Hadislerimi Yazın!


İlmi talep etmeye koşun. Sadık bir kimseden işitilecek bir hadis–i şerif, dünya ve dünya hazinelerinin hepsinden daha hayırlıdır. Kendine fayda veren iki hadis bile öğrenip, onları başkasına da öğreten ve onlardan faydalanan, altmış yıllık nafile ibadetten daha fazla sevap alır.

İlmi talep etmek, her Müslümana farz olduğu gibi, ilmi neşretmek de böyledir. Hadis–i şerifte de, hikmetin, mü'minin kaybolmuş malı olduğu, nerede bulursa, derhâl alması gerektiği bildirilmiştir.

Ayrıca, "Burada olanlarınız, burada olmayanlara tebliğ etsinler! Belki de kendilerinden daha anlayışlı birine tebliğ etmiş olabilirler. Sözlerimi işitip belledikten sonra, başkalarına aynen aktaranın Allah yüzünü ağartsın."(1) Bu hadis–i şerifleri baş tacı eden âlimler gereğini yerine getirmek için gerçekten büyük uğraşlar vermişlerdir.

Hz. Ebû Zerr el–Gıfârî Radıyallahu Anh şöyle demiştir:
"Kılıcı enseme dayasanız dahi Resûlullah'tan duyduğum bir sözü, başım kesilinceye kadar tebliğe vakit bulacağımı bilsem, o sözü muhakkak size yetiştiririm." Bu söz, hadis ilmine verilen önemi göstermektedir.

Resûlullah, kendi sözleri ile Kur'an'ın karışmaması için son derede itina göstermiş hatta Kur'an nâzil olurken, âyetlerle, sözleri karışmasın diye şöyle bir talimat vermiştir: "Kur'an'dan başka benden bir şey yazan onu imha etsin."

Sonraki zamanlarda, İslâm gelişip yayılınca, Kur'an'ı ezberleyenlerin sayısı artınca ve hadislerin Kur'an'la karışması ihtimali ortadan kalkınca bu yasak kaldırılmıştır. Hatta Abdullah b. Amr b. Âs, duyduğu her hadisi yazmış, Resûlullah buna mâni olmamıştır. Bazıları, "Sen her şeyi yazıyorsun. Ama Resûlullah da insandır. Öfkeli iken de söz söyler." demişlerdir. Durum Resûlullah'a arz edilince, Resûlullah mübarek parmağını ağzına götürüp:

"Yaz! Allah'a yemin ederim ki, bu ağızdan hak sözden başkası çıkmaz." buyurmuştur.(2)

Allah Celle Celâluhu da Resûl'ünü şu âyet–i kerime ile tasdik etmiştir:
"O, vahyedilenden başkasını söylemez."(3)

Hadis yazma konusunda, son zamanlarında Resûlullah'ın da teşvik ve yönlendirmeleri olmuştur. Hadisleri ezberlemekte zorlanan sahabeye:

"Sağ elinden yardım iste (yani yaz)." buyurmuştur.(4)
"Sözlerinizi yazalım mı ya Resûlallah?" diyen Rafi b. Hadic'e de:
"Evet, yazın." buyurmuştur.(5) Hadis rivayeti hakkında ise, şöyle buyurmuştur:
"Hadislerimi senedi ile birlikte yazın. Eğer o hadis doğru ise, ecirde ravi ile ortak olursunuz. Eğer yanlış ise, onun vebali isnat edilen ravinin üzerine olur."(6)
"Benden hadis yazana, o hadis devam ettikçe, sevap yazılmaya devam edilir."(7)
"Geriye kırk hadis bırakarak ölen, cennette arkadaşımdır."(8)
"Hadisimi hıfz edip ona tutunan, Kur'an'la haşrolur. Hadisime önem vermeyen, Kur'an'ı hor görmüş olur. Kur'an'ı hor gören de, dünya ve âhirette perişan olur."(9)
"İlmi talep etmeye koşun. Sadık bir kimseden işitilecek bir hadis–i şerif, dünya ve dünya hazinelerinin hepsinden daha hayırlıdır."(10)
"Kendine fayda veren iki hadis bile öğrenip, onları başkasına da öğreten ve onlardan faydalanan, altmış yıllık nafile ibadetten daha fazla sevap alır."(11)
"Sözlerimi tebliğ edin! Allah'ım, hadislerimi nakledip insanlara öğreten halifelerime rahmet eyle."(12)
"Bir sünneti ihya veya bir bid'atı yıkmak için bir hadis nakleden cennettedir."(13)
"Size ilim öğrenmek için bazı insanlar geldiği zaman "Resûlullah'ın tavsiye ettiği ilmi öğrenmeye hoş geldiniz!" deyin ve sorularını cevaplandırıp, problemlerini çözünüz."(14)
"Benden duyduklarınızı tebliğ edin. Benî İsrail'den bildirdiklerimi de anlatın. Yalnız bana, bilerek yalan isnat eden kimse cehennemdeki yerine hazırlansın." (15)
"Burada olanlar, olmayanlara sözlerimi tebliğ etsinler, duyursunlar."(16)
"İlmi yazı ile bağlayınız!"(17)
Kaynak:Beyan Dergisi