ameli hükümler

İSLAMÎ İLİMLERİN ORİJİNALLİĞİ BAĞLAMINDA MODERNİSTLER

İSLAMÎ İLİMLERİN ORİJİNALLİĞİ BAĞLAMINDA MODERNİSTLERİN USUL-İ FIKIH ELEŞTİRİLERİNE CEVAP

İslam dini, insan hayatını bütün cepheleriyle kuşatan ve en ince teferruatına kadar hayatı kainatın yaratılış gayesine uygun biçimde tanzim eden kapsamlı bir dindir. İslam dini insan hayatının sadece ruh ve gönül boyutuyla değil; inanç, düşünce, davranış, yaşayış tarzı ve ahlak boyutuyla da ilgilenir, ölçüler koyar; fertten topluma insan hayatını düzenler. İslam dininin getirdiği ölçüler Peygamber efendimizin (s.a.v) tebliğ ettiği naslar aracılığıyla insanlığa ulaşmıştır. Sözünü ettiğimiz dinî nasların bir kısmı inanç ve düşünceyle, bir kısmı davranış ve yaşayış biçimiyle, bir diğer kısmı da ahlakla ilgilidir. Nasların inanç konularıyla alakalı olarak getirdiği ölçülere “itikadî hükümler”, davranışlarla alakalı olarak getirdiği ölçülere “amelî hükümler”, ahlakla alakalı olarak getirdiği ölçülere de “ahlakî hükümler” adı verilmektedir.Bu hükümler henüz yazılı kültürün yaygınlaşmadığı İslam’ın ilk dönemlerinde ekseriyetle rivayet birikimi olarak kuşaktan kuşağa aktarılmış ancak sonraki dönemlerde kitaplara kaydedilmiştir.

ZARURAT-I DİNİYYE

Bir Müslüman için dini yönden bilmesi gereken, kesin olarak belli esas, hüküm ve haberler. Bunları kabul ve tasdik etmek her mü'min için farzdır. Bunlardan şüphe etmek mü'minin imanını zedeler.

Kesin olarak bilip iman edilmesi gereken esasların başında Allah'a ve Hz. Muhammed'in O'nun peygamberi olduğuna inanmak gelir. Kelime-i Tevhîd adı verilen (Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur Muhammed O'nun Rasûlüdür.)" sözü ile kelime-i şehadet denilen "Allah'tan başka ilâh olmadığına, Hz. Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ederim" sözünü söyleyen ve bunların kapsamına inanan herkes "mü'min" sayılır. Ancak bu topluca ve genel olarak yapılan bir iman şeklidir.