tenkid çalışmaları
İSLAM MODERNİZMİ ÜZERİNE
M.G: Önce çalışmalarınızdan başlayalım isterseniz. Okuyucu sizi, “Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi” adlı bir seri kitap çalışmanız ile tanıdı. Neden “tenkit” ve neden “Modern İslam düşüncesi”nin tenkidi?
E.S: Bismillâhirrahmanânirrahîm.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, “tenkit” olgusu, bizim kültürümüzün ve ilim geleneğimizin yabancısı olduğu bir husus değil. Hatta diyebiliriz ki, geçmişten devraldığımız devasa ilim mirasının temelinde “tenkit” olgusu vardır. Meşru sınırlar içinde kalmak ve kabul edilebilir gerekçelere dayanmak kaydıyla insanların herhangi bir konu üzerinde görüş ayrılığına düşmesi normaldir, tabiidir.
“Müsademe-i efkârdan barika-i hakikat zuhur eder” sözünün anlattığı hikmeti, görüş ayrılığına düşülmesini yanlış bulma eğilimindeki bir anlayışın kavraması mümkün değildir. Görüşler farklı olacak ve belli bir zeminde, belli şartlar doğrultusunda çarpışacak ki, hakikat şimşeği de oradan zuhur etsin değil mi?..
Diğer Çelişkiler
İncillerde bu anlatılan ve ortaya konulan noktaların dışında da bir takım çelişkiler ve farklılıklar daha mevcuttur. Bunlardan bir kaçını zikrederek konuyu bitirmeye çalışacağız:
1- Hz. İsa, gölün karşı yakasında Gadaralıların veya Gerasalıların ülkesine varınca, Matta'ya göre cinlere tutsak olmuş iki deli ile karşılaşmıştır. Markos ve Luka'ya göre cinlere tutsak olmuş sadece bir deli ile karşılaşmıştır.
2- Hz. İsa Eriha'dan ayrılırken, Matta'ya göre yolun kenarında oturan iki kör adam kendisinden yardım istemiştir. Markos ve Luka'ya göre ise yolun kenarında oturan sadece bir kör adam kendisinden yardım istemiştir .
HRİSTİYAN BATI DÜNYASINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR
Hristiyanlık bir din olarak ilk defa Filistin'de ortaya çıkmasına rağmen, Islâmiyetin ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra, Asya kıtasındaki etkisini ve ağırlığını kaybetmiş ve Avrupa'ya yerleşmiştir. Hz. İsa'dan sonraki ilk yüzyıllarda Filistin, Suriye, Anadolu ve çevresinde yaşayan Hristiyanlık, birçok önemli merhaleleri bu topraklarda geçirmiştir. Daha önce bahsetmiş olduğumuz konsiller, kanonizasyon hadisesi, sahih ilân edilen nüshaların çoğaltılma işlemleri gibi hadiselerin büyük bir kısmı, Bizans'ın Asya kıtasında kalan topraklarında gerçekleşmişti. Asya'da İslâm hakimiyetinin yayılması sonucu, Anadolu'dan da çıkmak zorunda kalan Hristiyanlık, önemli bütün çalışmalarını Avrupa'da yürütmeye başlamıştır.
MİLAT SONRASI İLK YÜZYILLARDA YAPILAN ÇALIŞMALAR
Yeni Ahidin Hz.İsa 'dan sonra ortaya çıkışı ile birlikte, hatta bu kitap tam olarak yazılıp düzenlenmeden önce, Eski Ahidin başına gelenler aynen bu kitabın da başına gelmiştir. Yeni Ahidde yer alan bütün kitapların orjinal nüshaları düşmanlar tarafından daha ilk devirlerde tahrib edilmiş ve yok edilmişlerdir. Dolayısı ile Yeni Ahidi teşkil eden kitapları yeniden yazma ve toplama zarureti ortaya çıkmıştır. Orjinal nüshalar olmaksızın gerçekleştirilen bu yeniden yazma esnasında, birçok değişiklik ve tahrifat olmuştur. Metnin yeniden yazılması tek elden yapılmadığından, herkes kendine göre yeni nüshalar meydana getirmiş ve bu nüshalar arasında sayıları yüzbinlerle ifade edilebilecek olan farklılıklar ortaya çıkmıştır. M.S.
İç Tenkid
İç tenkid, metnin muhtevasının tenkidi olup, bu tenkid de kendi içinde iki kısma ayrılmaktadır: 1- Olumlu (pozitif) Tenkid^- Olumsuz ( negatif ) Tenkid. Olumlu tenkid, kaynağı anlamak ve tahlil etmek için kullanılan işlemlerdir. Bu tenkidde kaynağın dili, terimlerinin o günkü anlamları ve uslûbü araştırılır. Olumsuz tenkidin de ayrıca iki aşaması vardır. Birinci safhada müellifin veya nakledenin tenkidi yapılır.
GENEL OLARAK TENKİD İLMİ
Kitâb-ı Mukaddes üzerinde yapılan çalışmalar içinde, Yeni ve Eski Ahidde yer alan kitaplar hakkında yapılan tenkid-lerin önemli bir yeri vardır. Konuya girmeden önce genel olarak, Tenkid İlmi (Criticism)nin ne olduğunu açıklamakta fayda vardır. Bilahere bu ilmin Kitâb-ı Mukaddes üzerindeki uygulanışı geniş bir şekilde açıklanacaktır.
Tenkid, hakikî (otantik) olanı, sahte (apokrif) olandan ayırma sanatı olarak tarif edilmektedir. Güvenilerek kullanılması, değer verilmesi ve gerçek kaynak olarak kabul edilmesi istenen her edebî eser, tenkide muhtaçtır.