Münafıklar için inen âyetler
Selefiyye ve necdi denilen sapık fırka kâfirler için inen âyetleri Müslümanlara, Hurufiler ise, münafıklar için inen âyetleri, Eshabı kirama yüklüyorlar. Mesela, (Mücadele 8, Münafıkun 1, Muhammed 16 gibi)
Bu iftiralara Hucec-i katiyye kitabı şöyle cevap veriyor:
Önceleri, münafıkların sayısı çoktu. Sonra azaldı ve Resulullahın vefatına doğru, münafıklar, müminlerden ayırt edildiği. (A. İmran 179) da bildirilmiştir. Buhari'deki hadis-i şerifte de, (Demirci ocağı, demiri pasından ayırdığı gibi, Medine şehri de, münafıkları müminlerden ayırır) buyuruldu. Aşağıdaki âyetlerle övülen eshabı kiramı, münafıklarla aynı kefeye koymak çok çirkindir:
(Sizler, en hayırlı ümmetsiniz.) [Âli İmran 110]
(Eshabın hepsi, birbirlerine karşı merhametlidir.) [Feth 29]
(Mekke'nin fethinden önce ve sonra Müslüman olanların hepsine de, Hüsnayı [Cenneti] söz veriyorum.) [Hadid 10]
(Allah, Eshabın hepsine cenneti söz verdi.) [Nisa 95]
(Allah, muhacir ve ensardan razı olmuş ve onlara cenneti hazırlamıştır.) [Tevbe 100]
Mücadele suresi 8. Âyetinin bir kısmı münafıklar için, bir kısmı da Yahudiler için inmiştir. Âyette münafıkların gizli toplantı yaptıkları bildirildiği gibi, (Sana selam verdikleri zaman, Allahın, seni selamladığı gibi vermiyorlar) kısmı ile de Yahudiler azarlanmaktadır. Yahudiler, Resulullahın yanına geldikleri zaman, (Selamün aleyküm) yerine, (Samı aleyküm) derlerdi. Resulullah da (ve samı aleyküm) buyururdu. Bunun için, bu âyetin sonunda, (Yerleri Cehennemdir) buyuruldu.
Münafıkun suresinin, (Münafıklar, sana geldiği zaman) mealindeki ilk âyeti münafık Abdüllah bin Selul ve arkadaşları için indiği bütün tefsirlerde yazılıdır. Muhammed suresinin (Onlardan, seni dinleyenler, yanından çıktıkları zaman...) mealindeki 16. âyeti, münafıklar için gelmiştir. Çünkü Allahü teâlâ, müminleri, münafıklardan ayırarak, âyetin sonunda, (Onların kalblerini Allah mühürledi...) buyurmuştur. Bundan sonraki âyette de Eshabı kiramı kurtuluş ile müjdeledi. Said bin Cübeyr, "Muhammed suresinin (Kalblerinde hastalık olanları gördün) mealindeki 20. âyeti, münafıkları açıkça göstermektedir" buyurdu.
Huneyn gazvesindeki dağılmak da, kaçmak değil, bir harp oyunu idi. Her savaşta, buna benzer oyunlar olur. Sonra, bu dağılanlar, Eshab-ı kiramın büyükleri de değildi. Birkaç ay önce, Mekke'nin fethinde, azat edilmiş olan esirlerdi. Sonunun zafer olacağı belli idi. Hatta bu çekilmenin zafere yol açtığı, Tevbe suresinin, (Sonra, Resulüne ve müminlere sekine indirdi) mealindeki 20. âyeti ile bildirildi. Resulullah bunu bildiği için, o gün dağılanlara hiçbir şey söylemedi. Hiçbirine darılmadı.
28.3.2002
Bu iftiralara Hucec-i katiyye kitabı şöyle cevap veriyor:
Önceleri, münafıkların sayısı çoktu. Sonra azaldı ve Resulullahın vefatına doğru, münafıklar, müminlerden ayırt edildiği. (A. İmran 179) da bildirilmiştir. Buhari'deki hadis-i şerifte de, (Demirci ocağı, demiri pasından ayırdığı gibi, Medine şehri de, münafıkları müminlerden ayırır) buyuruldu. Aşağıdaki âyetlerle övülen eshabı kiramı, münafıklarla aynı kefeye koymak çok çirkindir:
(Sizler, en hayırlı ümmetsiniz.) [Âli İmran 110]
(Eshabın hepsi, birbirlerine karşı merhametlidir.) [Feth 29]
(Mekke'nin fethinden önce ve sonra Müslüman olanların hepsine de, Hüsnayı [Cenneti] söz veriyorum.) [Hadid 10]
(Allah, Eshabın hepsine cenneti söz verdi.) [Nisa 95]
(Allah, muhacir ve ensardan razı olmuş ve onlara cenneti hazırlamıştır.) [Tevbe 100]
Mücadele suresi 8. Âyetinin bir kısmı münafıklar için, bir kısmı da Yahudiler için inmiştir. Âyette münafıkların gizli toplantı yaptıkları bildirildiği gibi, (Sana selam verdikleri zaman, Allahın, seni selamladığı gibi vermiyorlar) kısmı ile de Yahudiler azarlanmaktadır. Yahudiler, Resulullahın yanına geldikleri zaman, (Selamün aleyküm) yerine, (Samı aleyküm) derlerdi. Resulullah da (ve samı aleyküm) buyururdu. Bunun için, bu âyetin sonunda, (Yerleri Cehennemdir) buyuruldu.
Münafıkun suresinin, (Münafıklar, sana geldiği zaman) mealindeki ilk âyeti münafık Abdüllah bin Selul ve arkadaşları için indiği bütün tefsirlerde yazılıdır. Muhammed suresinin (Onlardan, seni dinleyenler, yanından çıktıkları zaman...) mealindeki 16. âyeti, münafıklar için gelmiştir. Çünkü Allahü teâlâ, müminleri, münafıklardan ayırarak, âyetin sonunda, (Onların kalblerini Allah mühürledi...) buyurmuştur. Bundan sonraki âyette de Eshabı kiramı kurtuluş ile müjdeledi. Said bin Cübeyr, "Muhammed suresinin (Kalblerinde hastalık olanları gördün) mealindeki 20. âyeti, münafıkları açıkça göstermektedir" buyurdu.
Huneyn gazvesindeki dağılmak da, kaçmak değil, bir harp oyunu idi. Her savaşta, buna benzer oyunlar olur. Sonra, bu dağılanlar, Eshab-ı kiramın büyükleri de değildi. Birkaç ay önce, Mekke'nin fethinde, azat edilmiş olan esirlerdi. Sonunun zafer olacağı belli idi. Hatta bu çekilmenin zafere yol açtığı, Tevbe suresinin, (Sonra, Resulüne ve müminlere sekine indirdi) mealindeki 20. âyeti ile bildirildi. Resulullah bunu bildiği için, o gün dağılanlara hiçbir şey söylemedi. Hiçbirine darılmadı.
28.3.2002
Eshab-ı Kiramın Büyüklüğü
- Ağaç altında söz veren eshab
- Aişe validemizin üstünlüğü
- Büyük zatlara iftira etmek
- Cihar-ı yârı Güzin
- Ehli beyt ve Eshabı kiram
- En faziletli sahabiler
- En iyi en hayırlı insanlar
- Eshab-ı kiram'ın fazileti
- Eshâb-ı kirâmın her sözü senettir
- Eshab-ı kiramın üstünlüğü
- Eshabı kiramın en büyükleri
- Eshabı kiramın hepsi cennetlik idi
- Eshabı kiramın üstünlük sırası
- Farklı görüş beyan etmek
- Hazret-i Ömer cennetliktir
- Hazret-i Ömer'in faziletleri
- Hazreti Osman'ın halifeliği
- Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ali’nin konuşmaları
- Hz. Ebu Bekr’in üstünlüğü
- Hz. Osman-ı zinnureyn
- Hz. Ömer’in görüşleri isabetli idi
- İftira ile ilgili âyetlerin tefsiri
- İmam-ı Cafer’in konuşmaları
- İman edilecek şeylerde ayrılık olmaz
- İyi kimselerle evlenilir
- Kurtuluş fırkası hangisidir?
- Mümin olanların iyi işleri
- Münafıklar için inen âyetler
- Münafıkların yaptığı iftira
- Resulullahın akrabaları