Sevgi itaat demektir

Dört halifeyi ve peygamberleri seven kişiye günah zarar vermez diyenlere kitaplardan naklen verdiğim bir cevaptan dolayı, Pendik'ten Garip Kul rümuzlu bir okuyucumuz, fıkıh kitaplarından aldığım bu yazının aşağıdaki âyetlere zıt olduğunu, dört halifeyi sevene günahın zarar vermeyeceğini bildiren bir mektup yollamış. Bizim gibi insanlar âyet ve hadislerden hüküm çıkaramaz. Mektubat'taki bir hadis-i şerifte, (Kur'anı kendi görüşüne göre açıklayan kâfir olur) buyuruluyor. Bunun için biz âyetten ve hadisten fıkhi hüküm çıkaramayız. Ehli sünnet âlimleri, kimi seversek sevelim, günah işlersek elbette günahların zarar vereceğini bildirmişlerdir. Alimlerimizin bildirdikleri âyetleri de yayınlamıştım. "Garip"in bildirdiği bir âyet meali şöyledir: (Tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenlerin günahlarını sevaplara çeviririm. Allah çok affedici ve çok esirgeyicidir.) [Furkan 70]

Ehli sünnet âlimleri, bu âyet-i kerimenin, Hz. Vahşi Müslüman olunca indirildiğini bildiriyorlar. Ayet-i kerimeden de açıkça anlaşılabileceği gibi, bir kâfir, küfrüne tövbe eder, Müslüman olursa, Allah onun bütün günahlarını affeder. Affetmekle bırakmaz, işlediği bütün günahları da sevaba çevirir. Bu rabbimizin büyük ihsanı ve rahmetidir. Müslüman olmuş kâfirlerin eski günahlarını söyleyerek onlara hakaret etmek bu bakımdan da asla caiz değildir. Kılıç korkusu ile Müslüman olmuş demek de yanlıştır. Çünkü dinimiz zahire, yani görünüşe göre hüküm verir. Müslümanım diyen Müslümandır. Savaşta la ilahe illallah diyen birisi öldürüldüğü zaman, Peygamber efendimiz, o kimseye, (La ilahe illallah diyen kimseyi niçin öldürdün) diye sormuş. O da (Kalben Müslüman olmamıştı, kılıç korkusu ile la ilahe illallah dediği için öldürdüm) diye cevap verdi. Bunun üzerine, (Kalbini yarıp da baktın mı?) diyerek o kimseyi azarlamıştı. "Garip"in bildirdiği bir âyet meali de şudur: (Allaha ve Resûlüne itaat edenler, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salihlerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!) [Nisa 69]

Elbette Allah ve Resulüne itaat eden salihler büyük mükafata kavuşacaktır. İtaat etmek günah işlememekle olur. Sevgi itaat demektir. İtaat olmadan sevgi olmaz. Sevginin derecesi, itaatteki sürat ile ölçülür. Günah işleyen itaat etmiş olamaz. İşlediği günahlarının da cezasını çeker. Garip kulun bildirdiği üç âyet meali de şöyledir: (Rabbinizin magfiretine ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun! Onlar bollukta ve darlıkta sarfederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik edenleri sever. Onlar, bir kötülük yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı zikredip günahları için istiğfar ederler. Günahları da, Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.) [Ali imran 133-4-5]
Bu âyetlerde de takva sahibi yani günahlardan kaçan kimsenin kavuşacağı nimetler ve istiğfar edenlerin günahlarının affolacağı bildiriliyor. Ne bu âyetlerde, ne de başka âyetlerde dört halifeyi, hatta Resulullahı sevene günah zarar vermez diye bir ifade yoktur. Namaz kılma, oruç tutma ve her günahı işle, ben Resulullahı seviyorum bana günah işlemez de, bu dinimize aykırıdır. Allahü teâlâ, (Zerre kadar şer yapan cezasını görecektir) buyuruyor. (Zilzal 8)