SALAVAT-I ŞERİFE GETİRMENİN FAZİLETİ
Konu ile ilgili yorumlar $s. sayfadasınız.
Konuya tekrar dönmek ya da konuyu okumak için buraya tıklayınız.
SALAVAT-I ŞERİFE GETİRMENİN FAZİLETİ yorumları 9. sayfa
misafir
03.02.2012Allah cümlemizi hak yolundan ayırmasın kardeşlerim
misafir
03.02.2012Allah VE MELEKLERİ peygambere çok salavat getirirler 'yani Allah ona rahmet eder meleklerde dua edip onun şanını yüceltirler'.Ey iman edenler sizde ona salavat getirin 'yani dua edin've tam bir teslimiyetle selam verin .Ahzap suresi 33:56 EY ALLAHIM EMRİNİ YERİNE GETİRİYORUZ!EFENDİMİZ MUHAMMEDE S.A.V ME RAHMET EYLE BÜTÜN SALAT VE SELAMLAR ONUN ÜZERİNE OLSUN. AMİNNN...
misafir
08.02.2012hayır salavat değildir. salavatı şerifenin en kısası allahümme salli alaa seyyidine muhammedivveale eeli seyyidinee muhammed dir ama daha nice muhtelif ve daha manidar salavatı şerifelerde vardır.
Efendimiz (S.A.V) buyurdular ki:
"Bir gün bana Cenab-ı Hakk'ın dört büyük meleği geldi. Bunlar Cebrail, Mikail, israfil ve Azrail aleyhisselam idiler.
Cebrail Aleyhisselam bana dedi ki: Ya Resulullah ! Senin ümmetinden bir kimse size günde on defa salavat ederse yarın kıyamet gününde ben onun elinden tutar, sıratı kuşlar gibi geçiririm.
Mikail aleyhisselam'da dedi ki: Ben o kula senin kevser havuzundan kana kana içiririm.
İsrafil aleyhisselam dedi ki: Ya Resullullah o kulun affı için başımı secdeye koyarım Allahu Teala onu affetmedikce başımı secdeden kaldırmam.
Azrail aleyhisselam da: Ya Nebiyallah sana günde on dafa selavat edenin ruhunu Peygamberler gibi kabzederim. dediler "
Bunun üzerine Nebiler Nebisi Efendimiz :"Bu ne büyük Lütuf Ya Rabbi, Bu ne büyük ihsan Allah'ım buyurdu...
''İnsanların bana en yakını üzerime en çok salavat getirendir." - hadis-i şerif
"Üzerime salavat getirenlere kıyamet günü şefaatçı olurum.salavat getirmeyenden ise uzağım." hadis-i şerif
"Üzerime bir defacık salavat-ı şerife getiren kimse için ALLAH görevli meleklere: "Bu kulumun 3 gün içerisinde meydana gelen günahlarını yazmayınız" emrini verir"
hadis-i şerifmisafir
23.02.2012öncelikle allah herkesten razı olsun
"allahümme salli ala seyidina muhammed" bugün bir arkadaşım salavat olur dedi.yukarıda ki bir kısımda olmaz deniyor. ilmine güvenen ve bilen bir kişi salavat olup olmadığını söylerse memnun kalırım.şimdiden allah razı olsunmisafir
23.02.2012Allahumme salli ve sellim ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina muhammed. doğru mudur. o kadar cok yazılan var ki dogru mudur bu
misafir
23.02.2012dikat et şeytan gelmesin rüyana .şeytan ümmetin itikadını bozmak için fazla mesai yapıyor.rüya ve ilham kanallarını sık kullanıyor.
misafir
23.02.2012defalarca sakındırmasına ve olanca hassasiyetine karşın yine de ümmetinin kendisini ululaştırmak adına Kuranı dahi alet ettiklerini görünce diyecek başka söz bulamıyorum:Essalatu vesselamu aleyke ya Rasulallah!
misafir
26.02.2012benim bildiğim : ALLAHUMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ SEYYİDİNA MUHAMMED. Kısaca: ALLAHUMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMED
misafir
29.02.2012SALATÜ SELAM VE SALAVATI ŞERİFELER (Bismillahirrahmanirrahim) .
1-Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammedin bi adedi ilmike.
2-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina Muhammedin el-müştemili alel hakayiki.
3-Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.
4-Allahümme salli ala Muhammedin ve ala âli Muhammedin hatta yebka minessalati şey'ün, verham Muhammeden ve ala ali Muhammedin hatta la yebka minerrahmeti şey’ün ve barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin hatta la yebka minel bereketi şey’ün ve sellim ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin hatta la yebka minesselami şey'ün.
5-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina Muhammedin adede ma ehate bihi ilmüke ve ma cera bihi kelamüke.
6-Allahümme salli ve sellim ala gayetil âlemine ve ayetil âlemine.
7-Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin kema yenbeği lişerefi nübüvvetihi ve li izami kadrihil azim.
8-Allahümme salli ala men hatemte bihirrisalete ve eyyedtehu binnasri vel kevseri veşşefaati.
9-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina ve nebiyyina ve habibina Muhammedin fil evvelin.
10-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina ve nebiyyina ve habibina Muhammedin fil ahirin.
11-Allâhümme salli alâ Muhammedin ve enzilhül münzelel mukarrebe indeke yevmel kiyâmeti
12- Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûlike ve alel mü'minîne vel mü'minât vel müslimîne vel müslimât
13-Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi kemâ emertenâ en nusalliye aleyh,
14-Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûliken nebiyyil ümmiyyi.
15- Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ hüve ehlühû, Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ tuhibbü ve terdâ lehû
16- Salavâtullâhi ve melâiketihî ve enbiyâihî ve rusülihi ve cemîi halkihî alâ seyyidinâ Muhammed ve alâ âlihî ve aleyhisselâm ve rahmetullâhi ve berekâtühû.
17-.Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi adede kemalillahi ve kema yeliyku bi kemalih.
18-Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin adede ma fi ilmillahi salaten daimeten bi devami mülkillah.
19- Allâhümme enzilhül mak'adel mukarrebe indeke yevmel kiyâmeti
20 *Allahümme salli ala Muhammedin ve Ademe ve Nuhin ve İbrahim’e ve Musa ve İsa ve Yusuf ve Yahya ve Eyyüp ve Harun ve İsmail ve İshak ve Yakup ve İdris ve Süleyman ve Zekeriya ve Zülkif ve Hud ve Sit ve Salih ve Zülkarneyn ve Şuayp ve Hızır ve İlyas ve Davut ve Lokman ve Uzeyr ve Yunus ve Lut ve Yuşa ve Danyal ve Ehli beyti Mustafa ve ma beynehum minen nebiyyine vel mürselin, salavatullahi ve selamuhu aleyhim ecmain
21*Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve zürriyyetihî ve ehli beytihi Mustafa ve ashârihi ve ensârihî ve muhibbîhi ve ümmetihî ve aleynâ meahüm ecmaîn.
22-*Subbanallahi ve bihamdihi Subhanallahil azim, estağfirullahe ve etübu ileyh
23-Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve tekabbel sefâatehül kübrâ ve erfe'a derecetehül ulyâ ve âtihî sü'lehû fil âhireti vel ûlâ kemâ âteyte Ibrâhîme ve Mûsâ.
24- Allahümme salli ala Muhammedin ve enzilhül münzelel mükarrabe minke yevmel kıyameh*
25-Allâhümme salli ve sellim alennebiyyin Muhammedin hattâ lâ yebkâ min salâtike seyün ve bârik alennebiyyin Muhammedin hattâ lâ yebkâ min berekâtike sey'ün verhamin nebiyye Muhammeden hattâ lâ yebkâ min rahmetike sey'ün.
26-Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi adede in’amillahi ve ifdalih
27- *Allahümme lekel hamu la ilahe illa ente rabbi ve ene abduke , Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi adede in’amillahi ve ifdalih
28-"Lâ ilâhe illellâhu adede kelimâtihi Lâ ilâhe illellâhu adede halkıhî Lâ ilâhe illellâhu zînete arşihi ,Lâ ilâhe illellâhu mile semâvâtihi Lâ ilâhe illellâhu misle zalike meahü vel hamdülillâhi misle zalike meahü,Allâhummeğfir li zunûbi"
29-Allahümme salli ala Muhammedin ve Ademe ve Nuhin ve İbrahime ve Musa ve İsa ve Süleyman ve Davut ve Yahya ve Yakup ve Yunus ve Yusuf ve Sit ve İdris ve Hud ve Salih ve Zülkarneyn ve Lut ve İsmail ve İshak ve Eyüp ve Şuayp ve Harun ve Hızır ve İlyas ve Zülkif ve Lokman ve Uzeyr ve Zekeriya ve Yuşa ve Danyal ve Ehli beyti Mustafa ve ma beynehüm minen nebiyyine vel mürseliyn, Salavatüllahi ve selamühü aleyhim ecmain.Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedinil fatihi lima uğlika vel hatimi li ma sebeka ven nasırıl hakkı bil hakkı vel hadi ila sıratıkel müstekımi, sallellahü aleyhi ve ala alihi ve ashabihi hakka kadrihi ve mikdarihil azim.
OKUNABİLİNECEK KISA DUALAR
1-"Ey kalpleri çekip çeviren Rabbim! Kalbimizi dînin üzere sâbit kıl."
(Yâ mukallibel kulûbi sebbit kalbî alâ dînike)
2-Selamün kavlen min Rabbin Rahim. ..Rabbi inni mağlub.Fentesir ya Erhamerrahimin
3-Allahümme lekel hamdü la ilahe illa ente rabbi ve ene abduke amentu bike muhlisan leke fi dini inni esbahtü (emsaytü) ala ahdike ve va’dike mesteta tü etubu ileyke min seyyi ameli ve estağfiruke bizunubilleti la yağfiruha ila ente
4-Subhânallâhi ve bihamdihi. Subhânallâhil-azim.
5-Hasbiyallahu la ilahe illa huve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbul arşil azim
6-La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehul mülki ve lehül hamdu yuhyi ve yumitu ve hüve hayyun la yemutu biyed’ ihil hayr ve hüve ala külli şeyin kadir.
7-La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim…..La İlahe İlla Ente Sübhaneke İnni Küntü Minezzalimin
8-Subhanellahi velhamdülillahi vela ilahe İllallahu vallahü Ekber.Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyül azim
9-Allahümme ecirnî minennâr, ….. Estagfirullahi el Azim
10-Allahumme inni es’elüke hubbeke ve hubbu men yuhibbüke….
11-Allahumme el himniy rüşdi ve eızni şerre nefsi
12-Kuddüs’ üt tahiru min külle suin .. Rabbin surni alal gavmil mufsidin
13-İnnallahe la yağfiru en yüşreke bihi ve yağfiru ma dune zalike limen yeşa.
14-Rabbi inni zalemtu nefsiy zulmen kebirya ve la yağfiruz zunube ila ente yağfirli mağfireten min indike verhamni inneke entel gafirur rahim
15-Estağfirullah ellezi la ilahe illa Hu el Hayyul Kayyum ve etubu ileyh
16-Yâ Hayyü yâ Kayyûm Birahmetike esteğisü. Fe'aslıhlî şe'nî Küllehû ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin.
17-Allahummeğfirli zenbi küllehu ve dikkahu ve cillehu ve evvelehu ve ahirehu ve ala niyyetehu ve sırrahu….Allahümmehşürna fi zümretis salihin….
18-Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisanî yefğahu ğavli
19-"Bismillahi alâ dînî ve nefsî ve veledî ve ehlî ve mâlî ve makami."
20-"Hasbiyellâhü lâ ilâhe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül'arşıl'azîm."
21Bismillahirrahmanirrahim.Eûzu bi-afvike min ikâbike ve eûzu bi-ridâke min sahatike ve eûzu bike minke celle vechuke lâ-uhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike."
21-BİSMİLLAHİLLEZİ LA YEDURRU MA’ASMİHİ ŞEY’ÜN FİL ERDİ VE LA FİSSEMAİ VE HÜVES SEMİÜL ALİM.. Rabbi inni lima enzelte ileyye min hayrin fağirun.
22Vezkur abdenâ Eyyûbe, iz nâdâ rabbehû ennî messeniyeş şeytânu bi nusbin ve azâbin.
23-Rabbi euzü bike min hemezeti’ş şeyatin ve eûzu bike rabbi en yahdurûn.
24-Estagfirullah min külli ma kerihallah… Ve hıfzan min kulli şeytanîn mârid
25-Şehidallahu ennehu la ilahe illa huvel melaiketü ve ulul ilmi kaimen bil kıst. La ilahe illa hüvel azizül hakim..
26-Rabbi inni zalemtu nefsi zulmen kebiyra ve lâ yağfiruz zunûbe illâ ente, fağfirli mağfireten min indike, verhamni, inneke entel gafûrur rahîm.
27-Allâhümmağfirli hatıyeti ve cehli ve israfı fi emri ve ma ente â’lemu bihî minni.
28-Allâhümmağfirli hezli ve ciddi ve hatai ve amdi ve küllü zâlike indi.
29-La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehul mülki ve lehul hamdu yuhyi ve yumit ve hüve
Hayyun la yemut. Biyed’ihil hayr ve hüve ala külli şeyin kadir
30- Sübhane Rabbiye’l-Azim…Semi Allahu Limen Hamide.. Rabbena leke’l-hamd..
31-Allahümme yâ ğaniyyu yâ hamîîdu yâ mübdiu yâ mûîdu yâ rahîmû yâ vedûd. Eğninî bi halâlike an harâmike ve bi-fadlike ammensivâk.
32-Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh (3 defa)
33-Ferdün Hayyun Kayyumun Hakemün Adlun Kuddusun . (ve dua edilmeli)
Ya Rabbi başta Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) olmak üzere bütün resul, nebi, elçi, evliya,asfiya ve onların iman etmiş ailelerine, ümmetlerine,sahabelere,tabiin ve tebai tabiine,Ehli Beyti Mustafa’ya, ailelerimize, sevdiğin kullarına,şehitlere,gazilere, mazlumlara,gariplere, yetim ve öksüzlere, akrabalarımıza,erenlere,şakirtlere,müritlere,cennet ehline,bütün alemlerdeki iman ehline,Senin rızan için çalışanlara,meleklere,zebanilere;Yarattıkların adedince,atomlar, rüzgarlar,moleküller,ışık huzmeleri, yağmurlar,karlar ,kumlar, yapraklar,sayılar,harfler, düşünceler,nesneler,ruhlar,nefesler,hareketler adedince,Seni tespih eden taneler adedince okunmuş Kuranlar,dualar,salavatlar ve Efendimizin Şefaatiyle birlikte Rabbim Senin Sıfatların büyüklüğünce selamımız ve hediyemiz olsun.El Fatihamuhittin
01.03.2012abdestli okunursa daha faziletliolur inşallah abdest olmasadaolur siz yeterki salavat getiriniz allah tüm salavatları kabuletsin
Misafir
02.03.2012ALLAHUMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMED olarak biliyorumda bu şekilde salavat getirmek doğrumudur acaba... lütfen cevap bekliyorum...
Harun Karadağ
03.03.2012Bismillahirrahmanirrahim
Esselamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü.
Esirgeyen ve bağışlayan bize nefsi ve nefisle beraber binbir nimeti ve hiç bir halk ettiğine nasip etmediği akıl niğemetini bizlere verme lütfunu gösteren bizleri esirgeyen ve bağışlayan alemlerin rabbi şanı yüce Allahımıza hamd olsun. Rasülükiram muahmmed mustafa sallallahü aleyhi ve sellemin hayatını örnek alarak yaşamayı hepimize nasip eylesin. dimağımıza genişlik kalbimize ferahlık kelamımıza kuvvet versin inşallah.
yukarıdaki mesajı yazan kardeşimden bir ricam olacak.
Üzerime salavat getirenlere kıyamet günü şefaatçı olurum.salavat getirmeyenden ise uzağım." hadis-i şerif
bu hadisi şerifin ( ki öyle ise ) lütfen ravi zincirinide verir misin. zira şefaat peygamberi, ümmetim ümmetiimm diyen peygamberimiz ( s.a.v )'min bir müslüman kişiden uzak olmayı dilemesi kulağa da akla da doğru gelmiyor. böyle bir hadis bende de var ama bu senin yazdığın tahrif edilmiş hali olsa gerek. Muhakkaki dogrusunu Sadece Allah bilir. bizleri doğru olanı bulmaya muaffak etisin.
bu vesile ile okursanız braz vaktinizi alacağım. hadisler ve ayetlerin yanlış bir şekilde aktarılması dinimize elhamdülillah bir zarar vermez. lakin biz aciz kullara ve bu dine meyledenlere ( Rabbim onlara nasip eder insallah ) zarar verir kardeşlerim. aslında bir kitap olacak konuyu dilim döndüğünce burada anlatmaya çalışacağım. zira ilim ile aml etmeyen kitap yüklü merkep gibidir diyor rabbimiz. peygamberimizde öğrendiğimizi öğretmeyi bize vasiyet ediyor. Allahta dini yaymayı öğretmeyi vahyetmişki bu konuda birşeyler yazmzyı kendime borç bildim
toplumumuzda sıkça kullanılan bir deyiş vardır. "Her sakallıyı hoca sanma"
Aynı şey hadisler içinde geçerli kardeşlerim. lütfen bir hadis yazacaksanız sahihliğinden emin olmadan ve ravi zinciri kontrol edip kırık kopukluk var mı ravi sağlammı kontrol etmeden ve bir yerde söyleyip yazarken ravileri (rivayet edenleri sırası ile) belirtmeden yazmayınız. yukarıda ve güzel sitenizde bir çok hadi mevcut ama kaynaktan yoksun hepsi. ola ki tahrif edilmiş bir hadis olur da vebal altına girersiniz. günümüzde söylenegelen bir çok hadis Tahrif edilmiş eksiltme veya ekleme yapılmış hadislerdir. ayrıca her hadis kelimesi kelimesine dogru olsa bile tatbik edilmeden önce kur'an a bakmak gerekir. hadisin içeriğinde bir hüküm varsa veya peygamberimize nasıl davranması gerektiği konusunda bir ( konu herşey olabilir ) ayet varsa ve hadis ile çelişiyorsa iki ihtimal vardır.
1- hadis uydurmadır veya tahrif edilmiştir.
2- hadisi ilk duyup rivayet eden kişi bu hadisle ilgili bir ayet gelmeden önce bunu iletmiş olabilir. zira yüce kitabımız Kur'an'ı Kerim 22 sene, 2 ay, 22 günde inmiştir. 22 yıl hayat durmamıştır. bir çok olay olmuş ve bu konularda hükümler verilmiş peygamberimize danışılmıştır.
3- aynı hadisi değişik kişiler değişik zaman ve yerlerde söylemiş olabilir. herkesin anlama şekli ve dili farklıdır. bu söylenişlerden kaynaklanana kelime farklılıkları yanlış yorumlanabilir.
hadiste gecenler sadece birolay olması gerekmez. peygamberimizin davranışlarıda gelen ayetlere göre değişmiştir. bir konuda ayet gelmemişse peygamberimiz daha önce gelen ayetler ( kendisinden önceki peygamberlere gelen ayetler ) ile hayatını tanzim ederdi.
Siyer ( Peygamberler hayatı ) ve Hadis başlıbaşına bir ilimdir.
Allah Rasülünün ağzından çıkan hiç bir sözün bir parçası bile Kur'an-ı Kerim'e ve hayatı boyunca tatbik ettiklerine ( sünnetine ) aykırı olamaz.
söylediği sözler ne önceden söylediği nede sonradan söyleyecekleri ile çelişemez.
yeri gelmişken değinmek istediğim bir husus var.
hüküm ve tatbik belirten hadisleri siyer , akaid, kelam , tefsir , hadis ilimlerinin HEPSİNE sahip değilsek paylaşmaktan kaçınmamız gerekir. araştırıp öğrenip paylaşmalıyız. tam kaynaga ulaşamıyorsak ve sağlam bir ravi zinciri veremeyeceksek paylaşmayalım.
zira hadis doğruda olsa sonradan gelen bir hüküm ile (ayet ile) peygamberimiz uygulama değişmiş olabilir. Bir hadisi söylerken çogunlukla bu ilimlere sahip olmayan kişilerin unuttuğu husus kuranın bir günde gelmemiş olmasıdır. peygamberimizde yaşantısı boyunca ayetler geldikçe hayatında tatbik ettiklerini gelen ayetler dogrultusunda değiştirmiştir.
peygamberimiz (s.av) e bir konu getirildiğinde öncelikle gelen ayetlere bakmış henüz o konuda bir ayet nazil olmamışsa Allah'ın kelamı olan Tevrat , zebur ve incil e göre hükmetmiştir.
evet. tevrat , incil ve zeburla hükmetmiştir. zira din tektir. Allah (c.c) 4 DİN değil 4 kitap indirmiştir. sayısını bilmediğimiz peygamber gelmiştir. sayılar yine rivayettir. fakat kitap verilen 4 peygamber vardır. diğerleri nebidir. bir çogunun ismi kuranda geçmekte hatta bazıları için rasüldü nebiydi şeklinde kitap verilip verilmediğide belirtilmiştir. bunların dışında da 4 ilahi din yoktur. 4 kitap vardır. din bir tanedir. isimlerini insanlar takmışlardır. maide suresi 3. ayet gelinceye kadar dinimize bir isim konulmamıştı. ondan öncekilerede peygamberlerin ismi ile mesela musaya tabi olanlar ( musevi ) şeklinde zikredilirdi.
( Size dinimi tamamladım. Adını da İslâm koydum” (Maide – 3) )
ta ki bu ayet gelinceye kadar. ( ayetten konu ile ilgili kesittir. yeri gelmişken bir diğer hususta bir ayet paylaşıyorsak tamamını yazalım. muhkem mi müteşabih mi inceleyelim. öyle ise diğer ayetler ile nazil sırasına göre verelim. tek başına vermeyelim. mesela içkinin haram edilmesi ile ilgili ayetler gibi . sanırım anlatmaya çalıştığım mevzu bu noktada biraz daha anlaşılır oldu. )
yukardaki kesit verdiğim ayetin tamamı
Murdar hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilmiş, boğulmuş, vurularak öldürülmüş, yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanarak öldürülmüş hayvanlarla -canlı iken yetişip kestiklerinizin dışında- yırtıcıların yediği hayvanlar, dikili taşlar adına boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla paylaşmanız size haram kılındı. Çünkü bunlar doğru yoldan sapmaktır. Bugün, kâfirler dininiz hakkında ümitlerini yitirmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmiyet'i beğendim. Kim açlıktan darda kalırsa, günah sınırına varmaksızın yiyebilir. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir."
şeklindedir. yani ilk insandan peygamberimiz (s.a.v) a kadar gelen tek din vardır. Allah (c.c) tarafından hükümler ibadetler eklenmiş uygulama şekilleri özü aynı kalacak şekilde değiştirilmiştir. fakat büyük ibadetler başından beri vardı. zekat namaz vs başından beri vardı. ismail a.s olayı ile kurban ibadeti eklendi mesela. uygulanışı değişen ibadete örnek isterseniz namazın kıblesinin değişmesini örnek verebiliriz. neyse. konu konuyu açıyor ama hepsi birbiri ile bağlantılı.
bir hadiste bir olay , kişi , yer, hüküm geçiyorsa öncesi ve sonrası varmı diye araştırmakla mükellefiz. ondan daha önce konu ile ilgili ayet var mı ona bakmakla mükellefiz. sonrasını ve öncesini bilmeden konu ile ilgili bir ayet varmı bakmadan bir hadis söyler veya yazarsak yanlışlara sebep oluruz.
o zaman peygamberimizin namaz kılışını anlatan bir hadisi alalım ve ona göre namaz kılalım hadi. hadis kelimesi kelimesine bozulmadan günümüze gelmiş olsun ve ravileride çok ama çok sağlam olsun. en bilinndik sahabelerden rivayet edilmiş olsun.
"Nereden yola çıkarsan çık yüzünü Mescidi Haram tarafına çevir. Bu emir Rabbinden sana gelen gerçektir. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Bakara, 149)"
Fakaaat bakara 149 nazil olmadan önce dini uzak diyarlardaki kardeşlerine anlatan bir sahabemizin anlatışını hadis olarak ele alalım.
peygamber yüzünü mescidi aksaya döndü ve ellerini havaya kadırdı gibi başlayacaktır muhtemelen.
:))
oldu mu.
yani konu ile ilgili tek bir ayet o konuda peygamberimizden rivayet edilegelen 20 ayrı hadisi , sünneti olsa bile geçersiz kılar.
konuya vakıf olmuş birisi olarak namazın kılınışı ile ilgili diğer hadislerde bakınca böyle bir yanılgıya düşmeyiz ki bakmamıza gerek bile kalmaz. ayet vardır.
diğer bir örnek . çok yanlış bilinip akıllarda bu şekilde kaldıgı için yazıyorum.
RECM CEZASI . zina yapan kişilerden kadın olanın taşlanarak öldürülmesi.
islamda recm cezası KESİNLİKLE VE KESİNLİKLE YOKTUR.
Yoktur arkadaşım. falan şöyle demiş filan böyle demiş. yahu hadis var bu konuda desenizde sözlerinizin bir hükmü yoktur.
yukarıda onca şeyi boşa mı yazdım ?
kuranda açık ayet ile zina eden kadın ve erkeğin cezası 100 sopa vurulup teşhir edilip utandırılması şeklindedir.
böyle bir ayet açık şekilde varken hadis araştırılmaz sorulmaz. varsada uygulanmaz.
nur suresi 2. ayet dururken hadis e bakılmaz.
hadis e bu mevzu ile iligli nasıl bakabiliriz. ayette uygulanış şekli ile ilgili bilgi yoksa bakarız. tıpkı namazın kılınışı gibi.
mesela sopa cezasını olaya şahitlik eden kişi uygulayamaz. sopa insanı öldürecek yerlere vurulmaz gibi uygulama ile ilgili varsa hadislere bakılır.
peygamberimizin recmile ilgili ravi zinciri tam bir hadsi bilinmekte ve konu ile ilgili sorularda cevap olarak sunulmaktadır. doğrulugu araştırılmadan hatta kur'anda bu konu ile ilgili ayetlere bakılmadan fetva verilmektedir.
oysa HÜKÜM sıralaması belidir.
Kuran, sünnet , icmai ümmet , kıyas !
daha önceki dönemlerde böyle bir ceza olmuşta olabilir olmamışta olabilir. mesela LUT a.s zamanında böyle bir hüküm tam yerinde olurdu.:)) ( Sürçü lisan ediyorsak affola ) ( Lut a.s kavmi hakkında biraz araştırma yapıp lüt peygamberimiz ile iligli ayetleri araştırsanız neden yerinde olurdu anlaşılır. Allah kulların ceza vermek istemez. kul cezayı isterse verir. )
sıralama demişken bu sıralamayı biraz açalım.
Kuran ( kur'an daki ayetler )
sünnet ( kuran'da uygulama şekli yoksa peygamberimizin uygulaması - örn : namaz kur'anda emredilmiş namazın kılınış şeklini peygamberimiz göstermiştir. sünnetler bize hadis yolu ile ulaşır. )
icmai ümmet ( kur anda ve sünnete bulunmuyorsa sahabenin uygulaması, orda yoksa tabiin yani sahabeden sonra gelenlerin uygulaması, ondan sonrada yoksa teveüttabiin şeklinde gider. çok zayıf bir ihtimaldir. lakin peygamberimiz döneminde olmayan madde ve mana ile ilgili hususlar olabilir. teknoloji vb ile gelen yeniliklerin islamın şartlarına engel teşkil edip edemeyeceği konusunda şüpheye düşülen hususlarlada sahabinin , tabiininin ve tebeüttabinin uygulamasına bakılır ehli sünnet velcemaat olduguna dikkat etmek şarttır. kıyas ve fıkıh bu noktada günümüzde birleşir. zira bu konularda birileri eser yazmışsa onlara bakabiliriz. )
fukuha ( kaynaklarına itibar edilmiş islam alimlerinin eselerinden araştırırız )
kıyas ( yukardakilerde bulunamıyorsa ki ihtimaller artık katrilyonda bire falan düşer allah(c.c) ın bahsettiği akıl ile nefse uymadan kuran sünnet ve icami ümmetteki temel kurallara aykırı olmayacak şekilde kıyaslama yapıp allah'a sığınarak tatbik etme halidir. )
uygulamalardaki teferruatlar ise bizi çıkmaza sokabilir. temel esasları aşıp teferruata ise asla girmemliyiz. nasıl mı. dua ederken eller bitiş olursa olur mu. eller ne kadar aklar. parmaklar bükülürse günah olur mu vs vs. bazıları ibadetin yapılış şeklini uzak dogu sporlarındaki pumse veya kata ile karıştırıyor olabilir. veya askeri törenlerdeki şekilcilikle.
4 hak mezhep bunları tanzim etmiştir. mezheper bu yüzden vardır. peygamberimiz dua ederken elini açarak , açmayarak, secdede , elini göğe kaldırarak bir çok değişik şekilde dua etmiştir. esas olan DUA etmektir. namazda elini bağlamştır. kimi zaman yukarda. kimi zaman bileğinden kimi zaman dirseğine yakın sol kolunu kavramıştır. burada esas olan BAĞLAMIŞ olması ve göbeğinden aşağıda tutmamış olmasıdır. iki parmak değil üç parmağım önce olursa benim namazım bozulmaz.bileğimden değil biraz daha ilerden tutmuş olursamda bozulmaz. sevabınıda etkilemez. çorapsız namazın sevabı azdır vs gibi bir çok kaynagı ispat edilemeyecek rivayetler ile uygulamalar hem zor gösteriliyor. neyse.
imam hatipteyken hocamızı bir arkadaş kızdırmıştı. hocam ayakkabıyı çıkartamıyorsak sadece altında çamur varsa necasee girer mi demişti. hocamız çok güzel cevap vermişti. oğlum 5 vakit aksatmadan kılda hep ayakkabı ile kıl. seni ne mescitte görüyorum ne camide. sen ayakkabı ile kıl. yeterki kıl oğlum demişti.
5 vakit namaz kılmış kimi zaman sünnet dedğimiz peygamberimizin nafile olarak eklediği rekatları kendisininde terkettiği zamanlar olmuştur.
fakat her namazında kıyam rüku secde tekbir ve selam vardı. kimi namazında birden çok tekbir aldıgı oldu. ( şafi kardeşlerimizin sürekli olarak tatbik ettikleri gibi ). kimi vakitleri birleştirerek kıldı ( ki çok istisnadır )
ilkindi namazının sünnetini bir sefer terkettiği rivayet edilir. LAKİN FARZLARDAN HİÇ BİR ÖDÜN vermemiştir.
şekiller takılıp özü kaybetmeyelim. zira dinimiz kolaylık dinidir.
uzun lafın kısası bir çok hadis diye dolaşan sözler bu teferruatlarla dolu , kolay cennet ve sevap vaadedeni mi ararsınız , namaz kılan adamı kılamktan pişman edecek şöyle olurlar böyle olurlar diyenimi ararsınız.
yapmayın arkadaşım. 1000 tane bilmem ne söyleyip arkasından şu kadar şunu yapan vallahi cennetliktir diyen bir hadis varsa uzak durunuz. tabi bu hadisin başında ve sonunda Allahın kelamında yazanları eksiksiz yerine getiren gerçek iman sahibi salih bir müsüman ..... .......... yaparsa/derse demiyorsa.
Allaha emanet olunuz.
esselamün aleyküm ve reahmetullahi ve berekatühü.
Allahümme salli ve sellim ala seyyidina ve nebiyyina muhammedHarun Karadağ
03.03.2012Bismillahirrahmanirrahim.
Her hayrın başı olan besmele ile başlayalım insallah. Allah dilimizden gönlümüzden onun adını ve kelamını her güzel şeyin anahtarı olan besmeleyi dilimizden eksik etmesin . bizi gaflete düşmekten korusun insallah.
muhterem kardeşim.
Bu kadar şeyi GÖRMEK için yaparsan görmemen normal.
1- Bu söylediklerini RABBİMİZ emrediyor diye yapmak lazım gelir ( Farz olanları )
2- Yaptığın ibaddetten bir menfaat ummaman gerekir ( menfaati yanlış anlamanı istemem. kelime anlamı ile karşılık demek oldugu için söylüyorum. dünyevi veya uhrevi olması farketmez. hiç bir karşılık beklememek gerekir. burda dünyevi bir isteğin yok ama manevi olarak bir isteğin oldugu aşikar. )
3- diğer nafile ibadetleride (salavat , tasbihat vb ) Peygamberimiz yapıyordu, yapılmasını istedi , islamı onun gibi yaşamalıyım vb sebepler için yapmalısın. rüya görmeyi amaç edinerek değil.
4-dinimizin emrinin sadece namaz olmadığını unutmazsan. farzların 32 değil 54 olduğunu akılında çıkarmaz ve sana farz olanların herbirini tatbik edersen ( ki peygamberimiz eksiksiz tatbik ediyordu )
5- özellikle kul hakkına riayet etmek başta olmak üzere, kütü söz söylememek , asık suratlı olmamak , küçük bir konuda da olsa kibirlenmek , anne baba başta olmak üzere büyüklere hürmette kusur etmemek , sana emanet edileni ( sadece maddi şeyler değil bedeninden tut şu koca dünyaya kadar herşeyi ) emanet sahibine saygı duyarak kullanarak ve koruyarak , her zaman mütevazi olarak bunun gibi daha bir çok peygamberimizin güzel hasletleri ile davranışlar sergilersen peygamberimizin çok dikkat ettiği hususlara riayet etmekte dikkatli olursan.
6-abdestsiz dolaşmaz ve sık sık tazelersen ( insanı nefsine ve şeytana uymaktan en çok alıkoyacak kalkanlardan biridir. )
7- herşeyden önce tüm bunları yaparken amacın sadece ALLAH RIZASI olursa
inşallah görürsün. tabi allahın izniyle.
zira diyor ki derviş yunus. "bu bir rıza lokmasıdır. yiyemezsin demedim mi ?"
Allah senden razı olursa elbet en sevdigini görmenede izin verir.
ibadetleri karşılık beklemeden yapmalı, nafile ibadetleride Peygamber(s.a.v) i görmek için değil onun gibi yaşayarak Allah(c.c) ı razı etmek amacıyla yapmalıyız.
zira ne diyor derviş yunus ?
cennet dedikleri bir kaç köş bir kaç huri
neyleyim cenneti , bana seni gerek seni
şair ne diyor peki ?
İnanma insanların samimiyetine,
menfaat hissi ile gelirler vecde.
eğer vaad etmeseydi girmeyi cennete,
Rablerine bile etmezlerdi secde!
Amaç Rasullullahı görmek değil Allah rızasını kazanmak olursa görürsün inşallah.
çok fazla ibadet yerine aksatmadan düzenli ve tam ibadeti hüşu içinde, içten gelerek yapmak senin yaşında bir müslüman kardeşim için daha eftal. zira nefsin oyunları akla gelir gibi değil.
bin selavatı ıkına sıkına kendini zorlayarak bir seferde okuyacağına hergün her namazdan sonra 10-20 veya 25 sefer (kendini zorlamayacak şekilde) okumuş olsan ve bunu hergün yapsan 15 yaşına geldiğinde kaç selavat eder :)
ve öyle bir alışkanlık olur ki okumadan duramaz eksikliğini hissedersin.
işte buna islamda ifrat ve tefrit denir. azıda doğru değildir çoguda dogru değildir.
düzenli ne az ne çok yaparsan yaşın ilerledikçe o sayı zaten sürekli artmak isteyecektir.
günde binlerce selavati , kelimei tevhidi sıkıntı çekeden vecd ile söyleyen insanların tatbik şekli budur.
rabim sana uzun ve iman dolu bir ömür nasib etsin insallah. bir günde herşeyin olmasını bekleyerek sakın ki üzülüp umutsuzluk yapma. nefsin oyununa düşme.
aynı dileğe sahip iki arkadaş varmış. ikiside ibadetine düşkün sürekli hamd ve dua eden insanlarmış.
dileklerinin gerçekleşmesi için dua ederlermiş. birisinin dileği kısa zamanda gerçekleşmiş. diğeri dua etmeye devam etmiş.
adam öyle güzel öyle içten öyle candan rabbine öyle övgüler ile kendi acizliğini öyle güzel dile getirerek dua ediyormuş ki bir gün arkadaşı onu yüksek sele secdede dua ederken görmüş ve onun o haline gıpta etmiş. ben bu kadar içten dua edemediğim halde rabbim dileğimi gerçekleştirdi. ne büyüksün allahım demiş. utanmış sıkılmış epeycede. ve tefekkür ederken demiş arkadaşım bunca güzel naat ile dua ediyor dileği olmadı ama benim dileğimi hemen gerçekleştirdin ben ne kadar kulluk yapsam sana az. ödeyemem hakkımı ne kadar acizim bu dileğimin karşılıgını ödemem mümkün değil zaten ettiğim dualar arkadaşımdan 100 kat fazla dua etsem bile ödeyemem keşke daha fazla dua edebilseydimde şimdi hakettiğimi düşünebilseydim demiş. keşke arkadaşımada bir an önce rabbim istediklerini verse . oda benim gibi çok istiyor baksana nasıl dua ediyor demiş.
o gece bir rüya görmüş. rüyasında arkadaşının dileğininde gerçekleştiğini görmüş. arkadaşı istediği şeyi almış ama onunla ilgilenmiyormuş.
sevinmedin mi bak seninde dileğin gerçek oldu demiş. arkadaşı ona beklemediği bir cevap vermiş.
rabbim benim dualarımı o kadar begenmiş ki daha fazla dua edip daha fazla sevap kazanıp ona daha fazla yaklaşayım diye benim dileğimi erteliyormuş. benim için üzülme arkadaşım demiş. yaradılış gayemizi unutmayalım en büyük dilek allah rızasını kazanma dileğimiz değil mi. bu dilediğimiz onun yanında ne ki demiş.
sabah koşarak arkadaşına gitmiş ve rüyasını anlatmış. arkadaşı hıçkırarak ağlamaya başlamış.
rabbim benden razı olsunda bu dünya için istediğim hiç bişeyi vermesin ben onada razıyım demiş.
yani amacın rüya görmek değil bir rüya olan şu dünya hayatından uyandığımız gün rabbimizin huzuruna yüz akı ile çıkmak olsun kardeşim. böyle düşünür ve böyle yaşarsan görürsün insallah. belkide ben bunları yazıncaya kadar görmüşsündür. rabbim hepimize nasip eder insallah.
onu görmek Rasullahın istediği gibi yaşadığımızın veya yaşayacağımızın işaretidir.
yani görmek amaç olmamalıdır zaten olamaz. peygamberimizi ve islam büyüklerini rüyada görmek ancak gerçek amacı yakalarsan görebileceğin için önemlidir. gerçek amaçta ALLAH(C.C) rızasını kazanmak , bizden hoşnut olmasını sağlamaktır.
Öyle bir zamandayız ki. sen 54 farzı ve peygamberimizin sünneti seniyesine uygun yaşamayı başarsan bırak görmeyi evliya olursun insallah.
ben bunu söyleyince bazıları kızıyor.
ama gerçek bu. peygamberler seçilir. evliya allah dostu demektir. allah rızasını kazanan onun dostudur. allah rızasını kaznamak için emirlerini yerine getirmek gerekir. evliya doğulmazz yani evliya olunur. evliyada insandan olur. gökten zembille inmez. hanedanlık gibi babadan ogulada geçmez. geçse nuh a.s oglunu kurtarır onun ogluda peygamber olurdu deil mi.
Farzlar ve sünnletler.
hepsi bu kadar.
binlerce kural değil üstelik. topu toplu ellidört tane.
okuldaki kuralları bile saysan bundna fazldır :)
Rabbim yar ve yardımcın olsun. selam ve dua ile.Harun Karadağ
03.03.2012bismillahirrahmanirrrahim.
en güzel sözlerin sahibi yüce allahın adıyla hepinize selam ederim.
konu çok güzel, önemlide bir konu. lakin bu konu konuşulup tartışılrken çok önemli bir hususa dikkat edilmemiş ve bazı yanlış bilgiler buraya sızmış. kasıt olmadıgı belli.
lakin müslüman müslümanın hatasını örtüp bilgisini paylaşması gerekli.
bu nedenle buradaki bir kaç hadis ile ilgili açıklamay yapıp konuyu degerlendirirken dikkate almanızı rica edeceğim.
Bana en yakın olanlar, üzerime en çok salavat getirenler olacaktir.
sahihtir. ayetle desteklenmiştir. örn : Ahzap Sûresi: 56
************************************************
Üzerime salavat getirirseniz Allah da (c.c) sizin üzerinize salavat getirir.
sahihidir. ayetle desteklenmiştir. örn : Ahzap Sûresi: 56
*************************************************
"Üzerime salavat getirilmeden yapilan hiçbir dua kabul olunmaz"
bazı ayetler ile çeliştiği için İTİBAR edilmemelidir. tahrif edilmiş hadistir.
"hiç bir dua kabul olmaz" ibaresi dua ile ilgili ayetlerine aykırıdır.
elbette peygamberimize ve onun ehlibeytine salavat duayı güzelleştirecektir. Allah(c.c) da övülmeyi ve övülerek dua edilmesini sever.
Ayetlerindede de peygambere övgüyü emretmiştir
fakat bundan selavat olmayan dua kabul olmaz anlamı çıkmaz.
*******************************************************
"Cuma günü ve geceleri üzerime (100) defa salavat getirenin Allah Teala (c.c) otuzu dünyaya, yetmişi ahirete ait olmak üzere yüz hacetini kabul eder"
bu hadis büyük ihtimalle EKSİKTİR bir ihtimalle uydurmadır.
bu hadise benzeyen hadislerden sahih olanları vardır . lakin bu değildir veya eksik olarak hadis kitaplarından kısmen alınmıştır.
nasıl ayetler parçalanıp bölünemezse hadislerde bütün olarak söylenip yazılmazsa hadis olmaktan çıkar. Buna tevil denir. lütfen araştırınız
"allahın dinine büsbütün uyanlar" , "gerçek iman sahibi olanlar" , "Allahın emirrettiklerinin yapıp nehyettiklerinden sakınanlar" gibi
sahih olan bu tür hadislerin içinde mutlaka farzları yerine getirip günahı kebairden sakınmayanlara bunun gibi sayılı esma ve duaların tesir etmeyeceği açıkca belirtilmiş veya işaret edilmiştir.
peygamberimizin hiç bir sözü ve vaadi bizzat kendisine vahyedilen Kur'an-ı kerime aykırı olması , "kuranda belirtilenleri yapmasanızda bunları söyleyin hallederiz" gibi gayri ciddi manalara gelebilir mi.
bu mümkünmüdür ?
*******************************************************
"Dua ile sema arasında bir engel vardır. Üzerime salavat getirilince engel açılır, dua yerine ulaşır."
ehli sünnete hitap edemez.
“Allah'ın rasulüne ve onun ehli beytine salavat getirilmedikçe dua örtülü kalır (icabete erişmez - karşılık bulmaz).”
bu ve buna benzer hadislerden bozularak değiştirilmiş bir çok hadisten biridir.
duanın ulaşacağı makam Şanı yüce Allah'ın makamıdır. Bu rivayet Allahın mekan ve zamandan münezzeh oldugu ile ilgili ayetler ve hadisler ile çelişmekte allah(c.c) a mekan biçmektedir.
bu konuda bir değil onlarca yüzlerce ayet vardır.
ayrıca allahın semiğ ve basir sıfatına (herşeyi gören ve işiten) sıfatına aykırıdır.
sonuç olarak ;
Allah tüm duaları işitir ve kalplerde olanı biilir. Dualar her zaman Allaha engelsiz ulaşır. Lakin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği Allah(c.c)ın taktiri ilahisidir.
Selefilere ve vehabbilere benzemekten rabbim bizi korusun. bu ve buna benzer yüzlerce hadis onların itikatını hak göstermek için uydurulmuş içinde ince oyunlar olan hadislerdir.
7 kat sema nefs yenilmedikçe kulun dünya gözü ile görüp erişemeyeceği makamların temsilidir. bunları allah kul kendine yaklaştıkça perdeleri manevi olarak kaldırır.
sözkonusu rivayete esas konu olan salavat ile alakası olmayan bir konudur. göze ve kulağa hitap etmesi için özellikle bu gibi hususlar aralara katılmıştır.
bu hadisin uydurma oldugunu gösterecek onlarca ayetten birini ele alalım.
O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’a istiva edendir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir.
Hadid 4. ayet
yine ayetleri tevil için oldugu açıkca görülen bir hadistir. ayetin "Sonra arşa istiva eden" kısmını hadisle pekiştirmeye çalışarak Allaha mekan bişmiş "Nerede olsanız, O sizinle beraberdir." kısmını ayetin
sonunu ve özünü içeren kısmını yoksaymıştır.
müslüman uyanık olmalıdır. bir başka hadise bakalımkonu ile ilgili
Bana salavat getirin. Nerede olursanız olun salavatınız bana ulaşır.
ayetlerle çelişiyor.yetmiyor hadis ile de çelişiyor.
*********************************************************
Cuma günü üzerime (80) kere salavat getirenin seksen senelik günahi affolunur.
UYDURMADIR. günahın nevi belirtilmemiş , ayrıca günahlardan sakınmak ve tevbe ilgili ayet ve hadislere ters düşer.
belirli bir sayı ile belirli bir bedel verilmiş. ayrıca Allahın karışmadıgı kul hakkı gibi günahlar dahil , bedeli ancak yerine getirilerek ödenebilecek farz ibadetlerin yapmamanın günahı bile dahil edilmiş.
bir günahların affı için tevbe etme kesin olarak şartken (gerçek pişmanlık ve bir daha yapmamak üzere vazgeçme) hadiste hiç bahsedilmemiştir.
ama siz sakın ha bu yazdıklarıma bakıp cuma günü selavat getirmekten kacınmayın. bu hadislerde zaten amac budur.
zira cuma nın mübarek gün oldugu ayet ile açıktır.
peygamberimize ve ehlibeyt e selatü selam da ayet ile açıktır.
ecri yoksa yapmayalım nefsin oyunudur.
kimi ilm yoksunu kişiler insanları teşvik için bilinçsizce bu yola başvurmuş, veya tavsiye eden kişinin sözlerini hadis olarak yaymıştır.
kimiside ibadetten uzaklaştırma için kasıtlı olarak bu hadisleri türetmiştir.
lakin ecri veren allahtır. ecrin miktarını yine allah bilir. allah taktir eder. Kuranda ecir ve sevaplar ile ilgili rakam olarak hiç bir bahis geçmediğine dikkat çekerim.
çokça ecir vardır , altından ırmaklar gecen cennetler vardır , büyük mükafat vardır vb şeklinde geçer. 80 , 1000 , 500 gibi sayı sene verilmemiştir.
peygamberimizde aynı şekilde günahların affedileceğine dair söylemler ve müjdelerde bulunmuş bunlarda miktarı allahın takdiri ile sınırlamıştır.
en fazla çokça ve bolca demiştir.
hatta sayı verdiği bariz olan rivayetlerinde bile sayıyı kullanmamıştır. fakir fukaraya yardım ile ilgili bir hadisinde sahabe sordukça
yine annene
yine annene
yine annene
ondan sonra .... şeklinde sayı vermeden sıralama yapıştır.
şekil ve ikmal gerektiren ibadetleri göstererek yapmıştır.
ibadet içindeki kelam tekrarlarında sınırlama ve zorlama yapmamıştır. en az ile belirtmiştir.
mesela secdeye gittiğimizde suhanerabbiyel ala 3 sefer söylenecek diye bir şart yoktur. 3 - 5 - 7 söyleyebiliriz.
oturdugumuzda tahiyatı okuma zorunlulugu yoktur. ölçü tahiyat okuyacak kadar beklemektir.
bunları söylemek ve okumanın elbette ecri vardır. hiç az yapanla çok yapanın ecri bir olur mu ?
lakin her insanın kimyası ve ruh hali mayası farklıdır.
zorunlu olan ibadetler kesintisiz olması için farzlar önceliktir.
kimisi için sünnetsiz ibadet eksik gelir. kimisine farzı yerine getirmek bile nefsine ağır gelir.
her insanın nefsinde açık noktalar farklıdır. asla namahreme bakmayan utanan bir insan paraya düşkün olabilir. namazını asla aksatmayan ve bunda güçlük çekmeyen bir kişi ise
karşı cinsine karşı zayıf fıtratta olabilir.
her insana, her yaşa , her kimyaya, her coğrafyaya hitap eden bir dinin kuralları, onun peygambernin sünnetleride buna göredir. kibu sebeple peygamberimizin uygulamaları yeri geldiğinde farklılık göstermiştir.
********************************************************
gerisini yazmaya gerek duymuyorum. zira bu hali ile sunulan hadislerin hiç birine itibar edilmez.
Hadislerin ravileri yok. kaynagı yok. eksik. senetsiz.
her hadisin sonunda raviler belirtilmeli. bu şart ve kaidedir. yoksa herkesin her söylediği hadis sanılır ve sayılır ki günümüzde malesef öyle. insanlarda zaten nefsine kolay ve hoş geleni kabullenmekte kabul
etmektedir.
hadisin senedini yazmsak bile ravileri dogru sıra ile yazmalıyız. kaynak ile birlikte yazmsak bile en azından raviler SIRA ile yazılmalı.
itibar edilecek hadis örnekleri.
Cennet ehlinden herkes cehennemdeki yerini görür de "Ya Allah bana hidayet vermeseydi?" der ve bu ona şükür olur
[Ramuz el-Ehadis-2, s. 342/1]
Ademoğlunun bir vadi dolusu malı (altını) olsaydı, mutlaka bir ikincisi ve üçüncüsünü isterdi. Ademoğlunun iç boşluğunu (nefsini veya gözünü) ancak toprak doldurur. Allah, tevbe edenleri bağışlar.
(Buhârî, Müslim, Tirmizî, İbnu Mâce)
ayrıca farklı kişilerden gelmişse hepsi yazılmalı veya ara notlar atılmalı
Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır.
Ameller ancak niyetlere göredir. Kişi için ancak niyet ettiği şey vardır.
(Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbnu Mâce, Muvattâ)
esas olması gereken şekil ise şudur
kostantiniye en sonunda fetholunacaktır. kostantineyi fetheden kumandan ne büyük kumandan onu fetheden asker ne güzel asker.
Buhârî (öl. 870), et-Târih’ul Kebîr
Ahmed b. Hanbel (öl. 855), Müsned
Taberânî (öl. 971), el-Mûcem’ül-Kebîr
İbn Kani (öl. 962), Mûcem’üs-Sahâbe
Hâkim en-Nisâbûrî (öl. 1014), el-Müstedrek Alâ’s-Sahihayn
Bezzâr (öl. 905), Müsned
Ayrıca İbn Abdilberr (öl. 1071), el-İstiâb’da, İbn’ül-Esîr (öl. 1233), Üsd’ül-Gâbe’de, İbn Hacer (öl. 1448), el-İsâbe’de, Zehebî (öl. 1347), Telhîs’ül-Müstedrek’te, Suyûtî (öl. 1505), el-Câmi’us-Sağîr’de hadîsi nakletmişler, Hâkim, İbn Abdilberr, Zehebî ve Suyûtî “isnâdı sahîhtir” demişlerdir
Senet :
Bişr el-Ganevî ondan oğlu Abdullah b. Bişr el-Ganevî ondan öğrencisi el-Velid b. el-Muğîre el-Muâfirî ondan Zeyd b. el-Hubâb ondan Muhammed b. el-Alâ rivâyet etmişlerdir.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
sayı , yer , isim belirten hadisler konusunda çok hassas olunması gerekir.
büyük hadis alimlerinden bazıları bu konuda o kadar katı olmuşlardır ki sayı, yer, gelecek zaman, tek bir kişi belirten hadislere şüphelidir demişlerdir.
örneğin
kostantiniye en sonunda fetholunacaktır. kostantineyi fetheden kumandan ne büyük kumandan onu fetheden asker ne güzel asker.
bu hadis bir çok kaynakta ve kopma olmayan ravi zinciri oldugu halde senedi bulundugu halde (yukarda belirttim) bazı alimlerce şüpheli olarak tasnif edilmiştir.
hadis ve aytleri yazarken dikkat edelim. ayette diyorki deyip yarım yamalak, ayet numarası vermeden, nerde nazil oldugunu yazmadan ayet vermeyelim
senedini ve ravilerini yazmdan hadis vermeyelim.
zaten verilmez. yanlıştır. kesinlikle yanlıştır. lütfen uyarınız bu şekilde hadis ve ayet yazanları.
hadiste bir isim , kimlik, senet varsa kişi hadisi araştırabilir , dogrulugun anlar, diğer türlü şüpheli duruma düşer. ayrıca ravi sayamayan , senet veremeyen kişi hadis söyleyemeyeceği için uydurma veya anlamı buzlmulacak şekilde söylenecek hadislerin önüne geçilmiş olur.
selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühüHarun KARADAG
03.03.2012Bismillahirrahmanirrahim.
Bizi hergün 5 sefer huzuruna çağıran , bunun dışında istediğimiz zaman huzuruna çıkmamızdan hoşnut olan Alemlerin rabbi yüce yaradana hamd olsun.
Değerli din kardeşim.
"eğer kılamıyorsan namazlarını kaza yaparsın.bir hocaya danış" demişsin. çok yanlış hatalı bir bilgi vermişsin. namaz vakitleri sabittir. kaydırılamaz değiştirilemez. Allah'ın hükmüne kul karar veremez.
ayette diyor ki;
"Güvene kavuştuğunuzda namazı tam kılın. Çünkü namaz müminler üzerine vakitleri tayin edilerek farz kılınmıştır"Nisa 102, 103
burada güvene kavuştugunuzda kısmı savaş, tehlikeli yolculuk vb anlar içindir. savaşta bile namaz borcunu kullarının üzerinden kaldırmamış, kısaltmalarını emretmiştir. tehlike anı geçtiyse savaşta ve yolculukta bile tehlike teşkil etmeyen durumda kıslatlılmadan tam olarak kılınmasını emretmiştir.
daha nice ayetler vardır. namaz kuranı kerimde defalarca bahsi gecen bir ibadettir. her sayfasında namazdan bahseden veya namaza işaret eden bir satır bulursunuz dersem yanlış olmaz.NAMAZ DİNİN DİREĞİDİR.
eh 7 yıl dirsek çürüttük. devlette sen imam hatipsin dediğine göre belgeli tastikli hoca oluyorum :)) arkadaşta danışmış olsun. sende bir yanlışını düzeltmiş ol.
kesinlikle namaz kazaya bırakılmaz. işin aslında kaza namazı diye birşey yoktur. vakti geçmişse bitmiş gitmiştir. tren kaçmış günaha girilmiş allahın emrini çiğnemişsin demektir. hemen tevbe istigfar etmek gerekir. zira ayetler ve hadisler o kada nettir ki namazın terki için hiç bir özür ve kabahat kabul edilemez. istisna olan bir kaç husus vardır. bunlar en sonunda belirteceğim insallah.
ayrıca gaflete düşüp terkedenler, dinini yeni tanıyıp öğrenenler (namazı bilmemesi mümkün değil ama vakitler hususunda eksikleri olabilir), bunaklık halinde kılmadıgı halde kıldığını sanması gibi çok ama çoook istisna durumlar( kıldıgı öğlen namazını ikindi gibi hatırlaması sonradan farketmesi ), namaz vakti sırasında şuuru yerinde olmayanlar (tahmin edildiğinden uzun süren bir ameliyat gibi) affedilmesi nezdinde nafile namaz kılınır ki bunun gecerliliğini ancak allah c.c taktir eder. nafile namaz diyorum. kaza demiyorum. çünkü emredilmiş bir vakit dışında o vakte niyet etmek gizli şirke düşmek olur.niyet halis oldugu için, tevbe durumu ve pişmanlık oldugunda neden kabul olmasın. ama kimse yerini tutar diyemez. sadece bu durumları kapsayan ve allahın magfiretini dile getiren bir hadis var. ama tekrar ediyorum. yukarıdaki hususları kapsar, gerçek pişmanlık ve tevbe halini kapsar,
hatta hendek savaşında vuku bulan bir olay nedeni ile sırf bu yüzden ayet gelmiş namazın savaş sebebi ile olsada tehir edilemeyecei belirtilmiştir.
peygamberimizin vaktin dışında kıldıgı tek namaz hendek savaşında çarpışma uzun sürdüğü için ikindi vakti geçince akşam ile ikindiyi birleştirmesidir. bununla ilgili hadisler vardır. lakin bu hadisleri yazanların bir borcu ve mecburiyeti konu ile ilgili gelen ayetide belirtmek zorunda olduklarıdır. peygamberimiz böyle bir konu ile ilgili henüz ayet gelmediği için kendisi kıyas yaparak hüküm vermiş , cihadda farz oldugu için ve onda o ibadeti eda etmekte oldugu için ayrıca çekilmesine ve çarpışmayı bırakmasına fırsat bulamadığı için savaş devam etmek zorunda kalmış sabahbelerden bir kısmı ve kendisi çekilme fırsatı bulamamıştır. taraflar çekilince hemen namazı kıldırmıştır.
akabinde şu ayetler gelerek peygamberimizin bu davranışının hükmü allah tarafından kaldırılmış bir daha yapılmaması için bu gibi durumlarda yapılacak şeylere örnek teşkiledecek aşağıdaki ayet gelmiştir.
Cabir bin Abdullah (ra) rivayeti:
“Hendek savaşı günü Ömer bin el-Hattab (ra), güneş battıktan sonra geldi ve Kureyş kâfirlerine sövmeye başladı:
−Ya Rasulallah! Neredeyse güneş batmadan ikindi namazını kılamayacaktım dedi. Nebi (sav)
−"Vallahi ikindiyi ben de kılmadım" buyurdu. hemen kalktık ve Buthan vadisine gittik. Orada Rasulullah (sav) namaz için abdest aldı, biz de namaz için abdest aldık. Güneş battıktan sonra ikindi namazını daha sonra da akşam namazını kıldırdı.” kaynak : Buhari 647
Cabir (ra)’dan rivayete göre bir seferinde Rasulullah (SAV) Hendek savaşında savaşla meşgul olması sebebiyle ikindi namazını kendi vakti içinde kılamamış onu güneş battıktan sonra kılmış daha sonra da akşam namazını kılmıştır. Bunun üzerine Bakara 238 AYET nazil olmuştur.
“Namazları ve orta (ikindi) namazını koruyun, gönülden bağlılık ve saygıyla Allah’ın huzurunda durun.”
Ayetini indirmiştir. Bu ayetle Allah (cc), peygamberimizin Hendekte ikindi namazını kendi vaktinin dışına çıkararak akşam namazının vaktinde kılmasını işaret ederek bunun tekrarlanmamasını emrediyordu. Sonra Allah-u Teâlâ savaş esnasında kılınacak namazları hükme bağlamak için Nisa suresindeki ayetleri indirmiştir:
“Sen de içlerinde bulunup onlara ikamet edip namazı başlattığın zaman onlardan bir bölük seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Namazda secdeye vardıklarında arkanıza geçsinler; bu kez namaz kılmayan öteki grup gelsin, seninle beraber namaz kılsınlar, korunmalarını ve silahlarını da alsınlar.
Kâfirler isterler ki siz silahlarınızdan ve eşyalarınızdan gaflet edesiniz de birden üzerinize bir baskın yapsınlar. Yağmurdan zahmet çekersiniz. Ya da hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir günah yoktur. Korunma tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah, kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve yanlarınız üzere iken Allah’ı zikredin. Güvene kavuştuğunuzda namazı tam kılın. Çünkü namaz mü’minler üzerine vakitleri tayin edilerek farz kılınmıştır.
Nisa 102, 103
Görüldüğü gibi ayetin son kısmında ki cümle, namazların vakti ile sınırlandırılmıştır. böylece namazın şartlarından birisi olan VAKİT şartıda kesinleşmiş olur.
sevgili kardeşim. unutmayalım ki bir ibadetin geçerli olması için FARZlarının eksiksiz olması gerekir.
vakit namazların ki adı üzerinde VAKİT namazların farzlarına bi bakalım
temizlik ve örtünmeden sonra (hadesten, necasetten taharet ve setrül avret) VAKİT ve NİYET ETMEK
yani farz olan namazlar VAKTİN de kılınmazsa namazın FARZINI terketmiş oluyoruz. süneti terk edersen sevabından mahrum olursun. FARZI ter edersen ibadet kabul olmaz. bu tartışılmayacka kadar açık ve net bir husustur. ibadetin geçerli olması için farzlarının eksiksiz yapılması gerekir.
bu ayet ve hadis ışıgında kaza namazının var oldugunu iddia edenlerin iddiaları çürümektedir.
ama "işim var" bahanesi ile kılmayıp biriktirip toptan ödemek yani biraz gülünç bir durum. aldıgın bir malın taksidini mi ödüyorsun kardeşim ?
bir sefer kılmadın ve pişman oldun. kaza ettin diyelim. tevbe ve pişmanlık esas olarak nedir. kesin olarak pişman olup bir daha yapılmayacağına dair Allah'a söz vermektir. gaflete yine düşer yin pişman olursun. yin diyelim hadi. ama insan kendini kandırır. en fazla kaç sefer sürer bu pişmanlık. 3 , 5 ,7 10, 50 diyelim hadi. bu kadar ileri gitikten sonra insan kendisi bile pişmanım tevbe ediyorum diyemez. bu tevbe olmaz. kendini kandırmak ve kendine zarar vermek olur.
kılamıyorsan diye birşey yoktur. namaz o kadar önemlidirki kılınış şekliyle ilgili kolaylıklar getirilerek her şartta kılınması sağlanmıştır. su bulamayınca teyemmümden tutun da, yolculuk sırasında rekatların düşürülmesine , binek üzerinde (yani günümüzde uçakta otobüste) oturdugun yerde kılabilmene kadar.
hatta hasta yatağınday isen ve şuurun açıksa gözlerinle, kaldırabiliyorsan sadece ellerini kaldırıp tekbir alıp bağlayarak yattıgın yerde bile namazını kılman icab eder.
hatta bu husus o kadar canalıcı oldugunu belirtiyor. hasta yatagında bile kılacaksın.
bu husus film haline bile getirilmiş. ibret olsun diye.
konu daha iyi anlaşılsın diye şu videoyu mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
http://www.youtube.com/watch?v=gqxqnFEK9Cs
ülkemizde bir çok şeyn ehemniyetinden bahsediliyor ama televizyonlar malesef böyle videoları yayınlayarak amazın ehemniyetini dile getirmiyor :(
savaş anında bil namaz kılınıyorken ortada can korkusu bile varken teredilmeyecek namaza hangi iş bahane olabilir ?
savaş anında namaz kılındıgı hadislerle bile sabittir.
vakit namazların terk edileceği haller:
kadınlara mahsus halleri zaten onlar bilirler. zaten o hallerde namaz borcu üstlerinden kalkar.
onun dışındaki hallerde er kişinin namazdan borcundan ölmeden kurtulması mümkün değildir.
kaza namazı olmadığına göre, yıllarca namaz kılmayan bir kimse, pişman olur veya Allah(c.c) kalbine hidayet verirse ve namaza başlarsa ne yapar?
Böyle durumda olan bir kimse, öncelikle Allah’a istiğfar edip günahlarından dolayı Allah’a tevbe eder. bu şartır. farzdır. ayetler bunu söylüyor. ve peygamberimizin sünnetinde sabit olan sünnet namazlarına devam eder.
1) Farz Namazlarının Önünden ve Arkasından Kılınan Sünnet Namazları. Müslim 728/101, 102
2) Duha Namazı. Müslim 720/84
3) Abdest Namazı. Müslim 226/3
4) Tesbih Namazı. Ebu Davud 1297
5) Mescid Namazı. Buhari 2/540
6) İkindiden Önce Kılınan Namaz. İbni Mace 1161, Tirmizi 426
7) Ezanla Kamet Arasında Kılınan Namaz. Müslim 838/304
8) Korku Namazı. Müslim 839/305
9) Tevbe Namazı. İbni Mace 1395
10) İstihare Namazı. Buhari 14/6322
11) Yağmur Namazı. Buhari 2/966
12) Güneş Tutulması Namazı. Buhari 3/1014
13) Seferden Döndükten Sonra Kılınan Namaz. Müslim 715/73
14) Bayram Namazı. Buhari 2/920
15) Cenaze Namazı. Buhari 3/1245
16) Teravih Namazı. Buhari 4/1866
17) Vitir Namazı. Buhari 2/951
18) Teheccüt Namazı. Buhari 4/1866
19) Zifaf Gecesi Namazı. İbni Ebi Şeybe 3/401/2
Allah-u Teâlâ, bu sünnetlerle kişinin kılamadığı farz namazları telafi eder inşallah. telafi eder demiyorum. insallah diyorum.vabal alamam.
Kıyamet gününde insanların amellerinden ilk hesaba çekileceği namazdır. Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ en iyi bilen olduğu halde meleklere
"Kulumun namazına bakın, onu tamam mı yaptı, yoksa noksan mı yaptı?" buyurur. Namaz tamam ise o tamam olarak yazılır. Ondan bir şey noksan ise Allah Azze ve Celle
"Bakın, kulumun nafile namazları var mı?" buyurur. Kulun nafile namazı varsa, Allah Azze ve Celle
"Kulumun farzlarını sünnet namazlarla tamamlayın’ buyurur. Sonra bütün ameller işte böyle hesaba çekilir."
Ebu Davud 864, Tirmizi 409, Nesei, İbni Mace de geçen bu hadis zamanında kılınmayan namazın telafisinin ancak nafile yani peygamberimizin tatbik ettiği şekil ve vakitlerdeki namazlar ile olabileceğine işaret ediyor.
Allah namazımızı daim eylesin.
şu anda bunu okuyup namazını henüz eda etmeyediysen hemen kalk ve vzifeni yerine getir. şu anda meşgul oldugun işten daha mühim ve ehemniyetlidir.
Konular
- KENDİ GÖRÜŞÜNE GÖRE TEFSİR
- TEFSİRLER
- KUR'AN-I KERİMİ KİM ANLAR?
- Diplomaya Güvenerek Tefsir İlmine Dalmaya Kalkışanlara
- KUR'AN-I KERİMDEKİ MECAZLAR
- SİZ HİÇ DÜŞÜNMEZ MİSİNİZ?
- KUR'AN-I HERKES ANLAYABİLİRMİŞ
- KUR'AN-I KERİMİ TERCÜME ETMEK
- RESULULLAH EFENDİMİZ ÜMMİ İDİ
- PEYGAMBER EFENDİMİZİN FAZİLETLERİ
- SEN OLMASAYDIN
- PEYGAMBER EFENDİMİZİN IRKI
- RESULULLAH EFENDİMİZİN ÜSTÜNLÜKLERİ
- PEYGAMBER EFENDİMİZİN MUCİZELERİ
- MİRAC MUCİZESİ
- MUCİZE VE KERAMET HAKTIR
- M.ABDUH VE C. EFGANİ HAKKINDA YAZILANLAR
- Şevkânî Kimdir?
- NECD BÖLGESİNDE ÇIKAN FİTNELER
- Vehhabî Vahşeti
- İbni Suud'a Şovalyelik Nişanı
- SALAT NE DEMEKTİR?
- İmam-ı Rabbani Hazretleri,dörtyüz sene önce buyurdu ki
- AHIRET HAVA YOLLARI
- Yangın İçinde Halay
- DİNİMİZİ YIKMA PLANLARI
- YALNIZ KUR'AN DİYEN YALANCILAR
- KUR'AN VE SÜNNETİ İNKAR
- BİD'AT NEDİR, NE DEĞİLDİR
- BİD'AT VE BİD'AT EHLİ OLANLAR