İTİKADI DÜZELTMEK

İmâm-ı Rabbani hazretleri faideli ilimler hazinesi Mektûbat'ında buyuruyor ki:

Dünya ve âhıret saadetlerine kavuşmak için, dünya ve âhıretin efendisine (S.A.V.) uymak lâzımdır. Ona uymak için, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak, önce itikadı düzeltmek lâzımdır. Bundan sonra o büyüklerin Kur'ân-ı Kerîmden ve hadis-i şeriflerden anlayıp bildirdikleri halâl, haram, farz, vâcib, sünnet, mendub, mubah ve müştebeh bilgilerini, öğrenmek ve bütün işlerini bunlara uygun olarak yapmak lâzımdır.

Bu iki itikâd ve amel kanatları elde edildikten sonra, eğer ezelde mes'ud olmuş ise, mukaddes âleme uçmak nasip olur. Bu iki kanat olmadan yükselmek olamaz.

Bu alçak dünya arkasından koşmağa değmez. Malının, mevki'nin değeri yokdur ki özenilsin. Değerli, kıymetli şeyleri aramalıdır.

Allahü teâlâ, her şeyi bir sebeple yarattığı, gönderdiği için, kendisine kavuşturan sebebi, vesileyi Ondan istemelidir.

İş budur bundan başkası hiçtir.

Bir şartı gözetmek lâzımdır. O da kalbi yalnız bir yere bağlamaktır. Kalbi birkaç yere bağlamak insanı harab eder. (Bir yerde olan her yere kavuşur. Her yere dağılan, hiç bir yer bulamaz.) sözü meşhurdur. (1.Cild 75. Mektûbdan)

Birkaç günlük dünya hayatını, Hak teâlânın razı olduğu Şeyleri yapmakla geçirmelidir. Bir kimsenin işlerinden, Onun sahibi razı olmazsa, onun yaşaması nasıl olur? Hak teâlâ, onun büyük, küçük her yaptığını bilmekte ve görmektedir. Hâzırdır ve nazırdır. Utanmak lâzımdır. Eğer bir kimse, Onun çirkin ve kötü işlerini gördüğünü anlasa, Onun gördüğü yerde bozuk bir şey yapamaz. Ayıblarırı, kusurlarını onun gördüğünü istemez.

Uygunsuz işlerin hepsinden Allahü teâlâya tevbe etmeli, Ona yalvarmalıdır. Belki, tevbe etmek için başka zaman ele geçmez. Hadis-i şerîfde, (Sonra yaparım diyenler helak oldu.) buyuruldu. Ya'ni iyi işleri geciktirenler, bugünün işini yarına bırakanlar aldandı. Ziyan etti. Boş zamanı kıymetlendirmelidir. Bu zamanlarda Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmalıdır. Tevbe yapabilmek Hak teâlâ'nın büyük nimetlerinden biridir. Hak teâlâ'dan her an bu ni'meti istemelidir.

İslâmiyetten kıl ucu kadar ayrılık bulundukça, kendini tehlikede bilmelidir. (II. Cild 78 Mektûbdan)

Kaynak: Bir Bilene Soralım, Cilt 1