Zehirli | Konular | Kitaplar

mezhepsizler

Hamidullah’ın sapık görüşleri

Sadreddin Hoca, Hamidullah’ın, Resulullah Muhammed adlı kitabı için de diyor ki:

1- Hamidullah, bu kitabında Peygamber efendimizin nübüvvetten önceki, irhasat denilen, bin senedir yanan Mecusilerin ateşlerinin sönmesi, Kisra’nın sarayının yıkılması gibi harikaların Peygamberimizin doğumu ile ilgisini kesmeye çalışarak (Müstakbel kahramanın dünyaya gelmesi ile bir alâkası olup olmadığı bir tarafa) diyor. (s.24)

2- Peygamber efendimizin, ilk vahyini anlatırken, yine samimiyetsizliğinin bariz örneğini veriyor. Vahyi rüya olarak gösteriyor. (s.49)

Cebrail aleyhisselamın ilk gelişi, uykuda, sonrakiler uyanıkken oldu. Vahy hep uyanıkken oldu.

Paris’te yaşayıp USA’da ölen Hintli

Bu Hintli, Fransızlarca profesörlükle taltif edilen Hamidullah’tır. (Kel ölür sırma saçlı, kör ölür, badem gözlü olur) atasözüne uygun olarak, Resulullah efendimize çeşitli şekilde saldıran ve ilim ehli tarafından küfrü açıklanan Hamidullahı öyle övdüler, öyle şişirdiler ki, muhakkak Arş titremiştir!

Rahmet olan farklı hükümler

Bazı art niyetliler, “Kur’an varken sünnete, Peygamberin açıklamalarına ihtiyaç yok diyorlar. Halbuki Allahü teâlâ buyurdu ki: (Resule itaat, Allaha itaattir.) [Nisa 80], (Resul ne emretmişse ona uyun!) [Haşr 7], (İndirdiğim Kur’anı insanlara açıkla!) [Nahl 44]

Bazıları da, Kur’an ve hadis varken, alimlere, mezheplere uymak gerekmez diyorlar. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Ümmetimin âlimlerinin farklı ictihadları, mezheplere ayrılması rahmettir.) [Nasr El-Makdısî, Beyheki], (Kur’an-ı kerime uymak farzdır. Onda bulamazsanız, sünnetime, sünnetimde de bulamazsanız, Eshabımın sözüne uyun.) [Beyhekî], (Âlimlere uyun.) [Deylemî], (Alimler, peygamberlerin varisleridir.) [Tirmizî],

Her çağa göre tefsir yazmak

Bazı ateistler, (Kutuplarda nasıl namaz kılınır, nasıl oruç tutulur. Buna kimse cevap veremiyor, görüldüğü gibi İslamiyet har asra ayak uyduramıyor) diyerek, güya İslamiyet’in bazı meselelere bir çare bulamayacağını söylüyorlar. Bunların etkisi altında kalan, reformist zihniyete sahip bazı mezhepsizler de, (Bakın dinde cevap verilmesi gereken meseleler çıkıyor, yeni ictihadlar yapılmalı, Kur’anı her çağda, o asrın teknolojisinin, ilminin ışığında yeniden tefsir etmeli, yorumlamalı) diyerek Kur’an-ı kerimi asra uydurmaya çalışıyorlar.

İşittirmek kabul ettirmek demektir.

Vehhabiler, ruhun ölmediğini söyledikleri halde, Resulullah da ölüdür, işitmez, şefaat ya resulallah diyen kâfir olur diyorlar. Mecazı bilmiyorlar. Bu konudaki birkaç âyeti kerime meali şöyledir:

(Savaşta öldürülenleri siz değil, Allah öldürdü. Attığın zaman da, sen değil, Allah attı.) (Enfal 17) Birileri, ötekileri öldürüyor, Allah, ben öldürdüm diyor, Resulullah atıyor, sen atmadın ben attım buyuruyor. Aşağıda da kabirdekilere sen değil, ben işittiririm buyuruyor.

Ölü işitir ve kabir azabı vardır

Mutezile fırkası ile vehhabiler, kabir azabına inanmıyorlar ama ruhun ölmediğini de inkâr edemiyorlar. Ruhun bedene olan bağlılığı öldükten sonra yok olmaz. Ölünün kemiğini kırmak ve kabir üzerine basmak, bunun için yasak edilmiştir. Kabirde azap yapılması da, ruhun ölmediğini gösterir.

Mü’min suresinin 46. âyetinde, (Firavuna ve adamlarına her sabah akşam gidecekleri Cehennem ateşi gösterilir) buyuruldu. Ölü görmeseydi, gösterilir demek lüzumsuz ve yanlış olurdu.

Kur’an-ı kerimi herkes anlayabilir mi?

Kur’an-ı kerimi herkes anlayabilir mi, yoksa Resulullah efendimizin açıklaması şart mıdır?

CEVAP: Kur’an-ı kerimi tam olarak yalnız Resulullah anlamıştır. Çünkü muhatabı Odur. Kur’an Ona gelmiştir. Ondan başkası tam anlayamaz. Onun için Allahü teâlâ buyuruyor ki: (İnsanlara açıkla diye Kur’anı sana indirdik.) [Nahl 44]

İbni Teymiyeci ayetleri değiştiriyor

Denize düşen, yılana sarılır. İbni Teymiyeci de yalana sarılıyor. Bir âyeti şöyle değiştirmiş: (Allah semadan bütün dünya işlerini idare eder.) [Secde 5]

CEVAP: Vehhabi meali bile şöyle diyor: (Allah, gökten yere kadar her işi yönetir.) [Secde 5]

İbni Teymiyeci, gökten yere kadar olanları idare etmeyi, gökten idare diye değiştiriyor. Bir âyeti de şöyle değiştirmiş: (Üstlerindeki Rablerinden korkarlar.) [Nahl 50] , Halbuki Diyanet’in mealinde şöyle deniyor: (Fevklerinde olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar.) [Nahl 50]

Yanlış düşünenlere cevaplar

İbni Teymiyeci diyor ki: İbni Kayyım en-Nuniyye şiirinde Allah Arş’a oturdu diye açıklıyor.

CEVAP: İbni Kayyım, İbni Teymiye’nin talebesidir. Onun açıklaması ölçü olamaz. Çünkü hocasının mücessimeden olduğunu Ehli sünnet âlimleri bildiriyor. Dört mezhep imamı ne demiş? İmamı Gazali ve İmamı Rabbani ne demiş? Bunlar önemli. Hepsi de Allah mekandan münezzeh diyor. Bunu iki gün önceki yazımızda açıklamıştık.

"Allah gökte" demek küfürdür

Hz. İsa’nın, göğe çıkıp, Allahın sağına oturduğu ve Allahü teâlânın gökte olduğu inancı Hıristiyanlığa sonradan sokulmuştur. Hıristiyan İngilizler tarafından kurulan Vehhabi inanışına göre de tanrı gökte, Hz. Muhammed de sağ tarafında oturmaktadır. Kitabül-Arş isimli Vehhabi kitabında, “Allah Arş’ın üzerinde oturur, yanında Resulullah’a da yer bırakır” deniyor. Hıristiyanlarla Vehhabiliğin bu konuda da birbirine benzemesi tesadüf değildir. Ehli sünnet âlimlerinin hepsi “Allah mekandan münezzeh” buyuruyor.

Dinde elbette zorlama yoktur

(Yalnız Kur’an) diyerek Resulullahı dışlamaya çalışan zındıklarla, Mısırlı Reşat Halife’nin kurduğu “ondokuzculuk” dininde olanlar, Buhari’de, (Dininden dönüp mürted [kâfir] olanı öldürün) mealindeki sahih hadis-i şerif için, “Bu hadis Kur’ana aykırıdır. Çünkü Kur’anda dinde zorlama yoktur âyeti ile çelişmekte” diyerek Resulullahı suçlamaya kalkıyorlar. Önce şunu söyleyelim ki, bunlar, kesinlikle Kur’ana inanmıyorlar. İnansalar, Kur’an-ı kerimde Allahın, (Onu âlemlere rahmet olarak gönderdim, Beni seven ona tabi olur. Ona itaat bana itaattir. Onun getirdiklerini alın, yasak ettiklerinden sakının. O kendiliğinden konuşmaz) diye övdüğü peygamberinde hiç suç ararlar mı?

Mezhepsizleri tanıma yolları

Mezhepsizler değişiktir, kimi Mutezilenin, kimi Cebriyyenin, kimi Şianın, kimi Vehhabinin bazı fikirlerini, kimisi her gruptan bazı fikirleri benimsiyorlar. Fikirlerini benimsedikleri ve kaynak olarak gösterdikleri şahıslardan bazıları şunlardır:

Ahmet Kadiyani; Behâullah, Beykiyef, C. Efgani, Ebul ala Mevdudi, Hasan el Benna, Hasan Sabbah, İbni Hazm, İbni Kayyimi Cezviyye, İbni Rüşd, İbni Sebe, İbni Teymiyye, İzmirli İsmail Hakkı, M. Şevkani, Muhammed Abduh, Muhammed bin Abdülvehhab Necdi, Makdisi, Muhammed Hamidullah, M. Ebu Zehra, Muhammed İkbal, Muhammed Sıddık Hasan Han, N. Elbani, Reşat Halife, Reşit Rıza, S. Kutup, Seyyid Sabık, Şeyh Bedrettin, Yusuf Kandehlevi, Yusuf Kardavi, Zuhayli vs.

Hayz ve nifaslıya yasak olanlar

19'cuların bâtıl dininde olanlarla, bazı mezhepsizler, kadın özel hallerinde, yani hayzlı ve [lohusa] iken (Namaz kılar, oruç tutar ve Kur'an okur, bunu kadınların iyiliği için yapıyoruz) diyorlar. Hasta kadına bunları yaptırmak iyilik mi? İyilik, Allah'ın ve Resulünün emri ne ise ona uymaktır.


Allahü teâlâ, (Bir işte anlaşmazlık olursa o işi Kur'an'a ve sünnete arz edin), (Resulüm Kur'an'ı açıkla), (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) buyuruyor.


Bu emirlere göre hayzlı, nifaslı şunları yapamaz:

1- Namaz kılamaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Hayzlı kadın namaz kılamaz.) [Buhârî, Müslim], (İstihazalı [özürlü], hayzı bitince yıkanır, namazını kılar, orucunu tutar.) [Dârimî]

Domuz yağı helal diyenler!

Reşat Halife denilen Mısırlı mezhepsizin kurduğu 19'culuk dinindekiler, (Allah Kur'anda domuz etini haram ediyor, yağına haram demiyor. Domuz yağı helaldir) diyorlar.

CEVAP: Bu sözde birkaç hata var. Birincisi mantık, kıyas hatası. Bir hayvan leş ise, eti pis, yağı temiz olmaz. Reşat Halife'nin mantığı ile Allah sadece etine haram dedi, yağına veya pisliğine demedi diye, domuzun pisliğine helal denir mi hiç? İkincisi, haram edilmiş hayvanların hepsini Kur'anda bulmak mümkün mü? Mesela Kur'anda köpek eti yasaklanmıyor, yılan çıyan, kartal gibi hayvanların haram olduğu yazmıyor. Kur'anda bulamadım diye bunlara helal denir mi? İnanmadıkları Kur'anı kerimde buyuruluyor ki:

Hadis-i şerif düşmanlarının hilesi

Hadis, kadim=eski kelimesinin zıttıdır, yani yeni demektir. Ayrıca söz ve haber anlamına da gelir. Kur'anı kerimde geçen bütün hadis kelimeleri, söz ve haber anlamındadır. Deyim olarak, Resulullahtan rivâyet edilen haberlere hadis denir. Hadis-i şerif, Resulullah efendimizin şerefli, mübarek sözleridir.