misyoner faaliyetleri

Sünnetli Misyonerler


DOSYA/HAÇLI SEFERLERİNDE YENİ DÖNEM ÖRTÜLÜ HAÇLI SEFERİ BAŞLADI

Yer, ABD’nin güneyinde bir üniversitenin ders salonu. Dersler başlamamış, çünkü daha yılbaşı tatilinin bitmesine iki hafta var. Ama salon ağzına kadar dolu. Yazı tahtasının başındaki eğitimci ön sırada oturan dikkatli öğrenciye gözlerini kısarak soruyor: ‘Eğer insanlar size ‘Neden buradasınız?’ diye sorarlarsa ne cevap vereceksiniz?’ Öğrenci kıpırdıyor; ama cevap veremiyor; çaresizlikle ellerini açıyor: ‘Tabii!’ diyor eğitimci gülümseyerek, ‘Açarsınız ellerinizi, insanlar ‘Tabii canım bu bir şey saklamıyor bizden’ derler ve gidiverirler....’ Sonra kendi tecrübesini anlatmaya başlıyor: ‘Bana bu soruyu birisi sordu. Soranın gözünün taa içine baktım ve dedim ki, ‘Ben İngilizce öğretmeniyim. Eğitimciyim ve İngilizce öğretmeye geldim’.

Love adlı eğitimci Batı Endonezya’da yaşadığı bu tecrübesini, her biri bir Müslüman ülkede vazifeli misyonerlere, örnek olsun diye anlatıyor.

Misyonerlerin Uydurduğu Hikaye

Sual: Bir misyonerin uydurduğu şu hikaye anlatılıyor. Bu hususta açıklama yapar mısınız?

(Bir misyoner, uydurduğu hikayede, meşhur bir Kur’an hocasının oğlunu ve torununu hıristiyan yapıyor. Bir hıristiyan, hocanın oğluna incillerden birini veriyor. Ona, “Kur’an beni kurtarmadı, değiştirilmiş İncil beni nasıl kurtarabilir ki?” dedirtiyor. Ama yine de okutuyor. İnciller sevgiden söz ediyormuş, günahlardan da temizliyormuş. (Ey İsa, sen benim rabbimsin) demiş. İsa, hocanın oğlunun hayatını değiştirmiş, bütün kötü alışkanlıklarını bıraktırmış.

Hocanın oğlu, hıristiyan olunca hiç kimse ona iş vermemiş. İsa’nın kendisini nasıl kurtardığını anlatınca, vahşi Müslümanlar ona hücum etmiş, polis onu tutuklamış. Karakolda, İncilleri komisere açıklamış. Komiser İncillerdeki gerçekleri öğrenince, onu serbest bırakmış.

MİSYONERLER VE MİSYONER FAALİYETLERİ

Genel olarak misyonerlerin görüşleri şöyle:

(Müslümanları hıristiyan yapmak, gerek Katolikler, gerekse Protestanlar tarafından çok makbul sayılan bir iştir. Çünkü, müslümanları hıristiyan yapmak, çok müşküldür. Zira müslümanlar, her şeyden önce ananelerine son derece sadıktır. Ancak aşağıdaki hususlar iyi netice vermektedir.

1- Müslümanlar umumiyetle fakirdir. Fakir bir müslümana bol para vererek veya ona bir hıristiyan yanında iş imkanı sağlayarak, kendisini Hıristiyanlığa teşvik etmelidir!

2- Müslümanların çoğu, din ve fen bilgilerinde cahildir. Ne Kitab-ı mukaddes, ne de Kur'an-ı kerim hakkında tam malumatları yoktur. İbadet etmek için kendilerine gösterilen bir tarzı, şartlarını anlamadan ve hakiki ibadetin ne olduğunu bilmeden, gafil olarak tatbik ederler. Çoğu Arabi bilmediği ve İslam ilimlerinden haberdar olmadığı için, Kur'an-ı kerimdeki ve İslam âlimlerinin kitaplarındaki ince bilgilerden tamamen habersizdir. Ezberledikleri bazı âyetlerin tefsirini bilmeden, okurlar. Hele Kitab-ı mukaddesi hiç bilmezler.

MİSYONERLİK NEDİR? HEDEFLERİ NELERDİR?

Latince “Missio” kelimesinden türetilen mission (misyon), sözlükte görev, yetki, bir kimseye bir işi yapması için verilen özel görev anlamlarına gelmektedir. Özel bir mana olarak ise bir dinin tebliğini yapmaya denir. Misyoner (missionnaire) ise bu dinin tebliğini yapan kimsedir. Misyoner kelimesi normalde bütün dinlerin mensupları için geçerli olmakla birlikte günümüzde özel olarak hristiyanlığı yaymak isteyenlere denilmektedir. Misyonerlik denilince akla hristiyanlığın gelmesinin en önemli sebebi “misyon” kelimesinin Yeni Ahid(İncil) diline ait bir kelime olmasıdır.

Misyonerlerin nihai hedefi bütün dünyanın hristiyanlaşmasıdır. Bu nihai hedeften önce hristiyan olan ve olmayan toplumlar için ayrı ayrı hedefleri mevcuttur. Hristiyan ülkeler için gayeleri hristiyanları birlik içerisinde tutmak ve Batı Emperyalizmi’nin ve kültürünün tüm dünyada hakimiyetini sağlamaktır.

Hristiyan olmayanlar toplumlar için gayeleri ise onları hristiyanlaştırmaktır. Şayet bu mümkün olmazsa onları kendi dinlerinden soğutmak, şüpheye düşürmek ve sonraki nesiller yoluyla da tamamen dinlerinden döndürmektir.

EMPERYALİZM’İN KEŞİF KOLU: ORYANTALİZM

“Müslümanları vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar, başka çareler deneyelim. İslam memleketlerinde girişeceğimiz faaliyetlerde onlara, hristiyan adetlerini, hristiyan bayramlarını, hristiyan kültürünü, hristiyan ahlakını aşılayalım…”(1)

“Müslümanların her şeyini tahrif ve mahvettik. Dinleri, inançları, ahlakları, dine bakışları ve insani duyguları mahvoldu. Onların manevi değerlerini, batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik. İslamiyet’ten uzaklaştırdık. İslamiyet’i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi, suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu, tam olarak, hiçbir şeye inanmıyorlar…”(2)

Yukarıdaki cümleler “Oryantalist” diye adlandırılan iki hristiyan ilim adamına ait. Günümüzdeki Müslümanların içine düştüğü durumu ne güzel özetlemekte… Bu cüretkâr ve iddialı cümleler oryantalistlerin düşünce yapıları ve hedefleri noktasında ipuçları içermekte. Günümüz Müslümanlarının, oldukça eski bir maziye sahip olan oryantalizm kavramını ve işlevini bilmemeleri ne acı bir gerçektir.

Hz. İsa tanrı değildir

Dün bir misyonerle geçen konuşmayı bildirmiştim. Bugün de başka birisinin görüşlerini bildiriyorum. Hz. İsa için tanrı, tanrının oğlu gibi tuhaf şeyler söylüyor.

Misyoner – Babasız insan olmaz. İsa babasız olduğuna göre, tanrı olmasa bile tanrının oğludur.

CEVAP

Babasız doğmak tanrının oğlu olmayı mı gerektirir?

Mis – Bu işte bir harikalık yok mu?

CEVAP

Elbette büyük bir harika bu. Ama bunun çocukla ilgisi ne?

M – Herkes öyle doğmadığına göre, büyük bir ilgisi var demektir.

CEVAP

Büyük ilgi, onu yaratandadır. Yaratılana tanrı veya tanrının oğlu demek yanlış olur.

M – Başka kimse babasız yaratılmadığına göre, onun tanrının oğlu olması niye anormal olsun ki?

CEVAP

Hızlanan misyoner faaliyetleri

Din adamı kılığına giren misyonerler, devamlı şöyle söylüyorlar: (Muhammedün Resulullah demeye lüzum yok, La ilahe illallah diyen herkes cennete girer. Allahın rahmeti her şeyi kuşattığı için Ehli kitap olan Yahudi ve Hıristiyanlar da cennete gidecektir. Zaten Müslümanların Ehl-i kitapla iman birliği vardır. Bu bakımdan onlara yakınlık gösterip kiliselerine gitmek ve ayinlerine katılmak lazımdır.)

CEVAP: Hak din yalnız İslamdır. Sadece Allaha inanan Müslüman olamaz, Resulüne de iman edip uyması gerekir. Bu konudaki âyet-i kerimelerden bazıları şöyledir:

(Allah indinde hak din ancak İslâm’dır.) [A. İmran 19]

(Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.) [Maide 3]

Peygamberimize inanmayan mümin olamaz

“Kelime-i tevhidin La ilahe illallah kısmını söyleyen, fakat Muhammedün Resulullah kısmını söylemeyen insanlara da merhametle bakmalı, çünkü ahirette onlar da Allahın sonsuz rahmetine kavuşacak” diyenler çıkıyor. Böyle inanan Müslüman olur mu, Cennete girer mi?

CEVAP: Allahın rahmeti, dünyada herkesedir. Ahirette, gayri müslimlere zerresi yoktur. Allahü teâlâ, (Rahmetim her şeyi kaplamıştır) dedikten sonra, (Rahmetim, benden korkup, haramdan kaçan, zekatını veren ve Kur’ana inananlar içindir) buyuruyor. Daha sonra da resule iman edip uymamızı emrediyor. (Araf 156-158)

İnternette dolaşan asırlık bayat hurafe

1950’de Şeyh Ahmet Vasiyetnamesi diye, İslam harfleri ile yazılı küçük bir risale okumuştum. Daha sonra bu risale kâğıtlara basıldı. Şimdi internet çıkınca, misyonerler tarafından tekrar yayılmasına çalışıldığı görülüyor. Okuyucularımızın bu bayat hurafeye alet olmaması için gazeteye tekrar yazmak zorunda kaldık. Zamanla bu yazı duruma göre değiştirilmiş. Eskiden bunu yazana Türbe bekçisi deniyordu. Daha sonra Harem anahtarının taşıyıcısı dendi. Şimdi ise, Türbe-i şerif hatibi deniyor.

Hz. İsa’ya tüp bebek diyenler

Kur’anistler diyor ki: Allah’ın ilham etmesi ve dinsel ve bilimsel işaretlerin göstermesine göre 1990’da Hz. İsa yeryüzünde tüp bebek olarak bedenlenip ve gökten ruh olarak cismine binip 2020’de ortaya çıktıktan sonra, 2060’ta dünyamızı terk edecektir.

YORUM: Hz. İsa’nın 1990’da tüp bebek olarak büyüdüğü hangi kitapta yazıyor? Bu kadar safsata olur mu hiç? Demek 18 yıl sonra dünyaya gelecek? Siz Yehovacı mısınız veya hangi misyonersiniz?

Kur’anist: Avrupa ve Amerika’daki tüp bebeklerden birisi Hz. İsa olacaktır.

“Kur’anist” denilen türediler!

[Asya Mücahitleri denilen birileri, Avrupa Kur’anistlerine cevap olarak yaptıkları yorumları, mail gruplarının yanı sıra bize de göndermişler. Aynen yayınlıyoruz:]

Biz müslüman Kur’anistiz diyen misyonerler diyor ki: 21. Asrın Müceddidi Kur’anizm’dir. Kur’anizm, Hak’tan gelen yeni bilgi, ışık ve elçiliğin manevi şahsi ve global ismidir.

GİRİŞ

Hristiyanlık, Hz. İsa'nın getirmiş olduğu dinin adıdır ve Hristiyan kelimesi Yunanca "Hristos"dan gelmektedir. Hristos'un Arapça karşılığı "Mesih" kelimesidir. Mesih kelimesinin anlamı hakkında çeşitli yorumlar yapılmaktadır. Bazılarına göre bu kelime, İbraniceden alınmış olup "mübarek" ma'nasına gelmektedir. Diğer bazı araştırmacılar, kelimenin "çok seyahat eden" ma'nasına geldiğini, Hz. İsa'nın Orta Doğu'da çok seyahat etmesi sebebi ile ona bu ismin verildiğini ileri sürmektedirler.

Rus Emine ve Müslüman falanlar

Hayret ve dehşetle okuyacağınız aşağıdaki hadise, Sovyetlerin dağılmasından sonra Rusya’ya giden ve şu anda Nijninograt şehrinde ticarethane işleten bir arkadaşımın ağzından.

Hadise, arkadaşımın Müslüman arkadaşıyla onun sonradan Müslüman olan, 20-22 yaşlarında Emine ismindeki hanımıyla ilgili. Emine ismini, Peygamberimiz’in annesinin ismi olduğu için özellikle seçmiş. Emine’nin kocası Tataristan’ın Kazan şehrinden ve Moskova müftülüğüne bağlı Moskova (İslâmî) İlahiyat okulundan mezunmuş.
Arkadaşımın anlattıkları:

Bazı sorulara Kur'an'dan cevaplar

Değerli okuyucular, misyoner faaliyetlerinin yoğunlaşmasıyla, bazı sorular sıkça sorulur oldu. Aşağıda, bu sorulardan bazılarını ve Kur’an’dan cevaplarını arz etmeye çalışacağım.

Soru: Biliyoruz ki, hak din çeşit çeşit değil, tektir. Haliyle Hazreti İbrahim’in dini de öyledir. Oysa, Hz. İbrahim’in dininden bahsedilirken, onun çeşit çeşit dini varmış gibi, çoğul olarak “İbrâhîmî dinler” deniliyor. Buna Kur’an’dan cevap, yani bu konuda açık bir ayet var mı?

Cevap: Var: “Kendini bilmeyen (ahmak)lardan başka kim İbrahim’in dininden yüz çevirir!” (Bakara, ayet: 130)