MUTA NİKAHI MODERN ZİNADIR
Bizim gençlerimizden bir sürü cahiller, dînin kisvesi altında fuhşun modern çeşidi olan mut'a nikahının helal olduğunu; ve mut'a nikahının sadece Hazreti Ömer radıyallahu anh tarafından yasaklandığını ileri sürmektedirler.
Dînî gayret ve salabetimizden tahammülsüz bir hale düştüğümden, bunun Hazreti Ömer radıyallahu anh tarafından değil, bizzat Hazreti Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem tarafından yasaklandığını ve "mut'a"nın nikah olmadığını yazmaya; bir vecibe-i İslamiyeyi bildirmeye mecbur oldum.
"Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o gerçekte bir hayasızlıktır; kötü bir yoldur." (EI-İsra-32)
Yani zinayı irtikab etmek şöyle dursun; gerek ona niyet etmek, gerekse başlangıç olabilecek sebeblere yapışmak suretiyle yaklaşmayın da.. (H.Basri Çantay)
İmam Malik, Buharî, Müslim ve daha birçok hadis imamlarının tahric ettikleri hadîs-i şerif aynen şöyledir:
"Gerçekte Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Hayber gününde, kadınların mut'asını yasakladı. Ve ehli eşeğin etinin yenmesini nehyetti."
Bazı rivayetlerde "Hayber günü" yerinde "Fetih gününde" diye varid olmuştur.
İmam Malik bu hadîsi senediyle "Kitab-un -Nikah bab:18 h.n. 41"; Buharî "Kitab-ul-Meğazî Bab-u Gazvet-i Haybere h.n. 3945" Müslim "Kitab-un-Nikah Bab-u Nikah-il-Mut’ati h.n. 1407" de tahric etmişlerdir.
Ebu Davud'dan başka Kütüb-ü Sitte'nin beşi bu hadîsi tahric etmiştir. [1]
Beğavî "şerh-us-Sünne h.n.2292"; Abdurrezzak "EI-Musannaf h.n.14032" de tahric etmişlerdir. Yine Abdurrezzak aynı eserde 14034 no'lu şu hadîsi tahric etmiştir:
"Gerçekte Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, kadınlarla mut'ayı haram kılmıştır." Bu hadîsi ayrıca Beyhakî de tahric etmiştir.
Bütün bunlar gösteriyor ki, mut'a nikahı, bizzat Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem tarafından yasaklanmıştır. Kendilerine nehiy ulaşmayan ashabdan bazıları, mut'anın neshini bilmedikleri için yapmışlardır. Hazreti Ömer radıyallahu anh, bu işi yapanların hakkında haddin tatbik edileceğini va'detmiştir.
Nitekim Beğavî Şerh-us-Sünne'nin 2292 no'lu hadîsinin şerhinde: "Bu hadîsin sıhhati üzerine ittifak edilmiştir. .... Aynı zamanda ulema, mut'a nikahının haramlığı üzerine de ittifak ettiler. Ve gerçekte müslümanlar arasında bu, icmai ümmet gibidir." demiştir. [2]
Ahmed bin Hanbel'in rivayetinde "Fetih günü" geçiyor. Aynî diyor ki: "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, iki sefer helal, iki sefer haram kılmıştır. Artık kıyamete kadar mut'a nikahı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem tarafından haram kılınmıştır."
Davudoğlu da, Aynî'nin ibaresinin hemen hemen hepsini, Müslim'in şerhi c.7 h.n.1407 s.223-225'te tercüme etmiştir.
Anlaşıldı ki, mut'anın haramlığı hakkında Ehli Sünnet arasında ihtilaf yoktur. Ve şîadan başka ona cevaz veren olmamıştır. Şimdi şîanın akımına düşenler, bu fuhşu din namına modern bir şekilde yapmak istemektedirler.
Diyorlar ki: «En-Nisa' suresinin: "...O halde onlardan hangisiyle faydalandıysanız, ücretini takdir edildiği veçhile verin..." mealindeki 24. ayet-i kerîmesinde: "onlardan hangisiyle faydalandıysanız" ve "ücretini takdir edildiği veçhile verin" buyrulmuştur. Faydalanmak mut'adır. Aksi takdirde "ücret" yerinde "mehir" denilecekti. Şübhesiz hadislerin birçoğunda da mut'aya cevaz verilmiştir. Ebu Bekr zamanında dahi bu iş yapılırdı. Nihayet Amr bin Hureys'in hadisesi zamanında Ömer radıyallahu anh mut'ayı kaldırmıştır, İbni Abbas da buna fetva vermiştir.» [3]
Şevkanî diyor ki: «Mekke'nin fethinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Haccet-ul-Veda hutbesinde mut'ayı kaldırmıştır.» Hattabi’den naklen de diyor ki: «Mut’anın yasaklığı üzerinde icmai ümmet olmuştur. Ancak Şîa'dan bazıları mut'aya cevaz verdiler. Beyhakî, Cafer bin Muhammed'den naklen diyor ki: Muşarun ileyh mut'adan sorulunca: "O, zinanın ta kendisidir. " demiştir.»
Yine Şevkanî, ibnu Dakîk-il-îd'den naklen diyor ki: « Hanefilerden bazılarının, Maliki mezhebinde mut'anın cevazına dair naklettikleri söz yanlıştır. Çünkü Malikîler mut'a nikahına şiddetle karşı çıkmışlar ve bu sebeble muvakkat nikahın da helal olmadığını söylemişlerdir.» [4]
Şîadan bazılarının En-Nisa' suresinin 24. ayetinden aldıkları delil dört cihetle çürük ve batıldır:
1. "...O halde onlardan hangisiyle faydalandıysanız..." mealindeki ayet-i kerimede ayet =faydalanmak'tan maksad, nikaha dayalı olan faydalanmaktır. Tabiî ki nikahın şartı da müebbed olmasıdır. Aksi takdirde zinanın meşruiyetine, daha doğrusu modernleşmesine ve modalığına fetva verilmiş olur.
2. Aynı ayetin başında, şer'an ma'ruf ve muayyen olan nikahtan bahsedilmiştir. Ayetin ortasında = "faydalanma"yı, ma'ruf olan nikahtan başkası zannetmek, Kur'an-ı Hakîm'in hükmünü değiştirmekten ibaret olur.[5]
3. Ayet-i kerimede "mehir", "ücret"le ifade edilmiştir. Binaenaleyh "...ücretini takdir edildiği..." sözünden murad, nikah mukabilinde tayin edilen mehirdir; oynaşma, flört ve modernleşmiş zinanın ücreti değildir. Nitekim En-Nisa' 25, yine EI-Maide 5, EI-Ahzab 50, EI-Mümtehine 10. ayetlerinde nikahta verilecek olan '"mehir", "ücret" kelimesiyle isimlendirilmiştir. Binaenaleyh mut'anın ücreti kasdedilmemiştir. Bu takdirde, En-Nisa' suresinin 24. ayetindeki harfi, şart manasındadır. Yani meşru nikahla tayin edilen mehrin, zifafa girmeden evvel, zifafa girmek murad edildiği zaman verilmesi emredilmiştir. Çünkü bu şekilde veriş, iki eşin arasındaki sevgiyi artırırr. [6]
4. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bazı gazvelerinde zarurete mebnî mut'aya cevaz verdiyse de, bilahare yani veda haccında onu kaldırdı. Nitekim
"Ey insanlar, gerçekte Ben kadınlardan faydalanmakta size izin vermiştim. Gerçekte Allah Teala kıyamet gününe kadar bunu haram kılmıştır.
Kimin yanında kadınlardan birşey olursa, peşi bırakılsın. (Önceden) Onlara verdiğiniz birşeyi almayınız." buyurmuştur.
Bu hadîsi Müslim "Kitab-un-Nikah Bab-u Nikah-il-Mut'ati ve Beyan-u Ennehu Ubîha sümme Nusiha" başlığı altında 21 nolu hadiste tahric etmiştir.
İmam Ahmed bin Hanbel de bu hadîsi tahric etmiştir. Bu hadis dahi sahihtir.
Artık bununla beraber mut'a nikahının haramlığını, Hazreti Ömer radıyallahu anh'a isnad etmek korkunç bir hatadır.
Mut'a nikahı; Kur'an, sünnet, icma' ve akıl ile haram kılınmıştır.
EI-Mü'minun suresinin 5 ve 6. ayetleriyle, mut'a ve muvakkat nikah gibi zinanın her çeşidi haram kılınmıştır. İmanlı bir kimse bu işi işleyemez.
Amma hadiste ise; yukardaki hadislerden başka, neshe ve mut'anın haramlığına dair yüz kadar hadis vardır.
Amma icma' ise; İmamiyye'den başka ümmetin ittifakıyla, Kadî İyaz'ın da dediği gibi, Rafızî müstesna diğer alimlerin icmai ile mut’a haram kılınmıştır. [7]
Yukarda Hattabî ve Beğavî'nin de, "Bu hususta icmaın vuku bulduğu" ibaresini nakletmiştik.
Amma aklen ise; birçok faydalı maksadlar ve hayat-ı ictimaiye'nin dengesini korumak için, müebbed olan nikah meşru kılınmıştır. Tabiî ki bunda neslin korunması, iki eş arasında tayyibe hayatın olması ve namusun korunması vardır. Amma mutada ve muvakkat nikahta, cinsel arzuların yerine getirilmesinden başka hiçbir gaye yoktur. [8]
Müslümanların mut'aya karşı çıkmaları ve bu işin kaldırılması için gayrete gelmeleri, zamanımızda en elzem vazifedir.
Serseri insanlar, genelevini meşru gördükleri gibi, mut'a ve muvakkat nikahı da meşru görürler
İslam dîninde zinanın her çeşidi ve her sureti haram kılınmıştır. Acaba Şîa akımına girip, onların sapık fikirlerim yaymak bir maharet midir?!.
Ey Müslüman Türk gençleri!.. Varlığınız; namusu korumak ve zinayı kaldırmak, fuhşa karşı çıkmak içindir. Eğer Şîanın modern fuhuş işlemesine ortak olursanız, Allah korusun memleketinizi, mukaddesatınızı çiğnemiş olursunuz..
[1] El-Benaye c.4 s.100 ve devamı.
[2] Bkz. Umdet-ul-Karî c.8 s.310-312 ve EI-Benaye c.4 s.100 ve devamı.
[3] El-Fıkh-ul-İslamî c.7 s.65 ve devamı.
[4] En-Neyl-ul-Evtar c.6 s.271'e bakınız. Bu kitabda, derli toplu olarak mut’anın haramlığı hakkında deliller toplanmıştır. EI-Münteka c.3 s.335 ve devamına bakın. Alüsî c.2
s.71; EI-Camiu li Ahkam -il-Kur'an c.5 s.132,133; Feth-ul-Kadîr c.2 s.384 ve devamına bakınız. Müslim'in Şerh-i Nevevîsi'ne de bakınız.
[5] Alusî c.2 s.70, 71; El-Camiu li Ahkam-il-Kur'an c.5 s.130
[6] Bir önceki kaynak EI-Camiu li Ahkam-il-Kur'an; Cessas c.2 s.187 ve devamı; Revaiu-l-Beyan c.1 s.459
[7] En-Neyl-ul-Evtar c.6 s.271; EI-Münteka c.3 s.334; Feth-ul-Kadîr c.2 s.384 ve devamına bak.
[8] Tefsîr-i Kebîr c.10 s.51
İktibas: İnançlı Gençliğin Şuuru İsmail Çetin Dilara Yayınları
Dînî gayret ve salabetimizden tahammülsüz bir hale düştüğümden, bunun Hazreti Ömer radıyallahu anh tarafından değil, bizzat Hazreti Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem tarafından yasaklandığını ve "mut'a"nın nikah olmadığını yazmaya; bir vecibe-i İslamiyeyi bildirmeye mecbur oldum.
"Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o gerçekte bir hayasızlıktır; kötü bir yoldur." (EI-İsra-32)
Yani zinayı irtikab etmek şöyle dursun; gerek ona niyet etmek, gerekse başlangıç olabilecek sebeblere yapışmak suretiyle yaklaşmayın da.. (H.Basri Çantay)
İmam Malik, Buharî, Müslim ve daha birçok hadis imamlarının tahric ettikleri hadîs-i şerif aynen şöyledir:
"Gerçekte Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Hayber gününde, kadınların mut'asını yasakladı. Ve ehli eşeğin etinin yenmesini nehyetti."
Bazı rivayetlerde "Hayber günü" yerinde "Fetih gününde" diye varid olmuştur.
İmam Malik bu hadîsi senediyle "Kitab-un -Nikah bab:18 h.n. 41"; Buharî "Kitab-ul-Meğazî Bab-u Gazvet-i Haybere h.n. 3945" Müslim "Kitab-un-Nikah Bab-u Nikah-il-Mut’ati h.n. 1407" de tahric etmişlerdir.
Ebu Davud'dan başka Kütüb-ü Sitte'nin beşi bu hadîsi tahric etmiştir. [1]
Beğavî "şerh-us-Sünne h.n.2292"; Abdurrezzak "EI-Musannaf h.n.14032" de tahric etmişlerdir. Yine Abdurrezzak aynı eserde 14034 no'lu şu hadîsi tahric etmiştir:
"Gerçekte Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, kadınlarla mut'ayı haram kılmıştır." Bu hadîsi ayrıca Beyhakî de tahric etmiştir.
Bütün bunlar gösteriyor ki, mut'a nikahı, bizzat Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem tarafından yasaklanmıştır. Kendilerine nehiy ulaşmayan ashabdan bazıları, mut'anın neshini bilmedikleri için yapmışlardır. Hazreti Ömer radıyallahu anh, bu işi yapanların hakkında haddin tatbik edileceğini va'detmiştir.
Nitekim Beğavî Şerh-us-Sünne'nin 2292 no'lu hadîsinin şerhinde: "Bu hadîsin sıhhati üzerine ittifak edilmiştir. .... Aynı zamanda ulema, mut'a nikahının haramlığı üzerine de ittifak ettiler. Ve gerçekte müslümanlar arasında bu, icmai ümmet gibidir." demiştir. [2]
Ahmed bin Hanbel'in rivayetinde "Fetih günü" geçiyor. Aynî diyor ki: "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, iki sefer helal, iki sefer haram kılmıştır. Artık kıyamete kadar mut'a nikahı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem tarafından haram kılınmıştır."
Davudoğlu da, Aynî'nin ibaresinin hemen hemen hepsini, Müslim'in şerhi c.7 h.n.1407 s.223-225'te tercüme etmiştir.
Anlaşıldı ki, mut'anın haramlığı hakkında Ehli Sünnet arasında ihtilaf yoktur. Ve şîadan başka ona cevaz veren olmamıştır. Şimdi şîanın akımına düşenler, bu fuhşu din namına modern bir şekilde yapmak istemektedirler.
Diyorlar ki: «En-Nisa' suresinin: "...O halde onlardan hangisiyle faydalandıysanız, ücretini takdir edildiği veçhile verin..." mealindeki 24. ayet-i kerîmesinde: "onlardan hangisiyle faydalandıysanız" ve "ücretini takdir edildiği veçhile verin" buyrulmuştur. Faydalanmak mut'adır. Aksi takdirde "ücret" yerinde "mehir" denilecekti. Şübhesiz hadislerin birçoğunda da mut'aya cevaz verilmiştir. Ebu Bekr zamanında dahi bu iş yapılırdı. Nihayet Amr bin Hureys'in hadisesi zamanında Ömer radıyallahu anh mut'ayı kaldırmıştır, İbni Abbas da buna fetva vermiştir.» [3]
Şevkanî diyor ki: «Mekke'nin fethinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Haccet-ul-Veda hutbesinde mut'ayı kaldırmıştır.» Hattabi’den naklen de diyor ki: «Mut’anın yasaklığı üzerinde icmai ümmet olmuştur. Ancak Şîa'dan bazıları mut'aya cevaz verdiler. Beyhakî, Cafer bin Muhammed'den naklen diyor ki: Muşarun ileyh mut'adan sorulunca: "O, zinanın ta kendisidir. " demiştir.»
Yine Şevkanî, ibnu Dakîk-il-îd'den naklen diyor ki: « Hanefilerden bazılarının, Maliki mezhebinde mut'anın cevazına dair naklettikleri söz yanlıştır. Çünkü Malikîler mut'a nikahına şiddetle karşı çıkmışlar ve bu sebeble muvakkat nikahın da helal olmadığını söylemişlerdir.» [4]
Şîadan bazılarının En-Nisa' suresinin 24. ayetinden aldıkları delil dört cihetle çürük ve batıldır:
1. "...O halde onlardan hangisiyle faydalandıysanız..." mealindeki ayet-i kerimede ayet =faydalanmak'tan maksad, nikaha dayalı olan faydalanmaktır. Tabiî ki nikahın şartı da müebbed olmasıdır. Aksi takdirde zinanın meşruiyetine, daha doğrusu modernleşmesine ve modalığına fetva verilmiş olur.
2. Aynı ayetin başında, şer'an ma'ruf ve muayyen olan nikahtan bahsedilmiştir. Ayetin ortasında = "faydalanma"yı, ma'ruf olan nikahtan başkası zannetmek, Kur'an-ı Hakîm'in hükmünü değiştirmekten ibaret olur.[5]
3. Ayet-i kerimede "mehir", "ücret"le ifade edilmiştir. Binaenaleyh "...ücretini takdir edildiği..." sözünden murad, nikah mukabilinde tayin edilen mehirdir; oynaşma, flört ve modernleşmiş zinanın ücreti değildir. Nitekim En-Nisa' 25, yine EI-Maide 5, EI-Ahzab 50, EI-Mümtehine 10. ayetlerinde nikahta verilecek olan '"mehir", "ücret" kelimesiyle isimlendirilmiştir. Binaenaleyh mut'anın ücreti kasdedilmemiştir. Bu takdirde, En-Nisa' suresinin 24. ayetindeki harfi, şart manasındadır. Yani meşru nikahla tayin edilen mehrin, zifafa girmeden evvel, zifafa girmek murad edildiği zaman verilmesi emredilmiştir. Çünkü bu şekilde veriş, iki eşin arasındaki sevgiyi artırırr. [6]
4. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bazı gazvelerinde zarurete mebnî mut'aya cevaz verdiyse de, bilahare yani veda haccında onu kaldırdı. Nitekim
"Ey insanlar, gerçekte Ben kadınlardan faydalanmakta size izin vermiştim. Gerçekte Allah Teala kıyamet gününe kadar bunu haram kılmıştır.
Kimin yanında kadınlardan birşey olursa, peşi bırakılsın. (Önceden) Onlara verdiğiniz birşeyi almayınız." buyurmuştur.
Bu hadîsi Müslim "Kitab-un-Nikah Bab-u Nikah-il-Mut'ati ve Beyan-u Ennehu Ubîha sümme Nusiha" başlığı altında 21 nolu hadiste tahric etmiştir.
İmam Ahmed bin Hanbel de bu hadîsi tahric etmiştir. Bu hadis dahi sahihtir.
Artık bununla beraber mut'a nikahının haramlığını, Hazreti Ömer radıyallahu anh'a isnad etmek korkunç bir hatadır.
Mut'a nikahı; Kur'an, sünnet, icma' ve akıl ile haram kılınmıştır.
EI-Mü'minun suresinin 5 ve 6. ayetleriyle, mut'a ve muvakkat nikah gibi zinanın her çeşidi haram kılınmıştır. İmanlı bir kimse bu işi işleyemez.
Amma hadiste ise; yukardaki hadislerden başka, neshe ve mut'anın haramlığına dair yüz kadar hadis vardır.
Amma icma' ise; İmamiyye'den başka ümmetin ittifakıyla, Kadî İyaz'ın da dediği gibi, Rafızî müstesna diğer alimlerin icmai ile mut’a haram kılınmıştır. [7]
Yukarda Hattabî ve Beğavî'nin de, "Bu hususta icmaın vuku bulduğu" ibaresini nakletmiştik.
Amma aklen ise; birçok faydalı maksadlar ve hayat-ı ictimaiye'nin dengesini korumak için, müebbed olan nikah meşru kılınmıştır. Tabiî ki bunda neslin korunması, iki eş arasında tayyibe hayatın olması ve namusun korunması vardır. Amma mutada ve muvakkat nikahta, cinsel arzuların yerine getirilmesinden başka hiçbir gaye yoktur. [8]
Müslümanların mut'aya karşı çıkmaları ve bu işin kaldırılması için gayrete gelmeleri, zamanımızda en elzem vazifedir.
Serseri insanlar, genelevini meşru gördükleri gibi, mut'a ve muvakkat nikahı da meşru görürler
İslam dîninde zinanın her çeşidi ve her sureti haram kılınmıştır. Acaba Şîa akımına girip, onların sapık fikirlerim yaymak bir maharet midir?!.
Ey Müslüman Türk gençleri!.. Varlığınız; namusu korumak ve zinayı kaldırmak, fuhşa karşı çıkmak içindir. Eğer Şîanın modern fuhuş işlemesine ortak olursanız, Allah korusun memleketinizi, mukaddesatınızı çiğnemiş olursunuz..
[1] El-Benaye c.4 s.100 ve devamı.
[2] Bkz. Umdet-ul-Karî c.8 s.310-312 ve EI-Benaye c.4 s.100 ve devamı.
[3] El-Fıkh-ul-İslamî c.7 s.65 ve devamı.
[4] En-Neyl-ul-Evtar c.6 s.271'e bakınız. Bu kitabda, derli toplu olarak mut’anın haramlığı hakkında deliller toplanmıştır. EI-Münteka c.3 s.335 ve devamına bakın. Alüsî c.2
s.71; EI-Camiu li Ahkam -il-Kur'an c.5 s.132,133; Feth-ul-Kadîr c.2 s.384 ve devamına bakınız. Müslim'in Şerh-i Nevevîsi'ne de bakınız.
[5] Alusî c.2 s.70, 71; El-Camiu li Ahkam-il-Kur'an c.5 s.130
[6] Bir önceki kaynak EI-Camiu li Ahkam-il-Kur'an; Cessas c.2 s.187 ve devamı; Revaiu-l-Beyan c.1 s.459
[7] En-Neyl-ul-Evtar c.6 s.271; EI-Münteka c.3 s.334; Feth-ul-Kadîr c.2 s.384 ve devamına bak.
[8] Tefsîr-i Kebîr c.10 s.51
İktibas: İnançlı Gençliğin Şuuru İsmail Çetin Dilara Yayınları
Konular
- Müslüman ana-babalara açık mektup
- Mustafa islamoğlunun üç muhammed kitabına eleştiri
- Ehl-i sünnet itikadını ortaya koyan
- İmanda, itikadda tek mezhep vardır
- Ehl-i kıble ve ehl-i sünnet olmak için
- Ehl-i sünnet vel cemaat
- Doğru yolda olmanın şartları
- Ehl-i Sünnet
- FIKIH ÜZERİNE
- Fıkıh öğrenmemek iflas alametidir
- Felsefe Nedir
- Ahirete iman etmenin insana kazandırdıkları
- Ahiret Gününe İnanmanın Faydaları
- YENİ DİN ANLAYIŞININ SACAYAKLARI
- DOĞRU, HİÇ BİR ŞEY YENİ DEĞİLMİŞ !...
- Mushaf abdestsiz tutulabilir mi?
- Âlim,hakkı bâtıldan ayırandır
- Hatada ısrar helak olmaya sebeptir
- MEZHEBSİZLİK TEHLİKESİ VE HAK MEZHEBLER
- YOZLAŞMA,SÜNNETTEN AYRILMAKLA BAŞLAR
- EVLİYADAN YARDIM İSTEMEK
- TASAVVUFTAKİ UYGULAMALARIN KİTAP VE SÜNNETTEKİ DELİLLERİ NELERDİR?
- AKLI KARIŞIKLAR İÇİN TASAVVUF MÜDÂFÂSI -IV-
- AKLI KARIŞIKLAR İÇİN TASAVVUF MÜDÂFÂSI -III-
- AKLI KARIŞIKLAR İÇİN TASAVVUF MÜDÂFÂSI -II-
- AKLI KARIŞIKLAR İÇİN TASAVVUF MÜDÂFÂSI -I-
- "RABITA ŞİRK MİDİR?"
- MODERN İSLÂM ANLAYIŞI
- Çağdaş din tasavvuru ve kadın erkek eşitliği
- EFENDİMİZİN (SAV) 24 SAATİ