Zehirli | Konular | Kitaplar

ehli sünnet vel cemaat

Salih âlimler doğruyu bildirirler

Peygamberimiz hiç beddua etmiş midir?

CEVAP: Peygamber efendimiz, diğer bazı peygamberler gibi kavimlerine genel bir beddua etmemiş ama muayyen günahları işleyenleri lanetlemiştir. Mesela birkaçı şöyledir:

(Lutilere Allah lânet etsin!) [Beyhekî]
(Paraya tapana lânet olsun!) [Tirmizî],
(Bid’at çıkartana lanet olsun.) [Dare Kutni]
(Eshabıma sövene lanet olsun.) [Hakim]
(Doğruyu bildiği halde susana lanet olsun) [Deylemi]

Sırf iyi niyetle sevap kazanmak

Dünkü yazıda, bir insanın hidayetine sebep olmanın dünyadaki her şeyden daha kıymetli, hatta ona Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına ulaştırmanın da aynı olduğunu bildirmiştik. Yani o kişi hidayete kavuşmasa bile aynı sevaba kavuşulur. Bugün de aynı hususları bildirmeye devam ediyoruz...

İslâm âlimleri, (Nice küçük ameller vardır ki, niyetler onları büyütür, nice büyük ameller vardır ki, niyetleri onları küçültür) buyuruyor. Eski ümmetler zamanında çok acıkan birisi, (Şu kum tepeleri buğday olsa, bütün fakirlere dağıtırdım) diye düşünür. Allahü teâlâ zamanın Peygamberine şöyle vahyeder: (Ona de ki, Allah, senin halis niyetini kabul etti, o kadar buğdayı sadaka vermiş gibi sana sevap yazdı.) [İhya]

Fıkıh ilminin önemi

Ahmed Tahtavi hazretleri buyuruyor ki: Kur’an-ı kerimdeki (Allahın ipine sarılın) ifadesindeki ipten maksat, cemaattir. Cemaat da, fıkıh ve ilim sahipleridir. Fıkıh âlimlerinden bir karış ayrılan dalalete düşer. Sevad-ı a’zam, fıkıh âlimlerinin yoludur. Fıkıh âlimlerinin yolu da, Resulullahın ve Hulefa-i raşidinin yoludur. Kurtuluş, Ehli sünnet vel cemaat fırkasındadır. Fırka-i naciye, bugün dört mezhepte toplanmıştır. Bu zamanda bu dört hak mezhepten birine uymayan, bid’at ehlidir. (Tahtavi)

Dinimiz nakil dinidir

Bahâeddin Buhâri hazretlerine bu dereceye nasıl kavuştun diye sordular, (Resulullah efendimize tâbi olmakla...) buyurdu. Alaaddini Attar hazretleri de buyurdu ki:
(Hocam Bahâeddîn-i Buhârînin bana tek nasihatı vardı: “Alaaddin beni taklit et” buyurmuştu. Bunu yaptım. Onu taklit ettiğim her hususta onun aslına kavuştum.)
Ebü’l-Abbâs-ı Mürsî hazretleri sohbetlerinde hep; “Hocam Ebül-Hasan-ı Şâzilî buyurdu ki, Hocam şöyle anlattı” şeklinde söze başlar, hep hocasından nakiller yapardı. Bir gün biri; “Hep hocanızdan nakil yapıyorsunuz. Hiç kendinizden bir şey söylemiyorsunuz” demesi üzerine buyurdu ki:

Yanlış düşünenlere cevaplar

İbni Teymiyeci diyor ki: İbni Kayyım en-Nuniyye şiirinde Allah Arş’a oturdu diye açıklıyor.

CEVAP: İbni Kayyım, İbni Teymiye’nin talebesidir. Onun açıklaması ölçü olamaz. Çünkü hocasının mücessimeden olduğunu Ehli sünnet âlimleri bildiriyor. Dört mezhep imamı ne demiş? İmamı Gazali ve İmamı Rabbani ne demiş? Bunlar önemli. Hepsi de Allah mekandan münezzeh diyor. Bunu iki gün önceki yazımızda açıklamıştık.

Doğruyu bulmak zor değildir

Bugün birçok fırka, grup var. Hepsi doğru olan biziz, ötekiler yanlış yolda diyor. Bu konuda İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: [Tirmizî'nin bildirdiği] (Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72'si cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir) hadis-i şerif, 72 fırkanın cehennemde azap göreceğini fakat, cehennemde sonsuz kalacağını bildirmiyor. Sonsuz kalmak, imansızlar yani kâfirler içindir. 72 fırka, cehennemde itikatlarının bozukluğu kadar yanar. Yalnız Ehli sünnet cehennemden kurtulur. Bunlardan kötü iş yapanların günahları tövbe veya şefaat ile affolunmadı ise, bunlar da günahları kadar cehennemde kalırlar.
(3/38)

İctihad ayrılığı suç değildir

İmam-ı a’zam ve diğer Ehl-i sünnet imamları, 12 imamın talebeleri oldukları halde, niçin onlardan farklı ictihadlarda bulundukları hakkında şii âlimlerinden Kadi Nurullah Şuşteri’nin Mecalisülmüminin kitabında diyor ki: (İbni Abbas, Hz. Ali’nin talebesi idi. İctihad derecesine varmıştı. Onun yanında ictihad yapardı. Birçok ictihadı, Onun ictihadlarına uymazdı. Hz. Ali, Onun böyle ictihadlarını kabul ederdi. Bundan anlaşılıyor ki, müctehidin kendi anlayışına göre cevap vermesi lazımdır. Evet, âyet ve hadislerde açık bildirilmiş olan şeyler için ictihad yapılmaz. Yani böyle açık bilgilerden ayrılmak haramdır. Fakat, açık bildirilmemiş olan şeyleri anlamak için ictihad etmek lazım olur.

İmam-ı azam ve hocaları

Ehl-i sünnet Müslümanlarının en büyük âlimi, İmam-ı azam hazretleri, bütün dünya işlerini, talebelerini ve vazifeleri bırakarak, iki sene, İmam-ı Cafer Sadık hazretlerinin sohbetinde bulundu. İmam-ı Cafer Sadık hazretlerinin ilim deryasından doya doya bilgi topladı. Onun, Resulullahtan gelen nurları saçan mubarek kalbinden feyzler aldı. (İmam-ı Cafer Sadık hazretlerine iki sene hizmet etmeseydim, bir şeyden haberim olmayacaktı) buyurdu. İmam-ı azam Ebu Hanife hazretleri, İmam-ı Cafer Sadık'tan aldığı bilgilerle, feyizlerle olgunlaştı. Çok kimseye nasip olmayan yüksekliklere kavuştu.

Kurtuluş fırkası hangisidir?

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Hadis-i şerifte, Müslümanların 73 fırkaya ayrılacakları, sadece bir fırkanın kurtulacağı bildirildi. Bu 73 fırkadan her biri, Cehennemden kurtulacağı bildirilen bir fırkanın kendi fırkası olduğunu iddia eder. Rum suresinde de, (Her fırka, doğru yolda olduğunu sanarak, sevinir) buyuruldu. Peygamber efendimiz ise, (Kurtuluş fırkası, benim ve Eshabımın gittiği yolda bulunanlardır) buyurdu. İslamiyetin sahibinin, kendini söyledikten sonra, Eshab-ı kiramı da, söylemesine lüzum olmadığı halde, bunları da söylemesi, (Eshabım benim yolumdadır, benim yolum, Eshabımın yoldur. Kurtuluş yolu, yalnız Eshabımın gittiği yoldur) demektir. Nisa suresi, 79. âyetinde, (Resule itaat, Allaha itaattir) buyuruldu.

Başka mezhebi taklit ederken

Başka mezhebi taklit ederken, bütün şartlarına uyulmazsa, taklit caiz olmaz. Ancak bütün şartlarına uymak imkansız olursa o zaman, uyulabildiği kadar uyulur. Birkaç misal verelim:

Rahmet olan ayrılıklar

Bazı kimseler, dinimizi bilmedikleri için, “Kur’an varken sünnete, Peygamberin açıklamalarına ihtiyaç yok diyorlar. Halbuki Allahü teâlâ buyurdu ki: (Resule itaat, Allaha itaattir.) [Nisa 80], (Resul ne emretmişse ona uyun!) [Har 7], (İndirdiğim Kur’anı insanlara açıkla!) [Nahl 44]

Bazıları Kur’an ve hadis varken, alimlere, mezheplere uymak gerekmez diyorlar. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Ümmetimin âlimlerinin farklı ictihadları, mezheplere ayrılması rahmettir.) [Nasr El-Makdısî, Beyheki],

(Kur'an-ı kerime uymak farzdır. Onda bulamazsanız, sünnetime, sünnetimde de bulamazsanız, Eshabımın sözüne uyun.) [Beyhekî],

(Âlimlere tabi olun, onlar yol gösteren ışıktır.) [Deylemî],

Yatsı Namazı niye çok geç oluyor?

Soru: Yatsı namazının vaktinde, Fazilet Takvimi ile IGMG Takvimi arasında yaklaşık bir saatlik bir fark var. Bunun sebebi nedir?

Cevap: Yatsı namazının vakti, ufuktan kızıllığın kaybolmasıyla başlar. Bu da güneşin ufuktan belli bir açıda aşağı inmesine bağlıdır. Bu açı İmam-ı Azam’a göre -19° derece olup, İmameyn’e (İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed) göre -17° derecedir. -17° derece hususunda diğer üç mezhep imamları da aynı görüştedirler.

MEZHEPLER

Mezhep nedir?

Herhangi bir İslam müçtehidinin şer'i delillerden çıkardığı hükümlerin bütünüdür.

Mezhepler kaça ayrılır, nelerdir?

İkidir. İtikatta mezhep, amelde mezhep.

İtikatta mezhepden bahseder misiniz?

İtikadda hak mezhep : "Ehl-i sünnet ve cemaat" mezhebidir. Bu mezhep Peygamber Efendinmizin ve ashab-ı Kiramın itikad ve ameli üzerine olan mezheptir. Buna "Fırka-i naciye" kurtulan fırka denir. Bunun dışında bazı fırkalar vardır, onlara da "Fırak-ı dalle" denir ki, başlıca yedidir: 1.Mutezile, 2.Şia, 3.Havariç, 4.Mürcie, 5.Neccariye, 6.Cebriye, 7.Müşebbihadır. Bunlar bütün kollarıyla beraber yetmişiki fırkaya çıkar.

FIRKA-I NACİYE

İslâmî akideyi en net ve sağlam şekliyle kabul eden topluluk. Bu deyim iki kelimeden meydana gelmiş bir isim tamlamasıdır. Terkibin birinci ismi olan fırka kelimesi için bk. "Fırak-ı Dalle". Naciye kelimesi Necat kelimesinden türetilmiş olup kurtuluş, kurtulmak, refah ve saadete ermek, umduğuna kavuşmak manalarına gelir.

Şu halde, Fırka-ı Naciye, kurtuluşa eren, ahiretteki her türlü azabtan beraet ederek, necatını, kurtuluşunu eline alan topluluk, zümre demektir ki, bunun bir adı da Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaattir. Diğer bir ifade ile Fırka-ı Naciye, Kur'an-ı Kerîm'in hükümlerini kabul ve tasdik etmekle onlara uyan, Hz. Peygamberin ve O'nun büyük Ashâbının yolunu aynen takip eden büyük topluluk, Cemaat demektir.

Ehl-i sünnet itikâdı nedir?

Hadis-i şerifte, ümmetin 73 fırkaya ayrılacağı, birisi hariç diğerlerinin Cehenneme gideceği,.Cennete gidecek tek fırkanın Peygamber aleyhisselâmın ve Eshâb-ı kirâmın yolundan giden fırka olduğu bildirilmiştir. İtikatda ayrılık olmaz. İslâm âlimleri, Hadis-i şerifler ve icma ile hâsıl olan hükümleri sistemleştirmişlerdir. Bu sisteme Ehl-i sünnet vel cemaat dendiği bütün mu’teber kitaplarda yazılıdır. Sonradan çıkmış değildir. Tek doğru olan islâm itikadının adıdır.

Allah'ın ezeldeki sıfatları mahluk ve sonradan olma değildir. Allah'ın sıfatlarının yaratılmış ve sonradan olduğunu söyleyen, yahut tereddüt eden veya şüphe eden kimse Yüce Allah'ı inkar etmiş olur.