ehli beyti sevmek
"Kerbela" olayında "Ehli sünnet"in bakışı
Son yıllarda, “Ehli Beyt” ve “Kerbela olayı” geçen hafta olduğu gibi her 10 Muharremde yazılı ve görsel basında geniş yer almaktadır. Haberler objektif olarak değil, tek taraflı olarak verildiğinden şikayetle bu iki konuda, “Ehli sünnet” in “görüşünü” (inancını) soran okuyucularıma muteber kaynaklarda geçen konu ile ilgili bilgileri sunmak istiyorum.
Ehli sünnet İslam büyükleri Ehl-i Beyti sevmenin her mümine farz olduğunu bildirmişlerdir. Bunlarda Resûlullah’ın zerreleri vardır. Onlara kıymet vermek, saygı göstermek her Müslümanın vazîfesidir. Ehl-i Beyt ile ilgili Peygamber efendimiz buyurdu ki:
“Ehl-i Beytim, yâni evlâdlarım, Nûh aleyhisselâmın gemisi gibidir. Buna binen kurtulur, binmeyen helâk olur.”
“Benden sonra size iki emanet bırakıyorum. Bunlara yapışırsanız, yoldan çıkmazsınız. Birisi, ikincisinden daha büyüktür. Biri Allahü teâlânın kitâbı olan Kur’ân-ı kerîmdir ki, gökten yere kadar uzanmış, sağlam bir iptir. İkincisi, Ehl-i Beytimdir. Bunların ikisi birbirinden ayrılmaz. Bunlara uymayan Benim yolumdan ayrılır.”
“Sizlere dîn-i İslâmı getirdiğim için, bir karşılık istemiyorum. Yalnız bana yakın olan Ehl-i Beytimi sevmenizi istiyorum.”
EHL-İ BEYTİ SEVMENİN GEREĞİ VE FAZİLETİ
Allahu Teâlâ’yı seven kimse, elbette O’nun sevdiklerini de sever. Önce Allah’ın Habibi Hz. Rasûlullah’ı (s.a.v) sever. Sonra ona ait olan, ondan sayılan, onunla anılan her şeyi sever. Sevmesi de gerekir. Bunların başında Ehl-i Beyt gelir.
EHL-İ BEYT KİMDİR?
Ehl-i Beyt, Hz. Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin ailesi ve evlâtlarıdır. Mü’minlerin anneleri, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.anhüm), Ehl-i Beytin şerefli ferdleridir.( Râzî, Tefsir-i Kebir, XXV, 181)
Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin şerefli nesebi Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin vasıtasıyla devam ettiği için, onların kıyamete kadar gelecek olan evlâtları da Ehl-i Beyt’in birer parçasıdır Onları sevmek her mü’minin vazifesidir. Bu sevgi çok şerefli ve gereklidir. Kalbinde azıcık Ehl-i Beyt sevgisi bulunmayan kimse, Hz. Rasûlullah’ın sevgisinde yalancıdır.
Aşağıda vereceğimiz ayet ve hadislerde görüleceği üzere, Hz. Rasûlullah’ın kendisine tâbi olan amcaları ve onların çocukları da Ehl-i Beyt’ten sayılmıştır.( Bkz:Ibn Atıyye, el-Muharraru’l-Veciz, IV, 384. (Beyrut, 1993))
Resulullah'ın Akrabasına Dil Uzatılamaz
Sual: İbni Sebeciler, âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamber efendimizin zevcesi Hz.Âişe’ye, kayınpederleri Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Ebu Süfyan’a, kayınvalidesi Hz. Hind’e, insanlık tarihinde bir Peygamberin iki kızıyla evlenme şerefine kavuşmuş tek zat olan damadı Hz. Osman’a, kayınbiraderi aynı zamanda vahiy kâtibi olan Hz. Muaviye’ye hâşâ kâfir diyorlar, burada yazmaya İslami hayamızın müsaade etmeyeceği şekilde ağza alınmayacak çirkin sözler söylüyorlar, bu mübarek insanlara sövmeyi, lanet etmeyi ibadet kabul etmeleri doğru mudur?
CEVAP
(Eshab-ı kirama dil uzatılamaz) maddesinde, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde Cennet ile müjdelenen eshab-ı kiramdan herhangi birine kâfir demenin küfre sebep olacağını, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerle bildirmiştik.
Aslında bu sapıkların bütün iddialarının cevabını bir önceki maddedeki âyet-i kerime ve hadis-i şerifler çok açık ve güzel bir şekilde vermektedir. Başka bir ifadeyle, bunlara en güzel cevabı Allah ve Resulü vermektedir. Buna inanmayanlar neye inanırlar ki?
Ehli beyt ve Eshabı kiram
Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri, (Ehl-i beyt, âsi [günahkâr] olsalar da, bunları sevmek lazımdır. Bunları sevmek, kalb ile, beden ile ve mal ile yardım yapmakla olup, bunlara riayet ve hürmet etmek iman ile ölmeye sebep olur) buyurdu. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Ehl-i beyti seveni Hak teâlâ sever, buğz edene de buğz eder.) [İ. Asakir]
(İslâmın esası, bana ve Ehl-i beytime sevgidir.) [İbni Asakir]
(Allahın kitabı ve Ehl-i beytime uyan, hidayette olur, uymayan sapıtır.) [İ. Hibban]
(Ehl-i beytim, Nuh'un gemisi gibidir. Tutunan kurtulur, tutunmayan, boğulur.) [Taberânî]
(Ehl-i beytime buğzeden, yüzüstü cehenneme atılır.) [İ. Ahmed]
(Ehli beytime, cehennemlikten başkası buğzetmez.) [İ. Ahmed]
İmam-ı Cafer’in konuşmaları
Seyyid Eyyub bin Sıddik (Menakıb-ı Çihar yar-i güzin) kitabında, 63. menkıbede diyor ki:
Küfede Abdülmecid adında bir sapık vardı. İmam-ı Cafer Sadık hazretlerine sordu:
- Eshab arasında, en üstün kimdir?
- Ebu Bekir’dir.
- Yâ Cafer, delilin nedir?
- Allahü teâlâ, onun için, (Resulden sonra, ikinci) buyurdu. Bundan üstün şeref olmaz.
- Ali, Resulün yatağında, kâfirlerden korkmadan, yatmadı mı?
- Ebu Bekir bir şeyden korkmadan, Resulullahtan önce mağaraya girdi.
- Yâ Cafer, kâfirlerden korkmasaydı, girmezdi. Allah, Resulüne haber verip, Ebu Bekr’e korkma dedi.
Resulullahın akrabaları
Resulullahın kadın tarafından akrabaları ile ilgili hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ bana insanların en iyilerini sahabi olarak ayırdı. Bunlardan birkaçını bana vezir olarak, İslam dinini bildirmekte yardımcı olarak seçti. Bunlardan bazılarını da eshar [hanım tarafından akraba] olarak ayırdı. Onlara dil uzatanlara Allahın, meleklerin ve bütün insanları lâneti olsun!) [Hakim]