Ali Eren
İşte bu nane yenmez
Elimde, kendisi değil ama kahramanı uzaylı olan bir kitap var. Fardip, uzayda bir yermiş. SinHa da Fardip’li hayali bir uzaylı. Onun için romanın ismini “Fardipli SinHa” koymuşlar.
Kitabın kapağındaki tanıtım yazısından iki cümle okuyalım: “SinHa’yı elinize aldığınız andan itibaren, içine düşebileceğiniz girdabın kenarında olduğunuzu hatırlatmak istiyoruz. Bu girdap, özellikle dünyaya belli açılardan bakanlar ve şekillendirilmiş inanç sahipleri için yıkıcı sonuçlar doğurabilir…”
İslam'ı sevdiriyoruz derken yapılanlar
Şimdi hayatta olmayan sözüm ona bir şeyh, eski Hıristiyan, yeni Müslüman müridleri hakkında, “İslâm’dan soğumasınlar diye onlardan namaz ibadetini kaldırıverdim” demişti.
Zamanımızdaki bazı arkadaşların söz ve tavırları bana bunu hatırlatıyor. Bu arkadaşlarım diyorlar ki, “Yahu kardeşim, bize müsaade edin de şu Yahudi ve Hıristiyanlara İslâm’ı biraz sevdirelim.”
Bunların İslâm’ı sevdirmeleri de şeyhin yaptığına benziyor. Şöyle diyerek sevdiriyorlar:
- Cennete sadece biz Müslümanlar girmeyeceğiz ki! Siz Yahudi ve Hıristiyanlar da cennete gireceksiniz.
Bazı sorulara Kur'an'dan cevaplar
Değerli okuyucular, misyoner faaliyetlerinin yoğunlaşmasıyla, bazı sorular sıkça sorulur oldu. Aşağıda, bu sorulardan bazılarını ve Kur’an’dan cevaplarını arz etmeye çalışacağım.
Soru: Biliyoruz ki, hak din çeşit çeşit değil, tektir. Haliyle Hazreti İbrahim’in dini de öyledir. Oysa, Hz. İbrahim’in dininden bahsedilirken, onun çeşit çeşit dini varmış gibi, çoğul olarak “İbrâhîmî dinler” deniliyor. Buna Kur’an’dan cevap, yani bu konuda açık bir ayet var mı?
Cevap: Var: “Kendini bilmeyen (ahmak)lardan başka kim İbrahim’in dininden yüz çevirir!” (Bakara, ayet: 130)
“Telfîk-i Mezâhib”den “Telfîk-i Edyân”a
Âdetim, internetle geçen bütün mesajlara teker teker cevap vermektir. Ancak bir müddet için internetle cevap veremeyeceğim için bazı mesajları mecburen buradan cevaplandırıyorum.
İlâhiyat profesörleri Kur’an’daki hataları (!) düzelteceklermiş
Öğrenince dehşete kapıldım...Kur’an’da da hatalar varmış ve bazıları bunu düzeltecekmiş!
Kur’an’a ve onun Allah’ın koruması altında olduğuna inanan bir kimsenin böyle bir şeye kalkışması, bunu söyleyebilmesi, hatta düşünmesi mümkün değil.
Ama maalesef doğru ve şâhitler hayatta.
Nisan 1994...
Bursa-Gönlü Ferah Oteli’nde bir toplantı yapılıyor.
Kur’an Vakfı’nın tertiplediği toplantıda konu şu: Dinde Islâhât Yapılmalı...
Lügatlar, “Islâhât” kelimesi hakkında şunları yazıyor:
ISLÂHÂT: Düzeltme, iyileştirme işleri, reform. Eksik ve kusurlarını giderme, tamamlama. Kötü yönlerini düzelterek mükemmel bir hale getirme.