sahabi düşmanlığı
Bid'at ehli ile ilgili dinimizin hükümleri nelerdir?
Mezhepsiz, reformcu, bid'at ehli ile ilgili kaynaklarımızda bazı hükümler nasıl yer almış, birlikte inceleyelim:
Malum, bid'at konusu (hasenesi ve seyyiesiyle) literatürümüzde geniş yer bulmuş bir konudur. Ama bu konuyu ''sünnetimden yüz çeviren'' hadisi gibi mutlak ibadet yada kılık-kıyafet şekliyle sınırlı tutmamak yanıltıcı olur. Söz gelimi mealen :'' Ümmetimin fesada uğradığı zamanda sünnetime sarılana yüz şehid ecri verilir.'' hadis-i şerifini de sakal bırakmak, sarık takmakla sınırlamanın bizi tam hakikate götürmeyeceği gibi..
Fesada uğrama zamanları nedir ve hangi hadiseleri bünyesinde barındırır sorusunun cevabı oldukça önemlidir ve bu ayrı bir yazı konusudur.Bir değil tam 100 şehidin ecri hangi şartlar sebebiyle verilecektir?
Evveliyetle öyle devirlerde ''sünnete sarılmak'' (ki Mektubat-ı Rabbani okuyanlar bunu hemen fark edeceklerdir) ehl-i sünnet vel cemaat olarak tavsif buyurulmuş, fırka-i naciye olmakla mümkündür.Yani, öncelikle itikatta ''sünneti seniyye'' üzerine olmaktır Müslümana 100 şehid ecri getirecek olan. Her bid'atin bir sünneti örttüğünü, iptal ettiğini tasavvur ettiğimiz zaman mesele kendiliğinden vuzuha kavuşmuş olur.
Haliyle bid'atde kendi kendine oluşmaz, her bid'atin ''çığır açıcısı/imamı/önderi '' ve o önderlere tabi olan taklitçi önderler ve tabiileri vardır.
Hazret-i Ali İle Savaşana Kâfir Diyorlar
Sual: İbni Sebeciler, Hazret-i Ali ile savaşan sahabeye kâfir diyorlar. Eshab-ı kirama kâfir diyen kâfir olmaz mı?
CEVAP
Kur’an-ı kerimde Eshab-ı kiramın tamamının Cennetlik olduğu bildirilmektedir. Yine savaşmanın, adam öldürmenin küfür olmadığı Kur’an-ı kerimde açıkça yazılıdır. Ayrıca, şirkten başka, bütün günahları Allah’ın affedeceği de, Hazret-i Vahşi gibi sonradan Müslüman olan kimselerin günahlarının sevaba çevrileceği de bildiriliyor. Onun için eshab-ı kiramdan herhangi birisini kötülemek âyetleri inkâr etmek olur. Peygamber efendimiz de, (Eshabımın kusurları, yanlış hareketleri olacaktır. Ancak Allahü teâlâ, benim hatırım için onların kusurlarını affedecektir) ve (Eshabımın kusurlarını söylemeyin! Kalbleriniz onlara karşı değişir) buyuruyor.
İki müslüman ordunun savaşması kâfirlik değildir, birbirleriyle savaşanlar kâfir olmazlar.
HAZRET-İ EBUBEKİR'E DİL UZATILAMAZ
Sual: İbni Sebeciler, Peygamber efendimizin mübarek kayınpederi Hazret-i Ebu Bekir’e hâşâ kâfir diyorlar. Allah Resulünü yakalatmak için onunla hicret etti diyorlar. Fedek hurmalığını Fatıma’nın elinden zorla alıp beytülmala verdi diyorlar. Hazret-i Ali de halife olunca bu haksızlığı önlemedi diyerek ona da dil uzatıyorlar.
Böyle söylemenin dinde yeri nedir?
CEVAP
Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahü teâlâ anh), ilk iman edenlerden ve malını canını Allah ve Resulü için feda edenlerdendir. Allah Resulünün kayınpederidir. Eshab-ı kiramın en büyüğüdür. Peygamberlerden sonra bütün insanların en üstünüdür. Sağlığında ismen Cennet ile müjdelenen on kişinin birincisidir. Allah Resulünün ilk halifesidir hâşâ ona dil uzatanların, kâfir diyenlerin kendilerinin kâfir olduklarına dair yeterli delil vardır. Burada birkaçını tekrar yazalım:
Hazret-i Ebu Bekir, Medine'ye hicretle şereflenen, Allah’ın övdüğü muhacirlerden ve ilk iman edenlerden olduğu için Cennetliktir. İşte âyet-i kerime meali:
(Muhacirlerin ve Ensarın önce imana gelenlerinden ve Onların yolunda gidenlerden Allah razıdır. Onlar da Allah’tan razıdır. Allah, Onlar için Cennetler hazırladı.) [Tevbe 100]
Resulullah'ın Akrabasına Dil Uzatılamaz
Sual: İbni Sebeciler, âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamber efendimizin zevcesi Hz.Âişe’ye, kayınpederleri Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Ebu Süfyan’a, kayınvalidesi Hz. Hind’e, insanlık tarihinde bir Peygamberin iki kızıyla evlenme şerefine kavuşmuş tek zat olan damadı Hz. Osman’a, kayınbiraderi aynı zamanda vahiy kâtibi olan Hz. Muaviye’ye hâşâ kâfir diyorlar, burada yazmaya İslami hayamızın müsaade etmeyeceği şekilde ağza alınmayacak çirkin sözler söylüyorlar, bu mübarek insanlara sövmeyi, lanet etmeyi ibadet kabul etmeleri doğru mudur?
CEVAP
(Eshab-ı kirama dil uzatılamaz) maddesinde, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde Cennet ile müjdelenen eshab-ı kiramdan herhangi birine kâfir demenin küfre sebep olacağını, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerle bildirmiştik.
Aslında bu sapıkların bütün iddialarının cevabını bir önceki maddedeki âyet-i kerime ve hadis-i şerifler çok açık ve güzel bir şekilde vermektedir. Başka bir ifadeyle, bunlara en güzel cevabı Allah ve Resulü vermektedir. Buna inanmayanlar neye inanırlar ki?
ESHAB-I KİRAMA DİL UZATILAMAZ
Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde Cennet ile müjdelenen eshab-ı kiramdan herhangi birine kâfir demek, küfre sebep olur. Eshab-ı kiramın istisnasız hepsinin Cennetlik olduğu âyet ve hadislerle bildirilmiştir. İşte bir âyet-i kerime meali:
(Mekke’nin fethinden önce Allah için mal verip savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlarla eşit değildir. Onların derecesi, sonradan Allah yolunda harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah [Eshabın] hepsine de en güzel olanı [Cenneti] vaad etmiştir.) [Hadid 10]
Âyet-i kerimede, sapıklara fırsat vermemek için, ve küllen vaadallahü hüsna buyuruluyor. Yani Allah hepsine Cenneti söz vermiştir buyuruluyor. Fazilet bakımından elbette Mekke’nin fethinden önce Müslüman olanlar, daha sonra Müslüman olanlardan daha üstündür. Ama hepsi de Cennetliktir.
Âyet-i kerimede fetihten öncekilere Hüsna [Cennet] vaad edildiği gibi, fetihten sonrakiler, o dereceye kavuşmasa bile, onlara da Hüsna söz verilmiştir. Dört halife de fetihten önce, Allah yolunda infakta bulunmuş ve savaşmıştır. Bu âyeti inkâr edip üç halifeye zalim, kâfir gibi sözler söyleyenin kendisi kâfirdir.
İyi kimselerle evlenilir
Hucec-i katiyye kitabında, Molla başı Ali Ekber ile, Ulemadan Abdullah Süveydi'nin konuşmalarının sonu şöyle bildirilmektedir: Molla başı dedi ki:
- Eshabın yalnız beşi hariç, ötekilerin hepsi, Hz. Ali'yi halife seçmedikleri için mürted oldu, dinden çıktı.
Cevap olarak dedim ki:
- Hz. Ali, kızı Ümm-i Gülsüm'ü, Hz. Ömer'e nasıl nikâh eyledi?
- İstemeyerek, zorla verdi.
Ağaç altında söz veren eshab
Maveraünnehir âlimleri buyurdu ki: Üç halife, Fetih suresinin, 18. ayetinin (Sana, ağaç altında söz verenlerden Allah razı oldu. Hepsini sevdi) mealindeki 18. âyeti arasına da girmekle şereflendikleri için bunları kötülemek küfür olur. Eshab düşmanları diyor ki: “Bu üç halife, birkaç iyi iş yapmışlarsa da, daha sonra kötülük yaparak, verdikleri sözü bozmuş ve Allah da rızasını onlardan kaldırmıştır. Peygamber, Ali’nin halife olmasını emrettiği halde, bu emre uymadılar. Fatıma’yı incittiler. Hadis-i şerifte, (Onu inciten, beni incitmiş olur. Beni inciten de, Allahı incitir) buyurulmuştur. Ahzab suresinde, (Allaha ve Resulüne eziyet edenlere, dünyada da, ahirette de lanet olsun) buyuruldu.
İÇ FİTNE
(Değerli İlâhiyatçı Muharrir Ahmed Selâmi TOSCUOĞLU’NUN Çorum’da verdiği İÇ FİTNE isimli konferansın özeti şöyledir) :