Zehirli | Konular | Kitaplar

Hz. isa (a.s.)

Hz. İsa'yı Her Gören Tanıyacaktır

Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelişi ile ilgili yazılan yazılarda vurgulanan bir diğer konu "Hz. İsa'nın kim olduğunun nasıl anlaşılacağı ve onun hangi özelliklerinden tanınabileceği"dir. Bilgice, akılca, vücutça, ahlakça üstün kılınmış bir insan olarak Hz. İsa'nın yüzünde peygamberlere has bir ifade olacaktır. Sahip olduğu güçlü Allah korkusunun ve derin imanının nuru yüzüne yansıyacaktır. Ve peygamberlere has olan nurlu ifade o derece açık olacaktır ki, onu görenler diğer insanlara kıyasla çok üstün bir insanla karşılaştıklarının farkına varacaklardır.

İsa (a.s.) peygamberliği icabı mucizeler gösterdi

Îsâ (aleyhisselâm) peygamberliği îcâbı mûcızeler gösterdi. Mûcizeleri dokuz çeşitti:

1. Beşikteyken konuştu.

2.Ölüleri diriltirdi.Bilhassa dört ölüyü dirilttiği meşhurdur.Bunlar Sam bin Nûh,Şeddad bin Âd,Mâsân bin Mâlân ve Beni İsrail'den bir çocuktur.

3.Anadan doğma kör olanları sağlamlar gibi gödürür,bir cilt hastalığı olan baras illetini iyi ederdi. Eliyle hastaya dokunguğunda iyi olurdu.Eliyle mesh etmek sûretiyle hastaları tedâvi ettiği için kendisine Îsâ-i Mesih dendi.(Mâide sûresi:110)

4.Âl-i İmrân sûresi 49. âyetinde bildirildiği gibi kavminin yedikleri veya yemek üzere sakladıkları şeyleri haber verdi.

Mesih Nerede, Mehdi Kim?

Soru: Mesîh ve Mehdî kimdir?

Cevap: Mesîh, Hazreti Îsâ aleyhisselâmın isimlerinden biridir. Îsâ aleyhisselâma; her türlü günâhtan korunmuş olması; dokunduğu hastaların Allah'ın izni ile şifa bulması; yeryüzünde çok seyâhat edip sesini-soluğunu her tarafa duyurması sebebiyle bu ismin verildiği rivayet edilmektedir. Ayrıca, Mesîh, İbrânî dilinde mübârek mânâsındadır. Hazreti Îsâ'nın şeref ve fazîletini ifade etmek için de ona Mesîh denilmiş olabilir. Diğer taraftan, kıyâmete yakın ortaya çıkacağı bildirilen Deccâl'a da, gözünün birinin adeta silik olduğu veya ortaya çıktığında, yeryüzünü kısa zamanda dolaşacağı için Mesîh denmiştir.

Kur'an-ı Kerim ve Hz. İsa (a.s)

(Meryem), “onlarla kendi arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü. She placed a screen (to screen herself) from them; then We sent her our angel, and he appeared before her as a man in all respects. (Meryem 19:17)

Meryem, “Senden, Rahman’a sığınırım. Eğer Allah'tan çekinen biri isen (bana kötülük etme)”dedi. She said: "I seek refuge from thee to ((Allah)) Most Gracious: (come not near) if thou dost fear Allah." (Meryem 19:18)

Cebrail, Melek, ” Ben ancak Rabbimin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim” dedi. He said: "Nay, I am only a messenger from thy Lord, (to announce) to thee the gift of a holy son.(Meryem 19:19)

Hz. İsa mı Pavlos mu?

Kilisenin 2000 yıldır sormaktan kaçındığı büyük soruyu artık hıristiyanlar soracaklardır. Kiliseler birleşebilir; yeryüzü siyasî hareketlenmeleri karşısında başlangıçtan beri aralarında mevcut bulunan ihtilafa bir son verme gereği duyabilirler. Karşılıklı jestlerin idaresinde plânlarını yürürlüğe koyabilirler. Bu, Kilise ile hıristiyanın soğumasını durdurabilir mi?

Batı hıristiyanlığı ile Doğu hıristiyanlığı İslâm âlemine basınç uygulama stratejisi içinde bulunabilir; kolu kanadı kırık çağı takdis edebilirler!.. Hıristiyanlık tarihi baştan başa seremonilerdir. Kültürlü bir hıristiyan, Üç Tanrı inanışından uzaklaşacaktır. Birey çağındayız.

H.Kırbaşoğlu’nun "Hz.İsa'yı Gökten İndiren Hadislerin Tenkidi" Başlıklı Makalesine Reddiye

Kur’an’a tarihselci zaviyeden bakan modernist müslümanlar bu gün geldikleri nokta itibariyle ameli hükümlerin yanı sıra itikadi meselelerin arka planında da tarihi motifler aramaktadırlar. Zihinlere nakşedilmeye çalışılan İslam, “buhar gibi yerden göğe yükselen, sonrada yağmur olarak geri dönen” dinin adıdır. Tarihselci anlayış, İslam medeniyetini var eden değerlerin yekununa bu bakış açısını hakim kılma arzusundadır. Bu çerçevede Kur’an’ın açık hükümleri bir takım gayi formüllerle te’vil kılıfına sokulup reddedilirken, Sünnet; “çağdaş” kabul edilen değerler mi’yar ittihaz edilerek doğrudan devre dışı bırakılmaktadır.

Hz. İsa ve İslâm'ın hakimiyeti

Bediüzzaman Hazretleri 1911’de Şam Emevî Camiinde İslâm dünyasının hastalık ve ilâçlarını sunarken istikballe ilgili sık sık müjdelere de yer verir. Özetle bu, İstikbalde dinin, yani İslâmın hükmedeceği hakikatidir. O, akıl, ilim ve fennin hükmettiği istikbalde aklî hükümlere dayanan ve bütün meselelerini akla tasdik ettiren Kur’ân’ın hükmedeceğini söyler.1

Hz. İsa Laik miydi?

İSLÂM İLE HIRİSTİYANLIK arasında, çağlar boyu çok ciddi gerilimler yaşandığı bir vâkıadır. Bu durumun anlaşılması hiç de zor olmayan birçok sebebi mevcuttur. Bu sebeplerin en önemlisini ise, herhalde, Hıristiyanların İslâm’ı kendileri için yeni ve çok ciddi bir meydan okuma olarak algılaması oluşturur.

Hz. İsa ahir zamanda inecek mi?

Kıyamete yakın, Hz. İsa’nın yeryüzüne ineceği, İslâmın ikinci kaynağı olan Peygamberimiz’in hadislerinde haber veriliyor. Zamanımız hariç, İslâm tarihinde Hz. İsa’nın âhir zamanda geleceğini inkara kalkışan bir alim topluluğu görülmüş değil. Bunu ancak şimdiki bazı sayınlar inkar ediyorlar. Bu da başka bir kıyamet alameti mi bilinmez.


Hz. İsa’nın geleceğini bildiren hadisleri, hadis külliyatı içinde en ön safta olan şu hadis kitapları aktarıyor: Buhari, Müslim, Tirmizi, İbni Mace, Müsned-i Ahmed ibni Hanbel v.d.

Hz. İsa'nın Hilyesi

Uzuna yakın orta boylu

Rengi kırmızı ile beyaza yakın

Üzerinde boyanmış iki elbise vardır.

O derece temiz ki kendisine ıslak dokunmadığı halde başı su damlatır gibidir. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s.499)

Hz. İsa'nın Hikmetli Tebliği

Hz. İsa'nın ayetlerde bildirilen mucizeleri; babasız olarak doğması, beşikte iken konuşması, Allah'ın kutsal kitaplarını, Tevrat'ı, İncil'i ve Kur’an'ı bilmesi, çamurdan kuş biçiminde bir şey yapıp, nefesiyle canlandırıp uçurması, doğuştan kör olanı, alaca hastalığını iyileştirmesi, ölüyü diriltmesi, insanların yediklerini ve saklayıp biriktirdiklerini haber vermesi, kendisinden sonra gelecek kutlu insanı, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'i "Ahmet" ismiyle haber vermesi sayılabilir.

İsa aleyhisselamın hikmetli sözlerinden bazıları

Dünyâ sevgisi bütün kötülüklerin başıdır.Gözde bakışı,kalpte şehveti büyütür.

Yemin edeim ki, nefsin isteklerine uymak,sâhibine uzun süren sıkıntı bırakır.

Dünyâdan geçmeye bakın.Tâmiri ile uğraşmayın.

Dünyâyı isteyen deniz suyu içene benzer.Ne kadar içerse,harâreti o kadar artar ve nihâyet ölür.

Günâhlarını hatırladığı zaman ağlayana,dilini koruyana ve başını sokacak kadar evi olana müjdeler olsun.

Allah katında en sevgili şey, sâlih kalplerdir. Onların hürmetine dünyâyı yaşatır.Onlar bozulunca yeryüzünü harâb eder.

Ağaçlar çoktur,ama hepsi meyve vermez.Meyveler çoktur ama,hepsi tatlı değildir.İlimler çoktur ama hepsi faydalı olmaz.

Hadislerde Hz. İsa'nın İkinci Gelişi

"Deccal'in, Ye'cüc ve Me'cücün çıkması, Güneşin batıdan doğması, İsa (as)'ın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde varid olduğu vech ile, haktır, olacaktır." (1)

"Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kopmaz... Biri de İsa (as)'ın inmesi... " (2)

Vallahi Meryem oğlu (Hz. İsa aleyhisselam), Feccu'r-Ravha nam mevkide, hacc yapmak veya umre yapmak yahut da her ikisini de yapmak için icabet edecektir. (3)

Kıyamet on alamet görülmedikçe kopmaz: Duman, Deccal, Dabbetu'l arz, ... İsa'nın yeryüzüne inmesi... (4)

Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa'nın adalet sahibi olarak inmesi yakındır... (5)

Hz. İsa'nın (a.s.) İcraatı

Hz. İsa’nın âhirzamanda yeryüzüne döndüğünde gerçekleştireceği en önemli icraatlardan birisi çığırından çıkarılan Hıristiyanlığı aslî mecrasına oturtması, daha doğrusu sonradan içerisine sokulan bir kısım hurafelerden, bilhassa teslisten arındırması, Tevhide dönüştürmesidir. Çünkü çağın, ilmin, insanî ve medenî duyguların onca gelişmesi karşısında insaf ve hakperestliği esas alan insanlarca, Hıristiyanlığın eski hâliyle ayakta kalması mümkün değildir. Ya sönüp gidecek, ya da hurafelerden arınıp asliyetine dönüşecektir.

Hıristiyanlık Ahir Zamanda Tasaffi Edecek mi?

Said Nursî merhumun, Hz. İsa (a.s)’ın nüzulü ile birlikte Hıristiyanlığın, bünyesine arız olan batıl inanç ve kabullerden arınarak İslam ile bir noktada buluşacağı fikrini eserlerinde sıkça işlemesi, günümüzde dinlerarası diyalog faaliyetini yürütenler tarafından bu sürece bir “temel” ittihaz edilmiştir.

Said Nursi merhum bu fikri, Efendimiz (s.a.v) tarafından kendisine Allah Teala’nın bildirmesiyle haber verilmiş, vukuu kesin bir hakikat olarak değerlendirmekte ve mesela bir yerde şöyle demektedir: