Evliya ile eşkıya kıyas edilmez
İbni Teymiyeciler, “Felsefeciler’in nasslarla çatışan aklî delilleri onları tekfirden kurtarmadığı halde, tasavvuf ehlinin nasslarla çatışan keşifleri onları nasıl küfürden kurtarabiliyor” diyerek İbni Arabi hazretleri gibi bazı evliyayı tekfire yelteniyorlar. Bu mukayese doğru olur mu?
CEVAP: Doğru olmaz. Mukayesenin doğru olması için müşterek benzerliklerin olması lazımdır. Dost ile düşman mukayese edilmez. Meselâ, Allahü teâlâ kâfirler için ölü buyuruyor. Kâfir ile mümin yani ölü ile diri mukayese edilir mi? Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Kâfirler, sağır, dilsiz, kör oldukları için doğru yola gelmezler.) [Bekara 18]
(Körle gören [kâfir ile mümin] karanlıkla aydınlık [Bâtıl ile hak], gölge ile sıcak [cennetle cehennem] bir olmaz. Dirilerle ölüler de bir olmaz.) [Fatır 19]
Yunan felsefecileri kâfirdir, tasavvuf ehli ise Allahın dostu, evliyasıdır. Evliya ile kâfir hiç mukayese edilir mi? Yunan felsefecileri, (Kâinat, Allah gibi, ezelî ve ebedidir, Allah cüzi olan şeyleri bilmez, cismani, bedeni bir haşr yoktur) gibi birçok düşünceleri yüzünden kâfir oluyorlar. İslâm filozofu denilen kimseler de, böyle düşünüyorsa, onlar da aynı hükme girer. İmam-ı Gazalî hazretleri, böyle düşünen din adamlarının da aynı hükme girdiğini (El münkız), (Tehafüt) ve (İlcam) da bildiriyor. Kâinatı ezelî ve ebedi bilen felsefecilerin küfre düştüklerini bildirdikleri için İmam-ı Gazalî ve İmam-ı Rabbanî hazretleri gibi Resulullahın vârisleri olan büyük âlimlere felsefeciler tarafından dil uzatılıyor. İbni Rüşd, felsefecileri savunmak için İmam-ı Gazali hazretlerini tenkit eden bir kitap bile yazmıştır. Felsefeci ve İbni Teymiyeci bir genç, (El-Gazzalinin uydurma hadisler üzerine bina ettiği bütün hükümler sapıklıktır, bu bakımdan onun eserlerini okuyan sapıtır) demişti. İmam-ı Gazali hazretlerini sevmeyenlerin daha çok felsefeciler ile İbni Teymiyeciler olduğu görülmektedir. Ne maksatla olursa olsun, o büyük zatı kötülemek asla caiz değildir. Çünkü büyük âlim İbni Hacer-i Mekki hazretleri, (İmam-ı Gazalînin yazılarında kusur bulan, ya hasetçidir veya zındıktır) buyuruyor. (El- i’lam bi-kavâti’il-islam)
İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: İmam-ı Gazali, zamanının hüccet-ül-İslâmı ve âlimlerin en üstünü idi. Ona dil uzatan kimse, cahillerin en cahili, fâsıkların en kötüsüdür. (El-Ukud-üd-dürriyye)
Kâtip Çelebi de diyor ki: Bütün din kitapları yok olsa, İmam-ı Gazalinin kitapları, bu boşluğu doldurabilir, hatta onun İhyâ kitabı bile kâfi gelir.
Seyyid Abdülhakim efendi de, (İmam-ı Gazali’nin İhyâ kitabı, bütün âlimlerce doğru ve yüksektir. Bir gayri müslim, severek yapraklarını çevirirse, Müslüman olmakla şereflenir) buyuruyor.
Tefsir, hadis, fıkıh, tarih, ahlâk ve tıb hakkında üç yüzden fazla eseri olan İmam-ı Süyutî hazretleri Tenbih-ul-gabi kitabında İbni Arabi’nin büyüklüğünü vesikalarla isbat etmektedir. Cinlere de fetva veren Ebüssüud efendi İbni Arabi’ye dil uzatılamaz diye fetva vermiştir. Fıkıh, tefsir, hadis ve tasavvufta çok derin âlim olan Abdülgani Nablüsi hazretleri, İbni Arabi gibi büyük bir evliyaya dil uzatanın cahil ve gafil olduğunu, bunların başında İbni Teymiye’nin geldiğini bildirmektedir. (Hadika)
Tefsir, fıkıh, tasavvuf, tarih, nahv ve tıb üzerinde çok kitap yazan, ârifibillah ve kutb-i zaman olan İmam-ı Şaranî hazretleri buyurur ki: İbni Teymiye, tasavvufu inkâr eder, evliyaya dil uzatır. Böyle kitapları okumaktan, yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır. İbni Teymiye ve onun yolunda giden sapıklar, İbni Arabi hazretlerine kâfir demişlerse de, âlimler, arifler onun büyük bir velî olduğunu bildirmiştir. (Kibrit-i Ahmer, El-yevakit, Tabakat)
18062003
CEVAP: Doğru olmaz. Mukayesenin doğru olması için müşterek benzerliklerin olması lazımdır. Dost ile düşman mukayese edilmez. Meselâ, Allahü teâlâ kâfirler için ölü buyuruyor. Kâfir ile mümin yani ölü ile diri mukayese edilir mi? Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Kâfirler, sağır, dilsiz, kör oldukları için doğru yola gelmezler.) [Bekara 18]
(Körle gören [kâfir ile mümin] karanlıkla aydınlık [Bâtıl ile hak], gölge ile sıcak [cennetle cehennem] bir olmaz. Dirilerle ölüler de bir olmaz.) [Fatır 19]
Yunan felsefecileri kâfirdir, tasavvuf ehli ise Allahın dostu, evliyasıdır. Evliya ile kâfir hiç mukayese edilir mi? Yunan felsefecileri, (Kâinat, Allah gibi, ezelî ve ebedidir, Allah cüzi olan şeyleri bilmez, cismani, bedeni bir haşr yoktur) gibi birçok düşünceleri yüzünden kâfir oluyorlar. İslâm filozofu denilen kimseler de, böyle düşünüyorsa, onlar da aynı hükme girer. İmam-ı Gazalî hazretleri, böyle düşünen din adamlarının da aynı hükme girdiğini (El münkız), (Tehafüt) ve (İlcam) da bildiriyor. Kâinatı ezelî ve ebedi bilen felsefecilerin küfre düştüklerini bildirdikleri için İmam-ı Gazalî ve İmam-ı Rabbanî hazretleri gibi Resulullahın vârisleri olan büyük âlimlere felsefeciler tarafından dil uzatılıyor. İbni Rüşd, felsefecileri savunmak için İmam-ı Gazali hazretlerini tenkit eden bir kitap bile yazmıştır. Felsefeci ve İbni Teymiyeci bir genç, (El-Gazzalinin uydurma hadisler üzerine bina ettiği bütün hükümler sapıklıktır, bu bakımdan onun eserlerini okuyan sapıtır) demişti. İmam-ı Gazali hazretlerini sevmeyenlerin daha çok felsefeciler ile İbni Teymiyeciler olduğu görülmektedir. Ne maksatla olursa olsun, o büyük zatı kötülemek asla caiz değildir. Çünkü büyük âlim İbni Hacer-i Mekki hazretleri, (İmam-ı Gazalînin yazılarında kusur bulan, ya hasetçidir veya zındıktır) buyuruyor. (El- i’lam bi-kavâti’il-islam)
İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: İmam-ı Gazali, zamanının hüccet-ül-İslâmı ve âlimlerin en üstünü idi. Ona dil uzatan kimse, cahillerin en cahili, fâsıkların en kötüsüdür. (El-Ukud-üd-dürriyye)
Kâtip Çelebi de diyor ki: Bütün din kitapları yok olsa, İmam-ı Gazalinin kitapları, bu boşluğu doldurabilir, hatta onun İhyâ kitabı bile kâfi gelir.
Seyyid Abdülhakim efendi de, (İmam-ı Gazali’nin İhyâ kitabı, bütün âlimlerce doğru ve yüksektir. Bir gayri müslim, severek yapraklarını çevirirse, Müslüman olmakla şereflenir) buyuruyor.
Tefsir, hadis, fıkıh, tarih, ahlâk ve tıb hakkında üç yüzden fazla eseri olan İmam-ı Süyutî hazretleri Tenbih-ul-gabi kitabında İbni Arabi’nin büyüklüğünü vesikalarla isbat etmektedir. Cinlere de fetva veren Ebüssüud efendi İbni Arabi’ye dil uzatılamaz diye fetva vermiştir. Fıkıh, tefsir, hadis ve tasavvufta çok derin âlim olan Abdülgani Nablüsi hazretleri, İbni Arabi gibi büyük bir evliyaya dil uzatanın cahil ve gafil olduğunu, bunların başında İbni Teymiye’nin geldiğini bildirmektedir. (Hadika)
Tefsir, fıkıh, tasavvuf, tarih, nahv ve tıb üzerinde çok kitap yazan, ârifibillah ve kutb-i zaman olan İmam-ı Şaranî hazretleri buyurur ki: İbni Teymiye, tasavvufu inkâr eder, evliyaya dil uzatır. Böyle kitapları okumaktan, yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır. İbni Teymiye ve onun yolunda giden sapıklar, İbni Arabi hazretlerine kâfir demişlerse de, âlimler, arifler onun büyük bir velî olduğunu bildirmiştir. (Kibrit-i Ahmer, El-yevakit, Tabakat)
18062003
Ehli Sünnet Alimleri
- Akıl büyük nimettir
- Âlimin farz ve haram deme yetkisi
- Alimlere olan itimadı sarsmak
- Ehli sünnet alimlerine uymak gerekir
- En çok düşmanı olan kimdir?
- Evliya ile eşkıya kıyas edilmez
- Evliyadan yardım istemek şirk mi?
- Evliyaya adak adamak
- Genç ateistin hezeyanları
- Haramdan kurtulmanın en kısa yolu
- İctihad ayrılığı suç değildir
- İctihad etmenin önemi
- İlham dinde senet değildir
- İmam-ı azam ve hocaları
- Salih âlimler doğruyu bildirirler
- Salih alimler tevazu sahibi idi
- Sevap olan bir şeye hata denmez
- Sevgi itaat demektir