Medyum

Medyum Kimdir?

Medyum, normal bir insanin beş duyusuyla algılayabildiği sinyallerden çok daha yüksek düzeydeki sinyalleri algılayabilen özel yeteneklere sahiptir. Günümüzde her sokağın başında, gazete köşesinde, ekranda bir medyum bulmak mümkün olsa da bunların içinde gerçekten medyum olan kişi sayısının çok düşük yüzdelerde olduğunu söylemek için ayrıca medyum olmaya gerek olmadığı aşikardır.

Bazi özel yeteneklerde oldugu gibi medyumlukta genellikle sıkıntılı bir dönemin ardindan veya bir kaza sonrası ortaya çikmaktadir. Bu durum beynimizdeki bazi ölü merkezlerin bir travma veya gergin bir olayin etkisiyle devreye girmesi olarak kabul edilebilir.

Medyumlarin her an vizyon görmeleri veya üst boyutlara geçmeleri mümkün olamaz. Medyum bazen yemek yerken, bazen otobüste seyahat ederken veya hiç beklemedigi bir yer ve zamanda bir mesaj alabilir. Bazi psikometri medyumlari eger yetenekleri üst seviyelerde ise bazi esyalara konsantre olarak o eşya veya sahibi ile ilgili bilgi verebilir.

Günümüzün ekonomik kosullarinda insanlari istismar ederek onlarin üzerinden para kazanmak isteyen bir çok üç kağıtçı piyasada medyum adi altinda çalışıyorlarsa da medyumluk bir çok insanda bulunan ön sezilerle ayni kefeye konulacak bir özellik degildir.

Medyum, ciniyle elde ettiği güç sayesinde, olayları sanki televizyon ekranından görüyormuş gibi anlatır. Cin tarafından verilen bilgiler ve de gösterilen konulara, medyumun da bir yorum katarak o konu hakkında görüşlerini sunar. Buradaki en önemli olaylardan biri, cinin medyumu etkisi altına alarak, medyumun kendi bedensel enerjisini baskıda tutarak, ona baskı yapıp, medyuma fark ettirmeden, hükmetmeye başlamasıdır. Sonucunda medyum çok zarar görür. Hatta medyumun bu şekilde baskı altında kaldığından dolayı vereceği bilgilerin tamamının yanlış bilgiler olması kesindir. Bu yanlış bilgi bazen medyumu korumak içinde verilebilmektedir. Baskı uzun bir süre devam edip, medyumu bırakmayıp ona etki ederse davranış bozuklukları, akıl ve bilincinde farklılıklar çelişkiler yaşayabilmesi sıkça görülmektedir.

Medyum, cinci hoca, kahin, falcı gibi v.b. adlardada çağrılsa hepsinin ortak tek noktası, insan vücudunda var olan bazı çevrelerce ismi konulmak istenmeyen cin sahiplenmesidir. Aslında onlara ruh diye gözüken ve bilgi veren dinimiz esaslarına göre cindir.

"Cinler, şua ve enerji gibi varlık olduklarından, vücudun her tarafına nüfuz edebilme kabiliyetini haizdirler. Aslı cin olan şeytan için, Efendimiz (sav): "O, kanın damarlarda dolaştığı gibi, insan vücudunda dolaşır" buyurmaktadır. Bu hadisten anlaşıldığı gibi cinler, vücudun en iç organlarına kadar nüfuz edebilir ve orada bir kısım hastalıklara sebep ya da o hastalıklara engel olabilirler. Ancak onların, bu özelliklerinden istifade etme niyetiyle tedavi vb. hususlarda kullanılması, -o mevzudaki metod ve kıstasları kendi dünyalarına ait olacağından- çok defa tehlikeli olabilir.

Cinler, Kur"ân"da bildirildiği üzere, "Levh-i Mahv ve İsbat"ta olan şeylere muttali olmaya çalışır; oradan gözlerine ilişen bilgileri alır ve daha sonra da onları kendi hesaplarına değerlendirebilirler. Bazen, böyle hırsızlık sonucu elde ettikleri şeyleri, kendilerine açık insanların kulaklarına fısıldar; Efendimiz"in ifadesiyle "gır gır" eder ve çoklarını baştan çıkarırlar; zira bu bilgilerin %99"u kendi kattıkları yalanlarla doludur. Evet belki bunlardan %1"i doğru çıkabilir; işte bu, diğer yalanlara referans olur... Kur"ân-ı Kerim"de cinlerin bu durumunu anlatan birçok âyet vardır. Şimdi onların birkaçının icmâlî mealini zikredelim: "Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattık ve seyredenler için onu süsledik. Onları, taşlanmış her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna. Onun da peşine açık bir alev sütunu düşmüştür." (Hicr/16-18), "Biz yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik. Ve itaat dışına çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, artık mele-i âla"ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar. Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır. Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da her şeyi delip geçen bir parlak ışık takip eder." (Saffat/6-10)

Bütün bu özellikleriyle cinler, insanları her zaman saptırmaya, aldatmaya.. açıktırlar. Nitekim tarihe baktığımızda, cinlerin getirdikleri haberleri bir şantaj olarak kullanıp insanların farklı yorumlara girmelerini sağlamaktan tutun da, bir virüs gibi, insanların en hassas organlarına kadar girip cinnetlerine sebep olmaya kadar birçok vak"aya şahit oluruz. Evet onlar, her vesileyle insanları aldatmaya çalışmışlar; neticede de dinî duygu, dinî düşüncelerini alt-üst edip onları saptırmışlardır. Ondan öte, bu insanların kendilerini kendilerine farklı göstererek, yer yer müceddid, mehdi, mev"ud İsa.. gibi iddialarda bulunmaya sevketmiş; onlarla beraber pek çoklarını da baştan çıkarmışlardır. Bu bakımdan her halükârda onların bu aldatma ve saptırmalarından Allah"a sığınılmalı ve gaybdan verecekleri haberlere de asla itibar edilmemelidir.

Gaybdan haber verme şekli, bir de medyumlukla olabilir ki, o biraz daha farklı bir olaydır. Günümüzdeki görülen şekliyle medyumluk, yine cinlerle irtibattan ve onların verdiği haberleri aktarmaktan başka bir şey değildir. Aslında gerçek mânâda medyumluk, zaman ve mekân üstü bir hâl alma demektir ki, bu, dünü ve yarını bugünle beraber görmeyi netice verir. Bu mertebedeki bir medyum, bir kısım hadiseleri önceden haber verebilir ya da geçmişteki hadiseleri anlatabilir. Ama bunların verdikleri, verecekleri haberler iltibastan hâli olmadığı için bir kıymet-i harbiyesi yoktur.

Geçmiş ve geleceği aynı anda görme meselesi, bazılarında velayeti ihrazla, bazılarında da ruha kendi gücünü kazandırmakla hasıl olur. Zannediyorum gerçek bir medyumluk varsa, onu bu ikinci kategori içindeki insanlar arasında aramalıyız." *

***

Medyumlar Nasıl Bilgi Aktarırlar?

Altıncı Hisleriyle:

Hissi duygularla yola çıkarlar. Konuya yoğunlaşmalarıyla birlikte, sanki içinden ona ses veren yönlendiren, bir takım bilgileri aktaran, başka bir kişi varmış gibi hissederler. Konu hakkında almış olduğu bilgi yada yoruma, kendi tecrübesiyle bir takım eklentiler yaparak kişi yada kişilere aktarır. Bu aktarma esnasında aktarılan kişiden aldığı enerji ve bilgi aldığı kişinin konsantrasyonu ve inanması çok önemlidir. Öncelikle karşıdakini ikna amacıyla herhangi bir araç kullanabilirler, ısınma turları yapabilirler, bu kendileri için değil dinleyici için önemlidir. Eğer, söyledikleri şeyler, karşısındakinin hoşuna gitmediyse hemen dolambaçlı yollarla onu dinleyicinin istediği şekilde yorumlarlar. Bu nedenle gerçek bilgiler vermesi ve gerçeğe ulaşması çok daha zordur.

Kalp Gözü İle Bakarak

Bu bakım şeklide altıncı hissi kuvvetli medyumlar ile tam bir benzerlik içerisindedir. Buradaki fark ise kalp; nefistir, maneviyat"tır. Kişinin dini bir inanca sahip olması, kendinde tanrıdan gelen manevi bir gücün varlığını hissetmesidir. Diğerlerine oranla daha fazla bilgi ye ve doğruluğa ulaşmak mümkündür. En kötü ve zor şartlarda bile insan özünün iyilik olduğundan dolayı kalbimiz ilk olarak iyi olanı tercih etmesine rağmen nefsimiz ve bedenimiz bizi yanlış yollara iter. Kalpten gelen hissiyatımız bizim gerçek kişiliğimizi ve manevi durumumuzu ortaya koyar. ancak bunları medyum olarak adlandırmak doğru olmasa gerek.

Kulağına Gelen Seslerle

Bu bakım şeklide diğerleriyle aynı türden olup çok az bir farklılık gösterir. Yanında kendinden başka bir kişi yada ruhun varlığını hissederek ,onunla iletişim kurması ve kulağına gelen seslerle alınan bilgilere kendi yorumunu da katarak aktarmasıdır. Bazı medyumların kulaklarına sigara jelatini takarak, gelen sesleri daha düzenli ve net bir şekilde duymak için bardak, sigara jelatini ve buna benzer araçlar kullanmaktadır. Bu türde bakım yapan medyumların başarı oranları diğerlerine oranla yüksektir.

Tırnağına Bakarak

Bu şekilde bakım yapan bir medyum diğerlerinden farklı olarak, baş tırnak üzerinde konsantre olarak onu bir televizyon ekranı gibi kullanarak, gördüğü olaylar hakkında yorum yaparlar. Bu tür bir bakım, aslında pek fazla kullanılmamaktadır. Bazı sakıncaları vardır ve alınan bilgilerin büyük çoğunluğu yanıltıcıdır.Bu şekilde bir bakım da iyi güzel ve yararlı kısaca iyi olan konular hakkında gerçekçi bilgi almak çok zordur. Fakat tam tersi olarak, kötü işlere yönelmek, iş yapmak gibi konulardaki bakımlarda isabetli bilgiler ve yorumlar vermesi mümkündür.

***

CİNCİ HOCALAR

Cenabı hakkın ateşten hal ettiği cinleri , kendi hükmü altına alması veya onlarla dostluklar kurarak olmasını istediği bir işte yardımlarını ve bilgilerini alarak sonuca ulaşmaya çalışan kimseye denir.

Cinlerle arkadaşlık kurmak, belkide son zamanlarda hepimizin sıkça rastladığımız, hatta bazen ise kıskanarak bakılan bir olay halime gelmeye başlamıştır. Fakat, bazı insanların benim iki tane cinim var, gibi bir takım dengesiz laflar ortaya koyması, konunun aydınlanmadığının bir yanıtı olarak karşımızda durmaktadır. Oysaki, insan yaradılışındaki üstünlüğünü kabullenemeyen şeytan ve yandaşları, insanları alt etmek için ellerinden gelen gayreti göstererek insanlardan üstün olduklarını kanıtlamaya çalışmaktadırlar. Şeytanın Allah"tan insan oğlundan üstünlüğünü kanıtlamak için izin almasıdır.

Şunu hatırlatmak isterim ki, cinlerle insanların arasında bir perde Cenabı hak tarafından mevcuttur. Yaradılışımızda, bizlerin onları görmemesi için gözlerimize Allah bir perde ile kapatmıştır. Bazı yapılan dualar sonucunda, kalp gözümüzün açılmasıyla birlikte onları görme şansımız vardır. Fakat bunun tam tersi olarak da, bazılarının ise şeytanın yardımıyla da perdeleri açılmıştır. Bu kişiler şeytana ruhunu satmış ve inançlarında düşüklük olan ve cinlerle tam bir dostluk kuran kişilerdir. Bu yüzden de kötü güçten perdeleri açılanların, rahmani olan cinleri görmesi zordur.

Fakat şer cinler, kendilerini rahmani iyi cinli gibi onlara gösterebilirler. Şer güçten perdesi açılan hocaların, bakan kişilerin iyi ve kötü cinli ile arasındaki ayırımı yapmaları çok zordur. Algılamalarının rahmani güçte çok az ve zayıf tır. Bunun nedeni ise gücünü şer güçten şeytandan almış olmalarıdır.

Toplumda kendini cinci hoca diyen insanların bir çoğu, sadece ve sadece cinlerle diyalog kurduklarını ve onları gördüklerini savururlar. Oysaki, günümüz cinci hocaların sadece ve sadece kötü niyetli işlerle uğraştıklarını, çok azının ise iyilik yönünde bir takım işlemler yaptığı bilinen bir gerçektir.. Cinler, hocalara ilk başta bir takım olaylar için doğru bilgi verirler. İleriki zamanlarda da duygu ve algılama ile ilgili bir takım his vererek, kişinin her konuyu bilmek istemesi, her şeyi ben bilirim sevdasına kapılmalarına yol açar.

Daha sonraki zamanlarda, kişi kendine verilen en büyük nimet olan akıl ve mantığını çalıştırmadan sadece kalbine gelen hisle ve cinlerin yönlendirmelerine bakarak konu ve hayat akışını sağlamaya çalışırlar. Bazı ileriki boyutlarda ise durumlar daha da artarak verilen bilgiler doğrultusunda güven sağlayan cinler kişinin evliyalık mertebelerine ulaştıklarını anlatır ve o kişin evliya"lık makamının üst düzeylerine kadar gideceğini söyleyerek, kişinin kendini üstün bir varlıkmış gibi hissederek kibirlenmesini sağlarlar. İşte bu andan itibaren, bakan kişi sorunlarla karşılaşma zamanı gelmiş olacaktır.Bir başkasının sözü doğru bile olsa kabullenmeyerek tek doğru olarak kendini göstermeye çalışır.

Buradaki en önemli olan olay cinlerle dostluk kuran kişiler, belli bir aşamadan sonra, cinlerin verdikleri bilgilerin tutarsız ve yalan çıkması üzerine psikolojik bunalımlara düştükleri, kabullenemedikleri ve onların yanlış bilgilerini doğru sayarak kendilerini aldattıkları görülmektedir.

Cinci hocalarda, da bakım yapanların değişik olarak bakış şekilleri vardır. Bunlardan bazıları, suda bakanlar,kitaptan bakanlar,tırnakta bakanlar, bir boşluğa bakarak, görerek bakanlar, hamile yada küçük çocukları dualar okuyarak uyutarak bakanlar, diye ayırmak mümkündür. Buradaki en önemli olay ise bu bakımların en ortak özelliği cinci hocaların bildikleri duaları okuyarak cinleri etki altına almaya çalışmalarıdır.

***

CİNCİ HOCALARIN BAKIM ÇEŞİTLERİ

Suda bakanlar : Bir kap içerisini su koyarak ve bu suyun içine, bildikleri ayetleri okumak suretiyle cinleri suda toplayarak onlarla iletişim kurmasıdır.

Kitaptan bakanlar: Eski din alimlerinin yazmış oldukları bilgilerden faydalanırlar. Geçmiş zaman ki alimler tarafından tertip edilen dualar ve onların verdikleri örneklerden yola çıkarak, kendi bilgilerini de katar ve yorumlarlarını iletir.

Aynada bakanlar: Ayetleri, eski zaman alimlerinin derlemiş olduğu duaları okumak suretiyle aynaya toplanan cinleri, TV ekranında seyredermiş gibi görerek aldıkları bilgileri iletirler. Bu bakım tarzı genellikle rahmani olmayan cinlerin, aynada toplanması muhtemeldir.buda bakım yapan yada davet eden kişinin manevi gücü, cinlere olan hakimiyetinden kaynaklanmaktadır. Önemli bir hususta bu tür bakımların bakan yada davet eden kişi üzerinde kalan enerjinin yani cinlerin ileriki zamanlarda rahatsızlık vermesi muhtemeldir.

Tırnakta bakanlar: Ayetleri veya eski zaman alimlerinin derlemiş olduğu duaları okumak suretiyle baş tırnağının üzerinde cinleri, bir TV ekranını seyredermiş gibi görerek aldıkları bilgiyi iletirler. Dikkatle yapılması gerekir.

Bakan kişinin cinleri, hüküm altına alamaması durumunda, farklı türde değişik olaylar yaşayabilmesi muhtemeldir.

Uyutarak bakanlar: Burada bakan hocanın göz perdesinden dolayı, cinleri göremeyerek okumalar yaparak bir başka kimseyi aracı kullanmasıdır. Sıkça karşılaşılan bu olay en tehlikeli olanıdır.Kesinlikle uzak durulması gerekmektedir.

Burada daha öncede, bir çok filmlerde karşılaştığınız hipnotizma denilebilecek bir olay gerçekleşmektedir. Hocanın, aracı kullandığı kişinin vücut enerjisi ve manevi gücü çok önemlidir. Bir çok sakıncası vardır. Sakıncaların en önemlisi bu bakımdan sonra vücudunda kalan enerjiyi atamayan kişiler, ileriki zamanlarda ciddi manevi ve psikolojik rahatsızlıklarla karşılaşmışlardır. Kalan etkiyi yok edebilecek türde bir hocanın olmayışı, buna bağlı olarak kişinin bu türdeki denemelerin ilk başlangıcı olursa , farklı etkiler alması, bilgi veren yada yardım eden cinlerin, ondan gitmek istememesi gibi bir takım etkileri mevcuttur. Bu yüzden de tamamen bu tür olaylardan uzak durulması gerekmektedir.

--------------------------------------------------------------

* Cinler ve Medyumlar, Prizma