İtikadi Fırkalar
1-) Selefiyye : İman esasları ile ilgili konularda ilk dönem bilgilerini izleyerek ayet ve hadisteki ifadelerin zahiri ile yetinip bunları aynen kabul eden ehli sünnet topluluğu.
Tabiun, mezhep imamları, müctehitler ve hadisçiler Selefiyye’dendirler. Eş’arilik ve Matüridilik ortaya çıkıncaya kadar sunni müslüman çevrede hakim olan inanç, Selef inancıdır.
Selefiyye anlayışının en belirgin özelliği akaid sahasında akla rol vermemek, ayet ve hadisle yetinmek, manası apaçık olmayan, bu sebeple de başka manalara gelme ihtimali bulunan ayet ve hadisleri yorulmadan, bunları bilmeyi Allah’a havale etmektir.
Selefiyye günümüze kadar çok az taraftar bulmuştur. Genellikle fıkıhta Hanbeli olanlar akaidde Selefi’dirler. Günümüzde dünya müslümanlarının % 12’si Selefi’dir.
2-) Eş’ariyye: Akaid konusunda Ebu-l Hasan Ali b. El-Eş’ari’nin görüşlerini benimseyen Ehli sünnet mezhebine verilen isimdir.
İmam Eş’ari, Allah Teala’nın ezeli sıfatları bulunduğunu kabul etmiş, inanç konularında akla da değer vererek, ayet ve hadislerin yanında akli deliller de kullanmıştır.
Eş’arilik, daha çok Mu’tezile’ye bir karşı tez olarak doğmuştur. Bu sebeple Eş’arilik, Selef inancına Matüridilik’ten daha uzak olarak gösterilebilir. Eş’ari bilginler zamanla te’vile çok fazla yer vermişlerdir.
Sünni müslümanların % 13’ünü oluşturan Malikilerin hemen hemen tamamı ile % 33’ünü teşkil eden Şafii’lerin dörtte üçü, Hanefilerle Hanbelilerin çok az bir kısmı inançta Eş’ariye mezhebini benimsemişlerdir.
3-) Maturidiyye: Akaid konusunda Ebu Mansur Muhammed b.Muhammed Mahmut el-Maturidi’nin görüşlerini benimseyenlerin oluşturduğu Ehl-i Sünnet mezhebinin adıdır.
Maturidilik, akaid sahasında ayet ve hadisle birlikte, aklı da dinin anlaşılması için gerekli bir temel kabul etmiştir. Maturidiyye, bazı konularda Selef’e Eş’ariyye’den daha yakındır. Bazı konularda ise, daha akılcı davrandığından Eş’ariyye ile Mü’tezile arasında yer almıştır. Bir kısım araştırmacılar Maturidiliği Hanefiliğin devamı sayarlar. Onları bu düşünceye iten sebep, İmam Matüridi’nin, İmam Ebu Hanife’nin akaid konusunda koyduğu prensipleri açıklayıp geliştirmiş olmasıdır.
Bugün dünyadaki sunni müslümanların en azından yarısını oluşturan Hanefilerin büyük bir çoğunluğu inançta Maturidi mezhebine bağlıdır.
4-) Mu’tezile: Mu’tezile kelime olarak “ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler” anlamına gelir. Büyük günah işleyen kimsenin iman ile küfür arası bir mertebede olduğu söyleyerek Ehl-i Sünnet bilginlerinden ayrılan Vasıl b.Atâ ile ona uyanların oluşturduğu mezhep bu isimle anılır. Akılcı bir mezhep olan Mu’tezile, mantık kurallarıyla çelişir gördüğü ayet ve hadisleri Ehl-i Sünnetten farklı şekilde yorumlamış ve bu yorumlarında akla öncelik vermiştir.
5-) Şia: Ehl-i Sünnet grubunun dışında yer alan, günümüze kadar varlığını koruyan ve hali hazır İslam dünyasında da önemli sayıda taraftarı bulunan en önemli itikadi, fıkhi ve siyasi mezheptir. Sözlükte “taraftar, yardımcı” anlamına gelen Şia, litaratürde Hz.Peygamber’in vefatından sonra Hz.Ali’yi halifeliğe en layık kişi olarak gören ve onu ilk meşru halife kabul eden, vefatından sonra da hilafete Ali evladının getirilmesi gerektiğine inanan toplulukların ortak adı olmuştur.
Tabiun, mezhep imamları, müctehitler ve hadisçiler Selefiyye’dendirler. Eş’arilik ve Matüridilik ortaya çıkıncaya kadar sunni müslüman çevrede hakim olan inanç, Selef inancıdır.
Selefiyye anlayışının en belirgin özelliği akaid sahasında akla rol vermemek, ayet ve hadisle yetinmek, manası apaçık olmayan, bu sebeple de başka manalara gelme ihtimali bulunan ayet ve hadisleri yorulmadan, bunları bilmeyi Allah’a havale etmektir.
Selefiyye günümüze kadar çok az taraftar bulmuştur. Genellikle fıkıhta Hanbeli olanlar akaidde Selefi’dirler. Günümüzde dünya müslümanlarının % 12’si Selefi’dir.
2-) Eş’ariyye: Akaid konusunda Ebu-l Hasan Ali b. El-Eş’ari’nin görüşlerini benimseyen Ehli sünnet mezhebine verilen isimdir.
İmam Eş’ari, Allah Teala’nın ezeli sıfatları bulunduğunu kabul etmiş, inanç konularında akla da değer vererek, ayet ve hadislerin yanında akli deliller de kullanmıştır.
Eş’arilik, daha çok Mu’tezile’ye bir karşı tez olarak doğmuştur. Bu sebeple Eş’arilik, Selef inancına Matüridilik’ten daha uzak olarak gösterilebilir. Eş’ari bilginler zamanla te’vile çok fazla yer vermişlerdir.
Sünni müslümanların % 13’ünü oluşturan Malikilerin hemen hemen tamamı ile % 33’ünü teşkil eden Şafii’lerin dörtte üçü, Hanefilerle Hanbelilerin çok az bir kısmı inançta Eş’ariye mezhebini benimsemişlerdir.
3-) Maturidiyye: Akaid konusunda Ebu Mansur Muhammed b.Muhammed Mahmut el-Maturidi’nin görüşlerini benimseyenlerin oluşturduğu Ehl-i Sünnet mezhebinin adıdır.
Maturidilik, akaid sahasında ayet ve hadisle birlikte, aklı da dinin anlaşılması için gerekli bir temel kabul etmiştir. Maturidiyye, bazı konularda Selef’e Eş’ariyye’den daha yakındır. Bazı konularda ise, daha akılcı davrandığından Eş’ariyye ile Mü’tezile arasında yer almıştır. Bir kısım araştırmacılar Maturidiliği Hanefiliğin devamı sayarlar. Onları bu düşünceye iten sebep, İmam Matüridi’nin, İmam Ebu Hanife’nin akaid konusunda koyduğu prensipleri açıklayıp geliştirmiş olmasıdır.
Bugün dünyadaki sunni müslümanların en azından yarısını oluşturan Hanefilerin büyük bir çoğunluğu inançta Maturidi mezhebine bağlıdır.
4-) Mu’tezile: Mu’tezile kelime olarak “ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler” anlamına gelir. Büyük günah işleyen kimsenin iman ile küfür arası bir mertebede olduğu söyleyerek Ehl-i Sünnet bilginlerinden ayrılan Vasıl b.Atâ ile ona uyanların oluşturduğu mezhep bu isimle anılır. Akılcı bir mezhep olan Mu’tezile, mantık kurallarıyla çelişir gördüğü ayet ve hadisleri Ehl-i Sünnetten farklı şekilde yorumlamış ve bu yorumlarında akla öncelik vermiştir.
5-) Şia: Ehl-i Sünnet grubunun dışında yer alan, günümüze kadar varlığını koruyan ve hali hazır İslam dünyasında da önemli sayıda taraftarı bulunan en önemli itikadi, fıkhi ve siyasi mezheptir. Sözlükte “taraftar, yardımcı” anlamına gelen Şia, litaratürde Hz.Peygamber’in vefatından sonra Hz.Ali’yi halifeliğe en layık kişi olarak gören ve onu ilk meşru halife kabul eden, vefatından sonra da hilafete Ali evladının getirilmesi gerektiğine inanan toplulukların ortak adı olmuştur.
İtikad Risalesi
- A'raf
- Ahiret Günü ve Ahirete İman
- Ahiretin Varlığının İspatı
- Allah İnancı
- Allah'ın Varlığı ve Birliği
- Allah'ın Varlığının Delilleri
- Allah'ın ve İnsanın İradesi
- Amel Defterlerinin Dağıtılması
- Ba's (Yeniden Dirilme)
- Cehennem
- Cennet
- Cin
- Ecel
- Haşir ve Mahşer
- Havuz
- Hayır ve Şer
- Hesap ve Sual
- İlahî Kitap Kavramı ve Kitaplara İman
- İlahî Kitaplar
- İnsan İradesi ve Fiildeki Rolü
- İnsanın Fiillerinin Yaratılması
- İnsanlarla Melekler Arasındaki Üstünlük Derecesi
- Kabir Hayatı (Berzah)
- Kader ve Kaza ile İlgili Ayet ve Hadisler
- Kaza ve Kadere İman
- Kaza ve Kaderin Anlamları
- Kıyamet
- Kıyamet Alametleri
- Kıyametin Kopacağı Zaman
- Kur'an'da Adı Geçen Peygamberler