Cevşen Sahih Değil!

Diyanet Ansiklopedisinin Cevşen maddesinde özetle diyor ki:
(s.462-464)

Farsça asıllı olduğu kabul edilen cevşen kelimesi sözlükte, "zırh, savaş elbisesi" anlamına gelmektedir. Terim olarak Şii kaynaklarında Ehl-i beyt tarikiyle Hz. Peygambere isnat edilip, Cevşen-i Kebir ve Cevşen-i Sağır denilen iki duanın ortak adıdır.

Cevşen-i Kebir: Anlatıldığına göre Asr-i saadette cereyan eden savaşların birinde
(bir rivayette Uhud’da) muharebenin kızıştığı ve üzerindeki zırhın kendisini fazlasıyla sıktığı bir sırada, Hz.Peygamber ellerini açarak Allah’a dua etmiş,
bunun üzerine gök kapıları açılarak Cebrail gelmiş ve, "Ya Resulullah, Rabbin sana selam ediyor ve üzerindeki zırhı çıkarıp bu duayı okumanı istiyor. Bu dua hem sana hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaktır" demiştir.

Olayla ilgili Şii kaynaklarına göre Allah Cevşen-i Kebiri dünyayı yaratmadan 50 bin yıl önce arşa yazmıştır. Bu duayı okuyan veya yazılı olarak üzerinde bulunduran kimse, dünyada her türlü beladan, afet, hastalık, yangın ve soygundan korunduğu gibi Allah ile kendisi arasında perde kalmaz ve bütün istekleri yerine getirilir.

Cevşen-i Kebir ile Allah’a münacatta bulunan kimseye, Bedir şehidleri derecesinde 900 bin şehid sevabı verilir. Bu duayı kefeninin üzerine yazan mümin ise azap görmez. Onu okuyan kimse, dört semavi kitabı okumuş gibi olur, her harfi için kendine Cennette iki ev ile iki zevce verilir, ayrıca insan ve cinlerden olan bütün müminlerinki kadar sevap kazanır, asla Cehenneme girmez. Cebrail, Hz.Peygamberden duayı kâfirlere öğretmemesini, sadece mümin ve takva sahibi kişilere tâlim etmesini istemiştir.

Kefenlere de yazılmış, Cevşen-i Kebir özellikle Şii dünyasında oldukça rağbet görmüş, gerek müstakil olarak gerekse çeşitli dua mecmuaları içinde birçok defa basılmıştır.

Cevşenin Şii dünyasında bu derece rağbet görmesinde, Ehl-i beyt tarikiyle rivâyet edilmiş olmasının yanında, faziletleriyle ilgili haberlerin de büyük etkisi olmuştur. Dua, Şia bölgelerinde özel matbaalarca kefen üzerine yazılmakta ve cenazenin kefenlenmesinde kullanılmaktadır.

Cevşen-i Kebir Türkiye’deki bazı Sünni müslümanlar arasında da ilgiyle karşılanmıştır. Duayı, A. Z. Gümüşhanevi, tarikatla ilgili Mecmuatül-ahzab adlı eserinde nakletmiş, daha sonra özellikle Risale-i Nur cemaati tarafından
müstakil olarak birçok defa basılmış ve Türkçe’ye de tercümeleri yapılmıştır.

Ayrıca Şii kaynaklarında zikredilen metinle bu eserlerdeki metin arasında bazı eksiklik veya fazlalıklar göze çarpmaktadır.

Cevşen-i Kebir diye bilinen ve Musa el-Kazımdan itibaren imamlar yoluyla Hz. Peygambere nispet edilmiş bir hadis olarak rivayet edilen, yaklaşık 15 sayfalık metnin sahih olması mümkün görünmemektedir.

Zira bu metin, bilinen bir olayı, bir kıssayı veya tarihi bir vakayı anlatan,
hafızada tutulması kolay metinlerden farklı olarak, her kelime ve cümlesinin büyük bir titizlikle raptedilip tekrarlanması, Hz. Peygamberden alınıp rivayet edilmesi imkansız denecek kadar güçtür.

Duanın Sünni hadis mecmualarında yer almaması, ayrıca Şii hadis külliyatının ana
kaynağı durumundaki Kütüb-i erbeada da bulunmaması, sadece dua mecmuaları gibi
ikinci derecede kitaplarda mevcut olması da bu görüşü desteklemektedir.

Cevşen Sahih Değil! yorumları

  • Image Description
    misafir
    23.05.2007

    Cevsen icin söylenenler dogru veya yanlis.....bir tarafa
    benim izlenimim, insanin duaya ihtiyaci var ve Cevsen de dualar icinde en icerikli olani.

    Böyle koularda tartismaya giren veya aksini savunanlarin en büyük problemi, Allah ile irtibatlarinin zayifligi.
    Bu tip insanlarin icleri baska dislari baska oluyor.
    Hayatlarinda zitliklar coktur.
    Dini koruyalim derken, kendileri baska bir din icat etmekte olduklarinin bile farkinda degillerdir.
    Bunlara en cok benzeyen grup Haricilerdir.
    Allah sonumuzu hayr eylesin

  • Image Description
    murat
    06.11.2007

    evet belki öyledir.ancak şunu kimse unutmasın.bediüzzaman said nursi hazretlerinin ve diğer bir çok islam aliminin okunmasını tavsiye ettiği bu muhteşem dua elbette bir hakikat taşıyordur.bu dünyayı sırf maddeden ibaret düşünen gözler için bu bir kanıt olmayabilir...bizler inş. ölünceye kadar bu muhteşem duaları okumaya devam edeceğiz.peygamberin (a.s.m.) varislerine güvenmek ve inanmak gerekli değil mi?!!!onların sözleri senettir....

  • Image Description
    misafir
    10.11.2007

    Panzehir İsmiyle gönderilen yazıda Cevşen diye bilinen dua'nın şii kaynaklı olduğundan bahs etmiş.Fakat okunmaz okuyana zarar verir falan diye bir şey yazmamış.Hemen adama harici damgası basıyor.Nurcular Cevşene önem verdikleri için bununla ilgili araştırma falan yapılmaz.Madem Hocaları bu dua ile ilgili meth'te bulunmuş.Öyleyse asla hilafına bir şey söylenmemeli.Yoksa yandınız demektir.

  • Image Description
    misafir
    15.12.2007

    Öncelikle bukadar araştırmadan sonra bukadar tefaruattan sonra hale sahih değil denmesi çok şaşırtıcı.
    Diğelim sahsttiyiniz gibi sahih değil.Ozaman bakalım duanın içeriğine ne anlam taşımaktadır.Ve yakarış tarzı ve seçilen kelimeler acaba gayri masum(günah işemeye müsaait)olandan başka kim söyleyebilir,Allahdan en çok korkan ve Allahı herkesten daha çok tanıyan ve ona habib olan kimseden başka kim yalvara bilir.

    Güzel ve güzellikler kimden olursa olsun kabul etmek taasupluktan kurtulmuşların sıfatıdır.

  • Image Description
    nazmi28
    30.10.2011

    selamun aleykum eher ki cevsen hakkında vardır denılıyorsa delıllerle gelınmelı ...yorum yapılarak yazılan yazılar kısısel yazılardır...

    selametle

  • Image Description
    misafir
    22.01.2012

    bende uzun süredir cevşen okuyorum manasınıda okuyorum.gecenlerde düşündüm cevşeni kim yazmış yani canab-ı Allah verdiyse cebrail a.s a o zaman kutsi hadis niteliğinde olması gerekli değilmi.aynı zamanda diyanettede bir karşılığının olmaması..düşünüyoruü.manasında kötü birşey yok ama peygamber efendimizin tavsiyesi olarak bilinmesi yani ispat yoksa-burada sıkıntı olabilir işte.herşeydekur anın ışığından ayrılmamak lazım.değişmeyen ve kesin gerçek olan tek o