cennetle müjdelenenler

İSTİKAMET YOLUNDA ASHÂB’IN AĞIR YÜKÜ

“Muhacirûn ve Ensar’dan sâbıkûn-i evvelûn ve bir de ihsan şuuruyla onlara tabi olanlar var ya, Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur.” (Kur’ân-ı Kerîm, 9/100)

Ayetten de anlaşılacağı üzere Sahabe Kiram (r.a.) Allah Tealâ’nın rızasına nail olduğu gerçeği sarih bir şekilde kıyamete kadar gelecek tüm müminlere beyan edilmiştir. Onların bu özellikleri sebebiyledir ki Efendimiz (s.a.v.) ümmetini ashabı konusunda ikaz ederek şöyle buyurmuştur:

“Ashabım hakkında uygunsuz söz söylemeyin. Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, sizden birinin Uhud dağı kadar altını olsa ve o bunun tamamını Allah yolunda infak etse, onların bir-iki avuçluk infakın(ın sevabın)a, hatta yarısın(ın sevabın)a bile ulaşamaz.” (Müslim, Fedailü’s-Sahabe)

Efendimizin (s.a.v.) huzurunda ilk halkayı oluşturan bu güzide topluluk kıyamete kadar gelecek olan tüm Müslümanların örnek alacakları şahsiyetlerin başında gelmektedir.

SAHÂBELERİN FAZİLETLERİ VE ONLAR HAKKINDA KÖTÜ SÖZLER KONUŞMAMANIN GEREKLİLİĞİ

Takdim

"Dini modernize etme" projelerine alet olan yerli ve yabancı müsteşrik zihniyete sahip kişilerce ortaya çıkarılan “modern din yorumları”nın sadece bir versiyonunu teşkil eden “Sahabelere saygılı olmak ve onlar hakkında kötü söz söylememek” gerektiği ilkesinin ihlâli ve bu konuda zihinlerin karıştırılmaya çalışılması şu anda üzerinde durulması gereken ciddi bir mes’ele olarak karşımızda durmaktadır.

Biz de bu sebeble, zihinlerde mevcud olan bazı yanlış anlamaları izale etmek için son devrin büyük âlimlerinden ve mutasavvıflarından olan merhûm Muhammed Es’ad Erbilî Hazretleri’nin güvenilir hadis kaynaklarından derlediği, Arapça ve Osmanlıca metinlerinin de yer aldığı Kenzü’l-İrfân fî Ehâdîs-i Nebiyyi’r-Rahman (Derseâdet 1327, Mahmud Bey Matbaası) adlı kitabının “Sâhabelerin faziletleri ve onlar hakkında kötü konuşmamak gerektiği” ile ilgili bölümlerini (shf. 20-30) sadeleştirmek sûretiyle sizlere sunuyor ve bu vesileyle de Muhammed Es’ad Erbilî Hazretleri’ni rahmetle anıyoruz.

HERKESİN SUÇU KENDİNEDİR


Sual: Kitaplarınızda Muaviye övülmektedir. İyi birisi olsa idi, oğlu Yezidi iyi yetiştirirdi. Oğlu Yezidin melanetleri ortada iken, babasını övmek Müslümanlığa aykırı değil midir?

CEVAP
Bu mantık Müslümanlığa aykırıdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kim doğru yola girerse, kendi lehine girer. Kim, kendi aklına uyarsa, sapıtırsa, kendi zararına sapıtır. Kimse kimsenin günahını çekmez.) [İsra 15]

Kocası yüzünden karısı, karısı yüzünden kocası, Babasından dolayı oğlu, oğlundan dolayı babası suçlanamaz.

1- Kabil’in yaptığı cinayetten babası Adem aleyhisselam suçlanamaz. İlk insan ve ilk Peygamber olan Âdem aleyhisselam için (Eğer oğlunu iyi yetiştirseydi, kâfir olmasını önlerdi) demek doğru olur mu?

2- Kenan’ın inkârcılığı yüzünden gemiye binmemesi, “Dağa çıkıp kurtulurum” demesi, kâfirlerden olması yüzünden, babası Nuh aleyhisselam suçlanamaz. Nuh aleyhisselam için (Eğer oğlunu iyi yetiştirseydi, kâfir olmasını önlerdi) demek doğru olur mu?

Hazret-i Ali İle Savaşana Kâfir Diyorlar


Sual: İbni Sebeciler, Hazret-i Ali ile savaşan sahabeye kâfir diyorlar. Eshab-ı kirama kâfir diyen kâfir olmaz mı?

CEVAP
Kur’an-ı kerimde Eshab-ı kiramın tamamının Cennetlik olduğu bildirilmektedir. Yine savaşmanın, adam öldürmenin küfür olmadığı Kur’an-ı kerimde açıkça yazılıdır. Ayrıca, şirkten başka, bütün günahları Allah’ın affedeceği de, Hazret-i Vahşi gibi sonradan Müslüman olan kimselerin günahlarının sevaba çevrileceği de bildiriliyor. Onun için eshab-ı kiramdan herhangi birisini kötülemek âyetleri inkâr etmek olur. Peygamber efendimiz de, (Eshabımın kusurları, yanlış hareketleri olacaktır. Ancak Allahü teâlâ, benim hatırım için onların kusurlarını affedecektir) ve (Eshabımın kusurlarını söylemeyin! Kalbleriniz onlara karşı değişir) buyuruyor.

İki müslüman ordunun savaşması kâfirlik değildir, birbirleriyle savaşanlar kâfir olmazlar.

HAZRET-İ ALİ'YE DİL UZATILAMAZ


Sual: İbni Sebeciler, Peygamber efendimizin mübarek damadı Hazret-i Ali’ye, eshabı sevmediği halde senelerce onları idare etti, yani ikiyüzlülük etti diyerek hâşâ münafıklık isnat ediyorlar. Allah’ın verdiği ilmi sakladı sadece torunlarına verdi, onlar da bunu gizledi, ahir zamanda Mehdi meydana çıkaracak diye de hâşâ küfür isnat ediyorlar. Bunların dinde yeri nedir?
CEVAP
Hazret-i Ali (radıyallahü teâlâ anh), Allah Resulünün damadı, Hazret-i Ömer’in kayınpederidir. İslam halifelerinin ve ismen Cennetle müjdelenen on kişinin dördüncüsüdür. Ehl-i beytin birincisidir. Allahü teâlânın aslanı idi. Çeşitli hadis-i şeriflerde methedildi. Evliyanın büyüğü, vilayet yolunun reisidir. Her tarikatta herkese Vilayetin feyzleri ve marifetleri Hazret-i Ali’den gelmektedir.

Hazret-i Ali, Medine'ye hicretle şereflenen, Allah’ın övdüğü muhacirlerden ve ilk iman edenlerden olduğu için Cennetliktir. İşte âyet-i kerime meali:
(Muhacirlerin ve Ensarın önce imana gelenlerinden ve Onların yolunda gidenlerden Allah razıdır. Onlar da Allah’tan razıdır. Allah, Onlar için Cennetler hazırladı.) [Tevbe 100]

HAZRET-İ ÖMER'E DİL UZATILAMAZ


Sual: İbni Sebeciler, Peygamber efendimizin mübarek kayınpederi Hazret-i Ömer’e de âyet-i kerimelere, hadis-i şeriflere rağmen hâşâ kâfir diyorlar. Daha başka iftiraları varsa da bu iftira yanında onların bir önemi yoktur. Çünkü bir insan kâfirse onun diğer işlerine bakılır mı?

CEVAP
Hazret-i Ömer (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin kayınpederidir. Hazret-i Ali’nin de damadıdır. Hayatta iken ismen Cennet ile müjdelenmiş on kişiden ikincisi olup, Hazret-i Ebu Bekir’den sonra eshab-ı kiramın en büyüğü, başka bir ifade ile, Peygamberlerden sonra insanların üstünlükte ikincisidir. Resulullahın da ikinci halifesidir.hâşâ ona dil uzatanların, kâfir diyenlerin kendilerinin kâfir olduklarına dair yeterli delil vardır. Burada birkaçını tekrar yazalım:

Hazret-i Ömer, Medine'ye hicretle şereflenen, Allah’ın övdüğü muhacirlerden ve ilk iman edenlerden olduğu için Cennetliktir. İşte âyet-i kerime meali:
(Muhacirlerin ve Ensarın önce imana gelenlerinden ve Onların yolunda gidenlerden Allah razıdır. Onlar da Allah’tan razıdır. Allah, Onlar için Cennetler hazırladı.) [Tevbe 100]

HAZRET-İ EBUBEKİR'E DİL UZATILAMAZ


Sual: İbni Sebeciler, Peygamber efendimizin mübarek kayınpederi Hazret-i Ebu Bekir’e hâşâ kâfir diyorlar. Allah Resulünü yakalatmak için onunla hicret etti diyorlar. Fedek hurmalığını Fatıma’nın elinden zorla alıp beytülmala verdi diyorlar. Hazret-i Ali de halife olunca bu haksızlığı önlemedi diyerek ona da dil uzatıyorlar.
Böyle söylemenin dinde yeri nedir?

CEVAP
Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahü teâlâ anh), ilk iman edenlerden ve malını canını Allah ve Resulü için feda edenlerdendir. Allah Resulünün kayınpederidir. Eshab-ı kiramın en büyüğüdür. Peygamberlerden sonra bütün insanların en üstünüdür. Sağlığında ismen Cennet ile müjdelenen on kişinin birincisidir. Allah Resulünün ilk halifesidir hâşâ ona dil uzatanların, kâfir diyenlerin kendilerinin kâfir olduklarına dair yeterli delil vardır. Burada birkaçını tekrar yazalım:

Hazret-i Ebu Bekir, Medine'ye hicretle şereflenen, Allah’ın övdüğü muhacirlerden ve ilk iman edenlerden olduğu için Cennetliktir. İşte âyet-i kerime meali:
(Muhacirlerin ve Ensarın önce imana gelenlerinden ve Onların yolunda gidenlerden Allah razıdır. Onlar da Allah’tan razıdır. Allah, Onlar için Cennetler hazırladı.) [Tevbe 100]

Resulullah'ın Akrabasına Dil Uzatılamaz

Sual: İbni Sebeciler, âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamber efendimizin zevcesi Hz.Âişe’ye, kayınpederleri Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Ebu Süfyan’a, kayınvalidesi Hz. Hind’e, insanlık tarihinde bir Peygamberin iki kızıyla evlenme şerefine kavuşmuş tek zat olan damadı Hz. Osman’a, kayınbiraderi aynı zamanda vahiy kâtibi olan Hz. Muaviye’ye hâşâ kâfir diyorlar, burada yazmaya İslami hayamızın müsaade etmeyeceği şekilde ağza alınmayacak çirkin sözler söylüyorlar, bu mübarek insanlara sövmeyi, lanet etmeyi ibadet kabul etmeleri doğru mudur?

CEVAP
(Eshab-ı kirama dil uzatılamaz) maddesinde, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde Cennet ile müjdelenen eshab-ı kiramdan herhangi birine kâfir demenin küfre sebep olacağını, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerle bildirmiştik.

Aslında bu sapıkların bütün iddialarının cevabını bir önceki maddedeki âyet-i kerime ve hadis-i şerifler çok açık ve güzel bir şekilde vermektedir. Başka bir ifadeyle, bunlara en güzel cevabı Allah ve Resulü vermektedir. Buna inanmayanlar neye inanırlar ki?

ESHAB-I KİRAMA DİL UZATILAMAZ

Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde Cennet ile müjdelenen eshab-ı kiramdan herhangi birine kâfir demek, küfre sebep olur. Eshab-ı kiramın istisnasız hepsinin Cennetlik olduğu âyet ve hadislerle bildirilmiştir. İşte bir âyet-i kerime meali:

(Mekke’nin fethinden önce Allah için mal verip savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlarla eşit değildir. Onların derecesi, sonradan Allah yolunda harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah [Eshabın] hepsine de en güzel olanı [Cenneti] vaad etmiştir.) [Hadid 10]

Âyet-i kerimede, sapıklara fırsat vermemek için, ve küllen vaadallahü hüsna buyuruluyor. Yani Allah hepsine Cenneti söz vermiştir buyuruluyor. Fazilet bakımından elbette Mekke’nin fethinden önce Müslüman olanlar, daha sonra Müslüman olanlardan daha üstündür. Ama hepsi de Cennetliktir.

Âyet-i kerimede fetihten öncekilere Hüsna [Cennet] vaad edildiği gibi, fetihten sonrakiler, o dereceye kavuşmasa bile, onlara da Hüsna söz verilmiştir. Dört halife de fetihten önce, Allah yolunda infakta bulunmuş ve savaşmıştır. Bu âyeti inkâr edip üç halifeye zalim, kâfir gibi sözler söyleyenin kendisi kâfirdir.

İnsanlarda üstünlük sırası

Hz. Âdem’den beri en üstün on kişinin ismini üstünlük sırası ile bildirmek mümkün mü?

CEVAP: En üstünleri Peygamberlerdir. Peygamberlerin en üstünü, son peygamber Muhammed aleyhisselamdır. Bir hadis-i şerifte, (Beni insanların en iyisi bilmeyen kâfirdir) buyuruldu. [Hatib]

İkincisi, Hz. Ebu Bekir’dir. Bir hadis-i şerifte, (Peygamberler hariç, Ebu Bekir, insanların en üstünüdür) buyuruldu.) [Deylemi].

Üçüncüsü, Hz. Ömer’dir. Bedir’e ve diğer savaşlara katılmış ve âyetlerle övülmüştür.
Dördüncüsü, iyilikler hazinesi, haya, iman ve irfan kaynağı, Zinnureyn Hz. Osman’dır.

Beşincisi, şaşılacak üstünlükler sahibi, Allah’ın aslanı Hz. Ali’dir.

Hazret-i Ömer cennetliktir

Hz. Ömer’in Cennetlik olduğu hadis-i şeriflerle de bildirilmiştir. Bunlardan birkaçı şöyledir:

(Bu ümmetten Cennete ilk girecek olan Ebu Bekir ve Ömer’dir.) [Deylemî, İbni Neccar]
(Enbiyadan sonra, Cennet ehlinin en üstünü Ebu Bekir ile Ömer’dir.) [Tirmizi, İbni Mace].
(Cennette yüksek derecedekileri, aşağıdakiler sizin ufuktaki yıldızları gördüğünüz gibi görürler. Ebû Bekir ve Ömer de o yüksek derecede olanlardandır.) [Tirmizî, İbni Mâce]
(Ebu Bekir ve Ömer peygamberler hariç, Cennet ehlinin kâmil seyyidleridir.) [Tirmizî]
(Miracda, Ömer’e verilecek olan köşkü gördüm.) [Buhari, Müslim]

Eshabı kiramın hepsi cennetlik idi

İslamiyet uğruna malını, canını, her şeyini ortaya koyup, herkes gizlice hicret ederken Hz. Ömer, hiç çekinmeden kahramanca ortaya çıkarak, (Anasını ağlatmak, karısını dul bırakmak isteyen varsa gelsin) diyerek düşmanlara meydan okumuştur. (Mir’ati kainat)

Hz. Ömer, Medine’ye hicretle şereflenen, Allahın övdüğü muhacirlerden ve ilk iman edenlerdendir. Eshab-ı kiramın hepsi cennetlik idi. İşte bir âyet-i kerime meali:
(Mekke’nin fethinden önce Allah için mal veren ve savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlarla eşit değildir. Onların derecesi, sonradan Allah yolunda harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı [Cenneti] vâdetmiştir.) [Hadid 10]

Münafıklar için inen âyetler

Selefiyye ve necdi denilen sapık fırka kâfirler için inen âyetleri Müslümanlara, Hurufiler ise, münafıklar için inen âyetleri, Eshabı kirama yüklüyorlar. Mesela, (Mücadele 8, Münafıkun 1, Muhammed 16 gibi)

Bu iftiralara Hucec-i katiyye kitabı şöyle cevap veriyor:

Önceleri, münafıkların sayısı çoktu. Sonra azaldı ve Resulullahın vefatına doğru, münafıklar, müminlerden ayırt edildiği. (A. İmran 179) da bildirilmiştir. Buhari'deki hadis-i şerifte de, (Demirci ocağı, demiri pasından ayırdığı gibi, Medine şehri de, münafıkları müminlerden ayırır) buyuruldu. Aşağıdaki âyetlerle övülen eshabı kiramı, münafıklarla aynı kefeye koymak çok çirkindir:
(Sizler, en hayırlı ümmetsiniz.) [Âli İmran 110]

Ağaç altında söz veren eshab

Maveraünnehir âlimleri buyurdu ki: Üç halife, Fetih suresinin, 18. ayetinin (Sana, ağaç altında söz verenlerden Allah razı oldu. Hepsini sevdi) mealindeki 18. âyeti arasına da girmekle şereflendikleri için bunları kötülemek küfür olur. Eshab düşmanları diyor ki: “Bu üç halife, birkaç iyi iş yapmışlarsa da, daha sonra kötülük yaparak, verdikleri sözü bozmuş ve Allah da rızasını onlardan kaldırmıştır. Peygamber, Ali’nin halife olmasını emrettiği halde, bu emre uymadılar. Fatıma’yı incittiler. Hadis-i şerifte, (Onu inciten, beni incitmiş olur. Beni inciten de, Allahı incitir) buyurulmuştur. Ahzab suresinde, (Allaha ve Resulüne eziyet edenlere, dünyada da, ahirette de lanet olsun) buyuruldu.