mucizeler

Muhammed Aleyhisselâmın Peygamber Olduğu İsbât Edilmektedir

Yapılması emrolunan işlerde, hâdiselerde birçok faydalar olur ki, akıl bunu anlıyamaz. Hattâ, bu faydaların var olduklarına inanmaz. Bunların varlıklarını gösteren alâmetleri bildireceğiz. Bazı ilâcların az miktarları, bazı insanları öldürdükleri hâlde, daha çok miktarları, başkalarına zarar vermiyor. Tecrübe ile anlaşılmış olan bu hâle çok kimse inanmaz. Aksini isbât etmeye kalkışır. Peygamberlerin varlığına inanmıyan ve bunun için bir takım sebepler ileri süren eski yunan felsefecileri ve maddeye tapanlar da böyledir. Onlar, Allah ve Peygamber ve cin, melek, Cennet, Cehennem hakkındaki bilgileri, akıllarının erebildiği şeyler gibi sanıyor ve bu tasarladıkları şeyleri inkâr ediyorlar. Hiç rü'yâ görmemiş olana, rü'yâ anlatılsa ve bütün hislerin, aklın ve düşüncenin durduğu bir hâl vardır ki, insan bu hâlde iken aklın eremediği şeyleri görüyor denilse, inanmaz. Böyle şey olamaz der. Eğer denilse ki, dünyada küçük birşey vardır. Bir şehre konulsa, şehrin hepsini yir. Sonra, kendini de yir denilse, hemen, böyle şey olamaz cevabını verir. Hâlbuki bu sözler, ateşi, yangını tarif etmektedir. Dinlere ve âhıret hayatına inanmıyanlar da bunun gibidir.

MUCİZE NE DEMEKTİR?

İmam-ı Rabbani k.s.



Bize göre, (Mucize), Peygamber olduğunu söyliyen kimsenin, doğru söylediğini bildiren şeydir. Mucizenin şartları vardır:



1 - Allahın, mu'tâd sebepler olmadan yapmasıdır. Çünkü, Onun Peygamberini tasdik ettirecektir.



2 - Hârik-ul'âde olmalıdır. Âdet olan şeyler, meselâ güneşin hergün şarktan doğması, ilkbaharda çiçeklerin açması, mucize olmaz.



3 - Bunu, başkalarının yapamaması lâzımdır.



4 - Peygamber olduğunu bildiren kimsenin istediği zaman hâsıl olmalıdır.



5 - İstediğine uygun olmalıdır. Meselâ şu ölüyü dirilteceğim, deyince, başka hârika hâsıl olursa, meselâ dağ ikiye ayrılırsa, mucize olmaz.

MUCİZE VE KERAMET HAKTIR

Mucize ve kerameti inkâr eden kâfir olmaz mı?

CEVAP
Mucizeyi de kerameti de yaratan Allah’tır. Bunu inkâr eden kâfir olur.
Mucize, peygamber olduğunu söyleyen kimsenin, doğru söylediğini bildiren şeydir.

Mucizeyi Allahü teâlâ yaratmaktadır. Her şeyi Allahü teâlâ yaratmaktadır. Allahü teâlâdan başka yaratıcı yoktur. Şu kadar ki, bu dünyanın ve dünya işlerinin düzgün olması için, Allahü teâlâ, her şeyin yaratılmasını sebeplere bağlamıştır. Bir şeyin yaratılmasını isteyen kimse, o şeyin sebebini kullanır. Sebeplerin çoğu, düşünmekle, tecrübe ile, hesapla bulunacak şeylerdir. Bir şeyin sebebi yapılınca, Allahü teâlâ, o şeyi, dilerse yaratır. Mucize ve keramet böyle değildir. Allahü teâlâ bunları sebepsiz olarak, harika olarak yaratır. Sebebe yapışmak, Allahü teâlânın âdetine uymaktır. Allahü teâlânın sebepsiz yaratması, âdetin haricine çıkmak olur, harika olur.

Mucize, yalnız Peygamberde hasıl olur. Başkasında hasıl olmaz. Herhangi bir kimseyi övmek için (Mucize yaptı) demek, (Mucize olarak kurtuldu) demek, Onun Peygamber olduğunu söylemek olur. Bunda niyete bakılmaz söze bakılır. Herhangi bir kimseye peygamber demek küfür olur. Söyleyenin imanı gider. Allahü teâlâdan başkasına yaratıcı demek, (falanca yarattı) demek de böyledir. Müslümanlar, böyle tehlikeli şeyler söylememelidir.

İnsanların bütün işleri, âdet-i ilâhiyye içinde meydana gelir. Allahü teâlâ, âdetini bozarak, sebepsiz şeyler de yaratır. Bunlar Peygamberlerden meydana gelirse Mucize, evliyadan meydana gelirse Keramet, diğer müminlerden meydana gelirse Firaset, fasıklardan meydana gelirse İstidrac, kâfirlerden zuhur ederse Sihir denir.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN MUCİZELERİ

Çok mucizesi görülmüştür. Bazılarını bildirelim.
Aşağıdaki yazılar (Mir’at-ı Kâinat) kitabından alınmıştır.

Muhammed aleyhisselamın hak Peygamber olduğunu bildiren şahitler pek çoktur. Ümmetinin Evliyasında hasıl olan kerametler, hep Onun mucizeleridir. Çünkü, kerametler, Ona tâbi olanlarda, Onun izinde gidenlerde hasıl olmaktadır.

Muhammed aleyhisselamın mucizeleri, zaman bakımından üçe ayrılmıştır:

Birincisi, mübarek ruhu yaratıldığından başlayarak, Peygamberliğinin bildirildiği (bi’set) zamanına kadar olanlardır.

İkincisi, bi’setten vefatına kadar olan zaman içindekilerdir.

Üçüncüsü, vefatından kıyamete kadar olmuş ve olacak şeylerdir.

Bunlardan birincilere, (İrhas) yani, başlangıçlar denir. Her biri de ayrıca görerek veya görmeyip akıl ile anlaşılan mucizeler olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bütün bu mucizeler o kadar çoktur ki, saymak mümkün olmamıştır. İkinci kısımdaki mucizelerin üç bin kadar olduğu bildirilmiştir. Bunlardan bazılarını aşağıda bildireceğiz.

Gaybı yalnız Allah bilir

Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey demektir. Gaybı ancak Allah bilir. O, Âlim-ül-gayb = gaybı bilendir (Haşr 23) ve Allâmül-guyûb = gaybları en iyi bilendir. (Sebe 48) Bu konudaki birkaç âyet meali şöyledir:

(Allah'ın, gaybları en iyi bilen olduğunu hâlâ anlamadılar mı?) [Tevbe 78]

(De ki: Gaybı bilmek Allaha mahsustur.) [Yunus 20]

(Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir.) [Hud 123, Nahl 77]

(De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka bilen yoktur.) [Neml 65, Hücurat 18]

Gaybı Peygamberler de bilmez. Bu konudaki birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:

(Ben gaybı da bilmem.) [Enam 50, Hud 31]

(Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır.) [Enam 59]

İsa (a.s.) peygamberliği icabı mucizeler gösterdi

Îsâ (aleyhisselâm) peygamberliği îcâbı mûcızeler gösterdi. Mûcizeleri dokuz çeşitti:

1. Beşikteyken konuştu.

2.Ölüleri diriltirdi.Bilhassa dört ölüyü dirilttiği meşhurdur.Bunlar Sam bin Nûh,Şeddad bin Âd,Mâsân bin Mâlân ve Beni İsrail'den bir çocuktur.

3.Anadan doğma kör olanları sağlamlar gibi gödürür,bir cilt hastalığı olan baras illetini iyi ederdi. Eliyle hastaya dokunguğunda iyi olurdu.Eliyle mesh etmek sûretiyle hastaları tedâvi ettiği için kendisine Îsâ-i Mesih dendi.(Mâide sûresi:110)

4.Âl-i İmrân sûresi 49. âyetinde bildirildiği gibi kavminin yedikleri veya yemek üzere sakladıkları şeyleri haber verdi.

MUCİZE

Mücize: Peygamberler tarafından Allah'ın izniyle peygamber olduklarını isbat etmek için, insanlarda olmayacak şekilde, gösterilen olağanüstü bir olaydır.

Kuran, kendisnin bizzat mücize olduğunu, bütün dünya bir araya gelse de benzerinin yapılamayacağını ilan eder.

"Ey Resulüm, de ki: Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'an'ın benzerini getirmek için toplanıp birbirine arka verseler bile onun benzerini getiremezler."
(Isra suresi :88)

Kur'an-ı Kerim'de peygamberlere ait mucizeler gösterilmiştir. Kur'an mucizedir ve mucize olduğunu dünyaya göstermiştir.

Yalnız peygamberler mucize gösterir, onlardan başka kimse mucize gösteremez.

Mücize'nin özellikleri:

MUCİZELER VE DİĞER HARİKALAR

a. Mucize: Âciz bırakan, yapılması, meydana getirilmesi insan gücünün üstünde olan şey demektir.

Terim olarak mucize: Peygamberlik iddiasında bulunan kişinin, iddiasını te'yid ve tasdik için Allah'ın onun elinde gösterdiği alışılmış tabiat kanunları ve normal olaylar üstü, harikulâde bir hadisedir.

Mucizenin asıl sahibi Allah tır. Elçisinin doğruluşunu ispat için mucizeyi tasdik aracı olarak onun elinde gösterir.

b. Harika: Alışılmış olmayan, yaran, kesen anlamlarına gelir. Harika olayda, normali kesen olağanüstülük söz konusudur. Alışılmış olmamak harikanın niteliğidir. "Hariku'l - âde" deyiminde, her zaman vuku bulmayan, bilinenin dışındalık mutlaka vardır.