Diyalog toplantıları

Bilen bilir, bilmeyen bir tutam mercimek zanneder

Herhangi bir şey göründüğü gibi değil de başka türlüyse, yani işin içinde başka iş varsa. Orta Anadolular böyle durumlarda şöyle derler: “Onu bilen bilir, bilmeyen bir tutam mercimek zanneder.” Yalnız, bunu herkes söyler de hikâyesini çoğu kimse bilmez. Halbuki, bu sözün enteresan bir hikâyesi vardır. Hikâye şöyle:

Adamın biri, komşusunun hanımına göz koyar. Kadıncağıza, tarlada, bağda, bahçede, nerede rastlarsa ya söz veya hareketleriyle rahatsızlık vermektedir. Kadın, adamdan kurtulamayacağını anlayınca vaziyeti kocasına haber vermiş. Kocası da adamı geriden geriye kollamaya başlamış. Kocanın gayesi, suçüstü yapıp adama iyi bir ders vermek...

Kapalı yerde söylenen sözler

Alman Adenauer Vakfı’nın tertip ettiği dinî konferanstan bahsettiğim geçen haftaki yazımda, bu vakıfla ilgili bir davadan da bahsetmiş, “Mahkemenin şimdiki safâhatını bilmiyorum” demiştim. Kendileriyle ilgili meseleleri çok iyi takip ediyorlar ki, yazının çıktığı gün, aynı vakıftan arayıp mahkemenin beraat kararını göndererek beni bilgilendirdiler. Takdir edilecek bir tavır.

Bahse konu dava, 2002 senesinde doğrudan bu vakfa yönelik değil, bazı Alman kurumlarının temsilcileriyle, bazı Türk vatandaşları aleyhine açılmış. Dördüncü duruşmadan sonra ise, oybirliğiyle beraat kararı verilmiş...

Bu bilgiden sonra konferanstaki konuşmalara geçelim.