Zehirli | Konular | Kitaplar

vehhabilik

KARAMAN'A AÇIK MEKTUP

Bay Hemşerimiz,

Büyük Gazete'ye gönderdiğiniz ZARURİ AÇIKLAMA isimli yazınızda kendinizin mezhebsiz, vehhâbi, müctehid, müctehidlere karşı saygısız, reformcu, İbn-i Teymiyyeci, Ef-ganici ve Abduhcu olmadığınızı, tavizli fetvalar vermediğinizi, Diyanetçe neşredilen Mezhebsiz Reşit Rıza'nın kitabında ehl-i sünnetin icma ve ittifakına aykırı bir şey bulunmadığını belirtiyorsunuz.

İddialarınızı kendi maddelerinize göre sıralıyoruz :

1 - MEZHEPSİZLİK İDDİASI:

«Biz itikaden Mâtûridî, amelen Hanefiyiz, Müslümanların bir mezhebe bağlı kalmalarını CAİZ görürüz.» diyorsunuz..

MEZHEPSİZ KARDÂVÎ

Bu kitabımızda Türkiyeli mezhepsizlerin sinsi taktiklerine uymayan, yani mezhebsizliğini gizlemeye lüzum görmeyen Yusuf EI-Kardâvî'den birazcık bahsetmek istiyoruz. Sanki Ehl-i Sünnet âlimlerinin eserleri tükenmiş, veya eksikmiş gibi mezhebsiz Kardâvî'nin kitapları Türkçeye tercüme ediliyor. Kardeşlerimizi ikaz etmek üzere Türkçeye «İSLÂMDA HELAL VE HARÂM» ismiyle tercüme edilen kitaptan birkaç misal vermek istiyoruz.

MEZHEPSİZ MEVDÛDÎ

Bundan evvelki sayılarımızda içtihadın kesildiğine dair icma bulunduğunu, İslâm âlimlerinin kat’i hüccetlerine istinaden isbat etmiştik. Yusuf Nebhanî hazretleri gibi ehl-i sünnet âlimlerinin “Müctehidlik iddia eden kimselerin ya akıllarında veya dinlerinde noksanlık bulunduğunu, bunu Vehhâbiler ile cahil bid’atçıların iddia ettiğini” nakletmiştik.

Mevdûdî’nin elimizdeki mevcut kitapları mutlak müçtehid edasıyla yazılmıştır. Âyet-i Kerimelere kafadan mânalar verilişi, salâhiyetli hiçbir müfessirden delil getirmeyişi, dört hak mezhepten birine göre yazılmayışı Mevdûdî’nin MEZHEPSİZ oluşunu gösteren apacık ve kat’i delillerdir.

İBN-İ TEMİYYE

Hatip, vâiz ve ilmî çok bir fakîh idi. Çok kitap yazdı. Şiî’leri ve Yunan feylesofları reddetti. Ehl-i sünnete uymayan yazılarından dolayı Mısır’da iki defa hapsedildi. Allâme İbn-i Hacerî Mekkî hazretleri, buna “Allahü teâlânın, ilmîni sapıtmasına sebep ettiği kimsedir.” buyurdu.

Sıfat-ı İlâhiyye hakkında sorulan suale verdiği cevap Ehl-i Sünnet âlimlerini gücendirmiştir.

Allahü teâlâyı insan suret ve siretinde kabul ettiği için Kahire kalesinin kuyusuna hapsedildi.

Ehl-i Sünnet âlimlerinin büyüklüğünü anlıyamamış ,tasavvufu inkar etmiş ve doğru yoldan ayrılmıştı. Nitekim Zehebî de aynı yola sapmıştı.

Ehl-i Sünnet âlimlerinden ayrıldı, İslâm âlemine fitne ve fesat ateşi saldı.

İBN-İ TEYMİYYE

Sekizinci Hicri Asrın kuru kafası, kendisinden bir kaç asır ilerideki vehhâbiliğe, ondan bir asır sonrada Mısırlı Muhammed Abduh ve Efganlı Cemâleddin’e uzaktan ve yakından ana zemini kurmuş ve İslâmı yıkılmak üzere bir bina farzedip onu dışından payandalamak isteyen daha sonraki reformcu’lara doğrudan doğruya veya dolayısıyle dayanak olmuştur.

“- İbn-i Teymiyye, dinî içinden zedeleyen kâfir...”

Bu sözü ben söylemiyorum. Altın silsile’nin 33’üncü halkası,14’üncü Hicrî ve 20’nci Miladî Asrın İrşad Kutbu söylüyor.

Mezhepsizle Münazara

Askerlik yaptığım şu sıralarda, daha acemi birliğinde iken MEZHEPSİZ zihniyetli, vehhabi taraftarı birkaç kişi ile çeşitli münazaralarım olmuştu.. Büyükler "kişi bilmediğinin düşmanıdır" derler.. Onlar der de, söz doğru olmaz mı..

Eserleri okumadan, kulaktan duyma bilgilerle kesilen ahkamlar.. Örneğin, İbni Teymiyye isimli habis insanın İbn-i Arabi Hazretlerine "kafir" dediğini bilirdim, okumuştum, ama bir müslümanın bu sapığa uyup büyüklere bu derece dil uzatabileceği pek aklıma yatmazdı..