çağdaş kadın
MODERN İSLAMCI KADINSI SÖYLEM
Batılılaşma serüveninde geldiğimiz son aşama, İslam'ın, bizzat onu talep edenler eliyle dönüştürülmesi vakıasının yaşandığı bir garip süreç. İslam'ın Müslümanlar'dan esirgediğini (!) Batı'dan ithal düşünce kodları sayesinde keşf ettik. Bu "tartışma dışı" zeminde ayağımız yer tuttuktan sonra sıra "özgürlük", "eşitlik"… gibi kavramlarla çatışma teşkil eden Kur'an ve Sünnet nasslarına geldi.
Bu paragrafı okuyan "İslamcı kadınsı söylem" sahiplerinin, "İslam'ın Müslümalar'dan esirgediği" ifadesi üzerinde odaklanacağında kuşku yok. "Eğer kadınıyla erkeğiyle Müslüman bireylerden esirgenen bir şeyler varsa, onu esirgeyen İslam değil, onun kaynaklarını "geleneksel" bakış açısıyla yorumlayan Ulema/Fukaha'dır" diyecekler. Bunu da "Din'in tarihsel ve evrensel okunuşu" başlığı altında dile getirilen "Batı kaynaklı" tesbitlere yaslanarak yapacaklar çaktırmadan. Bu yolun kıvrımları "İslam başka, Şeriat başkadır" ya da "Sabit Din, Dinamik Şeriat"dan geçerek "Çağdaş İslam"a kadar uzanacak tabii olarak.
Kadınlar ile ilgili hadisler ayıklanacakmış
LÜGAT kitaplarındaki atasözleri ayıklanıyormuş. Meselâ “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” lâfı çıkartılacakmış. Bu söz sözlüklerden silinince devleti soyanların sayısı azalacak mı? Bu atasözünü duyup da mı devleti domuzlar gibi soyuyorlar? Bu atasözü mü devlet ve belediye bütçelerini yağmalayanlara teşvikçi oluyor?
Diğer bir ayıklama işi de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın üzerine tahmil edilmiştir (yüklenmiştir.) Kadınlarla ilgili olup da feminizme, muasır (çağdaş) kadın anlayışına uymayan bazı hadisler ayıklanacakmış. İnsan inanmak istemiyor, biz Müslümanlar dinimizi “onların” anlayışına uydurmak zorunda mıyız? Alnı secde görmemiş, bazısı Beyaz Türk yani iki dinli, iki kimlikli, bazısı ateist olan kişiler ve kurumlar birtakım hadîsleri istemiyorlarmış ve bu yüzden “ayıklama” yapılacakmış.Onlar namazı da istemiyorlar, orucu ve haccı da istemiyorlar. Onlar ahkam-ı Kur’âniyeyi (Kur’ân hükümlerini) istemiyorlar, İslâm’ın dünya nizamını istemiyorlar, tek kelimeyle İslâm’ı istemiyorlar. Yarın, bu ayıklama işi nerelere kadar dayanacaktır? Vaktiyle sabık cumhurbaşkanlarından biri “Kur’ân’da pozitif hukuka uymayan üçyüz küsur ayet var, bunlar hükümsüzdür” demişti. Hadîslerden sonra sıra âyetlere mi gelecektir?