Zehirli.Org köşesi

Zehirli Fikirlere panzehir başlığı ile 2006 yılında zehirli.org sitemiz yayına başladı. Yüzbinlerce kişinin ziyaret ettiği sitemiz kritik noktalarda bilgilendirici içerikler sunmaya devam ediyor.

Güzel ahlâkı bilmek iyidir, ama kötü ahlâkı bilmek daha iyidir.
Çünkü insan kötülüğü bilmezse o kötülükten uzak duramaz.

Gayemiz ithal ve zararlı ideolojik fikirlere dair toplumda farkındalığı oluşturmaktır.


Karaman hocanın “Var”ları ve “Yok”ları

Hocanın, recmle ilgili yazılarını nihayetlendirirken kullandığı ifade hayli dikkat çekici: "İslam alimleri arasında recim cezasının değişmez bir ceza olmadığını veya Yahudi şeriatına ait olan bu cezayı İslam'ın kaldırdığını ve şeriat adına uygulamanın mümkün ve caiz olmadığını savunan önemli isimler vardır. Bu sebeple günümüzde İslam aleyhine kullanılan ve insanları İslam'dan korkutmaya yarayan bir cezayı sahiplenmek ve savunmak uygun değildir."

Tarihin herhangi bir döneminde İslam'ın herhangi bir hükmünü tartışmaya açan birisinin varlığının bizi "bu hüküm tartışmalıdır" noktasına götürmesi normal değil. Prof. Dr. Hayreddin Karaman hocada sıklıkla görmeye başladığımız bu tavrın -hoca Fıkıhçı olduğuna göre- usulî/metodolojik ve fıkhî bir izahı da olsa gerek.

KARAMAN HOCANIN "VAR"LARI VE "YOK"LARI-18

KARAMAN HOCANIN "VAR"LARI VE "YOK"LARI-18

Milli Gazete - 8 Kasım 2010

Hocanın kölelik ve cariyelik konusunda Seyyid Sâbık'ın Fıkhu's-Sünne'sinden naklen ve tasdiken söyledikleri tek tek ayrıntılı olarak tartışılmaya muhtaç şeyler.

Söz gelimi "Kur'an-ı Kerim'de köleleştirmeyi serbest bırakan bir ayet yoktur, aksine mevcut köleleri azad etmeye çağrı vardır" tesbiti.

Kur'an ve Sünnet'in delalet vecihleri konusunda az-buçuk bilgisi olan herkes bilir ki, Kur'an'da köleleştirmeyi yasaklayan bir ayet yoktur. Mevcut kölelerin azad edilmesini teşvik etmek başka şeydir, köleleştirme uygulamasını yasaklamak başka şeydir. Daha önce de ifade ettiğim gibi Kur'an içkiyi, faizi, zinayı ve daha birçok fiili/uygulamayı kesin bir şekilde yasaklamış olmasına rağmen köleleştirme uygulaması hakkında yasaklama ifade eden herhangi bir ayet yoktur.

KARAMAN HOCANIN "VAR"LARI VE "YOK"LARI

Hocanın, 4/en-Nisâ, 3. ayeti üzerinde dururken söylediği çok önemli şeyler var. Diyor ki: "Şu halde İslâm bunu (teaddüd-i zevcâtı, poligamiyi) getirmemiş, mevcût uygulamayı belli şartlara ve hukuka bağlayarak devam ettirmiştir. Devam ettirirken de iki durumu birbirinden ayırmış gibidir: a) Henüz evlenmemiş olanlara -bu âyette- bir kadınla yetinmelerini tavsîye etmiş, birden fazla kadınla evli olanlar için adâlete riâyet edememe tehlikesinin bulunduğunu, bundan uzak kalmanın en uygun yolunun ise bir kadınla evlenmek olduğunu dile getirmiştir. b) 129. âyette ise birden fazla kadınla fiilen evli olanlara hitap etmiş, birden fazla kadın arasında adâlete tam riâyetin mümkün olmadığını bir kere daha hatırlattıktan sonra hiç olmazsa adâletsizlikte, farklı ilgi ve muamelede ölçünün kaçırılmamasını istemiştir.

"Burada ne kadar istense, üzerine düşülse, gayret edilse de birden fazla eş arasında âdil davranmanın mümkün olmadığı açık ve kesin bir ifade ile dile getirilmiştir. Bu gerçeklik karşısında beklenirdi ki Allah Teâlâ birden fazla kadınla evlenmeyi yasaklasın; ancak O, zarûretleri, mübrem ihtiyaçları, fevkalâde halleri bildiği için bunu yasaklamadı, kulların uygulamada zorlanacakları bir yasak hükmü yerine ikili bir tavsiye ile yetindi: a) Tek hanımla evli olanlar -aksine bir zarûret bulunmadıkça- bununla yetinmelidirler;

KARAMAN HOCANIN "VAR"LARI VE "YOK"LARI- 22

Hz. Ömer (r.a), Hz. Huzeyfe (r.a)'ın gayrimüslim (kitabî) bir kadınla evlendiğini duyunca kendisine bir mektup yazmış ve derhal o kadını boşamasını söylemiştir. Halife'den gelen bu talep/talimat üzerine Hz. Huzeyfe (r.a), "Yoksa kitabî kadınlarla evliliğin haram olduğunu mu söylüyorsun?" diye sormuş, Hz. Ömer (r.a) bu soruya şöyle mukabele etmiştir: "Hayır! Kitabî kadınlarla evliliğin haram olduğunu söylemiyorum. Fakat Müslüman kadınları bırakıp (bilmeden) zinakâr kadınlarla evlenmenizden korkuyorum."1 Bu son cümle bir diğer rivayette, "Kitabî kadınların zinakâr olanlarıyla evliliği yaygınlaştırmanızdan korkuyorum" şeklindedir.2

Birden fazla mü'min kadınla evlilik ile bu olay arasında dağlar kadar fark var. Fark bulunduğu açık. Her şeyden önce Hz. Ömer, Sahabe'nin "mukteda bih" (uyulan, örnek alınan) bir nesil olduğunun farkındadır ve kitabî kadınlarla evliliğin yaygınlaşması halinde mü'min kadınların ihmal edilmesi tehlikesi söz konusu olacaktır.