müslümanlık
Müslüman ana-babalara açık mektup
Müslüman anne ve babalara sesleniyorum: Çocuklarınızı iyi Müslümanlar olarak yetiştiriniz. İyi Müslüman ne demektir? Kısaca arz edeyim:
“ İyi insan demektir. İyi vatandaş demektir. Erkekse, hanımına iyi bir koca, çocuklarına iyi bir baba demektir. Kadınsa, kocasına iyi bir hanım, çocuklarına iyi bir anne demektir. Çocuksa, anne-babasına iyi evlat demektir. İyi komşu demektir. İyi âmir, iyi memur demektir. İyi işveren, iyi işçi demektir. İyi tâcir, iyi esnaf, iyi müşteri demektir.” Dahası da var, lakin bu saydıklarım yetmez mi iyi Müslümanı anlatmak için?
Muhterem anne-babalar!
Yarın hepimiz bu imtihan dünyasından çekilip gideceğiz, son yolculuk tarihini bilmiyoruz ama yolculuk kesin. Çocuklarımızı iyi Müslümanlar olarak yetiştirmezsek son derece ağır bir vebal altında kalmış oluruz. İyi Müslüman, gerçek dindar demektir. Gerçek dindar kimdir?
Müslümanlık neyle artar?
Amerikalı “kadın imam” Amina Wadud Tempo dergisinin davetlisi olarak Türkiye’de. Derginin spotlarına bakılırsa “kadın imam”, “Örtü kimseyi daha Müslüman yapmaz” demiş…
Basit göründüğüne bakmayın; hayli girift bir bilmece bu! Dinî hassasiyetlerle ilişkisi sadece “kaşıma” seviyesinde cereyan eden bir yayın organı, kutsal “özgürlükler” çerçevesinde bir “İslam devrimcisi”ni ülkemize davet ediyor. O da saf değil ya, elbette gelecek, konuşacak, mesajını verecek, “temas noktaları” tesis edecek (şimdiye kadar edilmediyse tabii!) ve belki de hazırda bekleyen “kutsal bağlılar topluluğu” ile geleceğe dönük yapılanmaların temelini atıp gidecek.
Bu başlığı hiç görmeseydiniz ve ben bir önceki paragrafı yine yazsaydım, kimler rahatsız olurdu dersiniz? Davet eden bir “dinci” yayın organı, davet edilen de Ortadoğu’dan gelen bir bayan olsaydı ve yine ayrı tarzda başını örtmüş bulunsaydı?? Yayın organı “devrim” demeseydi de olurdu. Onu birileri zaten söyleyecekti nasıl olsa!..
HERKESİN SUÇU KENDİNEDİR
Sual: Kitaplarınızda Muaviye övülmektedir. İyi birisi olsa idi, oğlu Yezidi iyi yetiştirirdi. Oğlu Yezidin melanetleri ortada iken, babasını övmek Müslümanlığa aykırı değil midir?
CEVAP
Bu mantık Müslümanlığa aykırıdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kim doğru yola girerse, kendi lehine girer. Kim, kendi aklına uyarsa, sapıtırsa, kendi zararına sapıtır. Kimse kimsenin günahını çekmez.) [İsra 15]
Kocası yüzünden karısı, karısı yüzünden kocası, Babasından dolayı oğlu, oğlundan dolayı babası suçlanamaz.
1- Kabil’in yaptığı cinayetten babası Adem aleyhisselam suçlanamaz. İlk insan ve ilk Peygamber olan Âdem aleyhisselam için (Eğer oğlunu iyi yetiştirseydi, kâfir olmasını önlerdi) demek doğru olur mu?
2- Kenan’ın inkârcılığı yüzünden gemiye binmemesi, “Dağa çıkıp kurtulurum” demesi, kâfirlerden olması yüzünden, babası Nuh aleyhisselam suçlanamaz. Nuh aleyhisselam için (Eğer oğlunu iyi yetiştirseydi, kâfir olmasını önlerdi) demek doğru olur mu?
Mükemmel insan nasıl olur?
Dünkü yazımızda, bir ateistin bile, inanmadığı halde, İslamın güzel ahlakına uygun yaşadığında, dünyada rahata kavuşacağını bildirmiştik. Bugün mükemmel insanı bildiriyoruz.
Mükemmel insan nasıl olur? Bazı vasıfları şöyledir:
İslam ahlakı ile yaşamak
Ateist genç diyor ki: Din insanları uyuşturur, tembel yapar, sağlıklı düşünemez, çalışmayı, ilerlemeyi engeller, binlerce yasak ve emirlerle insanı köle haline getirir. Kısaca yaşamı zindan eder. Hiçbir kayda ve şarta yani bir kurala bağlanmayan ise, huzur içinde yaşar.
CEVAP
Bu sözlerin hiçbir ilmi değeri yoktur. Kuralsız yaşamak insanlara mahsus değildir. Emir ve yasaksız toplum hayal edilemediği gibi, beraber yaşayan iki kişiye bile kurallar gerekir. Birisi uyurken ötekinin gürültülü şekilde çalışması uygun olur mu? Kuralsız toplum olmaz. Kuralsız oyun bile olmaz. Yolda yürümekte bile kural gerekir. Trafikteki kurallar olmasa ne olur? Elbette kargaşa olur.
Müslüman başka din aramaz
Allah’ın rahmeti her şeyi kuşattığına ve rahmeti gazabını geçtiğine göre, gayri Müslimleri de sevmek gerekmez mi? Rahmetinin sonsuzluğu karşısında Allah’ın azabından bahsetmek yanlış değil mi?
CEVAP
İmanın esası buğdi fillah, hubbi fillahtır. Yani Allah dostlarını dost, Allah düşmanlarını düşman bilmektir. Gayri Müslimler Allah’ın düşmanıdır. Allah’ın düşmanlarını sevenin kâfir olacağına dair âyet ve hadis vardır. Allah’ın rahmeti bol olduğu gibi azabı da şiddetlidir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Elbette azabım çok şiddetlidir.) [İbrahim 7]
(Kurtuluşa erenler, Allah’a ve Resulüne itaat edip Allah’tan korkan ve sakınanlardır.) [Nur 52]
Emanetin önemi üzerine
Kur’an-ı kerimde insanın yüklenmekten çekinmediği bildirilen emanet nedir? Mezheplere ve âlimlere itibar etmeyen bir yazar, benim düşünceme göre emanet mülk diyor. Doğrusu nedir?
Diyalogcuyu sollayan kişi
Bir yazar, sanki azap ayetleri yokmuş gibi, hep rahmet ayetlerini yazarak, Hıristiyanlara kucak açan diyalogcuları geride bırakıyor. Kitap, sünnet, icma ve kıyasa aykırı olarak, mazlum olarak ölen Hıristiyanların şehit olduklarını söylüyor. Şöyle diyor: (Şirke girmemiş, fakat zulümle ölmüş Hıristiyanların bir nevi şehit olduklarını söylemek ayet ve hadislere aykırı değildir. Çünkü Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır.)
Sevgi itaat demektir
Dört halifeyi ve peygamberleri seven kişiye günah zarar vermez diyenlere kitaplardan naklen verdiğim bir cevaptan dolayı, Pendik'ten Garip Kul rümuzlu bir okuyucumuz, fıkıh kitaplarından aldığım bu yazının aşağıdaki âyetlere zıt olduğunu, dört halifeyi sevene günahın zarar vermeyeceğini bildiren bir mektup yollamış. Bizim gibi insanlar âyet ve hadislerden hüküm çıkaramaz. Mektubat'taki bir hadis-i şerifte, (Kur'anı kendi görüşüne göre açıklayan kâfir olur) buyuruluyor. Bunun için biz âyetten ve hadisten fıkhi hüküm çıkaramayız. Ehli sünnet âlimleri, kimi seversek sevelim, günah işlersek elbette günahların zarar vereceğini bildirmişlerdir. Alimlerimizin bildirdikleri âyetleri de yayınlamıştım.
Bütün peygamberler Müslüman idi
Allahü teâlânın var ve bir olduğunu bildiren ilahi dinlerin hepsi, insanlar bozmadan önce, amele ait hükümler hariç, inanılacak şeylerde hepsi aynı idi. Bütün Peygamberler Müslüman idi. Mesela Yahudi ve Hıristiyanların bizim peygamberimiz dedikleri nebiler için Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(İbrahim ne Yahudi, ne de Hıristiyan idi. O Allah'ı tanıyan doğru bir Müslüman idi.) [A. İmran 67]
(İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunları [Müslümandır], onların Yahudi veya Hıristiyan olduğunu söyleyenlere de ki, siz mi iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Allahın bildirdiğini gizleyenden daha zâlim kim olabilir.) [Bekara 140]
Hidayete kavuşturan yollar
Bir kâfir, şu üç sebeple müslüman olur: Allahın lütfu ile, kendi araştırması ile ve birine iyilik yapıp onun duâsına kavuşmakla.
1- Allahın lütfu ile: Allahü teâlâ, bir kimsenin hidayetini, yani müslüman olmasını dilemişse, o kimse, severek müslüman olur. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Allah, kimi doğru yola iletmek isterse, onun kalbini İslâma açar.) [Enam 125], (Allah, dilediğini hidayete kavuşturur.) [İbrahim 4]
Müslüman
Müslüman, diğer müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
Müslüman, sevdiğini Allah için seven, Allah'ı ve Resulü'nü her şeyden çok seven ve Allah kendine imanı nasip ettikten sonra tekrar küfre dönmeyi, cehenneme yüz üstü atılmaktan daha tehlikeli gören kimsedir.
Müslüman, diğer müslümanların canına, malına ve namusuna saygı duyan kimsedir.
Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve başkalarının zulmetmesine de razı olmaz.
Müslüman, özü, sözü ve işleriyle en doğru hareket eden, haksızlık yapmayan, daima her işin iyi yanını görmeye ve almaya çalışan, dünyada her davranışın iyi yanını görmeye ve almaya çalışan kimsedir.
"Dinde ikrah yoktur" ne demektir?
Harbde esir alınan gayri müslimlerin müslüman olması zorlanamaz. isterlerse zimmî olurlar.
Zimmî, islâm memleketinde gayri müslim vatandaş demektir.
Gerek zimmîler ve gerekse eman ile gelmiş olan gayri müslimler, müslüman olmağa zörlanamaz.
Zimmîlere eziyet etmek, kalblerini kırmak haramdır.
Müslümana yasak olan zimmiye de yasaktır. Yalnız içki ve domuz onlara yasak değildir.
Gayri müslim vatandaşa zulmetmek, müslümana zulmetmekten daha fenadır.
Zimmîye söğen cezalandırılır.
Gayri müslim de gıybet etmek haramdır.
İşte "Dinde zorlama yoktur" diye bunlara denir.
AKAİDİN DİĞER İSLAMİ İLİMLER ARASINDAKİ YERİ
İslam dininin inançla ilgili hususlarının ilmi olan akait, bütün diğer İslamî ilimlerden önde gelir. Dünya ve ahiret faydası açısından akait, bütün İslamî ilimlerin dayanağı ve temelidir. O olmadan diğer ilimlerin bir değeri yoktur.
İnsana önce akide(iman) gereklidir. O bakımdan, Kur'an-ı Kerimden "Yaratan Rabb’ının adı ile oku" ayetinin dışında ilk önce nazil olan ayetler, iman(akait) ile ilgili ayetlerdir. Amelle ilgili ayetler daha sonra gelir. Bir kişinin Müslüman olması için de ilk önce iman etmesi gerekir, amel (namaz, oruç, zekat...) sonra gelir. Akide ve iman olmadan amel, bir değer taşımaz; fakat amelsiz akide değer taşır. O halde akait, İslamî ilimler arasında birinci sırada yer alır.
Dünden Bugüne Ihya ve IHYA HAREKETLERI
Insan, ilahi bir misyon geregi yaratilmislarin en üstünü olarak, ulvi meziyetlerle en güzel bir sekilde (95/4) yaratilmistir. Fizyolojik üstünlükler basta olmak üzere mükemmel bir yaratilisa sahip olan insanin en önemli özelligi isimleri bilmesidir.(2/31) insanin bu özelligi, sosyal hayat sartlarinda karsilasmis oldugu her türlü olay ve olguyu teshis edebilmesidir. Bu özelligin en önemli unsuru akil/düsünmedir.