Zehirli | Konular | Kitaplar

islam

Müslüman

Müslüman, diğer müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.

Müslüman, sevdiğini Allah için seven, Allah'ı ve Resulü'nü her şeyden çok seven ve Allah kendine imanı nasip ettikten sonra tekrar küfre dönmeyi, cehenneme yüz üstü atılmaktan daha tehlikeli gören kimsedir.

Müslüman, diğer müslümanların canına, malına ve namusuna saygı duyan kimsedir.

Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve başkalarının zulmetmesine de razı olmaz.

Müslüman, özü, sözü ve işleriyle en doğru hareket eden, haksızlık yapmayan, daima her işin iyi yanını görmeye ve almaya çalışan, dünyada her davranışın iyi yanını görmeye ve almaya çalışan kimsedir.

İslâmda felsefe var mıdır?

İslâmda felsefe var mıdır? İslâm felsefesi diyorlar. Felfesenin akıl ve din ile münasebeti nedir?

Felsefe, kelime ma’nası hikmet demek ise de, felsefecilerin selim akla uygun olmayan düşüncelerine denmektedir.

İmâm-ı Gazali, İmâm-ı Rabbani hazretlerı gibi lslâm âlimleri, Yunan ve Roma felsefesini inceleyip didik didik etmişler, felsefecilerin, ne kadar cahil, ne kadar ahmak ve imansız olduklarını bildirmişlerdir.

Felsefecilerin hukuk, ahlak ve tıp üzerindeki sözlerinden doğru olanların, eski Peygamberlerin kitaplarından çalınmış olduklarını islam âlimleri bildirmektedir.

Soru ve Cevaplarla "İslâm, Müslümanlar, İslâmcılar"

Soru: İslâm nedir, tarifini yapar mısınız?

Cevap: İslâm, varlık problemine en isabetli, en uygun, yüzde yüz doğru cevap veren ve yeryüzünde, insan yaratılışına ve fıtratına uygun bir barış sistemi ve medeniyet kurulmasını öngören ilahî sistem ve nizamdır. Kendisine bağlanan ve hükümlerini uygulayan insanlara ebedî mutluluk kazandırır.

Soru: Varlık problemi ne demektir?

İMAN ve İSLAM

İman Nedir?

Hz.Peygamberin, Allah'tan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerin doğruluğunu kabul ve tasdik etmektir. (1)

İman esasında kalp ile olur, dil ile ifade edilir. Kısaca iman, Peygamberin getirdiği ilahi emir, hüküm ve bilgileri samimi olarak kabul ve tasdik etmektir. İnsanı gerçek saadete ulaştıran iman budur. Allahu Teala'nın kulunu sevmesi bu imana bağlıdır. Bunun için iman esasları doğru, güzel ve tam bir şekilde öğrenilmeli ve gereği yerine getirilmelidir. (2)

Allahü teâlâ'ya inanmandır. Meleklerine inanmandır. Kitaplarına inanmandır. Peygamberlerine inanmandır. Ahıret gününe inanmandır. Kaderin hayrına ve şer­rine inanmanır. (3)

İslam Nedir ?

FIRKA-I NACİYE

İslâmî akideyi en net ve sağlam şekliyle kabul eden topluluk. Bu deyim iki kelimeden meydana gelmiş bir isim tamlamasıdır. Terkibin birinci ismi olan fırka kelimesi için bk. "Fırak-ı Dalle". Naciye kelimesi Necat kelimesinden türetilmiş olup kurtuluş, kurtulmak, refah ve saadete ermek, umduğuna kavuşmak manalarına gelir.

Şu halde, Fırka-ı Naciye, kurtuluşa eren, ahiretteki her türlü azabtan beraet ederek, necatını, kurtuluşunu eline alan topluluk, zümre demektir ki, bunun bir adı da Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaattir. Diğer bir ifade ile Fırka-ı Naciye, Kur'an-ı Kerîm'in hükümlerini kabul ve tasdik etmekle onlara uyan, Hz. Peygamberin ve O'nun büyük Ashâbının yolunu aynen takip eden büyük topluluk, Cemaat demektir.

Ehl-i sünnet itikâdı nedir?

Hadis-i şerifte, ümmetin 73 fırkaya ayrılacağı, birisi hariç diğerlerinin Cehenneme gideceği,.Cennete gidecek tek fırkanın Peygamber aleyhisselâmın ve Eshâb-ı kirâmın yolundan giden fırka olduğu bildirilmiştir. İtikatda ayrılık olmaz. İslâm âlimleri, Hadis-i şerifler ve icma ile hâsıl olan hükümleri sistemleştirmişlerdir. Bu sisteme Ehl-i sünnet vel cemaat dendiği bütün mu’teber kitaplarda yazılıdır. Sonradan çıkmış değildir. Tek doğru olan islâm itikadının adıdır.

Allah'ın ezeldeki sıfatları mahluk ve sonradan olma değildir. Allah'ın sıfatlarının yaratılmış ve sonradan olduğunu söyleyen, yahut tereddüt eden veya şüphe eden kimse Yüce Allah'ı inkar etmiş olur.

Dinde Kolaylık

"Dinde kolaylık vardır. Güçleştirmeyin, kolaylaştırın! Nefret ettirmeyin, sevindirin!" gibi ifadelerden yanlış mana çıkararak dini değiştirmeğe kalkmak, büyük hatâdır. "Kolaylaştırın" demek, kolayınıza geleni yapın demek değildir.


Kışın abdest almak zordur. Abdest alınmasa da olur." denemez.

Başa mesh oluyor da yüze niçin olmasın! Güçleştirmeyin yüze de mesh edin! denemez.

Nakli esas almadan yazarının kafasına göre olan kitablara itibar etmemelidir.


Dinimiz, emirlerde kolaylık olduğunu bildirmektedir. Bütün emirlerde kolaylık gösterilmesi, Allahü teâlânın ni'metlerinin en kıymetlisidir. 24 saat içinde 5 vakit namaz kılmayı emir buyurmuştur ki, hepsi bir saat bile sürmez.

"Dinde ikrah yoktur" ne demektir?

Harbde esir alınan gayri müslimlerin müslüman olması zorlanamaz. isterlerse zimmî olurlar.

Zimmî, islâm memleketinde gayri müslim vatandaş demektir.

Gerek zimmîler ve gerekse eman ile gelmiş olan gayri müslimler, müslüman olmağa zörlanamaz.

Zimmîlere eziyet etmek, kalblerini kırmak haramdır.

Müslümana yasak olan zimmiye de yasaktır. Yalnız içki ve domuz onlara yasak değildir.
Gayri müslim vatandaşa zulmetmek, müslümana zulmetmekten daha fenadır.
Zimmîye söğen cezalandırılır.

Gayri müslim de gıybet etmek haramdır.

İşte "Dinde zorlama yoktur" diye bunlara denir.

BİDAT NEDİR?

Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) zaman-ı saa­detinden uzaklaştıkça sünnetler örtülmekte, yalanlar çoğaldığı için bid'at yayılmaktadır. Bid'ati yaymak, din-i islâmı yıkmak­tır. Bid'at çıkarana ve işliyenlere hürmet etmek, onları büyük bilmek, İslâmiyetin yok olmasına sebep olur. Hadis-i şerifde (Bid'at işliyenlere büyük diyen, müslümanlığı yıkmağa yardım etmiş olur.) buyurulmuştur. Bunun ne demek olduğunu iyi düşünmelidir. Bir sünneti meydana çıkarmak ve bir bid'atı ortadan kaldırmak için son gayretle çalışmak lâzımdır. Her zaman hele müslümanlığın çok zaiflediği bir zamanda, İslâmiyeti kuvvetlendirmek için sünnetleri yaymak ve bid'atleri yıkmak lâzımdır.

AHİRETE İMANIN FERT VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Gerçekten uhrevî sorumluluk fikri, İslâm dininde bir asıldır. Fert ve toplum meselesi de bununla ilgilidir. İslâm dininde âhiret ve sorumluluk fikri, korku ve ümit, fertleri topluma bağlayan bir âmildir.

Ahirete iman, daha yüksek ve ebedî bir hayata imandır. Bu dünyaya, ilim ve fazilet kazanmak, bulunduğu hayattan daha ulvî ve ebedî bir hayata yükselmek için geldiğine ve o âlemdeki mutluluğun bu dünyada kazanacağı yüksek ilim ve faziletlere bağlı olduğuna iman etmiş olan bir insan ve toplum için şu tesirleri görülür:

1- Ahiret inancının gösterdiği yolu tutarak aklını, ahlâkını hakîki ve müspet ilimlerle aydınlatır.

KUR’AN’DA ADI GEÇEN PEYGAMBERLER

Vahiy meleği vasıtasıyla Yüce Allah tarafından gönderilen ilâhî emirleri ve yasakları insanlara bildirmekle vazifeli kimselere Kur’an-ı Kerîm’in dilinde "Nebî, resûl, beşir ve nezîr" adlari verilir. Bunlar her bakimdan üstün ve seçkin kimselerdir. Peygamberler günah işlemezler, yalan söylemezler, emanete hiyanet etmezler, Allah’tan aldıkları emirleri olduğu gibi insanlara bildirirler. Çok zekî, uyanık ve mantıklı kimselerdir. Peygamberlerin bir kısmı bir kavme, bir bölgeye, bazıları da bütün âleme ve insanlığa gönderilmiştir. Bunların ne kadar oldukları bildirilmemiştir; sayılarını ancak Allah bilir. Kur’an-ı Kerîmde peygamberlerin sadece bir kısmından bahsedilir. Onlar da şunlardır:

1. Hz. Adem (a.s)
2. Hz. Idris (a.s)

KUR’AN-I KERİM

Kur’anı Kerim son peygamber Hz. Muhammet (s.a.v.)e Allah tarafından Cebrail (a.s) aracılığı ile nazil olmuş mukaddes kitapların sonuncusudur. Kur’an adı bizzat âyetlerde geçer. " Onlar hâlâ Kur’anı gereği gibi düşünmeyecekler mi?" ( Nisâ: 82 ).

Kur’an-ı Kerîm, Müslümanların mukaddes kitabıdır. Tevrat, Zebur ve İncil’de olduğu gibi Kur’an’da herhangi bir tahrif olmamıştır. Kıyamete kadar da olmayacaktır. Çünkü Allah ( c.c.) Kur’anın muhafaza olunacağını bizzat vaat etmiştir. "Kur’anı biz inzal ettik, şüphesiz koruyucuları da biziz." (Hicr:9)

a. Nazil Oluşu (Levh-i mahfuzdan yer yüzüne indirilişi)

AKAİDİN DİĞER İSLAMİ İLİMLER ARASINDAKİ YERİ

İslam dininin inançla ilgili hususlarının ilmi olan akait, bütün diğer İslamî ilimlerden önde gelir. Dünya ve ahiret faydası açısından akait, bütün İslamî ilimlerin dayanağı ve temelidir. O olmadan diğer ilimlerin bir değeri yoktur.

İnsana önce akide(iman) gereklidir. O bakımdan, Kur'an-ı Kerimden "Yaratan Rabb’ının adı ile oku" ayetinin dışında ilk önce nazil olan ayetler, iman(akait) ile ilgili ayetlerdir. Amelle ilgili ayetler daha sonra gelir. Bir kişinin Müslüman olması için de ilk önce iman etmesi gerekir, amel (namaz, oruç, zekat...) sonra gelir. Akide ve iman olmadan amel, bir değer taşımaz; fakat amelsiz akide değer taşır. O halde akait, İslamî ilimler arasında birinci sırada yer alır.

Melek Kavramı ve Meleklere İman

Sözlükte "haberci, elçi, güç ve kuvvet" anlamlarına gelen melek, Allah'ın emriyle çeşitli görevleri yerine getiren, gözle görülmeyen nüranî ve ruhanî varlıktır.

Kur'an'da meleklere imanın farz olduğunu bildiren birçok ayet vardır:

"Peygamber Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de. Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler..." (el-Bakara 2/285).

"...Asıl iyilik Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman edenlerin iyi amelidir..." (el-Bakara 2/177).

Allah'ın Varlığının Delilleri

Bir kısım İslam bilginine göre insandaki Allah inancı, zorunlu ve yaratılıştan olduğu için Allah'ın varlığına dair dışarıdan deliller aramaya, mantıkî ve aklî deliller sunmaya ihtiyaç yoktur. Yaratılışı bozulmamış, aklı karışmamış her insan Allah'ın var ve bir olduğunu bulur ve anlar. Bu yoldaki deliller sadece insanı uyarmak, içindeki zorunlu bilgiyi ve şuuru geliştirmek içindir. Mıknatıs ile demir birbirine yaklaşınca mıknatıs demiri çeker. Çünkü bu onun tabiatında gizlenmiştir. Bu özelliği bozulmadıkça da yaratılışının gereği gerçekleşecektir. İşte insan da böyledir.