kafir
Mürted Olmaktan Korkmalı
Sual: Mürtedlik hakkında kâfi bilgi verir misiniz?
CEVAP
Müslümanlıktan ayrılıp, kâfir olana veya ana-babası müslüman olup da, kendisi müslüman olmayana mürted denir. Müslüman evladı oldukları halde, Müslümanlıktan haberleri olmadığından ve hiçbir din âliminin kitabını okumadıklarından ve anlamadıklarından, yalnız bir lutfe, bir teveccühe ve dünyalığa kavuşmak için ve akıntıya kapılmış olmak için, Müslümanlığı beğenmeyenler, ilerlemeye engel diyenler de mürteddir.
Yeni müslüman olan kimsenin veya akıl-baliğ olan müslüman evladının, önce Kelime-i şehadet söylemesi, bunun manasını öğrenip inanması, sonra, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı olan itikadı öğrenip, bunlara inanması, daha sonra da İslam’ın beş şartını ve helal-haram olan şeyleri öğrenmesi, bunlara inanıp uygun yaşaması gerekir. Bunları öğrenmek ve uymak gerektiğine inanmayan, önem vermeyen mürted olur. Yani kelime-i şehadet getirerek müslüman olduktan sonra, tekrar kâfir olur.
Diyalogcuyu sollayan kişi
Bir yazar, sanki azap ayetleri yokmuş gibi, hep rahmet ayetlerini yazarak, Hıristiyanlara kucak açan diyalogcuları geride bırakıyor. Kitap, sünnet, icma ve kıyasa aykırı olarak, mazlum olarak ölen Hıristiyanların şehit olduklarını söylüyor. Şöyle diyor: (Şirke girmemiş, fakat zulümle ölmüş Hıristiyanların bir nevi şehit olduklarını söylemek ayet ve hadislere aykırı değildir. Çünkü Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır.)
Reenkarnasyon
Reenkarnasyon: Ölümden sonra ruhun, bir bedenden diğer bir bedene geçmesini kabul eden sapık bir inanıştır. Arapça'da bu inanışa "tenasuh, tecessum ve hulûl" denir. Türkçede "ruh göçü" olarak adlandırılmaktadır. Bu insanlar kendileri'ne bir isim buldular. "Ruhçuluk".
Bu inanç, Hindistan'da Hinduizm'den doğmuş ve buradan tüm Dünya'ya yayılmıştır. Bu inanç Hinduizm (Brahmanizm) ile birlikte, Budizm, Taoizm, Caynizm, Maniheizm gibi Asya'nın eski dinlerinde de görülür. Tenasüh'ün en eski yazılı kaynağı, Hinduizmin kutsal metinleri olan Upanişad'lardır.
İMAN ve İNKAR AÇISINDAN İNSANLAR
Mü'min
Peygamber Efendimizin Allah'dan getirip, tebliğ buyurduğu bütün hükümleri kalbi ile tasdik, dili ile ikrar eden insandır. (Müslüman da aynı manaya gelir.)
Kâfir
Peygamber Efendimizin Allah:'dan getirip tebliğ buyurduğu bütün hükünleri kabul etmeyip inat edendir. Bu inançla dünyadan ayrılanların ebedi yeri Cehennemdir.
Münafık
İki Kısımdır;
a) İtikadi yönden münafık : Peygamber Efendimizin tebliğ buyurduğu dine aslında iman etmediği halde inanmış gibi görünen, iki yüzlü kimselerdir. Bunlar kafirlerle beraber Cehenneme gireceklerdir, hatta azap tabakaları daha da derin olacaktır.
Dâbbetü'l-Arz
Resulullah (s.a.v) buyuruyor: Dâbbetü'l-arz, Musa'nın âsası, Süleyman'ın mührü yanında olarak çıkacak, mühür ile müminin yüzünü parlatacak, âsa ile kâfirin burnunu kıracak, insanlar sofraya toplanacak, mümin ve kâfir tanınacak."
Kıyametin büyük alametlerinden biri,. "Dâbbetü'l-Arz"; kıyametin kopmasına yakın, ortaya çıkacaktır.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
"Söylenen başlarına geleceği vakit, bunlar için yerden bir "dâbbe" çıkarırız ki bu, onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. " (Neml Suresi 82)
İMAN BAKIMINDAN İNSANLAR
İman bakımından insanlar üçe ayrılırlar:
1. Mümin: İslâm dininin iman ve itikat esaslarını gerçekten kalben tasdik edip dili ile söyleyen(ikrar eden) kimsedir. Bunların yaptığı bu işe iman denir.
2. Kâfir: İslâm dininin iman esaslarına inanmayan Hz. Muhammet (sav) in peygamberliğini kabul etmeyen kimsedir. Bunların yaptığı bu işe küfür denir.
3. Münafık: Müslümanların arasında inandığını söylediği halde kalbi ile İslâm dininin iman esaslarına inanmayan kimsedir. Bunların yaptığı bu işe nifak denir. Dışı mümin, içi kâfir olanlardır.Konuştuklarında yalan söylerler, söz verdiklerinde tutmazlar, emanete hainlik ederler.
KÜFÜR ve ŞİRK
Küfür kelime olarak "örtmek" demektir. Dinî literatürde ise Hz. Peygamberi Allah'tan getirdiği şeylerde yalanlayıp, onun getirdiği kesinlikle sabit dinî esaslardan bir veya birkaçını inkar etmek anlamına gelir.
Sözlükte "ortak kabul etmek" anlamına gelen şirk, terim olarak Allah Teala'nın ilahlığında, isim, sıfat ve fiillerinde, eşi, dengi ve ortağı bulunduğunu kabul etmek demektir. Müşrikler Allah'ın varlığını inkar etmezler. O'ndan başka ilah olduğunu kabul edip, onlara da taparlar veya isimleri, sıfatları, irade ve otorite sahibi olması açısından Allah'a eşdeğer güç ve varlıklar tanırlar.
TASDİK ve İNKAR BAKIMINDAN İNSANLAR
İnsanlar tasdik ve inkar açısından üç grupta incelenebilirler.
a) Mümin
Allah'a, Hz. Peygamber'e ve O'nun haber verdiği şeylere yürekten inanıp, kabul ve tasdik eden kimseye mümin denir. Müminler ahirette cennete girecekler, orada pek çok nimetlere kavuşacaklardır. Günahkar müminler, suçları ölçüsünde ahirette cezalandırılsalar da sonunda cennete sokulacaklardır. Müminlerin ebedî cennetlik olacağına dair Kur'an'da pek çok ayet vardır.
b) Kafir