Eshab-ı kiram'ın fazileti

İmam-ı Rabbani hazretleri, faydalı ilimler hazinesi Mektubatında (c.2, m.99’da) buyuruyor ki:

Şeyhaynın [Ebû Bekr’in ve Ömer’in]bütün Müslümanlardan üstün olduğunu Sahabe ve Tabi’în sözbirliği ile bildirdi. Sahabe-i kiramın hepsi, sonra gelen Müslümanların hepsinden daha üstündür. Çünkü insanların en iyisinin sohbetinin üstünlüğüne benzeyen hiçbir üstünlük olamaz. Eshab-ı kiramın, islamiyetin zaîf olduğu ve Müslümanların az olduğu o zamanda, dîni kuvvetlendirmek için ve Peygamberlerin efendisine yardım etmek için yaptığı ufak bir hareketine, o kadar sevap verilir ki, başkaları, bütün ömrünü, sıkı riyazetle ve ağır mücahedelerle ve ibadetlerle geçirse, o kadar sevap alamaz. Bunun için Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Eshabımın hiç birine dil uzatmayınız, lekelemeye uğraşmayınız! Kudreti ile yaşamakta olduğum Allaha yemin ederim ki, bir kişi, Uhud dağı kadar altın sadaka verse, Eshabımdan birinin bir müd arpa sadakasının sevabını bulamaz.) [Begavi, Mevahibi ledünniyye]

Ebu Bekr’in bu ümmetin en üstünü olmasının sebebi, îmana gelmekte, malının çoğunu ve canını feda etmekte ve her türlü hizmette, başkalarının önünde bulunmasıdır. Şu ayet onun için inmiştir:

(Mekke’nin fethinden önce malını veren ve cihad eden kimseye, fetihten sonra malını dağıtan ve cihad edenden daha büyük derece vardır. Allah, hepsine cenneti va’detti.) [Hadîd 10]

Bazı kimseler, fazîletlere, olaylara bakarak, bunun en üstün olduğunda duraklıyor. Halbuki, bilmiyorlar ki, üstünlüğün sebebi, fazîletler ve harikalar olsaydı, fazîletleri ve harikaları çok olan herhangi bir Müslümanın, o kadar harikası olmayan kendi Peygamberlerinden üstün olması lazım gelirdi. Demek oluyor ki, üstünlüğün esrarı, sebebi, fazîletlerden ve harikalardan başka bir şeydir. Bu fakîre göre, bu sebep, dîni kuvvetlendirmekte ve mal ve can feda ederek Allahın dînine yardım etmekte başkalarının önünde bulunmaktadır. Her önde olan, sonra gelenlerden daha üstün olur. Önde gelenler, sonra gelenlerin, dinde üstadı ve hocasıdır. Sonra gelenler, önce gelenlerin nûrları ile aydınlanmakta, onların bereketlerinden faydalanmaktadır. Peygamber hepsinden ileride, önde olduğu için, hepsinden üstündür. Bu ümmet içinde, Peygamberimizden sonra, bu devletin, bu saadetin sahibi, Ebû Bekr-i Sıddîktır. Çünkü dîni kuvvetlendirmek ve Peygamberlerin efendisine yardım etmek için, malını dağıtmakta, cihad etmekte, şiddetli mücadele etmekte ve şanını, şerefini kaybetmekte, öncelerin öncesi Odur. O halde, hepsinden daha üstün Odur.
Peygamber efendimiz islamiyetin yükselmesinin ve kuvvetlenmesinin, Ömer-ül Farûkun yardımı ile olmasını istedi. Allahü teala, sevgili Peygamberine yardım etmek için, onu kâfi gördü.

Abdullah ibni Abbas, Enfal sûresinin, (Ey Peygamberim, sana yardımcı olarak Allah ve müminlerden sana tâbi olanlar yetişir) mealindeki 64. ayeti, Ömer îman ettiği zaman geldi) buyurdu. Ebû Bekr-i Sıddîktan sonra, en üstün olan budur. Eshab-ı kiram ve Tabi’în, bu ikisinin en üstün olduğunu sözbirliği ile bildirdi. Hz. Ali (Ebû Bekr ile Ömer, bu ümmetin en üstünüdür. Beni onlardan üstün sanan, iftira etmiş olur ...) buyurdu. (c.2, m 99.)
05032002