Süleyman Ateş

Hayreddin Karaman ve Süleyman Ateş

Hayreddin Karaman 26 Ekim 2008 tarihinde Yeni Şafak'ta şunları yazmış:

M. Abduh, Reşîd Riza ve Süleyman Ateş gibi çağımıza yakın veya çağdaş bazı alimlere göre ellerinde, aslı kısmen bozulmuş da olsa bir ilâhî kitap bulunan Hristiyanlar ve Yahudîler gibi Ehl-i kitab da, şirk koşamadan Allah'ın birliğine ve ahirete iman eder, salih amel işlerlerse, Son Peygamber'i de –bildikleri takdirde- inkar etmemek şartıyla ahirette kurtuluşa ererler.

"Polemik Değil Diyalog" isimli kitapta (Ufuk Kitap, 2006) yer alan bir konuşmamda yukarıda özetlediğim bilgileri verdim. Görüş sahiplerinin delillerini açıkladım, çağdaş görüş daha yeni olduğu için onun delillerini daha geniş olarak açıkladım. Tabii konuşma, yazmadan farklı olduğu, ifadeler arasında dağınıklık bulunduğu için bazı kimseler yanlış anladılar, bazıları da fırsat bulmuşken bunu kötüye kullandılar.

Eski Diyanet İşleri Başkanı Süleyman Ateş Hoca Vatan’da yazıyor

Eski Diyanet İşleri Başkanı Süleyman Ateş Hoca Vatan’da yazıyor. Dünkü yazısının başlığı “Faiz neden haram olsun?”, “Faiz neden bir suç olsun?” diye okuyucusunun sorusunu cevaplıyor. “Bunu insanları faizden uzaklaştırmak için birtakım kişiler uydurup Peygamberimizin ağzına koydular.

Peygamberimizin amcası Abbas, Mekke’de en büyük faizciydi.” Şimdi Hoca’ya Peygamberimizin Veda Hutbesi’ndeki “Faizin her türlüsü ayaklarımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de amcam Abbas’ın faizidir” beyanını ayıp da olsa Hoca’ya hatırlatalım. Yazının devamındaki eleştirilere katılmamak mümkün değil.

Süleyman Ateş'in İlmihalindeki Yanlışlar Nelerdir?

Süleyman Ateş'in namazın 3 vakit olabileceğini söylediğini okudum forumda. Annemin okuduğu bir Süleyman Ateş ilmihali var evde.. Eğer sizin saptadığınız bir takım yanlış yada tereddütlü şeyler varsa bu ilmihalde bunları araştırıp annemle konuşabilmeyi isterim bu konularda.

Bakıyorum ülkedeki duruma, insanlar için namus o kadar önemli sanki tuttukları futbol takımları. Senin renklerin için ölürüz diyenler mi istersin. Tuttuğu takımın formasına secde eden mi? Daha geçen hafta galatasaraylı bir yönetici, bir futbolcusunun attığı gol için tanrının ayağıydı o dedi. Döner bıçaklarıyla silahlarla maça gidiyorlar. Belki düşündüklerim komik gelecek size ama bence tehlikeli bu işin sonu.

Süleyman Ateş'in"Cennet Kimsenin Tekelinde Değildir"Başlıklı Makalesinin Tenkidi

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

Allah Teâlâ'ya hamd ve âlemlere rahmet olarak gönderilen O'nun değerli elçisi efendimize salât u selâm ederiz.

Değerli kardeşim Prof. Dr. Süleyman Ateş'in, Türkçe olarak yayınlanan İslâmî Araştırmalar dergisindeki “Cennet Kimsenin Tekelinde Değildir” başlıklı yazısını[1] çevirmen aracılığıyla okudum. Hz. Âdem (a.s.) hasebiyle kardeşleri olan insanları savunma gayreti için kendisini kutluyorum; Mezkur makâleden anlaşıldığı üzere, sayın Ateş hiç bir insanın cehenneme gitmesini istememektedir. Bu, her mü’minin hatta her aklı başında insanın, beşeriyetin bütün fertleri için arzu ettiği değerli bir insânî taleptir. Çünkü bizler, bütün bir insanlık olarak kardeşiz ve Hz. Âdem'in çocuklarıyız. Nitekim Allah Teâlâ bunu şöyle ifade eder: “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının” (Nisâ, 1). Dolayısıyla akl-ı selîm bir insanın diğer insan kardeşlerinin kurtulmasını arzu etmemesi düşünülemez.

Ancak sayın Ateş'in makalesinin başlığı insanı şaşırtmakta ve dehşete düşürmektedir. Biz Müslümanlar olarak cennetin “tekelimizde” olduğunu hiç öne sürdük mü ki? Yoksa bu iddia hemcinsleri ve dindaşları hususunda ırkçı, mutaassıp ve tutucu bir karaktere sahip olan Yahudi ve Hıristiyanlara ait değil midir?

Cennet Kimsenin Tekelinde Değil

CENNET KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL; MÂLİKU'L-MULK OLAN ALLAH'IN ELİNDEDİR

Allah Teâlâ'ya hamd ve âlemlere rahmet olarak gönderilen O'nun değerli elçisi efendimize salât u selâm ederiz.

EVRİMCİ SÜLEYMAN ATEŞ

Süleyman Ateş, İbn-i Teymiyye'yi büyük bilen bir kimsedir. Diyanet işleri Başkanı iken resmî bir yazı ile bu fikrini bir abonemize bildirmiştir. O da Karaman gibi İbn-i Teymiyye'nin bazı ictihadî hatalarının bulunduğunu zikretmektedir.