Darb Ve Recm-4
Genellikle recm bağlamında ileri sürülen bir argüman soru metninde de yer almış: "Kur'an'da Yüce Allah zinadan bu kadar söz ederken recmden niye söz etmiyor? Sonuçta 100 sopa cezası da varken bu durumda Kur'an'da olmayan birşey sünnette nasıl var olabiliyor? Allah'ın Kelamı eksik olamayacağına göre bunun mantığı nedir? "
İlk bakışta "mantıklı" gibi duran bu soru, Usul açısından Kur'an-Sünnet ilişkisi bağlamında çok anlamlı değil. Zira neyin Kur'an'da yer alacağına ve neyin Sünnet'e havale edileceğine bizim karar verebileceğimiz gibi bir ön kabul var bu sorunun kurgusunda.
Meseleyi birkaç örnek üzerinden irdeleyelim:
Kur'an, İslamî devlet modelinin nasıl olması gerektiği konusunda herhangi bir talimat içermemektedir. Şura'dan, adaletten.. vb. bahseden ayetler devletin "modeli"yle ilgili değildir. Bu son derece önemli mesele Sünnet tarafından açıklığa kavuşturulmuştur.
Durum böyle olmasına böyledir; ama tam bu noktada meseleyi "kendisi olarak" algılamamızı engelleyen modern refleks, "Kur'an bir yönetim modeli getirmemekle meseleyi Müslümanların içtihadına, çağın gereklerine... vs. havale etmiştir" diyerek dikkatimizi başka noktalara çeler.
Dolayısıyla dikkatimizin çelinmesine izin vermeyelim ve sorulması gereken esas soruyu soralım: Yönetim modeli önemsiz bir mesele midir ki, miras taksimatını en ince detaylarına kadar düzenleyen Kur'an-ı Hakim bu noktayı sükût geçmiştir?
Bir diğer örnek abdest ve namazdır. Kur'an'da abdestin nasıl alınacağı detaylı bir şekilde anlatıldığı halde , hatta teyemmüm tarif edildiği halde namaz hakkında herhangi bir detaya yer vermemiştir. Namazla ilgili bütün detaylar Sünnet-i Seniyye tarafından gösterilmiştir. Oysa ne abdest ne de teyemmüm namazla kıyaslanabilir önemdedir!
Kur'an'da geçmeyip de Sünnet'in teşri kıldığı hususlara bir diğer örnek "sefer/yolculuk namazı"dır. Yolculuk halinde 4 rek'atli farzları 2'şer rek'at kılmak önemsiz bir mesele midir?..
Şu halde "bu kadar önemli bir husus Kur'an'da zikredilmeliydi" tarzındaki bakış açısının Usul açısından herhangi bir geçerliliği yoktur!..
Sorunun bir kısmında da zina için Kur'an'da zaten 100 sopa cezası belirlendiği halde, Sünnet tarafından nasıl olup da başka bir cezanın belirlenebildiği sorgulanıyor.
Biliyoruz ki Sünnet Kur'an'ın umumunu tahsis, mutlakını takyid eder. Zina edenlere 100 sopa cezası getiren ayet zina eden herkesi içine alan umumî bir ifade taşımaktadır. Bu umumî ifade Sünnet tarafından kimi noktalarda tahsis edilmiş, ihtiva ettiği umumî hüküm, bir kısım zanilere tahsis edilmiştir.
Sünnet'in Kur'an'ın umumunu tahsis, mutlakını takyid edeceği, recm hükmüne itiraz edenler tarafından da zımnen veya açıkça kabul edilmektedir. Söz gelimi "Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman..." ayetinde "namaz" mutlak olarak zikredilmiş, hangi namaz için yapılan çağrının kastedildiği belirtilmemiştir. Sünnet bu mutlak ifadeyi "Cuma namazı" için yapılan çağrı (ezan) şeklinde kayıt altına almıştır.
Keza 5/el-Mâide, 5. ayetinde zikredilen, "Ehl-i Kitab'ın muhsan kadınları" ifadesinde mü'minlerin kendileriyle evlenmesi helal kılınan kitabî kadınların herhangi bir vasfı belirtilmemiş, yani ifade mutlak bırakılmış, Sünnet, harbî kitabîleri dışarıda bırakarak bu ibahayı zimmî kitabî kadınlarla takyid etmiştir.
"Hırsızlık yapan erkeğin ve hırsızlık yapan kadının... ellerini kesin" ayetinde çalınan malın değeri zikredilmemiş, hüküm umumî olarak bırakılmıştır. Sünnet, çalınan malın değeri 4 dinarın altındaysa el kesme cezasının uygulanmayacağını hükme bağlayarak Kur7an'ın bu umumunu tahsis etmiştir.
Yine aynı şekilde Kur'an'da, evlenilmesi haram olan kadınlar bir bir sayıldıktan sonra, "Bunların dışındaki kadınlar... size helal kılındı" buyurulmuştur. Sünnet, kişinin evli bulunduğu kanının halasını ve teyzesini bu hükümden istisna tutarak ayetteki "bunların dışındaki kadınlar" ifadesinin umumunu tahsis etmiştir.
Dolayısıyla bütün bu konularda Sünnet'in Kur'an'ın umumunu tahsis, mutlakını takyid ettiğini söylerken/kabul ederken, aynı Sünnet'in 24/en-Nûr 2 ayetindeki 100 sopa cezasını bekâr zanilere tahsis etmesine itiraz etmek tutarlı değildir.
Yine zikrettiğim bu hususlar, meselenin "Allah'ın Kitabı'nda eksiklik-fazlalık" bulunması gibi bir bakış açısıyla ele alınamayacak kadar teknik ve hassas olduğunu ortaya koymaya yeterlidir.
Devam edecek.
5/el-Mâide, 6.
4/en-Nisâ, 43.
24/en-Nûr, 2.
62/el-Cumu'a, 9.
5/el-Mâide, 38.
Darb Ve Recm-4 yorumları
atilla
17.07.2012Nur Suresi 2. ayetteki, Zina'nın cezası ile ilgili hükmün, açık olmadığını ve hadislere ihtiyaç olduğunu söylemek, bir önceki ayetle yani Nur suresinin 1.ayetiyle çelişir.
"Bu, Bizim inzâl ettiğimiz ve farz kıldığımız bir sûredir. Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onun içinde açık seçik(beyyinâtin) âyetler indirdik." (Nur 1)
Allah, bu tartışmaların yaşanacağını bildiği için 'özellikle bu surenin başında' diyor ki: "Ben bu surede açık konuştum." Ancak siz diyorsunuz ki, Allah açık konuşmamış, hadis lazım..
Hadislerle Kuran ayetlerini neshetmek sapıklık değil de nedir? Kuran açıklanmıştır. Allah açıklamıştır. Allah'ın açıkladığı kitabın, açıklanmamış olduğunu iddai etmek niye?
***Kuran Açıktır***
Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra Hakîm ve Habîr olan tarafından ayrı ayrı açıklanmış/ayrıntılı hale getirilmiştir.(HUD - 1)
“Biz Kitapta hiçbir şeyi tefrit yapmadık [noksan, yetersiz bırakmadık]. Sonra onlar Rabblerine toplanacaklardır.” (ENAM 38)
Karşılarında okunup duran bir kitabı, sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır. (Ankebut 51)
“Ve O, size Kitab’ı [Kur'ân'ı] ayrıntılı / hakk, bâtıl ayrılmış olarak indirdiği hâlde, Allah’tan başka bir hakem mi arayayım?” (ENAM 114)
“Biz bu kitabı da, her şeyi açıklayan ve Müslümanlara bir kılavuz, bir rahmet ve bir müjde olarak sana indirdik.” (NAHL 89)
“Bu (Kur'ân), uydurulan bir hadis/söz değildir. Ancak kendinden evvelkilerin tasdiki, inananlar için her şeyin detaylandırılması, bir yol gösterme ve rahmettir.”(YUSUF 111)
“Hiç kuşkusuz onlara, inananlar için, bir kılavuz ve rahmet olarak, tam bir bilgiyle detaylandırdığımız bir Kitap getirmiştik.” (ARAF 52)
"Âyetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, bize kavuşmayı ummayanlar, “Ya bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir” dediler. De ki: “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edecek olursam, elbette büyük bir günün azabından korkarım.” (Yûnus 15)
"Yemin olsun ki biz, Kuran`ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var." (Kamer 40)
"Biz, ayetleri işte bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, hakka dönebilsinler." (Araf 174)
"Andolsun ki biz size (gerekeni) açık açık bildiren ayetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik."(Nur 34)
"Yemin olsun, biz, bu Kuran`da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır" (Kehf 54)
"Zümer 27: Andolsun, biz bu Kuran`da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler." (Zümer 27)
... Biz Kitabı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl 89)
Sonra Biz Musa'ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, herşeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak Kitabı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına inanırlar. (Enam 154)
Allah size kafanızı kullanmanızı nasip etsin..ismail kurt
09.12.2013Karşılarında okunup duran bir kitabı, sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır. (Ankebut 51)
“Ve O, size Kitab’ı [Kur\'ân\'ı] ayrıntılı / hakk, bâtıl ayrılmış olarak indirdiği hâlde, Allah’tan başka bir hakem mi arayayım?” (ENAM 114
Ankebut 51. ayette \'\'sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu\'\' ayetini iyi düşün derim.
Enam 114.ayette\'\' Allah dan başk bir hakem mi arayayım\'\' ayetini de düşünmeni isterim.
Birde farkında olmayarak yada bilinçli olarak bana uzak olduğu için bilmiyorum diyorsunki sen
\'\'Allah, bu tartışmaların yaşanacağını bildiği için \'özellikle bu surenin başında\' diyor ki: \"Ben bu surede açık konuştum.\" Ancak siz diyorsunuz ki, Allah açık konuşmamış, hadis lazım\'\'
diyerek ALLAH IN sözünü değiştirerek kendi dünyandaki karanlığı açıkça ortaya koyuyorsun
Sana tavsiyem eğer samimi isen iyi düşün derim.kendini ve başkalarını kandırmaya çalışarak saptırmaherkes ucuyor
12.05.2014İnsan cani soz konusu. Artik yeter. Erkek dunyasi oldu hep bu dunya. Keci yemis ayeti yalanida yeter.
Konular
- Mustafa İslamoğlu’nun İç Yüzü
- İblisi Taklit Eden bir Meal Yazarı !
- Mustafa İslamoğlu Ters İlişki Fetvasını Sitesinden kaldırdı!!!
- Tevâtürle Sabit Hükümleri İnkar Etmek !!!
- Abdulhamid Han’a Hakaret ve Bir Masonu Savunma Telaşı
- SAPIK FETVASI : CENNET – CEHENNEM EBEDI DEGILDIR?
- Ahmed Hulisi
- AHMET HULUSİ DENEN ŞAHSA DİKKAT!
- Muhammed Esed
- Ramazanda bu sahte hocalara dikkat
- Rüya Tabirleri
- Her Rüya Tabiri sitesi islami değildir
- Sadece para kazanmak için rüya tabiri sitesi kuruyorlar
- Rüya nasıl tabir edilir, rüya tabir ederken nelere dikkat edilmeli?
- Güvenilir İslami Rüya Tabiri Sitesi Nasıl Bulabiliriz?
- Rüya Tabirciliği Ticaret Değil, Hizmet için Olmalı!
- Kur'an ne buyuruyor, bu zat ne diyor?
- Deniz Gezmiş
- MICROSOFT'u Bill Gates değil de Deniz Gezmiş kursaydı?
- Deniz Gezmiş olayı nedir?
- Türkçe Olimpiyatlarına Peygamber efendimiz katıldı mı?
- Türkçe Olimpiyatları
- Molla Kâbız Olayı
- Torunların belki bu yazıyı okuyamayacak
- Ramazan Kurtoğluna göre mehdi inancı
- İMAM-HATİPLER SOS VERİYOR…
- BUNDAN SONRA DİYANET HUTBESİ DİNLEMEYECEĞİM
- EN BÜYÜK TEHLİKE : YERLİ ORYANTALİST İLÂHİYATÇILAR
- MEZHEPLERİ SİLME KARARI MI VAR?
- SEYYİD KUTUP KİMDİR ?