israil
IRAK SAVAŞI'NIN PERDE ARKASI
Tüm dünyanın karşı çıkmasına rağmen patlak veren Irak savaşının planı 1982 yılında gerçekleştirilen Dünya Siyonist Kongresi’nde yapıldı. “Gizli Dünya Egemenliği Projesi”ni hayata geçirmeye çalışan İsrail’in bundan sonraki hedefleri arasında Mısır, Suriye, İran ve S. Arabistan var…
Bu satırlar yazılırken, Amerika Birleşik Devletleri Irak'ı vurmaya başlamıştı. Dünyada pek çok ülkenin, hatta ABD müttefiklerinin çoğunun bile karşı çıkmasına rağmen, ABD yönetimi Irak'ın vurulması konusunda çok ısrarlıydı. Bu ısrarın perde arkasını araştırdığımızda ise, karşımıza 20. yüzyılın başından bu yana Ortadoğu’da akan kan ve gözyaşının tek sorumlusu İsrail çıkıyor. İsrail Devleti’nin Irak’ın parçalanmasını hedef alan politikası oldukça geçmişe dayanıyor.
İSRAİL’İN IRAK’I PARÇALAMA PLANLARI
Enformasyon Dairesi'nin İbranice yayın organı Kivunim'de yazdığı “1980’lerde İsrail İçin Strateji” başlıklı raporu tüm Ortadoğu’yu İsrail’in hayat sahası haline getirmeyi amaçlıyordu. İsrail Dışişleri Bakanlığı çalışanlarından Oded Yinon tarafından hazırlanan raporda “Irak’ın parçalanması” senaryosu şu şekilde anlatılır:
“Irak bir yandan petrol bakımından zengin, öte yandan da içte bölük pörçük bir ülke olarak, İsrail için sağlam bir hedef olmaya adaydır. Irak'ın bölünmesi bizim için Suriye'nin bölünmesinden çok daha önemlidir...
YAHUDİ TARİHİ YAHUDİ DİNİ
İsrail’in Filistin ve Lübnan topraklarında sürdürdüğü vahşi işgal, şüphesiz ki Siyonist ideolojinin kaynağını bizatihi Ortodoks Yahudilik’ten alan karakterinin bir yansıması. İsrailli hahamların savaş sırasında masum kadın ve çocukların öldürülebileceğini hükme bağlayan fetvası bu açıdan şaşırtıcı değil.
Dünyanın gözü önünde sergilenen vahşet örnekleri, “On Emir” içinde yer alan “öldürmeyeceksin, çalmayacaksın…” gibi hükümleri, “yahudiyi öldürmeyeceksin, yahudinin malını çalmayacaksın” tarzında yorumlayan Talmud’un tesis ettiği inanç, düşünce ve algı sisteminin pratik yansımasından başka bir şey değil.
Yazının tırnak içinde verdiğim başlığı, Israel Shahak’ın Jewish History Jewish Religion adlı eserinin, ilk baskısı Eylül-2002′de yapılmış Türkçe çevirisinin adı. Edward Said’in uzun bir sunuş yazısı yazdığı, oldukça rahat okunan bu eserinde Shahak, İsrail devletinin karakterinin ve gerek içeriye gerekse dışarıya yönelik olarak ortaya koyduğu uygulamaların Ortodoks Yahudilik’le irtibatını “içeriden” bir ses olarak aktarıyor.
Yahudiler Tutku'yu Korsan İzliyor
İsrail, Tutku filmini yasakladı ama Kudüs’teki Yahudiler filmi izlemek için korsana yöneldi. Hıristiyan cemaatler ise filmin Hıristiyan-Yahudi çatışmasına yol açmaması gerektiğini belirtiyor.
Hz. İsa’nın yaşamını anlatan The Passion Of Chirst (Tutku) filmi Yahudilerin büyük tepkisini çekti. Film dünyanın birçok ülkesinde gösterime girerken, İsrail filmin seyirci ile buluşmasını yasakladı. Ancak kaçak yollarla ülkeye giren filme sadece Hıristiyan ve Müslümanlar değil, Yahudiler de büyük ilgi gösterdi. Korsan olarak satışa sunulan film ‘yok satıyor’. Kudüs’teki Hıristiyan cemaatler ise Yahudilerin filme bu kadar tepki göstermesini anlayamadıklarını dile getiriyor.
Hz. İsa (a.s.) ve Yahudiler
“Müslümanlar ile Yahudîler arasında çok kanlı bir muharebe olmadıkça Kıyamet kopmaz. O muharebede Müslümanlar, Yahudîleri tamamıyla kırıp öldürürler. Hattâ (bu kırıp öldürme o dereceye varır ki), bir Yahudî taş veya ağaç arkasına saklansa, o taş veya ağaç, ‘Ey Müslüman! Ey Allah’ın kulu! Şu arkamdaki kişi bir Yahudîdir. Gel, onu öldür’ diyecek olmasın. Garkad ağacı [büyük bir ağaç] müstesna. Çünkü o Yahudî ağacı nevindendir.”1
Bu hadis-i şerif Müslim’de yer alıyor. Bu ve buna benzer bir kısım hadisler, rivayete göre eski İsrail başbakanlarından Netanyahu’ya hatırlatıldığında şu cevabı verdiği belirtilir: “Ne siz o Müslümanlarsınız, ne de biz o Yahudîleriz.”
Mekke Las Vegas'a döndü!
İsrail'in arkeolojik araştırma adını verdiği ancak asıl amacı Süleyman Mabedini yeniden inşa etmeyi amaçlayan Mescid-i Aksa'daki kazı çalışmaları son olarak İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in Türkiye ziyareti sırasında büyük bir krize neden oldu. Kazı çalışmalarını yerinde incelemek için, Başbakan Tayip Erdoğan'ın bir teknik heyet gönderme talebi Olmert tarafından kabul edildi. İsrail içinde egemenlik tartışmalarına neden olan heyet, önceki gün Kudüs'e gitti. İki günlük incelemeden sonra bir raporla Türkiye'ye dönecekler.