DOĞRU İTÎKÂD

Akıl ve baliğ olan erkeğin ve kadının birinci vazifesi, Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdıkları akâid bilgilerini öğrenmek ve bunlara uygun olarak inanmaktır.

Kıyamette Cehennem azabından kurtulmak, onların bildirdiklerine inanmağa bağlıdır. Cehennemden kurtulacak olanlar, yalnız bunların yolunda gidenlerdir.

Resûlullahın ve Esbabının yolundan gidenler, yalnız ehl-i sünnet olanlardır. Kur'ân-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden çıkarılan bilgiler içinde kıymetli, doğru olan, yalnız Ehl-i sünnet âlimlerinin, Kitaptan ve Sünnetten anlayıp bildirdikleri bilgilerdir. Çünki, her bid'at sahibi, ya'ni her reformcu ve sapık kimse, bozuk düşüncelerini, kısa aklı ile Kitaptan ve Sünnetten çıkardığını söylüyor. Ehl-i sünnet âlimlerini gölgelemeğe, küçültmeğe kalkışıyor.

Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği şekilde itikadı düzelttikten sonra, helâl, haram, farz, vacip, sünnet, mendup, mekruh olan şeyleri de fıkıh kitaplarından öğrenmek ve her işi bunlara göre yapmak da lâzımdır.

İslâmiyete yardım için, bugün az bir şey vermek, binlerce altın vermiş gibi kıymetli olur. Hangi talihli kimseye bu büyük ni'meti ihsan ederlerse, ona müjdeler olsun! Dinin yayılmasına, islâmiyetin kuvvetlenmesine çalışmak, her zaman iyidir ve kim olursa olsun, böyle çalışan, cihad sevabına kavuşur. Fakat İslâm düşmanlarının her yandan saldırdığı bu zamanda dine hizmet etmek daha iyi, daha güzel olur.

Resûlullah "sallallahü aleyhi vesellem' buyurdu ki:

(Siz öyle bir zamanda geldiniz ki, Allahü teâlânın emir ve yasaklarının onda birini yapmaz iseniz, helak olur, Cehenneme gidersiniz. Sizden sonra öyle müslümanlar gelecek ki, Allahü teâlânın emir ve yasaklarının onda birini yapabilseler, Cehennemden kurtulurlar), işte bizim zamanımız, o zamandır ve müjdelenen-ler de, şimdiki müslümanlardır.

Dinin emirlerini bildirmek için, harika işler yapmak, keramet sahibi olmak şart değildir. Bilenlerin, bilmeyenlere öğretmeleri lâzımdır. Elimde gücüm, kuvvetim yoktu da, dinin yasakladığı şeylerin kötülüklerini söyleyemediın diyerek, özür ve behane ileri sürmek, kıyamette insanı azaptan kurtaramıyacaktır. Çünkü Peygamberimiz dinin emir ve yasaklarını bildirdi.

Dini bildirmek, gençlere öğretmek, faidelerini açıklamak, düşmanların yalanlarını, iftiralarını cevaplandırmak lâzımdır. Bilenler, bildirmezse, cezadan, azabtan kurtulamıyacaklardır: Bu vazifeyi yaparken, fitne çıkarmamağa dikkat etmelidir. Dikkatle çalışırken, kendine bir sıkıntı gelirse, bunu ni'met bilmelidir.

.Peygamberler, Allahü teâlânın emirlerini bildirirken, görmedikleri sıkıntılar, çekmedikleri işkenceler kalmadı. Onların en üstünü Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki:

(Hiç bir peygambere, benim çektiğim eziyet çektirilmedi.)

Kaynak: Bir Bilene Soralım, Cilt 1