Zehirli | Konular | Kitaplar

sapık fikirler

Resul ile nebi arasındaki fark

19'cu Reşat Halife ve bazı zındıklar peygamberim (Resulüm) diyebilmek için, Ahzab suresinin, (O, Allahın resulü ve nebilerin sonuncusudur) [mealindeki 40. âyet için, "Nebi gelmez ama resul gelir" diyorlar. Halbuki "Nebi" gelmezse, "Resul" hiç gelmez. Çünkü nebi, kendinden önce gelen Resulün dinini tebliğ eden peygamberdir. Risalet=Resullük makamı, nübüvetten=nebilikten daha özel ve yüksektir. Her resul nebidir; fakat her nebi resul değildir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Nübüvvet ve risalet sona erdi. Benden sonra nebi de, resul de yoktur.) [Tirmizî]


Kur'an-ı kerimde ise buyuruluyor ki:

Domuz yağı helal diyenler!

Reşat Halife denilen Mısırlı mezhepsizin kurduğu 19'culuk dinindekiler, (Allah Kur'anda domuz etini haram ediyor, yağına haram demiyor. Domuz yağı helaldir) diyorlar.

CEVAP: Bu sözde birkaç hata var. Birincisi mantık, kıyas hatası. Bir hayvan leş ise, eti pis, yağı temiz olmaz. Reşat Halife'nin mantığı ile Allah sadece etine haram dedi, yağına veya pisliğine demedi diye, domuzun pisliğine helal denir mi hiç? İkincisi, haram edilmiş hayvanların hepsini Kur'anda bulmak mümkün mü? Mesela Kur'anda köpek eti yasaklanmıyor, yılan çıyan, kartal gibi hayvanların haram olduğu yazmıyor. Kur'anda bulamadım diye bunlara helal denir mi? İnanmadıkları Kur'anı kerimde buyuruluyor ki:

Hadis-i şerif düşmanlarının hilesi

Hadis, kadim=eski kelimesinin zıttıdır, yani yeni demektir. Ayrıca söz ve haber anlamına da gelir. Kur'anı kerimde geçen bütün hadis kelimeleri, söz ve haber anlamındadır. Deyim olarak, Resulullahtan rivâyet edilen haberlere hadis denir. Hadis-i şerif, Resulullah efendimizin şerefli, mübarek sözleridir.

SEYYİT KUTUP MEZHEPSİZ Mİ?

Bu kitapta Seyyid Kutub’un masonlara nasıl maşalık yaptığını, başta Eshâb-ı kirâm olmak üzere ehl-i sünnet büyüklerine nasıl dil uzattığını, Kur’ân-ı kerimi kendi kafasına göre nasıl tefsir ettiğini, İbni Teymiyyeci ve mason Abduhcu mezhepsiz bir sosyalist olduğunu bir lâboratuar kat’iyetiyle isbat ediyoruz. Seyyid Kutub’un kitapları, mezhepsiz Mevdûdî'nin kitapları gibi Türkçeye tercüme edilirken galiz hataların çıkarıldığına şahit olduk.

Türkçe tercümelerinde bile ne zehirler bulunduğunu okuyuculara isbat için Türkçe tercümelerini sayfa numaraları vermek suretiyle nasıl din düşmanlığı yaptığını göstermek istiyoruz.