimizislam.com

09.05.2012 - enes1975

Salam. Sənin heç müzakirə

Salam. Sənin heç müzakirə etmə mədəniyyətin yoxdur. O insan alim olub, sən heç həyatda heç bir şeyə nail olmamış insansan. ne haqqın var onu pisləməyə sənə bu haqqı kim verib?

27.05.2012 - misafir

yanlış yoldasınız

yav sabahtan beri yorumları okuyorum hayretler içerisinde kaldsım böyle şey mi olur allah aşkına herkes birini savunup birine reddiye yazıyor ..bu konustuklarınız derin ve ince mevzular .. kıyamet alametlerinden birisi de ehliyetsiz insanların söz sahibi olması bakıyorum da sanki kendiler ulemadanmış gibi birbirine reddiye yazıyor bunlar herkesin tartısacagı mevzular degil müslümanlar o yüzden bu halde herkes birbirine laf yetiştiriyor lütfen bu tutumlarınızı bırakında kendinize çeki düzen verin allah cümlemizi affeylesin..

02.06.2012 - elinizden gelse birbirinizi tekfir edeceksiniz

Konular