İslamî Siteler ve İtikadî Tehlike
İslamî Siteler ve İtikadî Tehlike
İslâm dünyasında, kardeşler arasına nifak sokma gayreti, yeni gelişen bir şey olmayıp bilakis evvelden beri bilfiil devam ede gelen bir mefhumdur. Oldukça ciddi ve sinsi planlar çerçevesinde mü’minlerin arasında olması gereken ülfet-ünsiyet ve muhabbetler, kimi zaman “tecavüzkâr” kimi zamanda “tecdîd” veya “reform” kisvesi ve bu kisvenin gereklerinin bir sonucu olarak yok edilmeye çalışılmıştır.
Maalesef bu “reform” politikasının cahil kesim üzerindeki tecellisi, politikanın yaverlerinin ekmeğine bal sürmüş ve peşinden giden gürûhla birlikte telafisi zor hatalara kapı aralamıştır. Ehl-i Sünnete ters düşen sapık görüşleriyle bilinen İbn-i Teymiyye ve onun meddahları ve daha buna benzer kişilerce iş içinden çıkılmaz bir hale bürünmüş görünmektedir.
Tarih boyunca ne yazık ki dinimiz adına derin yaralar açılmaya çalışılmış, dahası bu fikir ayrıcalıklarının sonucu Müslümanlar birbirine düşürülüp kanlar dökülmüştür… Denebilir ki bu gürûhun fikir temelinin ciddi bir kısmını taasupkârlık oluşturmaktadır.
Peki günümüzde bu fırtına dindi mi?
Elbette hayır!
İnternet dünyası ilmi cihetten ne kadar büyük bir fırsat ise, beyinleri zehirlemek bakımından o denli de tehlikelidir. Değerli ilimlerin yayılması-öğrenilmesi bakımından bir nimet, hatalara düçâr olmak bakımından bir tehlikedir. Adeta bir bıçak… Nasıl kullanacağını bilmez isen, o seni dilediğince kullanır.
Ne hikmettir bilinmez, internet dünyasında bu sapık fikirlerin meddahlığını yapmak marifetten sayılmaya başlanır oldu. Forumlara başlıklar atılmakta ki, “Falanca alim ve müdafâsı - Filanca alim ve tenkitlere cevaplar” vesaire… Gûya gizli kalmış veya yanlış anlaşılmış âlim yaftasıyla bulanık beyinlere bozuk fikirler şırınga edilmektedir. İtikadî açıdan tehlike oluşturan bu tür site ve yazılarla gereğinden fazla hemhâl olmak ve sonrasında “Efendim ben okurum ama etkilenmem” demek yalnızca kendini avutmak ve kandırmak olur.
Bu tür yazıları neşreden kesimlerin ağına takılmaktaki ana sebeplere gelince,
1- Yazan ve savunan kişilerin edebî olarak güzel bir dil kullanması ve ikna kabiliyetinin yüksek oluşu.
2- “Araştıma” mefhumumuzun kısır olması ve ilk okunan kaynağın şartsız sualsiz kabul edilmesi… Sonrasında bunu sökmek ise, paslı çiviyi sökmek gibidir…
Benim müşahede edebildiğim bu iki temel sebebe farklı versiyonlar ziyade edilebilir.
Bazı İslamî geçinen siteler vardır ki, açtıkları “Fıkıh – Hadis” vesaire bölümlerde in-cin top oynarken, “Tartışma Platformları” bölümüne hergün bir yenisi eklenir. Bu tartışmalarda ya bir cemaat ya bir alim karalanmakta ya da kendilerine vaz’ ettikleri “Bid’at temizleme ilacı” sıfatının icrası(!) gereği, kandil geceleri vesaire gibi bir takım ibadet ve mükaddesât eleştirilerek, durgun beyinler bulandırılmaktadır.
Peygamberi Zîşân Efendimizin “Bu din ilmi, dinin ta kendisidir, öyle ise onu kimden öğrendiğinize dikkat edin.” (1) şeklindeki buyruğu herhalde sebepsiz olmasa gerektir.
Hasılı kelam, bu nevî yayın organlarından dini bilgi edinen ve gereğinden fazla ilgilenen kişilerin i‘tikadî-amelî ve ahlâkî bakımdan kendileri ve çevreleri için fevkalâde zararlı olacağına dair âcizane kanaatimi belirtmeyi bir vazife telakkî ediyorum.
Selam ve sevgiler…
DİPNOT
(1) Dârimî, Mukaddime 38
***
ankebut-57
16.09.2007
İslâm dünyasında, kardeşler arasına nifak sokma gayreti, yeni gelişen bir şey olmayıp bilakis evvelden beri bilfiil devam ede gelen bir mefhumdur. Oldukça ciddi ve sinsi planlar çerçevesinde mü’minlerin arasında olması gereken ülfet-ünsiyet ve muhabbetler, kimi zaman “tecavüzkâr” kimi zamanda “tecdîd” veya “reform” kisvesi ve bu kisvenin gereklerinin bir sonucu olarak yok edilmeye çalışılmıştır.
Maalesef bu “reform” politikasının cahil kesim üzerindeki tecellisi, politikanın yaverlerinin ekmeğine bal sürmüş ve peşinden giden gürûhla birlikte telafisi zor hatalara kapı aralamıştır. Ehl-i Sünnete ters düşen sapık görüşleriyle bilinen İbn-i Teymiyye ve onun meddahları ve daha buna benzer kişilerce iş içinden çıkılmaz bir hale bürünmüş görünmektedir.
Tarih boyunca ne yazık ki dinimiz adına derin yaralar açılmaya çalışılmış, dahası bu fikir ayrıcalıklarının sonucu Müslümanlar birbirine düşürülüp kanlar dökülmüştür… Denebilir ki bu gürûhun fikir temelinin ciddi bir kısmını taasupkârlık oluşturmaktadır.
Peki günümüzde bu fırtına dindi mi?
Elbette hayır!
İnternet dünyası ilmi cihetten ne kadar büyük bir fırsat ise, beyinleri zehirlemek bakımından o denli de tehlikelidir. Değerli ilimlerin yayılması-öğrenilmesi bakımından bir nimet, hatalara düçâr olmak bakımından bir tehlikedir. Adeta bir bıçak… Nasıl kullanacağını bilmez isen, o seni dilediğince kullanır.
Ne hikmettir bilinmez, internet dünyasında bu sapık fikirlerin meddahlığını yapmak marifetten sayılmaya başlanır oldu. Forumlara başlıklar atılmakta ki, “Falanca alim ve müdafâsı - Filanca alim ve tenkitlere cevaplar” vesaire… Gûya gizli kalmış veya yanlış anlaşılmış âlim yaftasıyla bulanık beyinlere bozuk fikirler şırınga edilmektedir. İtikadî açıdan tehlike oluşturan bu tür site ve yazılarla gereğinden fazla hemhâl olmak ve sonrasında “Efendim ben okurum ama etkilenmem” demek yalnızca kendini avutmak ve kandırmak olur.
Bu tür yazıları neşreden kesimlerin ağına takılmaktaki ana sebeplere gelince,
1- Yazan ve savunan kişilerin edebî olarak güzel bir dil kullanması ve ikna kabiliyetinin yüksek oluşu.
2- “Araştıma” mefhumumuzun kısır olması ve ilk okunan kaynağın şartsız sualsiz kabul edilmesi… Sonrasında bunu sökmek ise, paslı çiviyi sökmek gibidir…
Benim müşahede edebildiğim bu iki temel sebebe farklı versiyonlar ziyade edilebilir.
Bazı İslamî geçinen siteler vardır ki, açtıkları “Fıkıh – Hadis” vesaire bölümlerde in-cin top oynarken, “Tartışma Platformları” bölümüne hergün bir yenisi eklenir. Bu tartışmalarda ya bir cemaat ya bir alim karalanmakta ya da kendilerine vaz’ ettikleri “Bid’at temizleme ilacı” sıfatının icrası(!) gereği, kandil geceleri vesaire gibi bir takım ibadet ve mükaddesât eleştirilerek, durgun beyinler bulandırılmaktadır.
Peygamberi Zîşân Efendimizin “Bu din ilmi, dinin ta kendisidir, öyle ise onu kimden öğrendiğinize dikkat edin.” (1) şeklindeki buyruğu herhalde sebepsiz olmasa gerektir.
Hasılı kelam, bu nevî yayın organlarından dini bilgi edinen ve gereğinden fazla ilgilenen kişilerin i‘tikadî-amelî ve ahlâkî bakımdan kendileri ve çevreleri için fevkalâde zararlı olacağına dair âcizane kanaatimi belirtmeyi bir vazife telakkî ediyorum.
Selam ve sevgiler…
DİPNOT
(1) Dârimî, Mukaddime 38
***
ankebut-57
16.09.2007
İslamî Siteler ve İtikadî Tehlike yorumları
sağlıkcı
28.11.2007Teşekkür ederim.Sizinle birebir sohbet etmek isterim.Allah-ü Teala yar ve yardımcınız olsun
misafir
14.12.2007BU SİTE ZEHİRLİ DÜŞÜMCELERİN ÜRÜNÜDÜR
Deniz
15.12.2007Diyosuuun...
ankebut-57
26.12.2007Yazıyı okuyup bir nebzecik olsun konunun ehemmiyetine binâen kafasında müspet birşeyler şekillendirebilmiş olan kardeşlerimize teşekkürler. Yorumlardan "BU SİTE ZEHİRLİ DÜŞÜMCELERİN ÜRÜNÜDÜR" ifadesinin ise elle tutulur bir tarafı olmadığı gibi yenilir-yutulur cinsten birşey olmadığıda âşikardır. Zirâ bu site olsa olsa o zehirli düşünceler karşı bir "Panzehir"dir. Allah doğru istikâmetten ayırmasın.
Selam ve sevgiler...
Konular
- Büyük İmam Ebu Hanife Hazretlerinin Menkıbelerinden
- KASÎDE-İ NÛNİYYE, ES-SEYFÜ’S-SAKÎL VE TEKMİLE’Sİ IŞIĞINDA İBN TEYMİYYE
- İBN-İ TEYMİYYE VE CEHENNEMİN EBEDİLİĞİ MESELESİ
- İbn-i Teymiyye'nin İlim Adamı Kimliğinin Güvenirliği
- NAMAZIN DERİN BOYUTU VE MESNEVİ
- Suriyeli Âlim Muhammed Vehbe Zuhayli Hoca İle Söyleşi
- Allah Rasulü'nün (a.s.) Kur'an Telakkisi
- MÜNAFIKLAR ŞEYTANIN FIRKASIDIR
- Münafık Neden İbadet Eder,Neden Müminlerle Birlikte Olur?
- MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ
- MÜNAFIK MÜSTAĞNİYETİ
- 'MÜSTAĞNİYET HASTALIĞI' NIN GETİRDİĞİ ZARARLAR
- Münafıklar Hiçbir Dönemde Peygamberlere Üstün Gelememişlerdir
- MÜNAFIKLARA KARŞI GÖSTERİLECEK TAVIR
- MÜNAFIK İÇİN TEVBE MÜMKÜN MÜ?
- MÜNAFIKLARIN AHİRETTEKİ DURUMLARI
- MÜNAFIKLAR
- SİYONİZMİN TARİHSEL KÖKENLERİ
- IRAK SAVAŞI'NIN PERDE ARKASI
- MASONLUĞUN SAKLANAN YÜZÜ -1
- MASONLARIN YANILGILARI
- "HZ.İSA ÖLDÜ" DİYENLER BÜYÜK BİR YANILGIDADIRLAR
- HZ.İSA NASIL TANINACAK-2
- HZ.İSA NASIL TANINACAK ? -1
- Hz.İsa Ve Hz.Mehdi Gelmeyecek Nidaları,Hz.İsa Ve Hz.Mehdi'nin Geliş Alametidir
- İMAM-I RABBANİ VE MEHDİ'NİN GELİŞ TARİHİ
- TERÖRÜN ÇÖZÜMÜ KURAN AHLAKI
- Kuran Ahlakını Yaşamamak İçin Öne Sürülen Bahaneler Geçersizdir
- ÖNEMLİ BİR MÜNAFIK ALAMETİ:Dinde Pasifizm
- SÜNNET-İ SENİYYE'YE UYMANIN ÖNEMİ